Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Anadolu Ahde Vefa Derneği Kuruldu (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Anadolu Ahde Vefa Derneği Kuruldu

Ülkemiz ve dünya'da insanlığın haksızlığa uğradığı ve mağdur edildiği coğrafyada Anadolu insanına hizmet etme amacı ile yardımlaşma ve dayanışmayı hedefleyen Ahde Vefa derneği Ankarada faaliyetlerine başlıyor..
Ahde Vefa, öncelikle Allah’a ve Resulüne verilen söze sadık kalmak ve insanlara verilen sözlere de benzer bir sadakatle bağlı olmak, sözünde durmak, sözünü yerine getirmektir.

Ahde Vefa, Müslüman dostlarına arkadaşlarına ve kim olursa olsun tüm mazlumlara var gücüyle destek olmaktır.

Ahde Vefa, “Müslümanlar kardeştir” ölçüsünü unutmayarak, kardeşlik hukukunu gözetmektir.

Ahde Vefa, iyi, güzel ve doğruya ulaşma niyeti ve gayretiyle yürüyen ve yürümeye çalışan her insana kendini basamak yapmaktır.

Ahde Vefa, ahdine vefalı olacak nesillerin ruhen, bedenen ve fiziken yetişmesi için maddi ve manevi imkanları seferber edip yerine ulaştırmaktır.

Ahde Vefa, başta kendi çevremiz olmak üzere tüm İslam ümmetinin ve bütün mazlumların aynı his ve düşüncelerle hareket etmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmak, bu yönde çaba gösterenlere, kim olursa olsun, omuz vermektir.

Ahde Vefa, dayanışma, yardımlaşma, sevinci de kederi de paylaşma demektir.

Ahde Vefa, kendi etrafından başlayarak dünyanın her yerindeki zulüm ve haksızlıklara gücü nispetince karşı koymak, bu yoldaki her mücadeleye destek olmaktır.

Ahde Vefa, ayrıştırıcı değil birleştirici, korkutucu değil sevdirici, yıkıcı değil yapıcı olmaktır.

Ahde Vefa, yalanı yıkmak, "mümkünü yok dönüşümüzün" diyerek gemileri yakmak, Kalubela'yı hiç asla unutmayarak ahde vefa için yola çıkmaktır.


Hizmetler

Eğitim seminerleri

Sağlık Seminerleri

Dil Kursları ( Arapça, Osmanlıca, İngilizce )

Eğitim Destek Kursları ( İlk, Orta ve Yüksek )

Sinema, Resim, Müzik, Tiyatro, Güzel Konuşma kursları

Öğrenciler için Burs Yardımı

Ramazan Etkinlikleri

Ramazan Yardım Paketi Kampanyası

Kurban Kampanyası

Yaz Etkinlikleri

Geziler

Konferans ve Paneller

Kermes

Gelir kaynakları

Ahde vefalı herkesin her türlü bağışı

Kermes gelirleri

Fitre, Zekat

Kurban ve derisi


267990_141156792629444_136641713080952_257261_1761486_n.jpg

 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Ahde Vefa Derneği İle Röportaj!

Anadolu Ahde Vefa Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği geçtiğimiz cumartesi günü açıldı.Anadolunun bir çok yerinden gelen ve Ankara dan da seçkin davetlilerin katıldığı açılışta bizde hazır bulunduk ve derneğin başkanı Tayyar Tercan bey ile bir röportaj gerçekleştirdik.

D- Hocam hayırlı olsun. Rabbim muvaffak kılsın ve mahçup etmesin.

Tayyar Tercan-Sağolun.Duanız duamızdır. Rabbim mahçup etmesin..

D- Hocam öncelikle derneğinizin isminden başlayalım. Anadolu Ahde Vefa...İnsanı tamda yüreğinden yakalayan bir isim.

261572_145046455573811_136641713080952_267279_5655606_n.jpg
Tayyar Tercan-Evet. Kıvılcım yüreğe düşmeden yangın başlamıyor. Malumunuz ahit, söz vermektir. Söz önce Allah'a ve Resulüne sonra kullarına verilir. Kalubela'da verilen sözdür evveli. Buradan sorumluluk sırası da görülür. Önce Allah ve Resulü...Bizler ahdimize sadık kalarak yaşama çabası içindeyiz. Bu çaba içerisinde olanlarla birlik olup insanlara faydalı olmak niyetiyle de bu yola çıktık.

D-Anadolu Ahde Vefa Derneğinin gayesi nedir? Hangi alanlarda faaliyet gösterecektir.?

Tayyar Tercan-Derneğimizin gayesi, ”iyi , doğru ve güzel yolunda yürüyen, yürümeye çalışan her insana basamak olmak, destek olmak, omuz vermektir.Yaramız çok Fatih bey, bakın 11 Temmuz Srebrenitsa Katliamının yıl dönümünde toplu mezarlardan kadın çoluk çocuk yüzlerce müslümanın kemikleri çıkarıldı. Arzın her yanı yangın yeri. Çevrin başınızı, Kudüs, Suriye,Lübnan, Irak, Kafkas Bölgesi, ötesi Türkistan coğrafyası, ötesi Afganistan Pakistan, Keşmir. Aşağıya inin, Moro, Açe, Tayland. Sudan, Cezayir Fas, Arabistan bölgesi. Ve Bosna , Kosova... Saymakla bitiremiyorsunuz. Ne yana dönsek zor altında zulüm altında müslümanlar. Ve bütün bunlara karşı bizim sorumluluğumuz var. Biz “yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğimiz” şuuruyla, önce kendi çevremizden başlayarak halka halka genişletmek azmindeyiz etki alanımızı ve inşaallah dünyanın öbür ucunda bir müslüman dara düşse elimizi ona uzatabilmektir muradımız.

Endülüs Gırnata Üniversitesinin kapısında şöyle yazdığı söylenir.

“Dünya dört sütun üzerinde durur:

Alimlerin ilmi, Hakimlerin adaleti, Kahramanların cesareti ve Salihlerin duası”

Duası kabul olunan salihlerin, ilmiyle amel eden alimlerin, adaleti koruyacak hakimlerin ve cesaretiyle müslümanlara güç verecek kahramanların kendi yollarında rahat yürüyebilmelerini sağlayabilmektir bütün meselemiz, ve derdimiz budur!

D-Kimler kurdu peki hocam derneği, ayrıca her hangi bir grup parti vs ile bağınız var mı yeni bir dernek olduğu için merak ediliyor ?

Tayyar Tercan-Hayır, herhangi bir parti veya grupla bir bağımız yoktur.Ve o şekilde katagorize edilmeye de Müsaade etmeyiz. Biz bir şeyler yapma ızdırabı duyan ve İslami hassasiyetleri ön planda olan kurucuları arasında mühendis, doktor, yazar, esnaf , felsefeci, çiftçi ve sair mesleklerden oluşan bir derneğiz. İnternet sitemiz yapım aşamasında orada kurucular ve yönetim listesi açıklanacaktır.

D- Son söz olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Tayyar Tercan-Son sözümüz ilk sözümüzdür. Ümmetin, mazlumların, mağdurların derdiyle dertlenen, gönlünde bu ateşle yaşayan ve ahdine sadık olma gayretindeki her insanın maddi manevi desteklerini bekliyor onları aramızda görmeyi arzuluyoruz.


 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46

Sinema, Resim, Müzik, Tiyatro, Güzel Konuşma kursları



Bu hizmetler kime hizmet ? Allah ve Rasulünü demesinler sakın.

Lütfen ama...konuyu saptırıp yeni bir polemiğe doğru adım atmayın..Günümüzde sinema,resim,müzik,tiyatro,güzel konuşma avrupa tasallutuna girmişken özüne döndürülse fena mı olur...Elbette çok güzel olur...amacına uygun yapıldığı sürece bu sayılanlar araç konumunda olup amaca çok güzel ulaşılabilir...Eğer güzel niyet taşıyorlarsa bize hayırlı olsun demek düşer...Allah yollarını açık eylesin...sıratı mustakimden ayırmasın...AMİN!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Sinema, Resim, Müzik, Tiyatro, Güzel Konuşma kursları



Bu hizmetler kime hizmet ? Allah ve Rasulünü demesinler sakın.
Bak bakalım,Allahcc ve Resulüne ne,nasıl hizmet ettirilirmiş...
DÜNYAYI KAFİRE BIRAKMAK YOK...
EN DERİN TEBLİĞ,TELKİN VE TESİR SAHALARINI-
ŞERİATTAN ZERRE TAVİZ VERMEKSİZİN-KAFİRE TERKETMEK YOK...
HAM YOBAZ-KABA SOFTA SAPIK SUUD VAHABİLİĞİNE GEÇİT YOK...


BAŞYÜCELİK-İSLAM DEVLETİ EMİRLERİ-SİNEMA

· Bundan böyle sinema, yerli ve ecnebi bütün nevileriyle, kat’î devlet murakabesi altına geçecektir.
· Batı dünyasının, hain bir ticaret gayesiyle bütün tefessüh mikroplarını, en kesif mikyasta, çerçeve çerçeve bir film kordelâsının içine yerleştirilmiş olarak cihana yayan ve tek çerçevesi atom bombasından daha tehlikeli olan cinayet, hırsızlık, rezalet, fuhuş, macera ve başıboşluk filmleri kat’î olarak yasaktır.
· Amerika ve Avrupadan ithal edilen filmler, ancak ictimaî, ruhî, ahlâkî, terbiyevî, talimî, bediî bir fayda temsil ve bir hikmet ve ibret telkinine mevzu teşkil ettiği nisbette kabul olunmak talihine maliktir. En küçük menfî tesirin (ki Garp ve dünya sinemacılığının binde dokuz yüz doksan dokuzu böyledir) yayıcısı olan filmlere hiçbir suretle müsaade edilemez.
· Film murakabesi ve bunların memleket içine sokulup sokulmuyacağı kararının alınması işi, hususî ve mesul bir heyete verilecektir. Bu heyetin vaziyet ve salâhiyeti ayrı bir emirle çerçevelenecektir.
· Yerli filmler de aynı prensip ve kaideye bağlıdır. Şu kadar ki, onlar, filmleştirecekleri (senaryo)ları, bütün (rejisör) ilâve ve (kompozisyon)lariyle beraber bu heyetin tasdikından geçirtmek mükellefiyeti altındadırlar. Film yapıldıktan sonra yine aynı heyete gösterilir ve onun son tasvip ve izniyle halka gösterilmek imkânına erer.
· İster yerli, ister yabancı filmlerde, ahlâkî, ruhî, hissî, fikrî, siyasî, hattâ bediî ve zevkî en küçük zaaf, sakamet ve dalâlet ifadesi, böyle bir filmin yasak edilmesi için kâfi sebeptir; ve bu hususta tek salâhiyet, memleketin en anlayışlı ve alâkalı şahıslarından seçilecek olan murakabe heyetindendir.
· Cihanın, ister yerli, ister yabancı, bugünkü örneklerine ve bu örneklerin belirttiği kıymet ifadesine göre, gösterilmesi iznini alabilecek film, hemen hemen yok gibidir. Bütün Amerikan, Avrupa, Arap, Türk filmciliği bugünkü örnekleriyle her bakımdan mahkûmdur.
· Bu nisbette titiz ölçülerde anlaşılması gereken nokta şudur ki, Büyük Doğu inkılâbı, en büyük mikyasta kıymet ve ehemmiyet verdiği sinema şubesini de bizzat himaye ve teşvik edeceği ve herbiri yepyeni bir buluş ifade edecek olan yerli filmlerle canlandırmak dâvasındadır.
· Dâvanın en dokunaklı telkin kürsülerinden biri olan sinemayı, devletimiz, bugünkü örneklerin yüzde yüzüne birden şâmil bir ölçüyle bütün kötülüklerden ayıklayıcı ve bütün iyiliklerle yeni baştan kurucu bir anlayış emrinde imha ve ihya edecektir.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
NEYE İNANIYORUZ?
· Yanlız İslâmiyete inanıyoruz!

· İnsan ve cemiyetin iç ve dış hayatını, bütün derinliği, sonsuzluğu, güzelliği ve doğruluğiyle tekeffül eden tek nizamın İslâmiyet olduğuna inanıyoruz!.
· Ve biz, kâinat görüşünün İslâmda, dünya görüşünün İslâmda, insan görüşünün İslâmda, iktisadî ve içtimaî adalet görüşünün İslâmda, müsbet bilgiler görüşünün İslâmda, güzel san'atlar görüşünün İslâmda, kadın görüşünün İslâmda, devlet görüşünün İslâmda, ordu görüşünün İslâmda, siyaset görüşünün İslâmda bulunduğuna ve bütün bu davaları ancak Yirminci Asrın ruh ve kafa çilesi içinde süzülecek bir tahlil ve terkip güzünün heykelleştirebileceğine ve bu heykelleştirme işinin bütün cihanda eşi görülmemiş bir ideolocya binası kuracağına, onun da isminin hem zaman ve hem mekân ölçüsiyle «Büyük Doğu» olduğuna inanıyoruz!...
NECİP FAZIL Kısakürek...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Sinema, Resim, Müzik, Tiyatro, Güzel Konuşma kursları



Bu hizmetler kime hizmet ? Allah ve Rasulünü demesinler sakın.
Bak bakalım,Allahcc ve Resulüne ne,nasıl hizmet ettirilirmiş...
DÜNYAYI KAFİRE BIRAKMAK YOK...
EN DERİN TEBLİĞ,TELKİN VE TESİR SAHALARINI-
ŞERİATTAN ZERRE TAVİZ VERMEKSİZİN-KAFİRE TERKETMEK YOK...
HAM YOBAZ-KABA SOFTA SAPIK SUUD VAHABİLİĞİNE GEÇİT YOK...
BAŞYÜCELİK İSLAM DEVLETİ EMİRLERİ-ZEVK VE TERBİYE-GÜZEL KONUŞMA-

· "Yüceler Kurultayı”dan geçip madde madde kanunlaşmak üzere, terbiye, zevk, muaşeret ve güzellik mevzuunda, bütün bu hususlar en derin bir idrak, irfan, örf ve âdet müeyyidesi altına girinceye kadar en sert zabıta ve ictimaî müdahale tedbirleri alınacaktır.

· Öyle ki, sokak, meydan ve umumî yerler, azamî derecede vekarlı, hiç kimseyi etmez ve hiç kimsenin gözüne ve ruhuna batmaz, her türlü ictimaî mevzuaya hürmetkâr, maddesi ve mânasiyle üstün insan ifadesine malik şahıslardan başka, bütün (parazit) ve kötülük cinslerinden zorla temizlenecektir.
· Büyük Doğu âleminin cemiyet kadrosunda, rastgeldiği insanı tepeden tırnağa süzen ve hiçbir göz yasağı tanımayan, sokaklara tüküren ve sümküren, sokak köşelerini ve duvar diplerini pisleyen binbir tarzda lâübali ve edepsiz tavır takınan, şuna buna lâf atan, umumî yerlerde öteberi atıştıran, umumî yerlere öteberi atan, her vesileyle itişip kakışan ve öne geçmek isteyen, her yerde nefs gemisini kurtarmak istercesine davranan ve ictimaî ahenk ve intizamı bozan, ve yüksek sesle adım başında şamata ve münakaşa koparan, muhtelif zümre kılıkları (bobstil, hippis, külhanbeyi, hafif kadın, serseri sanatkâr, gülünç köylü kılığı vesaire) içinde, bilerek veya bilmeyerek ictimaî birlik ifadelerine karşı isyan bayrağı açan ve başı boşluğu canlandıran, hâsılı terbiye, edep, zevk, mâna, muaşeret, muamele, güzellik ve ahenk ölçüleriyle barışamaz herhangi bir eda, tavır, hareket ve biçim sakatlığını temsil eden hiçbir fert bulunmayacaktır. Batı dünyasiyle elele, Doğu âlemine mahsus ictimaî murakabesizliğin türettiği bu tipler, filleri umumî kanunlar bakımından bir suç belirtmese de, derhal ve alenen yaka paça tutulup, hususî kanunların teşkilâtlandıracağı hususî bir zabıta marifetiyle takip edilecekler; ve hareketlerini kökünden kesici kuvvette bir terbiye, zevk, muaşeret ve güzellik dersi verecek cezalara çarptırılacaklardır.
· Terbiye ve zevk zabıtası her tarafta hummalı bir faaliyet halinde bulunacak ve yakaladıklarını derhal umumî zabıta merkezlerine sevkedip, oralardaki, münferit terbiye ve zevk hâkimlerinin huzuruna çıkaracaktır. Bu hâkimlerin tek ve gayet kısa celselik kararları hemen tatbik veya iş yerlerine hitaben yazılı teşhir, umumî yerlerde teşhir, nihayet ve bilhassa fiillerinin tekerrürü halinde daha şiddetli ceza şekillerine kadar varıcı müeyyideler vasıtasiyle te’dib edileceklerdir.
· İnsanların ufak ve basit kusur telâkki edegeldiği ve umumî kanunların zaptetmediği bu terbiye, zevk, muaşeret ve güzellik kusurları üzerinde en küçük bir ihmal ve müsamaha, itiraz ve müdafaa imkânı bulunmıyacaktır. Suçlunun, kim olursa olsun, yarım saat içinde hüküm giymesi için, hususî polisin resmî zaptını imzalıyacak iki tarafsız ve alâkasız şahit kâfi gelecektir.
· Terbiye, zevk, muaşeret ve güzellik murakabesini tesis edici, zabıtasını kurucu ve mahkemelerini teşkilâtlandırıcı hususî kanun, aile ve mektebin yanında, ictimaî bir teftiş ve ceza ocağı olacak; ve birçok şey yapılmasına rağmen bir türlü yerine getirilemiyen, halbuki her işin neticesini temsil eden, bu bakımdan basitliği içinde en çetin iş olan ictimaî seviyelenme dâvasını tekeffül edecektir.
· Gaye, umumî apteshaneleri, meçhul kahramanların ictimaî ve ahlâkî isyan fermanlariyle ve duvar dipleri “Eşeklerin apteshanesi” yaftası altında çiş eden sıra sıra insanla dolu, en küçük göz, kılık, eda ve tavır yasağı tanımaz nesillerin kapladığı bir diyarı, inkılâpların en çetini olan ve neticelerin neticesini belirten terbiye, zevk, muaşeret ve güzellik ölçüleri zaviyesinden üstün hayat çıkarmaktır. Haysiyetli bir inkılâbın ilk ve son şartı da budur: Ruhu, madde ve harekete nakşetmek...
NECİP FAZIL KISAKÜREK...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Sinema, Resim, Müzik, Tiyatro, Güzel Konuşma kursları



Bu hizmetler kime hizmet ? Allah ve Rasulünü demesinler sakın.
Bak bakalım,Allahcc ve Resulüne ne,nasıl hizmet ettirilirmiş...
DÜNYAYI KAFİRE BIRAKMAK YOK...
EN DERİN TEBLİĞ,TELKİN VE TESİR SAHALARINI-
ŞERİATTAN ZERRE TAVİZ VERMEKSİZİN
-KAFİRE TERKETMEK YOK...
HAM YOBAZ-KABA SOFTA SAPIK SUUD VAHABİLİĞİNE GEÇİT YOK...

HÜKÛMETİN 11 DÂVASI

· "Başyücelik Hükûmeti"nin ruhunu dayadığı büyük iman ve dünya görüşü plâtforması üzerinde ve sayısız ve mücerred dâva arsında, basit hükûmet programlarının müşahhas ameliye hedefleri bakımından başlıca 11 dâvası vardır.

· RUH VE AHLÂK DÂVASI: "Başyücelik devlet ve hükûmeti"nin kucakladığı millete ait bütün bir kök telâkkî ve idrakini her ân biraz daha titiz sulayacak, ışıklandıracak ve nemalandıracak tezatsız bir ruh ve ahlâk örgüsünün, maddî ve manevî ameliye sahasında, mükemmel ve muazzam tedbir cihazını kurma işi.. Bu dâvada Maarif, Matbuat ve Propaganda, Adliye ve Dahiliye Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· UMUMî İRFAN DÂVASI: Bilhassa Garbın müspet bilgiler manzumesini kendi topraklarında iklimlendirici, an'aneleştirici ve bütün taklit ve özenti plânlarından çekip kurtarıcı mikyasta, en uzazk ve küçük köyden, en yakın ve büyük şehire kadar ve en üstün ve ileri mâna irfaniyle beraber mayalandırma işi... Bu dâvada Maarif, Matbuat ve Propaganda ve İktisat Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· KÖY VE KÖYLÜ DÂVASI: Köylünün ruhunu, vücudunu, kesesini, âletini, verimini, ticaretini ihya; ve onu kılığından evine ve köyünün manzarasına kadar bütün bir şahsiyet ve asliyet ifadesi altında zapdetme işi... Bu dâvada Mâarif, Dahiliye, Matbuat ve Propaganda, Sağlık ve Bakım ve İktisât Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· ŞEHİR VE UMRAN DÂVASI: Büyük şehir, belde ve (Metropolis) hayatının topyekûn maddesini, görülmemiş bir şahsiyet, asliyet ve hususiyet damgası içinde kalıplaştırma ve heykelleştirme işi... Bu dâvada Dahiliye, Matbuat ve Propaganda, Nafia, Sağlık ve Bakım Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· ORDU DÂVASI: İmanından, ahlâkından, terbiyesinden, nizâmından, ilminden, âletinden, kılığından, biçiminden, muâşeretinden her şeyine kadar, kemmiyette ne olursa olsun, keyfiyette dünyanın en üstün ordusunu kurma işi... Bu dâvada Başkurmaylıkla, Savaş ve Maarif Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· İÇ İNZİBAT DÂVASI: Müşterek dâva ve hamle yolunda, kelebekler ve güvercinler arasındaki huzur ve âsayiş dünyasını gerçekleştirme işi... Bu dâvada Dahiliye ve Dliye Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· DIŞ MÜNASEBETLER DÂVASI: Memleketin dış politikasını, ana ideolocyaya tam uygun vaziyette, bir topyekûn Şark, bir de topyekûn Garp kutbuna göre ayarlı ve son derece nazik ve çevik, ve millî menfaat uğrunda Şeytanı çatlatacak kadar ince tertiplerle takviyeli tarzda adım adım gayesine ulaştırma; ve bu yolda bütün yeryüzü milletlerini bütün kuvvetleri ve zaaflariyle tâ köklerinden ve ciğerlerinden bilme ve tanıma ve ona göre davranma işi... Bu dâvada Başkurmaylıkla, Hariciye, Matbuat ve Propaganda Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· BÜTÜN NEŞİR VASITALARINI MURAKABE VE HİMAYE DAVASI: Her cins kitap, broşür, gazete, mecmua, radyo, sinema, tiyatro, temsil, konferans, musikî, resim, hulâsa fikir ve ruh telkinine mahsus her vasıtayı, en dipsiz hürriyet içinde dibinden kavrama, destekleme, tutma, cevherlendirme, tesirlendirme ve ana hedefe yöneltme işi... Bu dâvada Matbuat ve Propaganda ve Maarif Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· İŞ EMNİYETİ VE İŞ SAHALARI ARASINDA ÂHENK DÂVASI: Bütün vekâletler arası faaliyeti âhenkleştirme, millî iş ve memur kitlesini bütün haklariyle emniyet altında tutma, halk şikâyetlerini takip ve mercilendirme ve büyük devlet teşkilâtını düzenleme işi... Bu dâvada Düzenleme Vekâleti her vekâletle tam işbirliği halindedir.

· NÜFUSU ÇOĞALTMA, GÜZELLEŞTİRME VE SAĞLAMLAŞTIRMA DÂVASI: Nüfusu kemmiyette şelâle bereketiyle taşırma, kitleyi insanoğlunun en nâdide çizgileriyle güzelleştirme, sıhhati en yeni ve ileri tedbirlerle koruma işi... Bu dâvada Sağlık ve Bakım, Maarif, Matbuat ve Propaganda, Dahiliye ve İktisat Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

· MİLLî SERVET VE İKTİSAT DÂVASI: Tam bir millî iktisat ideolocyasının tezatsız sistemini örgüleştirme, millî serveti köpürtme, içtimaî refahı temellendirme, bütün deveran sürat ve kıymetiyle para ve sermayeyi güdümleme, cemiyeti ve ferdi bütün verim ve alım faaliyeti içinde muvazelendirme, maddî verim âlet ve cihazlarında en ileri dereceyi tutma ve büyük iş ve kazanç, tediye ve taksim adaletini yerine getirme işi... Bu dâvada, İktisat, Maliye ve Nafia Vekâletleri tam işbirliği halindedir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BAŞYÜCELİK İSLAM DEVLETİNDE UMUMÎ MANZARA
• ŞEHİR... Büyük ve eşsiz (Metropolis) rüyası: Fildişinden ve bir bâkirenin başörtüsü kadar temiz kaldırımlar... Altına bir milyon kişi alan kubbe... Ayna döşenmiş gibi pürüzsüz ve pırıl pırıl meydan... Ziynette tavuskuşu, sadelikte güvercin binalar... Ferdî ve içtimaî bütün müessiseler, vasıtalar, âletler... Kuşbakışı, en güzel ve en üstün nizamın peteği... Göklere doğru bir beste şeklinde yükselen vahdetli ve şahsiyetli mekân ölçüsü...
• KÖY... Tarlasının hendesesi, buğdayının şekli, öküzünün kuyruğu, horozunun ibiği, atının yelesi, arabasının nakşı, çatısının üslûbu; ve, boyu ve bosu, suratı ve giyimi, sazı ve sözü, bayramı ve seyranı, doktoru ve hocası, pazarı ve muhtarı maddî ve mânevî her kıymet unsuru içiçe tam bir asliyet, şahsiyet ve mükemmeliyet murakabesi altında büyük istihsal plâtforması...
• MÂBET... İçi nâmütenahî sade, dışı nâmütenahî muhteşem; döşemesi eczahane pamuğundan daha temiz; içine bir girenin birer ipek eldiven kadar ince ve hafif namaz ayakkabılarını giydiği kubbesi altında tek lâubalilik, sefalet, vahşet ve istismar tavrının görülmediği, saflarında her meslekten mareşal rütbelilerin dizildiği, vecd ve aşk merkezi...
• MEKTEP... Nereden gelip nereye gittiğini ve ne olmuşken ne olduğunu ve ne olacağını ve başkalarının da bu maceralarını bilen cemiyette, insan kafasının meçhuller ikliminden devşirdiği topyekûn bilgi unsurlarını, en ileri ve tezadsız ideolocya kaynağının ahlâk, terbiye ve usul gergefinde nakışlayıp, yedisinden yetmişine kadar her ferde giydiren, aziz tezgâh...
• YOL... Her noktayı her noktaya bağlayan ve hiç bir noktada hiç bir infirad ve inziva köşesi ve ihtilâtsızlık ve intikalsizlik bucağı bırakmayan muazzam örümcek ağı...
• İNZİBAT... Her yanda ve her yönde, bütün müeyyideleriyle, anne koynundaki ılık emniyet ve selâmet iklimi...
• ORDU... Dâva saldırış ve korunuşunun, en ileri fenle silâhlandırılmış insan kitlelerine verdiği başdöndürücü vezin ve ahenk şiiri; bu şiirin ahlâkı, bu şiirin terbiyesi ve bu şiirin vazife uğrunda gerçek ölümsüzlüğe götüren ölüm borcu...
• SAĞLIK... Bir ayak tırnağından bir tel saça kadar insan vücudunun her lifi ve her zerresi üzerinde, cihazlaşmış dikkat ve itina şuuru...
• GÜZELLİK... Allah'ın eşref mahlûku olan insanı, kadınlı ve erkekli, kökündeki harikulâde plâstikaya ulaştırıcı bediî tedbirler manzumesi...
• MAHKEME... Allah elindeki mutlak adalet terazisinin gölgesi altında, bütün fânilikler âlemine istihkarla bakan ve "Başyüce"nin otomobil rüzgâriyle devrilecek bir simitçi tablasının bile hakkını yerine oturtacak olan, tesir ve engel dinlemez ulvî ölçü mihrakı...
• İŞÇİ... Sırtından 9 kazanan sermayedarın kendisine 3 verdiği ve yalnız ezilip kahrolmaya mahkûm tutulduğu kokmuş Garp cemiyetlerine yüzdeyüz zıt bir topluluk çerçevesinde, bütün dertleri ve ıztıraplariyle iş ve istidat keyfiyetine göre değerlendirilmiş amele sınıfı... Bundan sonra, aynı amelede, her şeyi en parlak adalet ve içtimaî menfaat kutbuna bağlayıcı iman hedefi önünde seve seve ezilmeye hazır bir fedakârlık ruhu...
• TÜCCAR... Sermaye kuvvetiyle malı bir elden bir ele aktarıcı basit ve hasis tavassut rolünün üstünde, içtimaî ve iktisadî toplama ve dağıtma memurluğu zihniyeti; ve kör nefs menfaatine zıtlık seciyesi... Bu ruha bağlı, istendiği kadar kazanış ve kazandırış ve her yıl kazancının kırkta biriyle devlet hazinesini besleyiş...
• HAZİNE... Cemiyetin şahıs şahıs dağınık ve tek şahsiyet halinde toplu bütün dâva ve ihtiyaçlarının hak ve adalet kasası...
• POLİTİKA... Evvelâ kendisini, sonra bütün Doğu âlemini kurtarmayı, Garbı bütün müsbet bilgileri ve âletleriyle benimseyip mahrûm olduğu ruh plânına ulaştırmayı, en sonra da topyekûn Garpla hesaplaşmayı hedef tutan, inceler incesi ve uzun vâdeli plân...
• KAFA... Ruhçu, ahlâkçı, cemiyetçi, milliyetçi, şahsiyetçi, keyfiyetçi, nizamcı, müdahaleci, sermaye ve mülkiyette tedbirci...
• RUH... İslâm; ve onun etrafında herşey...
NECİP FAZIL KISAKÜREK...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ahde Vefa
Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki :
-Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.

Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek :


-Söyledikleri doğru mu diye sorar.


Suçlanan genç der ki :


-Evet doğru.


Bu söz üzerine Hz Ömer anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.

Genç anlatmaya başlar:
- Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor. Hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı, atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi.
Hz Ömer:
-Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem suçunu da kabul ettin, dedi.
Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:
-Efendim bir özrüm var, diyerek konuşmaya başladı:


-Ben memleketinde zengin bir insanım, babam, rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah(cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum, der.

Hz. Ömer der ki:

-Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki?

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:

-Bu zat benim yerime kalır.



O zat Hz. Peygamber Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As' dan başkası değildir.
Hz. Ömer Amr'a dönerek:

-Ey Amr, delikanlıyı duydun, der.
O yüce sahabe:
-Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler.

Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir der ki:


-Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim.

Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki:


-Biz de sözümün arkasındayız.

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.
Hz. Ömer gence dönerek derki:


-Evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı neden geldin?


Genç vakurla başını kaldırır ve (günümüz insani için pek de önemli olmayan):

-'AHDE VEFASIZLIK ETTI'demeyesiniz diye geldim der.

Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a der ki:


-Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun, nasıl oldu onun yerine kefil oldun?.

Amr Ibni As Allah kendisinden ebediyyen razı olsun, vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir:

-Bu kadar insanın içerisinden beni seçti.'İNSANLIK ÖLDÜ 'dedirtmemek için kabul ettim, der.
Sıra gençlere gelir, derler ki:


-Biz bu davadan vazgeçiyoruz.


Bu sözün üzerine Hz Ömer:

-Biraz evvel babamızın kani yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz, der.
Gençlerin cevabı da dehşetlidir:


MERHAMETLİ İNSAN KALMADI'DEMEYESINIZ DİYE…
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Benim kalp kitabımda,
BEĞENEMEDİNMİ...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Anadolu Ahde Vefa Derneğinden Açıklama

ahde vefa 1.JPG


Ahde Vefa duygusunu kaybetmemiş herkesi dayanışmaya,yardımlaşmaya Ahde Vefa'ya bekliyoruz anlayışıyla yola çıkarak geçen ay kurulan Anadolu Ahde Vefa Derneği'nin genel başkan yardımcılığına seçilen Mehmet Atılgan, yaptıkları faaliyetleri anlattı.

Anadolu Ahde Vefa Derneği Genel Başkan Yardımcısı Atılgan , Somali'de bir ilçenin ihtiyacını karşılayacak kadar kapasitede su kuyusu açtırdıklarını, Somali ve Kenya'daki kurulan kamplara kuru gıda gönderdiklerini, yurt içinde de bölgesel olarak gıda paketleri dağıttıklarını bundan sonra da oluşacak imkanlara göre faaliyetlerini devam ettireceklerinin bilgisini verdi.

Daha sonra Atılgan Sözlerine ; Ahde Vefa Derneği olarak, iyi,güzel ve doğruya ulaşma niyeti ve gayretiyle, yürüyen ve yürümeye çalışan her insana kendilerini basamak yapacaklarını, ahdine vefalı olacak nesillerin ruhen, bedenen ve fiziken yetişmesi için maddi ve manevi imkanları seferber edeceklerini, kendi etrafından başlayarak dünyanın her yerindeki zulum ve haksızlıklara gücü nisbetince karşı koymayı,bu yoldaki her mücadeleye destek olacaklarını anlattı.
Biz de buradan kendisini tebrik ediyor ve başarılarını devamını diliyoruz.
 

melankolik5288

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
2,753
Tepki puanı
1,743
Puanları
163
Yaş
36
Allahın rızasını kazanmak için yapılan faaliyetler İnşallah her zaman başarılı olur fiili olarak yeteri kadar katkımız olamıyor maalesef ancak İnşallah dualarımız ile yanlarında olabiliriz. Hak yolda mücadele eden bütün dindaşlarım gönüldaşlarıma selamlar olsun. Allah onları korusun yar ve yardımcınız olsun İnşallah. Selam ve dua ile
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Anadolu'dan Somali'ye Uzanan Yardım Eli!

299183_220549054659736_100001139295090_526259_1910784_n.jpg


Geçtiğimiz aylarda faaliyetlerine başlayan Anadolu Ahde Vefa Derneği Somalide ki açlıktan kaçıp Türkiye'ye sığınan Somalili mültecilere Ankara'da iftar yemeği verdi.

Anadolu insanının Müslüman Somali halkına olan yardımları her geçen gün artarken Anadolu Ahde Vefa Derneği bir ilki gerçekleştirerek kendi merkez binasında Türkiye'ye sığınan mültecilere iftar yemeği düzenledi. Somali'den gelen aile çocuk ve geniş bir topluluğa verilen iftarda Dernek yetkilerinden aldığımız bilgilere göre Somali'ye su kuyusu ve erzak yardımlarının devam edeceği ve Türk halkının Anadolu Ahde Vefa Derneği'ne yardımlarda bulunarak güvenli bir şekilde bu yardımların muhtaç insanlara ulaştırıldığı bildirildi..
Gerçekleştirilen İftar'da Somalili çocukların yüzlerinde ki gülümseme ve hüzün gerçekten düşndürücüydü.Anadolu Ahde Vefa derneği bundan sonra'da yardımları devam ettirerek Somaliye Anadolu insanının elini uzatacağını açıkladı..

Yer : yüksel cad. 36/8 Ankara -Kızılay, Ankara, Turkey

Telefon :0538 495 65 83

İnternet Sitesi http://www.anadoluahdevefa.com


İftaradan Kareler >>

297367_164385300306593_136641713080952_324682_2736137_n.jpg


297367_164385303639926_136641713080952_324683_7989795_n.jpg



297367_164385310306592_136641713080952_324685_554559_n.jpg


297367_164385313639925_136641713080952_324686_4749149_n.jpg


313382_164387713639685_136641713080952_324689_269317_n.jpg


313382_164387720306351_136641713080952_324691_98224_n.jpg



313494_164390276972762_136641713080952_324694_3479476_n.jpg
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt