Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Amr b. As (ra) ölüm döşeğinde niçin ağlıyordu? (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Kainatta, en küçük zerreden, en büyük yıldızlara kadar bütün mevcudat var olma ve yok olmaya tabidir. Bu, Rabb’imizin yarattığı bir kanundur. Her şey doğar, büyür ve ölür. Nasıl ki insan doğar, büyür ve neticede kuru bir yaprak gibi uçar giderse, Kainattaki her şey de aynıdır. Şu çalkalanıp durduğumuz dünya bir gün sona erecek, yer en şiddetli sarsıntıları geçirecek, bütün yıldızlar, sistemler, galaksiler birbirine girecek, feza bütün dehşetiyle, korkunç seslerle, gürültülerle ve çatlamalarla dolacaktır. Sonra da insanlar yerlerinden kalkıp dünyadaki hayatlarının hesabını verecektir.
O gün kaybetmemek, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, cennette meleklerin bizi selamlamasını istiyorsak burada kulluğumuzu yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Bu sebeple daima Rabb’imize yakın bir hayat yaşamalı, O’nun rızasına uygun olmayan hallerden kaçmalı, hiç özür ve bahane bulmadan en hayati kulluk borcumuz olan namazımıza devam etmeli ve devamlı muhasebe yörüngeli bir hayat yaşamalıyız.


Sende burcu burcu Hz. Muhammed (sas) kokuyor


Muhasebemizin nasıl olması gerektiğiyle alakalı Asr-ı Saadetten bir misal verelim. Kainatın rehberi, tercümanı Efendimiz’in rahle-i tedrisinin önünde diz çöken, her birisi Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kokusuna bürünen, gittikleri her yerde, kendisine bakan nazarlara “Sende burcu burcu Hz. Muhammed kokuyor” dedirten, beşerin yıldızları olan Ashab-ı Kiram’ın her biri o kadar muhasebeli bir hayat yaşıyorlardı ki, hep Allah korkusundan gözyaşları döküyorlardı. Allah’ın azabını tasvir eden bir ayet duydukları zaman bayılıp kendilerinden geçiyorlardı. Onların azığı-yemeği âdeta gözyaşlarıydı. Onlar, cennetle müjdelenmiş dahi olsalar, ağlarlar ve gözyaşı dökerlerdi. İşte o kutlulardan birisi Hz. Amr bin As. Mısır fatihi.. Afrika’yı yarısına kadar fethetmiş, her gittiği yere üzerinde Rasûlüllah’ın adı bulunan sancağı dikmiş, karşısına çıkan bütün güçler, kuvvetler erimiş büyük fatih.. nihayet ölüm gelip yakaya yapışınca o da onun karşısında erimiş ve yatağa düşmüştü. Ölüm döşeğinde uzanıyordu. Sanki o, büyük fatih Amr bin As değildi.. sanki ülkeler fetheden o değildi.. upuzun yatmış, yatakta son dakikalarını yaşıyordu.. dudağı teessürden acı acı burkuluyor, gözleri başka başka ufuklara bakıyordu... Mevla’nın huzurunda nasıl hesap vereceğini düşünüyordu. “Acaba Allah Rasûlü’nün şefaati imdada yetişip kurtulacak mıyım? Yoksa baş aşağı mı düşeceğim?” İşte o, bunları düşünüyor, yer yer ağlıyor ve teessür duyuyordu. Bir aralık başında bulunan oğluna şöyle dedi:

- Oğlum ölüm çok zor. Şu anda dağlar üzerime binmiş, gök yere inmiş gibi.. yer yukarı doğru çıkmış ve ikisinin arasında eziliyor gibi bir haldeyim. Biraz sonra da Allah’ın huzuruna çıkacak, hesap vereceğim.


‘Hayatımda mühim iki devre var!’


Amr bin As devam ediyor:

- Evladım! Hayatımda mühim iki devre vardır. Birinci devrede, Rasûlü Ekrem can düşmanımdı. O’nu öldürmek, varlığını ortadan kaldırmak için uğraşıyordum. O gün ölseydim cehennemliktim. Allah bana acıdı ve beni o gün öldürmedi. Sonra Halid’le el ele, Medine yolunu tutup Allah Rasûlü’nün huzuruna vardık. Herkes merak ediyordu. Sıra bana gelince elini sıktım, bırakmadım.

Kelime-i şehadet getirdikten sonra Allah Rasûlü’ne şöyle dedim:

- Ya Rasûlallah! Ben günahkar bir insanım. Benim günahım pek çoktur. Allah’a dua eder misin günahlarımı bağışlasın. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle buyurdu:

- Ey Amr! Sen bilmiyorsun, insan iman ettikten, Müslüman olduktan sonra Allah, geçmişteki bütün günahlarını affeder, onların yerine hasenat yazar.

İşte oğlum, keşke o dakikada ölseydim. Öylesine coşkun öylesine sevinçliydim ki, keşke o dakikada ölseydim. Ölseydim belki cennete girerdim.. ama ondan sonra dünyaya karıştık.. makam-mevki sahibi olduk.. koltuklara oturduk.. kumandan olduk.. bilir bilmez meselelere hüküm verdik... Şimdi akıbetimden çok endişe ediyorum...

Kısa bir zaman sonra da Hz. Amr, ruhunu Allah’a teslim eder. İşte sahabe efendilerimiz böylesine korku-ümit arası muhasebeli bir hayat yaşıyorlar, bir gülerlerse, bin ağlıyorlar ve akıbetlerinden ciddi endişe ediyorlardı.
 

yeliz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
790
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Web Sitesi
www.resulugulu.com
RE: Amr b. As (ra) ölüm döşeğinde niçin ağlıyordu?

ALLAH RAZI OLSUN ELLERİNE SAĞLIKB)
 

lana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Haz 2006
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Amr b. As (ra) ölüm döşeğinde niçin ağlıyordu?

selamunalewyküm kardeşim emeğinize sağlık selametle kalın...B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt