Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,590
- Tepki puanı
- 954
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Allah'ı özleyen kullar ......
Allah'ı özleyen kullar ......
"Ahbar-ud Davud " isimli esere göre ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S) 'a söyle vahyetti:
«— Yâ Davud! Daha ne zamana kadar hep cenneti düsünecek ve bana karsi özlem duymaya talip olmayacaksin?»
Hz. Davud (A.S), Ulu Allah (C.C) 'a: «seni özleyenler kimlerdir» diye sorar.
Allah (C.C) ona söyle cevap verir:
"Beni özleyenler, her türlü kederden arindirip saflastirdiklarim, benden çekinmeleri için ikaz ettiklerim ve kalblerinde bana bakabilecekleri delikler açtiklarimdir.
Ben onlarin kalblerini kendi avucuma alarak göge çikaririm, sonra da seçkin meleklerimi çagiririm. Hepsi hemen önümde secdeye kapanirlar. Onlara derim ki: «ben sizi bana secdeye varasiniz diye degil, benim özlemim ile yananlarin kalplerini size göstereyim ve sizinle onlara iftihar edeyim diye çagirdim« Çünki yeryüzü halkina günesin aydinlik saçtigi gibi beni özleyenlerin kalbi de gökte meleklerime isik saçar.
Ey Davud! Ben, özlemlilerimin kalbini hosnutlugumdan yaratarak öz nurumla besledim, onlari kendime söz arkadasi olarak seçtim. Yer yüzüne onlarin vücûdlari araciligi ile bakarim. Kalblerinde bakislarini bana ulastiran bir yol açtim. Bana karsi duyduklari özlem günden güne artar.»
Hz. Davud (A.S.) «yâ Rabb 'i, sevgililerini bana göster» der.
Bunun üzerine ulu Allah (C.C.) ona söyle buyurur:
Yâ! Davud Lübnan dagina var. Orada genc, ihtiyar ve orta yaslilardan meydana gelen on dört kisi var. Yanlarina varinca benden onlara selâm söyle ve onlara de ki. Rabb 'iniz size söyle diyor:
«Benden istediginiz bir sey var mi? Siz benim arinmis dostlarimsiniz ve sevdiklerimsiniz. Sizin sevinmenize bende sevinirim muhabbetinize kosarim.»
Hz. Davud (A.S), bu grubun yanina varinca onlari bir pinarin basinda Allah (C.C) 'in ululugu hakkinda düsünceye dalmis olarak bulur. Hz. Davud (A.) 'u görünce ondan uzak kalmak için yerlerinden siçrayip kalkarlar. Bu sirada Hz. Davud (A.S) onlara der ki: «Ben Allah (C.C) 'in size gönderdigi bir elciyim. Rabb 'inizin buyrugunu size bildirmeye geldim.»
Bu sözleri duyunca yönlerini Hz. Davud (A.S) 'a çevirirler. Kulaklarini ona dogru vererek bakislarini yere çevirirler. Hz. Davud (A.S) onlara «ben size Allah (C.C) tarafindan elçi olarak geldim. O - size selam söylüyor ve söyie buyuruyor:
«— Bir arzunuz yok mu? Bana seslenir misiniz ki, sesinizi ve sözünüzü duyayim. Siz benim seçkin dostlarim ve yakinlarimsiniz. Sizin sevinciniz beni de sevindirdigi için sizi hosnut etmeye derhal yönelirim. Müsfik, yumusak kalbli bir anne çocugu üzerine nasil titrerse size her an öyle bakarim.»
Bu sözleri duyunca hepsinin gözleri yasardi ve yaslari süzülerek yanaklarina indi.
En yaslîlari konusarak "Sübhaneke, sübhaneke (seni noksan sifatlardan tenzih ederim, seni noksan sifatlardan tenzih ederim). Biz senin zavalli kullariniz. Atalarimiz da senin zavalli kullarin idi. Bizi afveyle, ömrümüzün su anina kadar kalblerimiz sana zikretmekten bir an bile geri kalmadi. " der.
Arkasindan bir digeri de söz alarak «sübhaneke, sübhaneke. Biz senin zavalli kullariniz ve senin zavalli kullarinin çocuklariyiz. Binaneleyh aramizdaki muhabbete hüsnü nazar ederek bize minnet buyur der.
Bir baskasi, süphaneke, süphaneke biz senin kullarin ve kullarinin çocuklariyiz. Sen bizim kendi umurumuza dair bir hacetimiz olmadigini bilirken. Duaya cüret edebilir miyiz, sen bize yolunda devami nasip et. Bununla bize olan bagisini tamamla der.
Arkadasin bir baskasi söze girerek «biz senin rizanin pesinde gerektigi sekilde kosamiyoruz. Cömertligin sayesinde bu konuda bize yardim eyle» der.
Arkasindan bir digeri söz alarak: «Bizi bir damla bel suyundan (meniden) yarattin, bize buna ragmen ululugunu düsünebilme yetenegini bagisladin. Senin ululuguna dalanlar, celâlini düsünenler konusmaya cür 'et edebilirler mi? Nuruna yaklasmamizi istedikten sonra senden ne istemeye dilimiz varabilir ki?» der.
Arkasindan söze giren bir digeri «sevdiklerine olan bagislarinin bollugu. dostlarina yakinligin ve saninin ululugu celâliyle sana dua etmekten dillerimiz acizdir.» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak «Kalblerimizi seni zikretmeye yönelten, sirf seni düsünebilmeye yatkin bir gönül anligi kazanmamizi saglayan sensin. Sana sükür hususundaki yetersizliklerimizi afveyle» der.
Arkasindan söze giren bir baskasi «dilegimizi sen bilip duruyorsun, bu dilek sadece senin vechine bakabilmektir.» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak: «Köle efendisine karsi nasil cür 'et edebilir? Madem ki, öz cömertliginin eseri olarak bize dua etmeyi emrettin. Gökyüzünün karanlik katlan arasinda sana ulasabilmek için bize yolumuzu aydinlatacak isik da bagisla» der.
Arkasindan bir digeri söze girerek: «ibadetlerimizi kabul buyurmani ve her zaman sana ibadet etmeyi bize nasip eylemeni dileriz»
Arkasindan söz alan bir baskasi «baskalarindan farkli olmamizi saglayan üzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni dileriz» der.
Arksindan bir digeri söz alarak «yarattiklarin arasinda hiç bir seye ihtiyacimiz yok. Yalniz bize cemalinin vechini görebilmeyi bagisla» der.
Arkasindan dile gelen bir digeri: «arkadaslarimdan ayri olarak senden gözümü dünyaya ve dünyalilara karsi kör eylemeni ve kalbimi Âhiretten baska hiç bir sey ile ilgilenmez kilmani dilerim» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak «ey sani yüce ve ulu Allah (C.C) 'im! Dostlarimi sevdigini artik kesinlikle ögrendim. Bize kalbimizin senden baska her sey ile ilgisini keserek sirf senin ile ilgilenmesini bagisla» der.
Lübnan dagindaki on bes Allah (C.C) sevgilisinin bu cevaplan üzerine ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S) vasitasiyle onlara söyle vahyetti:
"Söylediklerinizi duydum, isteklerinizi kabul ettim. Simdi biribirinizden ayrilin, simdi herkes kendine bir sigmak bulsun. Ben sizin iie aramdaki perdeleri kaldiracagim, böylelikle celâlime ve nuruma bakacaksiniz.»
Hz. Davud (A.S): «yâ Rabb 'i, bunlar ne sayesinde senin katinda bu yüksek dereceyi kazandilar» diye sorar.
Ulu Allah (C.C.) ona su cevabi verir:
«— Bu dostlarim, nail olduklari bu mertebeye benim hakkimda iyi düsündükleri için, dünyadan ve dünyalilardan uzak durduklari için. benim ile basbasa kalip bana yalvardiklarindan dolayi ulasmislardir.
Bu mertebeye ancak dünya ile dünyalilardan terkederek, onun ile ilgili hiç bir seyi diline almayanlar, beni bütün yarattiklarina tercih ederek kalbini sirf bana ayiranlar varabilir.
Böyle kullanma ben de bagisimla yönelerek nefsini diger her türlü ilgiden alikorum, nihayet onun ile aramizdaki perdeyi kaldirarak herhangi bir seye bakar gibi beni görmesini saglarim. Her an ona kerametimi göstererek onu vechimin nuruna yaklastirirm. Eger hasta olacak olsa müsfik bir anne çocuguna nasil bakarsa ben de ona öyle bakarim. Eger susayacak olsa beni zikretmenin tadini taddirarak onu suya kandiririm.
«Ey Davud! Bütün bunlari ona yapinca nefsini dünyaya ve dünyalilara karsi körelterek, hiç birini sevmemesini saglarim. Bütün ilgisi her an sirf bana yönelir, bana bir an önce kavusmayi diler. Oysa ki, ben onun canini almayi istemem. Cünki o varliklarim arasinda bakislarimin yeridir. Ne o benden baskasini görür ve ne ben ondan baskasina bakarim.
«Ey Davud, benim böyle bir kulumu görsen, nefsi erimis, vücûdu süzülmüstür. Fakat benim zikrimi duyunca kalbi hoplar ve azalari kanadlanir. Onun ile meleklerime karsi övünürüm. Gök halki onu görünce benden daha çok çekinir ve daha çok ibadet etmeye yönelirler.
Ey Davud! izzetim ve celâlim hakki için böyle kulumu cennetime oturtacak ve kendisine cemâlimi gösterip hosnutlugunu ve hosnutlulugunun da ötesini saglayarak özlemini dindirecegim!
Kalplerin Keşfi / İmam Gazali
"Ahbar-ud Davud " isimli esere göre ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S) 'a söyle vahyetti:
«— Yâ Davud! Daha ne zamana kadar hep cenneti düsünecek ve bana karsi özlem duymaya talip olmayacaksin?»
Hz. Davud (A.S), Ulu Allah (C.C) 'a: «seni özleyenler kimlerdir» diye sorar.
Allah (C.C) ona söyle cevap verir:
"Beni özleyenler, her türlü kederden arindirip saflastirdiklarim, benden çekinmeleri için ikaz ettiklerim ve kalblerinde bana bakabilecekleri delikler açtiklarimdir.
Ben onlarin kalblerini kendi avucuma alarak göge çikaririm, sonra da seçkin meleklerimi çagiririm. Hepsi hemen önümde secdeye kapanirlar. Onlara derim ki: «ben sizi bana secdeye varasiniz diye degil, benim özlemim ile yananlarin kalplerini size göstereyim ve sizinle onlara iftihar edeyim diye çagirdim« Çünki yeryüzü halkina günesin aydinlik saçtigi gibi beni özleyenlerin kalbi de gökte meleklerime isik saçar.
Ey Davud! Ben, özlemlilerimin kalbini hosnutlugumdan yaratarak öz nurumla besledim, onlari kendime söz arkadasi olarak seçtim. Yer yüzüne onlarin vücûdlari araciligi ile bakarim. Kalblerinde bakislarini bana ulastiran bir yol açtim. Bana karsi duyduklari özlem günden güne artar.»
Hz. Davud (A.S.) «yâ Rabb 'i, sevgililerini bana göster» der.
Bunun üzerine ulu Allah (C.C.) ona söyle buyurur:
Yâ! Davud Lübnan dagina var. Orada genc, ihtiyar ve orta yaslilardan meydana gelen on dört kisi var. Yanlarina varinca benden onlara selâm söyle ve onlara de ki. Rabb 'iniz size söyle diyor:
«Benden istediginiz bir sey var mi? Siz benim arinmis dostlarimsiniz ve sevdiklerimsiniz. Sizin sevinmenize bende sevinirim muhabbetinize kosarim.»
Hz. Davud (A.S), bu grubun yanina varinca onlari bir pinarin basinda Allah (C.C) 'in ululugu hakkinda düsünceye dalmis olarak bulur. Hz. Davud (A.) 'u görünce ondan uzak kalmak için yerlerinden siçrayip kalkarlar. Bu sirada Hz. Davud (A.S) onlara der ki: «Ben Allah (C.C) 'in size gönderdigi bir elciyim. Rabb 'inizin buyrugunu size bildirmeye geldim.»
Bu sözleri duyunca yönlerini Hz. Davud (A.S) 'a çevirirler. Kulaklarini ona dogru vererek bakislarini yere çevirirler. Hz. Davud (A.S) onlara «ben size Allah (C.C) tarafindan elçi olarak geldim. O - size selam söylüyor ve söyie buyuruyor:
«— Bir arzunuz yok mu? Bana seslenir misiniz ki, sesinizi ve sözünüzü duyayim. Siz benim seçkin dostlarim ve yakinlarimsiniz. Sizin sevinciniz beni de sevindirdigi için sizi hosnut etmeye derhal yönelirim. Müsfik, yumusak kalbli bir anne çocugu üzerine nasil titrerse size her an öyle bakarim.»
Bu sözleri duyunca hepsinin gözleri yasardi ve yaslari süzülerek yanaklarina indi.
En yaslîlari konusarak "Sübhaneke, sübhaneke (seni noksan sifatlardan tenzih ederim, seni noksan sifatlardan tenzih ederim). Biz senin zavalli kullariniz. Atalarimiz da senin zavalli kullarin idi. Bizi afveyle, ömrümüzün su anina kadar kalblerimiz sana zikretmekten bir an bile geri kalmadi. " der.
Arkasindan bir digeri de söz alarak «sübhaneke, sübhaneke. Biz senin zavalli kullariniz ve senin zavalli kullarinin çocuklariyiz. Binaneleyh aramizdaki muhabbete hüsnü nazar ederek bize minnet buyur der.
Bir baskasi, süphaneke, süphaneke biz senin kullarin ve kullarinin çocuklariyiz. Sen bizim kendi umurumuza dair bir hacetimiz olmadigini bilirken. Duaya cüret edebilir miyiz, sen bize yolunda devami nasip et. Bununla bize olan bagisini tamamla der.
Arkadasin bir baskasi söze girerek «biz senin rizanin pesinde gerektigi sekilde kosamiyoruz. Cömertligin sayesinde bu konuda bize yardim eyle» der.
Arkasindan bir digeri söz alarak: «Bizi bir damla bel suyundan (meniden) yarattin, bize buna ragmen ululugunu düsünebilme yetenegini bagisladin. Senin ululuguna dalanlar, celâlini düsünenler konusmaya cür 'et edebilirler mi? Nuruna yaklasmamizi istedikten sonra senden ne istemeye dilimiz varabilir ki?» der.
Arkasindan söze giren bir digeri «sevdiklerine olan bagislarinin bollugu. dostlarina yakinligin ve saninin ululugu celâliyle sana dua etmekten dillerimiz acizdir.» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak «Kalblerimizi seni zikretmeye yönelten, sirf seni düsünebilmeye yatkin bir gönül anligi kazanmamizi saglayan sensin. Sana sükür hususundaki yetersizliklerimizi afveyle» der.
Arkasindan söze giren bir baskasi «dilegimizi sen bilip duruyorsun, bu dilek sadece senin vechine bakabilmektir.» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak: «Köle efendisine karsi nasil cür 'et edebilir? Madem ki, öz cömertliginin eseri olarak bize dua etmeyi emrettin. Gökyüzünün karanlik katlan arasinda sana ulasabilmek için bize yolumuzu aydinlatacak isik da bagisla» der.
Arkasindan bir digeri söze girerek: «ibadetlerimizi kabul buyurmani ve her zaman sana ibadet etmeyi bize nasip eylemeni dileriz»
Arkasindan söz alan bir baskasi «baskalarindan farkli olmamizi saglayan üzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni dileriz» der.
Arksindan bir digeri söz alarak «yarattiklarin arasinda hiç bir seye ihtiyacimiz yok. Yalniz bize cemalinin vechini görebilmeyi bagisla» der.
Arkasindan dile gelen bir digeri: «arkadaslarimdan ayri olarak senden gözümü dünyaya ve dünyalilara karsi kör eylemeni ve kalbimi Âhiretten baska hiç bir sey ile ilgilenmez kilmani dilerim» der.
Arkasindan bir baskasi söz alarak «ey sani yüce ve ulu Allah (C.C) 'im! Dostlarimi sevdigini artik kesinlikle ögrendim. Bize kalbimizin senden baska her sey ile ilgisini keserek sirf senin ile ilgilenmesini bagisla» der.
Lübnan dagindaki on bes Allah (C.C) sevgilisinin bu cevaplan üzerine ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S) vasitasiyle onlara söyle vahyetti:
"Söylediklerinizi duydum, isteklerinizi kabul ettim. Simdi biribirinizden ayrilin, simdi herkes kendine bir sigmak bulsun. Ben sizin iie aramdaki perdeleri kaldiracagim, böylelikle celâlime ve nuruma bakacaksiniz.»
Hz. Davud (A.S): «yâ Rabb 'i, bunlar ne sayesinde senin katinda bu yüksek dereceyi kazandilar» diye sorar.
Ulu Allah (C.C.) ona su cevabi verir:
«— Bu dostlarim, nail olduklari bu mertebeye benim hakkimda iyi düsündükleri için, dünyadan ve dünyalilardan uzak durduklari için. benim ile basbasa kalip bana yalvardiklarindan dolayi ulasmislardir.
Bu mertebeye ancak dünya ile dünyalilardan terkederek, onun ile ilgili hiç bir seyi diline almayanlar, beni bütün yarattiklarina tercih ederek kalbini sirf bana ayiranlar varabilir.
Böyle kullanma ben de bagisimla yönelerek nefsini diger her türlü ilgiden alikorum, nihayet onun ile aramizdaki perdeyi kaldirarak herhangi bir seye bakar gibi beni görmesini saglarim. Her an ona kerametimi göstererek onu vechimin nuruna yaklastirirm. Eger hasta olacak olsa müsfik bir anne çocuguna nasil bakarsa ben de ona öyle bakarim. Eger susayacak olsa beni zikretmenin tadini taddirarak onu suya kandiririm.
«Ey Davud! Bütün bunlari ona yapinca nefsini dünyaya ve dünyalilara karsi körelterek, hiç birini sevmemesini saglarim. Bütün ilgisi her an sirf bana yönelir, bana bir an önce kavusmayi diler. Oysa ki, ben onun canini almayi istemem. Cünki o varliklarim arasinda bakislarimin yeridir. Ne o benden baskasini görür ve ne ben ondan baskasina bakarim.
«Ey Davud, benim böyle bir kulumu görsen, nefsi erimis, vücûdu süzülmüstür. Fakat benim zikrimi duyunca kalbi hoplar ve azalari kanadlanir. Onun ile meleklerime karsi övünürüm. Gök halki onu görünce benden daha çok çekinir ve daha çok ibadet etmeye yönelirler.
Ey Davud! izzetim ve celâlim hakki için böyle kulumu cennetime oturtacak ve kendisine cemâlimi gösterip hosnutlugunu ve hosnutlulugunun da ötesini saglayarak özlemini dindirecegim!
Kalplerin Keşfi / İmam Gazali