Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allaha verilen söz (1 Kullanıcı)

islamafakı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2008
Mesajlar
50
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
ALLAH’A VERİLEN SÖZÜ TUTMAK
Halkı Müslüman olan ülkelerde,şirk taassubunun oluşturduğu ve gayesinin ancak Allahu Tealanın yeryüzündeki tasarruf kakını red olan ideolojik hareketler ithal edilmeye başlanınca,kişi vwe kurumların da durum ve vaziyeti bu çerçevede değişmeye başladı.Bu değişim süreci içirisinde müşrik devlet ve toplumlarla kaynaşma ve dostluk havası esmeye başladı.Müşrik ve müslümanın yaklaşımının sonucunda gündeme doğal olarak inananların rehberi olan Kur’anın beyanatı geldi.Allahu Teala,”Ey iman edenler,mü’minleri bırakıpta kafirleri dost edinmeyin…”(Nisa-144)diye buyurmakta,bu emrinin mahiyetini yine bir başka ayetinde şöyle dile getirmektedir.”Ne Yahudiler nede hırıstiyanlar,sen onların dinine uymayınca senden hoşnut olmazlar.”(Bakara-120)demektedir.Onların sevgisini kazanman için mutlaka o çağdaş firavnların ve nemrudların,kendi yanlarından çıkardıkları izm ve ideolojilerini kabul etmen ve Allaha şirk koşman gerekir.
İnsanlığın cahili bataklığa battığı ve tağutların cirit attığı,şirkin en muazzam çrneğinin yaşandığı cahiliye devrinde,”Peygamberimizin eliyle gerçekleşen İslama çağrı hareketi hiç şüphesiz,peygamberler manzumesinin önderliğinde yürütülen,uzuzn çağrı zincirinin son halkasını meydana getirir.İnsanlık tarihi boyunca süren bu çağrının tek hedefi vardır.İnsanlara tek ilahlarını Hak Rabbleri tanımak,herhangi bir yaratılmışa tapmayı red ederek ortaksız Allaha kul olmayı benimsetmektir.”(Seyyit Kutup-Yoldaki işaretler s.30)Nitekim ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem bile Allahu Tealanın kendisine indirdiği on suhufla ilk şer’i devleti kurmuştur.(Yusuf Kerimoğlu-Kelimeler Kavramlar s.30)Yeryüzünde kurulan ilk devlet,sadece bir olan Allaha kulluk esasları üzerine kurulmuştur.
MÜ’MİN MÜŞRİK AYRIMI:
Allahu Teala yüce kitabımızda:Ey Muhammet…Andolsunki onlara”Gökleri ve yeri kim yarattı diye”?diye sorsan;”Onları güçlü olan,her şeyi bilen yaratmıştır”derler.”(Zuhruf-9)Bu kişilere yine sorsanız ve onlara:”Allahın indirdiğine uyun deseniz,(onlarda)babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız derler.”(Lokman-21)ve Allahın ahkamına rıza göstermezler.Allahu Teala böylece mü’mi-ni ve müşriği ayırmış oluyor.
İslami ıstılahta şirk;Allah-u Tealaya inanmakla birlikte,kudret ve kuvvette ona denk başka ilahları tanımaktır.diye geçer(Yusuf Kerimoğlu-a.g.e s-154)Allahın varlığına inanırlar,ama hayatlarını ise Roma hukukuna göre tanzim ederler.Allahın büyüklüğünü bilirler,fakat miraslarını kapitalist felsefeye göre paylaşırlar.Allahın ilmine sonsuz itimatları vardır,lakin cemiyetlerin sosyal düzenini Fıransız insan hakları beyannamesine göre düzenlerler.İşte bu vasfa sahip bütün şahsiyetler,müşrik olmaktan kendilerini kurtaramazlar.”Bu gün halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri,Allaha inandıklarını kitleler önünde ikrara ederler,ancak belli ideolojilerlede insanların hayatına yön vermeye devam ederler.Bu sebeble kurtarıcı olarak gördükleri idologları Allah-u Teala’ya ortak koşarlar.Bu sebeble “Müşri Düzen”tabiri isabetlidir.(Y.Kerimoğlu-a.g.e.s-156)
VAHİY MUKAVELESİ
Tevhid şuuruna sahip her Müslüman,Rabbimizle ruhlar aleminde yapmış olduğumuz sözleşmeyi tanımak ve gereğini yapmakla mükelleftir.Bu mukavelenin sonucunda(Araf:172-173)bizler,Rabb olarak Allah’ı tanıdığımıza söz vermiş oluyoruz.Yaratılmış her insan bi zatihi bu mukaveleden sorumludur.Hiç kimse mesul olmadığını söyleyemez.”Çünkü bu ayeti kerimeler,insanların yüksek bir şuur ve idrakle meftun olduklarını,Allah’ın birliğine ait delilleri ve hakikatleri akıllarıyle arayıp bulabilecekleri çok açık bir şekilde ifade etmiştir.”(H.B.Çantay c-1 s-254)Fakat bugün Müslüman şahsiyetlerin büyük gafleti ve yerli işbirlikçiklerin çalışması sonucu,”İslam topraklarında kapitalist veya sosyalist felsefeden biri benimsenmiş,insanlar arsındaki ilişkileri meclislerin çıkaracağı kanunlara göre düzenlemeyi esas almış devletler hüküm sürmektedir.”(Hüsnü Aktaş-Medeni Vahşet s-146)Dolayısıyle de velayet taguti düzenler verildi.Oysa;”İslamda velayet yetkisi,gerek nazari anlamda olsun,gerekse ameli manada olsun İslam’ın koyduğu esas ve temel üzere olacaktır.İslam temelinin dışındaki esaslara göre velayet yetkisinin verilmesi batıl bağdan başka bir şey değildir.”(Said Havva A.E.Ahlak ve kült.s-252)Bunun sonucunda da,hiçbir batıl düzel mü’minlerin isteğiyle iktidara gelemez.
DURUMUN TAHLİLİ
Halkı Müslüman olan ülkelerdeki taguti düzenler,içten ve dıştan aldıkları yardımın sonucunda varlığını daha da güçlendirerek duruma hakim olmuşlardır.Kişilerin heva ve heveslerini putlaştırarak,kurdukları bu müşrik düzeni Müslümanları asimile etmek için kullanmaktadırlar.Bunların bu gayretine birde inananların parçalanmışlığı eklenince,adeta ekmeklerine yağ sürülmüştür.Cemaat ve topluluk önderleri ne zaman enaniyetlerini terk eder,gerçekten Allah rızası için çalıştıklarını İSLAM ÜMMETİ’ne gösterirlerse,sanırım bu şirk sisteminin işi biraz zorlaşacaktır.Çünkü İslam ümmeti tarihinin hiçbir zamanında bunca bölünmüşlük ve bunca parçalanmışlık yaşamadı.Tarihin hiçbir döneminde yüzlerce cemaat,yüzlerce imam olmadı.Alimleri hiçbir zaman bu kadar zengin olmadı.Hiç biri yazdığı eserlerden servet edinmedi.Geçmişte hiçbir alim ulaşılmaz fil dişi kulelerde oturmadı.Zulmü gördüklerinde,zamane alimleri gibi susmadılar.Susmayanlar Allahın vadine mutlulukla yürüdüler.Hiç birinin servet değerinde yazlıkları,çiftlikleri olmadı…Sanırım bu ızdırabın nedeni,birazda bilinçsiz inananlar ve suskun ALİMLER.
İslamafaki Paylaşım Forumunuz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt