Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ALLAH'I BİLMEK,YARATTIKLARINI BİLMEKLE MÜMKÜN OLUR (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
İçinde bulunduğumuz güneş sistemi ve uzay, Allah Celle Celalühu'nun eşsiz sanatına delalet eden büyük âyetlerdir. Güneş sistemimiz de; dünyamız ile beraber diğer gezegenler, ay, hatta denilir ki irili ufaklı binlerce gezegen mevcuttur.



Zerrelerden kürrelere kadar her varlık; Allah Celle Celalühu'nun birliğine; gücünün ve kudretinin sonsuzluğuna delalet eder. Bunun en güzel örneği evrende görünmektedir. Bilimsel hesaplara göre kâinatın yaşı çok çok uzun yıllara dayanmaktadır. Bu uzunca yıllar evvel önce büyük bir patlama ile kâinat meydana geldi. Bu patlamadan günümüze kadar ulaşan fosiller, bilim adamları tarafından yakın tarihlerde bulundu. Bu fosiller üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar neticesi gösterdi ki uzunca yıllar önce meydana gelen bu patlama ile beraber kâinat meydana geldi. Bu patlamanın öncesinde hiçbir şey yoktu, Allah Celle Celalühu'dan başka... Bu patlamaya da bilimsel tabirle BÜYÜK PATLAMA ismi verilmektedir. Kâinatın var oluş noktasının, bu BÜYÜK PATLAMA ile başladığını farz edersek, başlangıç noktası olan her maddenin muhakkak bir yaratıcısı vardır. Mevcudatın yaratıcısı da Allah Celle Celalühu'dur. Kur'anı Kerim’de Allah Celle Cellalühu: "Şüphesiz Rabb'iniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine amadedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur. Alemlerin Rabb'i olan Allah ne yücedir"(1) buyurmaktadır. Ayette geçen altı gün, kâinatın safha safha yaratıldığını beyan etmektedir. Önce atom parçacıkları, sonra atomlar, sonra yıldızlar ve galaksiler... Bu yaratılış çok büyük bir olaydır. Bunun büyüklüğünü ancak akıl sahipleri anlar. Nitekim Allah Celle Celalühu "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır"(2) buyurmaktadır. Allah Celle Celalühu'yu tanımak için onun yaratıklarını tanımak lazım. Yukarıda bahsi geçen ayetleri çok dikkatle okuduğumuz da, dehşetle irkiliyoruz. Çünkü; kâinatın sahibi öyle güç sahibidir ki, onun gücünü anlatmak için; dünyada ki ağaçlar kalem, denizler de mürekkep olsa, yine de büyüklüğünü anlatmak mümkün değildir.
Kur'anı Kerim'in bir çok yerinde; Alemlerin Rabb'i olan Allah ne yücedir. Allah, hakimlerin hakimi değil mi ? Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O'nundur. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir... gibi cümlelere rastlıyoruz. Allah Celle Celalühu bu ifadelerle gücünü ve kudretini bizlere bildirmektedir. O bizlere bunları bildirmeseydi, bizim O'nun gücünü kendi aklımızla yeterince bilebilmemiz mümkün değildir. Onun içindir ki dualarımızda "Ya Rabb'i bizim seni methu sena etmeye kelimelerimiz ve aklımız yeterli değildir. Sen kendini nasıl methu sena edip bize bildirmişsen, bizde seni o şekilde methu sena ediyoruz..." şeklinde yakarıyoruz.
İçinde bulunduğumuz güneş sistemi ve uzay, Allah Celle Celalühu'nun eşsiz sanatına delalet eden büyük ayetlerdir. Güneş sistemimiz de; dünyamız ile beraber diğer gezegenler, ay hatta denilir ki irili ufaklı binlerce gezegen mevcuttur. Mensubu olduğumuz Samanyolu Galaksisi içinde güneş gibi milyarlarca yıldız bulunmaktadır. Bu milyarlarca yıldızı dünyamızla kıyaslamaya kalksak; örneğin bir futbol topunu bir kenara koyalım, karşısına da gözümüzün görebildiği bir toz taneciğini koyalım. Bir futbol topuna kıyasla, bir toz zerresi ne ise, içinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi’ne oranla dünyamız aynı durumdadır.
İçinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi gibi, uzayda milyarlarca galaksi var. Şimdi düşünelim, maddi alemde Allah Celle Celalühu’nun mülkünün büyüklüğünü, bırakalım diğer galaksileri, bizim galaksimizin büyüklüğünü, madde olarak insanla kıyaslamaya kalksak, rakamlarla ifade etmemiz mümkün olmaz. Örneğin Samanyolu Galaksisi’nın yanında bir insanın yeri nedir diye sorulsa; 1 (bir) sayısının yanına bütün dünyadaki zerreler adetince sıfır rakamı konsa, çıkacak rakam; Samanyolunun yanında, bir insanın küçüklüğünü gösterebilir. Bir de milyarlarca galaksiyi düşünecek olsak, her halde bunları kıyaslamaya hiç bir rakam kâfi gelmez, işte Allah Celle Celalühu'nun mülkü bu kadar büyüktür.
Diğer tarafta, evrendeki bütün varlıklar, bir nizam ile hareket etmektedir. Dünyamızın güneş etrafındaki dönüşünde, ne güneşin Samanyolu içindeki seyahatinde, ne saman yolunu teşkil eden milyarlarca yıldızın çeşit çeşit hareketlerinde, ne de kâinatın başka her hangi bir yerinde bir anlık şaşırmanın, yanılmanın görüldüğü vaki değildir. Bu, şüphesiz akla durgunluk verecek kadar büyük ve kusursuz bir nizamdır. Yüce Allah Celle Celalühu bu muazzam nizamı Kur'anı Kerim'de bakın nasıl beyan ediyor, "Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir." (3)
"Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler."(4) Evrendeki bu muazzam nizam Allah Celle Celalühu tarafından konulmuş ve herhangi bir bozulma olması mümkün değildir. "O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahman'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk göremezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun"? Kâinatta ki bu muazzam nizamı koyan Allah Celle Celalühu; yerde gökte, bütün kâinatta, dünya ve ahiret tasarrufu ve saltanatı, yaratma ve yok etmesi, ele geçirme ve yönetmesi, emrini yerine getirtme ve hükmünü icra etmesi, iyi davranması ve zorlaması, cezalandırması ve ikramı, ihsanda bulunması ve nîmet vermesi hep O'nun kudret elindedir. "Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, Yüceler Yücesi’dir ve O'nun her şeye gücü yeter." (5)
Allah Celle Celalühu bu, muazzam nizamı niçin yarattı? Sadece insan için, insanın bilmesi için.
Önce inanlara; ey iman edenler, kime iman ettiğinizi biliyor musunuz? Namaza durduğunuzda kimin huzurunda olduğunuzu biliyor ve ona göre davranabiliyor musunuz? Kur' anı Kerim'in bir çok yerinde başka tanrılar edinmeyin buyuruluyor. Siz acaba gerçek kâinatın sahibine iman edip ibadet edebiliyor musunuz? Ayeti Kerime’lerde geçen o muttaki kullar ifadesine mazhar olabiliyor musunuz? Bütün bu muhasebeyi yaparak, kendimize çeki düzen verme zamanımız gelmiştir.
Siz inanmayanlar; Allah Celle Celalühu'nun birliğine, gücüne, kudretine, zerreden kürrelere varıncaya kadar her şey delalet etmektedir. Gözlerinizi açın ve bu gerçekleri görün. Çok basit ve küçük işlerle uğraşıyorsunuz. Allah Celle Celalühu'ya (hâşâ) kafa tutuyorsunuz. Allah'a inanıyorum ama, Kur'anı Kerim'in şurası bu çağa uygun düşmez, burası yanlıştır, Allah buraya karışamaz, burası bizimdir, gibi düşünceler içinde olanlara Kur'an’ın tarifiyle “...hayvanlardan da aşağı...” denilir. Bu düşüncede olan insanlara ancak acıyarak bakılır. Kendilerine yazık ediyorlar. Yukarıdaki ayeti kerime onlara ve hepimize hitap ediyor. "Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun"? Ne olur, bir kere düşün, seni kim yarattı, bütün bu muazzam nizam tesadüf olabilir mi? Bu muazzam nizamı yaratan'a sen kafa tutacaksın, hangi akılla? Olmayan akılla... Akıl olsa kafa tutulmaz zaten.
Çevrenize şöyle bir bakın; yüz yaşını geçen kaç insan görebilirsiniz?
Belki bir tane, belki hiç... Demek ki en çok yaşayan yüz yaşına ulaşamıyor. Şimdi bu örnekten hareket ederek kendi yaşınızı hesaplayın; en çok ne kadar ömrünüz kaldı. O da bitecek ve Azrail Aleyhisselam gelip canınızı alacak, kurtuluşunuz yok vesselam. Bir ayeti kerimede bakın yüce yaratıcımız ne diyor:
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı yağmurun bitirdiği ve ziraatçıların da hoşuna giden bir bitki gibi önce yetişir, sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir âzap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimden başka bir şey değildir."(6)
Ey inanmayanlar!
Gelin çerçöp olmadan, kâinatın sahibine iman edin.
Bu işin sonunda büyük pişmanlık vardır. Burada yaşayacağınız 6070 bilemedin en uç noktada 100 sene, sonra ölüm... Bir düşün!
Kimler ölmedi, dünyayı yönettiğini zanneden sahte hükümdarlar, gururundan ve kibrinden yürüyemeyen beyler, paşalar...
Hepsi gitti, sizler de gideceksiniz...
Dünya var olduğu günden bu yana, milyarlarca insan gelip geçti, tabiri caiz ise dünyaya kazık çakan olamadı!
Hepsi geldiği gibi gitti, hepsi de bu dünyaya aldananlar gibi düşünüyordu, fakat kısa zaman sonra Kuran'ın tabiriyle çerçöp oldular.
Değerli okurlarım!
Bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Kur'anı Kerim hiç şüphesiz Allah Celle Celalühu’nun kelamıdır.
Muhatabı kimdir? denilirse; bizler bütün insanlık ona muhataptır. Kendisine Kur’an’a muhatap olarak görebilenlere ne mutlu... Bunun için birkaç ayeti kerimeye dikkat çekmek istiyorum:
"Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır."(7) Bu ayeti kerimeden ibret alabiliyor muyuz? Bir diğerinde de:
"Yine gecede ve gündüzde, uyumanız ve lütfundan nasib aramanız da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır".
"Yine O'nun ayetlerindendir ki; size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne, ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır."(8)
Allah'ımız bizi ibret almaya çağırıyor. Bir yerde değil, birçok yerde. Düşünen insanlar için büyük ibretlerin ve delillerin olduğunu bildiriyor. Ey İman Edenler!
Bu ikazlardan gerekli dersi ve ibreti alamıyorsak, kendimizi hesaba çekmeliyiz. Bu ayetleri okuyup da "Ey Rabb'ımız! bütün bunlar senin ayetlerindir, sen bunların hiç birini boşuna yaratmadın, şu ayetinde şu hikmeti gördüm ELHAMDÜLİLLAH...” demeyi, Allah Celle Celalühu cümlemize nasib eylesin. Amin!..

DİPNOTLAR
1. A' raf Süresi;54
2. Ali İmran Süresi;190
3. Yasın Süresi: 38
4. Yasın Süresi: 40
5. Mülk Süresi:1
6. Hadid Süresi;57
7. Rum Süresi;22
8. Rum Süresi;2324
 

FATMA_ERGUN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Haz 2006
Mesajlar
3,537
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ALLAH'I BİLMEK,YARATTIKLARINI BİLMEKLE MÜMKÜN OLUR

Bu ikazlardan gerekli dersi ve ibreti alamıyorsak, kendimizi hesaba çekmeliyiz. Bu ayetleri okuyup da "Ey Rabb'ımız! bütün bunlar senin ayetlerindir, sen bunların hiç birini boşuna yaratmadın, şu ayetinde şu hikmeti gördüm ELHAMDÜLİLLAH...r1; demeyi, Allah Celle Celalühu cümlemize nasib eylesin. Amin!..

AMİN.EMEGİNİZE YÜREGİNİZE SAGLIK
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt