Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allahu Teâlâ kitabında faiz ehli haricinde, başkaları ile harp etme izni vermemiştir (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
FAİZ MALI YEMEK

Allahu Teâlâ kitabında faiz ehli haricinde, başkaları ile harp etme izni vermemiştir. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:

Faiz (riba) yiyenler, ancak kendisini şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır orada sürekli kalacaklardır. (Bakara/275)

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Şâyet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun" (Bakara:278-279).
Ey iman edenler, faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyin. Ve Allah'tan korkup-sakının umulur ki kurtulursunuz. (3/130)

Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptık.) Onlardan kafir olanlara pek acıklı bir azab hazırlamışızdır. (4/161)

İnsanların mallarından artsın diye vermekte olduğunuz faiz Allah katında artmaz. Ama Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz zekat ise işte (sevablarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır. (30/39
âyet bu cürümün Allah c.c indinde ne kadar çirkin olduğunu ortaya koymaktadır. Faizin insanlarda, toplumlarda ve devletlerde yapmış olduğu tahribatı bir düşünün! Ne insanlar faiz sebebi ile iflas etmiş, ne toplumlar ve devletler iktisâdî, ekonomik ve ahlâki olarak tamâmen veya kısmen çökmüştür. Toplumlarda faiz sebebi ile borçlar ödenemez olmuş, aşırı pahalılıklar ve ardı kesilmeyen zamlar meydana gelmiştir. Yine faiz sebebi ile bir çok şirket ve holding sahibi kişi ve kurumlar iflas etmiş veya sadece faiz borçlarını ödeyebilmek için zararına mesaî yapmışlar veya bu borçlarını ürettikleri mallara zam yapmak kaydı ile millete ödetmişlerdir. Böylece faiz alanlar iktisadî olarak yükselirken faiz ödemek veya ödettirilmek durumunda olanlar kısmen ya da tamâmen çökmüşlerdir. Dolayısı ile toplumda sayıları az olmakla beraber aşırı zenginler oluşmuş buna mukâbil olarak da aşırı fakirler meydana gelmiş ve mâlesef fakirler toplumun ayaklar altında ezilen büyük bir kısmını oluşturur hale gelmiştir. Faizin sebeb olduğu toplumsal sorunlar saymakla bitmez. Allah ve Resûlü’nün faiz ehline savaş açmasının hikmeti bu noktada yatmaktadır. Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faizi alana, verene, yazana, vesile olana ve faize yardımcı olan herkese lânet etmiştir. Câbir (Allah ondan râzı olsun) şöyle dedi:

“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fâizi yiyene de, yedirene de yazana da, şâhitlerine de lânet etmiştir” ve şöyle eklemiştir: “Onların hepsi eşittir.”
Bu hadisten şu anlaşılıyor: Fâizi yazmak, teslim almak, teslim etmek, bankaya yatırmak ve bekçiliğini yapmak kesinlikle haramdır.
Abdullah İbn-i Mes’ûd’un Peygamberimize isnat ederek rivâyet etmiş olduğu şu hadiste bu olayın ne kadar çirkin bir iş olduğu şöyle tasvir edilmektedir:

“Faiz yetmiş üç bölümdür. En hafifi bir kişinin annesini nikahlaması (onunla zinâ etmesi) gibidir. En büyüğü ise kişinin müslüman bir adamın ırzına daima leke getirmeye çalışmasıdır.”

Yine peygamberimiz Abdullah İbn-i Hanzala’nın Peygamberimize isnat ederek rivâyet etmiş olduğu şu hadiste şöyle buyurulur:

“Kişinin bilerek bir dirhem faiz yemesi otuz altı zinadan daha kötüdür”

Alınan faiz oranı ne kadar az olursa olsun bu faizin hükmünü değiştirmez. Faiz yiyen kişiler kıyâmet günü, kabirlerinden kendilerini şeytan çarpmış kişilerin cinnet nöbetinden kalktıkları gibi kalkarlar.

Şâyet tevbe ederseniz ana sermayeniz sizindir, böylece ne zulüm etmiş ne de zulme uğramış olursunuz.” (Bakara:279).

Bu durumda mü’min bir kişi bu günahın ne kadar büyük olduğunu düşünüp bu yaptığından pişman olup tevbe etmesi gerekir. Mallarının kaybolmasından korkarak bu mallarını fâizli bankalara koyanlar da zor durumda kaldıkları için bu işe bulaştıklarının bilinci içinde bu işten tevbe ederek alternatif çözümler üretmeleri gerekir. Zîra fâiz yiyenler sanki ölü eti yemiş gibidirler. Bankaya para yatıran bir kişinin fâiz istemesi câiz değildir, şâyet kendisi istemediği halde bu fâiz hesabına yatırılmış ise bir yolunu bulup bu faizden kurtulmalıdır. Fâiz malının herhangi bir kişiye veya bir hayır kurumuna verilmesi câiz değildir, şâyet fâiz bir kişiye veya kuruma bu paranın fâiz parası olduğu haber verilmeden gizlice verilmiş ise bu para sadaka yerine kesinlikle geçmez. Çünkü Allahu Teâlâ temiz ve iyidir, temiz ve iyi olandan başkasını kabul etmez. Bir insanın, faizden herhangi bir şekilde faydalanması câiz değildir. Bir insan fâiz ile malını yiyemez, içemez, giyemez, bir binek veya bir ev satın alamaz, çocukları için harcayamaz, kendisinden bir zulmü def etmekte kullanamaz. Fâiz malından Allah’tan korkularak bir şekilde kurtulunmalı
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt