Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah’a (c.c.) Şirk Koşmak… (1 Kullanıcı)

Mekkavi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Nis 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
82
Web Sitesi
www.ibrahimbeser.com

B i s m i l l â h i r r a h m a n i r r a h i m
Esselâmu aleykum.

Konu : Allah’a (c.c.) Şirk Koşmak…

Peygamberimiz s.a.v.’in Meleklerden değil de İnsan olarak gönderildiğini yadırgayanlara cevaben inen ve ilk Müslümanlardan oluşunu teyit eden âyeti kerimelerden birisi şöyledir :

“Gökleri ve yeri yaratan, besleyen fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka bir dost mu edinirim? de. Doğrusu ben ilk Müslüman olmakla emrolundum. Asla ortak (Allah’a şirk) koşanlardan olma.” (Enam sûresi 14. âyet)

“ Her günahı Allah silebilir. Ancak müşrik olarak ölürse veya bilerek bir mümini öldürürse silmez.” ( Faydul kadir hadis no 6304 )


Yukarıdaki ayeti kerime ve 6304 nolu Peygamber s.a.v.’in sahih hadisi şerifinde buyurduğu gibi: Kişi dünyada iken Yüce Allah’ın buyruklarına karşı gelirse şirke girer ve ahirette kendisini büyük felâketin içinde bulur. Çünkü şirk, Arapça da şirket ortaklığı anlamına gelir. Yani yüce Allah’ın indirmiş olduğu buyruklara, hâşâ ortak olduğunu iddia etmiş olur.

Kuran-ı Kerimde, Arapça asıllarındaki (Amma yüşrikun) Âyetlerinin asıl anlamı sen kimin isteğine, kuralına uyduysan senin Allah’ın o’dur, ben senin Allah’ın değilim manasına gelir. Yani Yüce Allah haram kılmasına rağmen bilinçli olarak hem içer, hem faiz yer, hem başını açar, hem namaz kılmaz, hem de giyinik çıplak veya daracık kıyafetleri ile dışarıda bedenini teşhir eder ve bu yaptıklarını da yanlış değil doğru olduğunu savunur ise cenabı Allah’a şirk koşmuş olur.

Dolayısıyla istediği kadar elhamdülillâh Müslüman’ım demesi çölde serap görmekten başka bir şey değildir. Ancak sorumlu olduğu ibadetlerden bir bölümünü Allah’ına inanarak yapar bir bölümünü yapamaz fakat elinden geldiği kadar İslamiyet’i yaşamaya çalışır, “Allah tamamını da uygulamamı nasip etsin” diye duâ eder ve “İnşallah ileride fazlasını yaparım” der ve Allah’tan tövbe ve mağfiret dilerse Allah’ın affına mazhar olabilir.

Yukarıdaki hadisi şerifin devamında ise Allah’u Teâlâ bilerek bir mümini öldürenin günahını silmez buyruğu yer almaktadır. Bu konu çok önemlidir hiçbir neden haksız yere müminin canına kıymayı meşru gösteremez. Çünkü insan çok değerli bir mahlûktur, Yüce Allah kendi ruhundan üfleyerek insanoğlunu yaratmıştır.

İnsan o kadar değerlidir ki Yüce Allah kâinattaki ve dünyadaki canlı veya cansız bütün mahlûkatı insana hizmet etmek için yaratmış, bir bölümünü onun tasarrufuna bırakmış, bir bölümünü de onun istifadesine sunmuş ve ona boyun eğdirmiştir. Ayeti kerimede:

“O göklerde ve yerde ne varsa hepsini size boyun eğdirmiştir.” (Casiye sûresi 13. âyet)

Eğer Yüce Allah’ın buyruğu ile yukarıdaki âyeti kerimelerde görüldüğü gibi söz konusu bütün bu varlıkların tamamı bize boyun eğdirilmiş olmasaydı, dünyadaki hiçbir yaratıktan istifade edip yararlanamazdık. Dolayısıyla insan oğlunun tasarrufuna ve istifadesine bırakılan bütün bu nimetlere karşılık Cenabı Hakka ne kadar şükretsek azdır. Âyeti kerimeler ve hadisi şerifler böylesi değere sahip bir insanın canına kıymanın cezasının ne olacağını bize şöyle buyurmaktadır :

“Kim bir mümini bile bile öldürürse onun cezası içinde ebedi olarak kalmak üzere Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lanet yağdırmış ve kendisi için büyük azap hazırlamıştır.” (Nisa süresi 93. âyet)

“İşte bu yüzden ki İsrail oğullarına (Yahudilere) şöyle yazmıştık. Kim bir cana karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”(Mâide sûresi 32.âyet)


Diğer hadisi şerif şöyle buyurmaktadır:
“İki Müslüman birbirini öldürmek için dövüşürlerse ölende öldürende ateşe girer. Dediler ki Ya Resul Allah bu öldürendir
ya ölenin nesi var? Dedi ki Çünkü oda diğerini öldürmek istiyordu.” aydul kadir hadis no 485 )


Diğer taraftan bazı Müşriklerde vardır ki şöyle derler : “Bütün bunlar saçma ben inanmıyorum, bunlar eskilerin uydurmasıdır.” Sözleri ile kendilerini avuturlar. Böylece dünyanın konforu, zevki, sefası ve tüm güzellikleri onların olur. Dünya bazılarına geçici cennet bazılarına da dar olur. Onlara yasak yoktur, onlar Allah’tan değil yalnız güvenlik güçlerinden korkarlar, haramları kendilerine göre yorumlayıp helâlleştirirler.

“Onlar her türlü mucizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar.” (Enam sûresi 25. âyet)

Aynen ebu Leheb gibi oda Yüce Allah’a teslim olmayı reddetmişti. Biliyorsunuz Kur’anı Kerimde Mesed (Tebbet) sûresi namaz sûrelerindendir. Ve bu sûre Ebu Leheb sağ iken inmiştir. Bu sûrenin bir bölümü şöyledir :

“Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da! Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. Alevli ateşte yanacaktır.” (Mesed sûresi 1.2.3. âyetler)

Ebû leheb akıllı bir insandı ve sonucunu bile bile İslam’ı reddetti. Halbuki yalancıktan Müslüman oldum deseydi veya diğer sahabeler gibi gerçekten imân etmiş olsaydı, Kuran’ı Kerimdeki Mesed (Tebbet) sûresi ne olacaktı?

O tarihlerde yüzlerce Sahabe sonradan imân ettiler. Onlar için Kuran’ı Kerimde benzeri bir sûre yoktur. Demek ki Cenâbı Allah onun kesinlikle imân etmeyeceğini, kalbinin mühürlü olduğunu Âlim sıfatıyla biliyordu ki, Mesed sûresini o hayatta iken indirdi.

Günümüzde de böyle hastalıklı ve kalbi mühürlü, aynı kişiliğe sahip insanlar vardır.

“gerçekten kâfir olanları, uyarsan da uyarmasan da, onlar iman etmezler. Zira Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine bir çeşit perde çekilmiştir, onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara sûresi 6. 7. âyetler)

Hayvanlar akıllı olmadıkları halde, Cenâbı Allah tarafından programlandıkları için Rablerine hem zikir ediyorlar hem de insanlara canları, etleri ve başka yönleriyle hizmet ediyorlar.

“Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır. Onların karınlarındakinden (aldıkları besinleri süt haline getirerek bunu) size içiririz.” (Müminûn sûresi 21.âyet)

Ya ilâhi buyrukları hiçe sayan akıllı insanlara ne oluyor? Başı boş olarak yaratıldıklarını Rablerine dönmeyeceklerini mi sanıyorlar? Tabi ki başı boş değil. Bu yüzden yüce Allah’a imân edip teslimiyetlerini derhal ilân etmeleri gerekiyor. Aksi halde Müşrik olarak ölenlere, Yüce Allah Cennetini haram etmektedir.

“Kim Allah'a ortak koşarsa (şirk), şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehennemdir.” (Maide sûresi 72. âyet)

“Kim Allah’a ortak koşarsa (şirk) o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.” (Hac sûresi 31. âyet)


Yüce Rabbim hepimizi Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize dünya ve ahiret güzellikleri nasip etsin. Hepimizi peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar. Hoşça kalın. Mekkavi…
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt