s.a
ALLAH'IN SEVGILI KULU
Allahın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine
şöyle denir: Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı
sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de
kaç! Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ
çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana
bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir
şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ
küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup
yedi, baldan tatlı buldu. Allah hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına
altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir
çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak
yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine
çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine, Ben
emredileni yaptım diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı.
Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi:
Ey Allahın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım Onu aldı.
Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi:
sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak
istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: Üçüncünün
dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne
yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et
kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra,
yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu
duayı yaptı: Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne
ise bana bildir.
Daha sonra, rüyasında şöyle anlatıldı:
Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür;
sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.
İkincisi iyi amelindir. Ne kadar
saklarsan sakla; yine meydana çıkar.
Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir,
ona hıyanet etme.
Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa,
onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun.
Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç
ALLAH'IN SEVGILI KULU
Allahın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine
şöyle denir: Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı
sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de
kaç! Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ
çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana
bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir
şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ
küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup
yedi, baldan tatlı buldu. Allah hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına
altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir
çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak
yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine
çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine, Ben
emredileni yaptım diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı.
Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi:
Ey Allahın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım Onu aldı.
Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi:
sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak
istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: Üçüncünün
dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne
yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et
kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra,
yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu
duayı yaptı: Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne
ise bana bildir.
Daha sonra, rüyasında şöyle anlatıldı:
Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür;
sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.
İkincisi iyi amelindir. Ne kadar
saklarsan sakla; yine meydana çıkar.
Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir,
ona hıyanet etme.
Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa,
onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun.
Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç