gecekondu
Kayıtlı Kullanıcı
Öyle zordur ki. Sen yüreğinle anlatırsın. Canını koyarsın ortaya. Yeter ki bir şeyler anlasınlar bana ne olursa olsun dersin. İnatla ısrarla anlatmaya devam edersin. Bazen olur dayanamazsın öyle ağır konuşursun ki taş olsa karşındaki çatlar.
Ve karşında yine umarsız yine duygusuz yine dinlemeyen yine kendi bildiklerini okuyan ve asalaklar gibi yaşamaya devam eden topluluk bulursun.
( Araf Suresi )
7 - Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.
8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. )
Kolay değildir dinlediklerini sandığın ve dinlediklerini söyleyen fakat yaşantılarına bir gram tatbik etmeyen insanlarla uğraşması. Kolay değildir onlara böyle oldukları halde anlatması.
Nedir dertleri. Neden dinler gibiler yüzüne evet derler fakat hayatlarına aynen devam ederler. Ağlarsın geceleri. Kahrolursun, için için, neden görmezler ellerindeki nimetleri.
Savrulursun yüreğinin rüzgarlarında. Ve kavrulursun yüreğinin yangınlarında dünyanın dört bir tarafında zulüm görenleri görmelerine rağmen hala akıl edemeyen ve ahmakça duyarsızca yahudileşmişcesine olanları seyredip boğazından lokmaları geçirenleri gördükçe.
Aşık olduklarını sandıkları halde beşeriyete;
Neden eksiklik var bir yerlerde anlayamazlar .
Anlayamazlar halbuki aşk değildir onlarınki.
Anlayamazlar baki olana aşık olanın aşık olamayanlara nasıl baktıklarını.
Ve aşkı anlatmaya çalışmalarına rağmen anlat diyenler, anlayamazlar anlatmalarına karşın aşık olamayanlar.
Evet sorular sordukça iç dünyamızda cevaplarını soruların içinde buluyoruz belki de.
Ve anlıyorsun yaşayamadıkları ve aşık olamadıkları için anlayamıyorlar ya da yaşamadıkları ve aşık olmadıkları için.
Zaman zaman şaşırırsın anlatacak bir şey bulamazsın faydasız olacağını zannederek.
Artık soğursun bu işten ve vazgeçmeye başlarsın içten içe. Anlatmaya devam edersin Yunus aleyhi selamı düşünerek fakat anlamayacaklarını benimsemişsindir. Anlamayacaklarını bile bile anlatırsın. Anlatırsın, anlatırsın. Psikolojin perişan, anlatmaya devam edersin çünkü var eden vazgeçme der.
Ufacık bir ümitle beklerken karşılaştığın tutumlar karşısında ümidini yavaş yavaş kaybetmeye başlarken birden bir ışık yanar ve anlamaya başlar birileri.
Göz yaşı içerisinde seyredersin onları. Şaşırırsın çünkü ümidini kaybetmiştin. Ve tekrar öğrenmeye başlarsın. Işık yakacak olan sen değilsin ışığın sahibi yüceler yücesi rahmetinden sual edilmeyen RAHMAN’dır.
( Bakara Sûresi
272 .Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah’ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir. )
Hidayeti veren Allah’tır. Tekrar tekrar iman edersin. İkrar edersin kalben tekrar tekrar ve mesrur olursun aklen izhar izhar.
Cevher sende değildir. Sen görevini yapmalısın. Sen aşkını yaşamalısın. Yaşayarak anlatmalısın.
Ve karşında yine umarsız yine duygusuz yine dinlemeyen yine kendi bildiklerini okuyan ve asalaklar gibi yaşamaya devam eden topluluk bulursun.
( Araf Suresi )
7 - Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.
8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. )
Kolay değildir dinlediklerini sandığın ve dinlediklerini söyleyen fakat yaşantılarına bir gram tatbik etmeyen insanlarla uğraşması. Kolay değildir onlara böyle oldukları halde anlatması.
Nedir dertleri. Neden dinler gibiler yüzüne evet derler fakat hayatlarına aynen devam ederler. Ağlarsın geceleri. Kahrolursun, için için, neden görmezler ellerindeki nimetleri.
Savrulursun yüreğinin rüzgarlarında. Ve kavrulursun yüreğinin yangınlarında dünyanın dört bir tarafında zulüm görenleri görmelerine rağmen hala akıl edemeyen ve ahmakça duyarsızca yahudileşmişcesine olanları seyredip boğazından lokmaları geçirenleri gördükçe.
Aşık olduklarını sandıkları halde beşeriyete;
Neden eksiklik var bir yerlerde anlayamazlar .
Anlayamazlar halbuki aşk değildir onlarınki.
Anlayamazlar baki olana aşık olanın aşık olamayanlara nasıl baktıklarını.
Ve aşkı anlatmaya çalışmalarına rağmen anlat diyenler, anlayamazlar anlatmalarına karşın aşık olamayanlar.
Evet sorular sordukça iç dünyamızda cevaplarını soruların içinde buluyoruz belki de.
Ve anlıyorsun yaşayamadıkları ve aşık olamadıkları için anlayamıyorlar ya da yaşamadıkları ve aşık olmadıkları için.
Zaman zaman şaşırırsın anlatacak bir şey bulamazsın faydasız olacağını zannederek.
Artık soğursun bu işten ve vazgeçmeye başlarsın içten içe. Anlatmaya devam edersin Yunus aleyhi selamı düşünerek fakat anlamayacaklarını benimsemişsindir. Anlamayacaklarını bile bile anlatırsın. Anlatırsın, anlatırsın. Psikolojin perişan, anlatmaya devam edersin çünkü var eden vazgeçme der.
Ufacık bir ümitle beklerken karşılaştığın tutumlar karşısında ümidini yavaş yavaş kaybetmeye başlarken birden bir ışık yanar ve anlamaya başlar birileri.
Göz yaşı içerisinde seyredersin onları. Şaşırırsın çünkü ümidini kaybetmiştin. Ve tekrar öğrenmeye başlarsın. Işık yakacak olan sen değilsin ışığın sahibi yüceler yücesi rahmetinden sual edilmeyen RAHMAN’dır.
( Bakara Sûresi
272 .Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah’ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir. )
Hidayeti veren Allah’tır. Tekrar tekrar iman edersin. İkrar edersin kalben tekrar tekrar ve mesrur olursun aklen izhar izhar.
Cevher sende değildir. Sen görevini yapmalısın. Sen aşkını yaşamalısın. Yaşayarak anlatmalısın.