HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
Kelamcılar çıkmadan önce ne “Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları” konusu biliniyordu ne de herhangi bir araştırmada izine rastlanmıştı. Kur'an-ı Kerimde ve Hadisi şeriflerde de “Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları” şeklinde bir ifade geçmedi. Herhangi bir Sahabenin, “Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları” kelimesini kullandığı veya Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları hakkında konuştuklarına da rastlanılmadı. Kelamcıların Kur'an-ı Kerimde geçtiğini söyledikleri Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatlarını Kur'an'ın ışığı altında şu ayeti kerimelerin doğrultusunda anlamak gerekir. Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ "Senin güçlü Rabbin onların sıfatlandırdıklarından münezzehtir."[1]
لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ "Hiçbir şey O'nun benzeri değildir"[2]
تُدْرِكُهُ الأبْصَارُ "Gözler O'nu görmez"[3]
Ayrıca Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları Kur'an-ı Kerimde geçtiği şekilde ancak Kur'an'dan alınır.
İlim sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözünden alınır:
وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لا يَعْلَمُهَا إِلا هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ إِلا يَعْلَمُهَا وَلا حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الأرْضِ وَلا رَطْبٍ وَلا يَابِسٍ إِلا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ "Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı ve yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı, kuruyu ki apaçık kitaptadır, ancak O bilir."[4]
Hayat sıfatı da şu ayetlerden alınır:
اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ "Allah, O'ndan başka ilah olmayan diri, her an yaratıklarını gözetip durandır."[5]
هُوَ الْحَيُّ لا إِلَهَ إِلا هُوَ "O diridir. O'ndan başka ilah yoktur."[6]
Kudret sıfatı da şu ayetlerden alınır:
قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَى أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ فَوْقِكُمْ أَوْ مِنْ تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا "De ki: Üstünüzden ve altınızdan size azap göndermeye, sizi fırka fırka yapmaya kadir olan O'dur."[7]
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأرْضَ قَادِرٌ عَلَى أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ "Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah’ın, onların benzerlerini de yaratmaya kadir olduğunu görmezler mi."[8]
İşitmek sıfatı Allahu Teâla’nın şu sözlerinden alınır:
إن اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ "Muhakkak ki Allah işitir ve bilir."[9]
وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ "Allah işitir ve bilir."[10]
Görme sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
وَأَنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ "Muhakkak ki Allah işitir ve görür."[11]
وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا "Rabbin her şeyi görür."[12]
إِنَّ اللَّهَ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ "Muhakkak ki Allah işitir ve görür."[13]
Kelam sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinde olduğu gibi alınır:
وَكَلَّمَ اللَّهُ مُوسَى تَكْلِيمًا "Allah Musa ile de konuştu."[14]
وَلَمَّا جَاءَ مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ "Musa tayin ettiğimiz vakitte gelince ve Rabbi onunla konuşunca."[15]
İrade sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ "Her dilediğini mutlaka yapandır."[16]
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ "Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri sadece o şeye 'ol' demektir, hemen olur."[17]
وَلَكِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ "Ancak Allah istediğini yapar."[18]
Yaratma sıfatı da Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ "Allah her şeyin yaratıcısıdır"[19]
وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ "her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiştir."[20]
Vahdaniyet, Kıdem ve daha başka sıfatlar Kur'an-ı Kerim'de geçtiği gibi bu sıfatlar da Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir. Bu noktada Allah Subhenehû ve Teala’nın vahdaniyeti, ezeli olması, diri, canlı, güçlü, işiten, gören, konuşan, her şeyi bilen olduğu konusunda Müslümanlar arasında hiçbir ihtilaf yoktur.
Kelamcıların ortaya çıkmasıyla Müslümanlar arasına felsefi düşünceler sızınca kelamcılar arasında Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları konusunda ihtilaflar yayılmaya başladı.
Bu konuda Mutezile şöyle demektedir:
“Allah Subhenehû ve Teala’nın zatı ve sıfatı tek bir şeydir. İlmin, kudretin ve hayatın O'nun zatına eklenmesi ile değil Allah Subhenehû ve Teala, zatıyla diridir, âlimdir ve kadirdir. Eğer Allahu Teâla, insanda olduğu gibi zatına eklenen ilim ile âlim ve yine zatına eklenen hayat ile diri olsaydı sıfat ve sıfatla nitelenen, taşıyan ve taşıdığı ile nitelenen olması gerekirdi. Hâlbuki bu, ancak cisimleşebilen şeylerde görülür. Allah Subhenehû ve Teala ise cisimleşmekten münezzehtir. Her sıfatın kendisi bağımsız olarak vardır, dediğimizde ise ezeli olanlar, başlangıcı olmayanlar çoğalmış olur. Bir başka ifade ile ilahlar çoğalır.”
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ "Senin güçlü Rabbin onların sıfatlandırdıklarından münezzehtir."[1]
لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ "Hiçbir şey O'nun benzeri değildir"[2]
تُدْرِكُهُ الأبْصَارُ "Gözler O'nu görmez"[3]
Ayrıca Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları Kur'an-ı Kerimde geçtiği şekilde ancak Kur'an'dan alınır.
İlim sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözünden alınır:
وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لا يَعْلَمُهَا إِلا هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ إِلا يَعْلَمُهَا وَلا حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الأرْضِ وَلا رَطْبٍ وَلا يَابِسٍ إِلا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ "Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı ve yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı, kuruyu ki apaçık kitaptadır, ancak O bilir."[4]
Hayat sıfatı da şu ayetlerden alınır:
اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ "Allah, O'ndan başka ilah olmayan diri, her an yaratıklarını gözetip durandır."[5]
هُوَ الْحَيُّ لا إِلَهَ إِلا هُوَ "O diridir. O'ndan başka ilah yoktur."[6]
Kudret sıfatı da şu ayetlerden alınır:
قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَى أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ فَوْقِكُمْ أَوْ مِنْ تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا "De ki: Üstünüzden ve altınızdan size azap göndermeye, sizi fırka fırka yapmaya kadir olan O'dur."[7]
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأرْضَ قَادِرٌ عَلَى أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ "Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah’ın, onların benzerlerini de yaratmaya kadir olduğunu görmezler mi."[8]
İşitmek sıfatı Allahu Teâla’nın şu sözlerinden alınır:
إن اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ "Muhakkak ki Allah işitir ve bilir."[9]
وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ "Allah işitir ve bilir."[10]
Görme sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
وَأَنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ "Muhakkak ki Allah işitir ve görür."[11]
وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا "Rabbin her şeyi görür."[12]
إِنَّ اللَّهَ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ "Muhakkak ki Allah işitir ve görür."[13]
Kelam sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinde olduğu gibi alınır:
وَكَلَّمَ اللَّهُ مُوسَى تَكْلِيمًا "Allah Musa ile de konuştu."[14]
وَلَمَّا جَاءَ مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ "Musa tayin ettiğimiz vakitte gelince ve Rabbi onunla konuşunca."[15]
İrade sıfatı Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ "Her dilediğini mutlaka yapandır."[16]
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ "Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri sadece o şeye 'ol' demektir, hemen olur."[17]
وَلَكِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ "Ancak Allah istediğini yapar."[18]
Yaratma sıfatı da Allah Subhenehû ve Teala’nın şu sözlerinden alınır:
اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ "Allah her şeyin yaratıcısıdır"[19]
وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ "her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiştir."[20]
Vahdaniyet, Kıdem ve daha başka sıfatlar Kur'an-ı Kerim'de geçtiği gibi bu sıfatlar da Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir. Bu noktada Allah Subhenehû ve Teala’nın vahdaniyeti, ezeli olması, diri, canlı, güçlü, işiten, gören, konuşan, her şeyi bilen olduğu konusunda Müslümanlar arasında hiçbir ihtilaf yoktur.
Kelamcıların ortaya çıkmasıyla Müslümanlar arasına felsefi düşünceler sızınca kelamcılar arasında Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları konusunda ihtilaflar yayılmaya başladı.
Bu konuda Mutezile şöyle demektedir:
“Allah Subhenehû ve Teala’nın zatı ve sıfatı tek bir şeydir. İlmin, kudretin ve hayatın O'nun zatına eklenmesi ile değil Allah Subhenehû ve Teala, zatıyla diridir, âlimdir ve kadirdir. Eğer Allahu Teâla, insanda olduğu gibi zatına eklenen ilim ile âlim ve yine zatına eklenen hayat ile diri olsaydı sıfat ve sıfatla nitelenen, taşıyan ve taşıdığı ile nitelenen olması gerekirdi. Hâlbuki bu, ancak cisimleşebilen şeylerde görülür. Allah Subhenehû ve Teala ise cisimleşmekten münezzehtir. Her sıfatın kendisi bağımsız olarak vardır, dediğimizde ise ezeli olanlar, başlangıcı olmayanlar çoğalmış olur. Bir başka ifade ile ilahlar çoğalır.”