Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah (1 Kullanıcı)

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
Hz. Ömer, Hicret’in onyedinci senesinde Amevas taunundan sonraki Zilhicce ayında Medine’ye dönmek istediğinde, Câbiye’de bir hutbe irat etti. Bunda Allah’a hamd u senalar ettikten sonra şunları söyledi:
“İdarenizi üstlendiğim günden bu yana Allah’ın sizin hakkımızda bana yüklemiş olduğu şeyleri hakkıyla yerine getirdim ve bu konuda asla gevşeklik göstermedim. Allah Teâlâ’nın yardım ve izniyle aranızda adaletle hükmedip, ganimetleri adil bir şekilde dağıttım. Elde edilen ganimetlerle yeni ordular teşkil edip sizlere maaş bağladım. Gün geçtikçe yeni imkanlar sağladım. Şam diyarında elde etmek istediğiniz şeyler hususunda sizden hiçbir şey esirgemediler. Elden geldiğince yemeklerin en güzelini vermeye çalıştım. Kim yapılması gerekip de unuttuğumuz birşeyi biliyorsa bize haber versin ki Allah Teâlâ’nın izniyle onunla amel edelim. Güç ve kuvvet yalnız Allah’tandır.”
Hz. Ömer bir hutbesinde şanına yakışır bir şekilde Allah’a hamd ü senalar ettikten sonra insanlara Allah’ı ve kıyamet gününü hatırlatarak şunları söyledi:
“Ey insanlar! İdareniz için başınıza geçmiş bulunuyorum. Şayet hakkınızda sizin en hayırlınız, mühim işlerinizi en iyi şekilde takip edeniniz olacağımı ümit etmeseydim sizin başınıza, bu makama geçmeyi istemeyecektim. Ömer için yarın kıyamet gününde sorumlu tutulacağından korkarak sizin haklarınız hususunda kaygı ve üzüntü duyması kafidir. Ben yalnızca Rabb’imin yardımına güveniyorum. Eğer Allah rahmetiyle, yardım ve desteğiyle Ömer’e yetişmeyecek olursa o hiçbir kuvvete güvenemez”.

Hz. Ömer bir hutbesinde şunları söyledi:
“Allah Teâlâ beni sizin başınıza geçirmiştir. Sizin için neyin en yararlı olduğunu biliyorum ve bu konuda Allah’tan bana yardımcı olmasını diliyorum. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da beni yanlışlıklardan korumasını ve emrettiği şekilde aranızda adaletle hükmetmeme yardımcı olmasını temenni ediyorum. İşlerimi ancak Allah’ın yardımıyla görebilirim; çünkü ben bir müslümanım, zayıf ve güçsüz bir kulum.
Allah’ın izniyle halifelik ahlakımdan hiçbirşeyi değiştiremeyecektir. Azamet (büyüklük) yalnızca Allah’a mahsustur. Kullarınsa bu konuda hiçbir hakları yoktur. Sakın işinizden biri “Ömer halife olduktan sonra değişti” demesin. Kendi nefsim için dahi olsa haktan ayrılmam. İçinizden zulme uğrayanlar, ihtiyacı olanlar ya da benden kötü bir muamele, ahlaka aykırı bir davranış görenler gelip bana haber versin. Ben de sizin gibi bir insanım ve sizden biriyim. Nefsiniz için dahi olsa hak ve adaletten; gizli ve açık her konuda Allah’ın takvasından ayrılmayınız.
Haramlardan kaçınıp namusunuzu koruyunuz. Üzerinizde hakkı olanların hakkını veriniz. Problemlerinizi elinizden geldiğince kendi aranızda halledip bana getirmeyin ve şikayet gerektirecek şeylerden sakının. Çünkü bu konuda sizinle aramda herhangi bir anlaşma yoktur ve dostum olmanız da hiçbir şeyi değiştirmez. Birbirinizle iyi geçinmeniz beni sevindirir. Aranızda çekişmeniz ve sürtüşmenizse bana çok ağır gelir. Sizler ekin ve hayvanı bulunmayan ve Allah’ın sizlere getirdiklerinden başka birşeyin olmadığı bir beldesinde oturmaktasınız.
Allah Teâlâ sizlere birçok şeyler va’detmiştir. Ben bana verilen emanetin bilincindeyim ve büyük bir sorumluluk altında olduğumu biliyorum. Ben ancak Allah Teâlâ’nın izniyle bana getirilen davaları halleder ve bunu da hiç kimseye havale etmem; uzakta olup da bana ulaşamayan davaları ise güvenilir ve halka nasihat eden memurlar göndermek suretiyle hallederim. Ben emanetimi, memurluğu ancak nasihat ehli, güvenilir kimseye veririm”.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt