fevzisultansu
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 21 Eyl 2006
- Mesajlar
- 262
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Harezm bölgesi velilerinden “Alaeddin Harezmî” hazretleri, bir gün sevdiği bir talebesiyle oturmuş sohbet ediyordu ki;
- Allah, verdiği sözden döner mi? diye sordu gence.
Delikanlı;
- Hâşâ hocam, dedi, Allah sözünden döner mi hiç?
- İnsan bile sözünden dönerse ne kadar ayıp olur değil mi evladım?
- Tabii efendim. Dönek derler adama.
- Ama insanoğluna bak ki, Allah’ın verdiği söze güvenmiyor, buyurdu. Güvenmiş olsa, günahlardan kaçar, ibadete sarılır.
Daha iyi anlatmak için;
- Bak evladım, buyurdu. Allahü teâlâ kullarını Cennete davet ediyor. Emrettiğim gibi yaşarsanız size sonsuz Cenneti vereceğim, buyuruyor. Ama kullar kabul etmiyor bu daveti. Ne garip değil mi?
Pişman olacaklar!
Delikanlı anlamıştı meseleyi.
- Evet efendim, dedi.
Şöyle bitirdi mübarek:
- Ama böyle kullar, yarın çok pişman olacaklardır ahirette.
***
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- İşin başı kalptir, buyurdu.Ama kalplerimiz hasta. Bu hastalık tedavi edilmezse, ateş onu düzeltecektir ahirette.
Ve ekledi:
- Kur’an-ı kerimde, böyle kullar için “Kalplerinde hastalık vardır” buyuruluyor.
Dinleyenler;
- Bu, ne hastalığı efendim? diye sordular.
- Dünya sevgisidir, buyurdu.
Bu nasıl düzelir?
- Dünya sevgisi mi?
-Evet. İçinde dünya sevgisi olan kalp, hasta demektir. Bu kalbin düzelmesi lazım.
- Bu nasıl düzelir? dediler.
- Kalbi düzgün olanlarla beraber olmakla, buyurdu.Kalbinde dünya sevgisi olanlardan uzak durun. Yoksa siz de bozulursunuz.
Ve izah etti:
- Bir çürük üzüm tanesi, sepetteki bütün sağlam üzümleri bozar. Ama bütün sağlam üzümler, bir çürüğü düzeltemezler.
Hikmetini sordular.
- Çünkü kötülük çabuk bulaşır, buyurdu. İyilikse o kadar zor yayılır.
- Tavsiyeniz nedir? dediler.
- O çürük üzümü ayırmak lazım, buyurdu. Başka yolu yoktur bunun.B)B)
- Allah, verdiği sözden döner mi? diye sordu gence.
Delikanlı;
- Hâşâ hocam, dedi, Allah sözünden döner mi hiç?
- İnsan bile sözünden dönerse ne kadar ayıp olur değil mi evladım?
- Tabii efendim. Dönek derler adama.
- Ama insanoğluna bak ki, Allah’ın verdiği söze güvenmiyor, buyurdu. Güvenmiş olsa, günahlardan kaçar, ibadete sarılır.
Daha iyi anlatmak için;
- Bak evladım, buyurdu. Allahü teâlâ kullarını Cennete davet ediyor. Emrettiğim gibi yaşarsanız size sonsuz Cenneti vereceğim, buyuruyor. Ama kullar kabul etmiyor bu daveti. Ne garip değil mi?
Pişman olacaklar!
Delikanlı anlamıştı meseleyi.
- Evet efendim, dedi.
Şöyle bitirdi mübarek:
- Ama böyle kullar, yarın çok pişman olacaklardır ahirette.
***
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- İşin başı kalptir, buyurdu.Ama kalplerimiz hasta. Bu hastalık tedavi edilmezse, ateş onu düzeltecektir ahirette.
Ve ekledi:
- Kur’an-ı kerimde, böyle kullar için “Kalplerinde hastalık vardır” buyuruluyor.
Dinleyenler;
- Bu, ne hastalığı efendim? diye sordular.
- Dünya sevgisidir, buyurdu.
Bu nasıl düzelir?
- Dünya sevgisi mi?
-Evet. İçinde dünya sevgisi olan kalp, hasta demektir. Bu kalbin düzelmesi lazım.
- Bu nasıl düzelir? dediler.
- Kalbi düzgün olanlarla beraber olmakla, buyurdu.Kalbinde dünya sevgisi olanlardan uzak durun. Yoksa siz de bozulursunuz.
Ve izah etti:
- Bir çürük üzüm tanesi, sepetteki bütün sağlam üzümleri bozar. Ama bütün sağlam üzümler, bir çürüğü düzeltemezler.
Hikmetini sordular.
- Çünkü kötülük çabuk bulaşır, buyurdu. İyilikse o kadar zor yayılır.
- Tavsiyeniz nedir? dediler.
- O çürük üzümü ayırmak lazım, buyurdu. Başka yolu yoktur bunun.B)B)