Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ALLAH ve RESÛLÜ bakın ne diyor ? (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Âhir zamanda bir grup insan türeyecek ki, bunlar dinle dünyayı talep edecekler. İnsanlara karşı yumuşak, dindar, dünyayı terk etmiş görünmek için koyun postuna bürünürler. Dilleri şekerden tatlıdır. Kalpleri ise, canavarların kalbi gibidir.



İNSANLAR HÂDİSELERE
KARŞI BAĞIŞIKLIK KAZANMIŞ
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile…
Muhterem kardeşlerim,
Öncelikle sizleri selâmların en güzeli ile selâmlar, en kalbî muhabbetlerimi her birinize ayrı ayrı arz ederim.
Boş bir oda düşünün, kapısı açılıyor ve bir insan bu boş odaya giriyor. Ardından bir insan daha bu odaya giriyor. Odaya ilk giren yakıyor bir sigara… Odaya ikinci giren adam sigara içmiyor, ama ayaklarından dehşetli bir koku odaya yayılıyor. Derken odaya üçüncü bir kişi daha giriyor, o da sigarasını tutuşturuyor. Odanın havalandırması yok, pencereleri de sıkı sıkıya kapalı.
Üç arkadaş derin bir muhabbete koyuluyor. Sohbetleri ne kadar sürdü? İki ya da üç saat… Bu zaman içinde, ikisi devamlı sigara içti, diğeri sigara içmedi; ama ayaklarındaki koku, odanın her zerresine sindi.
Derken odanın kapısı açıldı ve bir kişi daha odaya girmek için ayakkabılarını çıkardı, bir ayağını içeri atması ile geri çekmesi bir oldu:
"Aman Allah'ım! Burada nasıl duruyorsunuz?!" İçeride bulunanlardan bir tanesi seslendi:
"Hayırdır, ne var burada?"
"Ne olduğunu görmüyor musunuz?"
…..
Odada oturan bu üç arkadaş, odanın içine sinen sigara dumanı, havasızlık ve ayak kokusuna karşı bağışıklık kazanmışlardı. Onlar odanın içindeki berbat durumun farkında değillerdi. Dışardan, temiz havadan gelen kişi odadaki durumu gördü, çünkü onun vücudu o berbat ortama henüz bağışıklık kazanmamıştı.
Bu olayı anlatmamızın nedenine gelince: Yaşadığımız dünyanın durumu ile bahsi geçen odanın arasında tam bir uyum ve benzerlik bulunmaktadır. İnsanlar yaşanan olaylara karşı bağışıklık kazanmışlar. Bu bağışıklık öyle bir seviyeye ulaşmış ki, yaşanan hâdiseler aklıselim insanları çıldırtacak seviyeye gelmiş. Aklıselim derken çok az bir kesim, azın da azı olanlar, dünyanın içine düştüğü rezil durumu görüyor. Çok büyük, kahir çoğunluk yaşananlara karşı bağışıklık kazandıkları için işin ciddiyetinin farkında değiller. Kısaca dünyamızın hâl ve gidişine kısaca bakalım.
* Zina, fuhuş ve sapıklık almış başını gidiyor. İnsanların çoğunluğu, direk ya da endirekt bu zilleti yaşıyor, yaşamayanlar da seyircilik yapıyor.
* Yalan, dedikodu, iftira almış başını gitmiş. İnsanların büyük çoğunluğu bu çirkefin içine düşmüş.
* Hile, aldatmak, çalmak sıradan iş hâline gelmiş. İnsanların birbirlerini aldatmaları, alt etmeleri takdirle karşılanır olmuş.
* İnananlar, Kur'an'ın ve Resûlullah'ın haber verdiği Allah'a inanmak yerine, herkes kendi arzu ve istekleri doğrultusunda (hâşâ) bir tanrı meydana getirmiş ve ona inanıyor.
* Para her şey olmuş, dünyalık ihtiraslar, makam, mevki, şan, şöhret her şeyin önüne geçmiş.
Bütün bunlar büyük çoğunluk tarafından bizzat yaşanmasına rağmen, hayat normal devam ediyor, sanki dünyada bir anormallik yokmuş gibi hareket ediliyor. İnsanlık yaşanan bütün bu olumsuzluklara karşı bağışıklık kazanmış. Oysa yaşanan hâdiseler, kundaktaki bebekleri bile yerinden oynatacak türdendir. Zaman zaman biz bu sayfalardan sizleri uyardık, uyarılarımızda çok fazla sonuç aldığımız söylenemez. Bu uyarıları üzerine alanlardan çok ağır eleştiriler aldık. Biz yazınca, eleştiri ve hakarete uğruyoruz. Bu ayki yazımızda biz eleştiri yapmayacağız, sözü sahibine vereceğiz, o konuşacak.
Bakalım, gerçek söz sahibi Kâinatın Efendisi; dünyanın bugünkü hâli için ne buyuruyor?


DİNİN DÜNYAYA
TERCİH EDİLDİĞİ ZAMANDAYIZ
Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Ma'rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, dini âhirete tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin, geçmiş ulemayı dinlemeden, kendi reylerini beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira hayat bu hâle gelince, arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi sıkıntılıdır. O günlerde sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir."(1)

Değerli Beyan okurları,
Ben size kendi görüşümü yazmadım. Bu, Efendimizin verdiği haberden başkası değil. Hadis–i şerifi açıklamaya gerek yok, yeterince açık ve anlaşılır bir şekilde dile getirilmiştir.
Geçelim bir başka hadis–i şerife. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz buyurdular ki:
"Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mü'min olarak sabaha erer, akşama kâfir olur. Mü'min olarak akşama erer, sabaha kâfir çıkar. O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır. Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Sizden birinin evine girerlerse, Hz. Âdem'in iki oğlundan hayırlısı olsun. (ölen olsun, öldüren değil)"(2)
Bu hadis–i şerifin özde anlatmak istediği; fitneden uzak durmamızdır. Hatta o kadar ki; fitne evinize girdi, sizi öldürecek, bu durumda bile siz öldüren değil de ölen olun, buyuruyor.

DİNİ KULLANARAK
DÜNYALIK ELDE EDENLER
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bir başka hadis–i şerifte de şöyle buyurur.
"Âhir zamanda bir grup insan türeyecek ki, bunlar dinle dünyayı talep edecekler. İnsanlara karşı yumuşak, dindar, dünyayı terk etmiş görünmek için koyun postuna bürünürler. Dilleri şekerden tatlıdır. Kalpleri ise, canavarların kalbi gibidir. Allah onlara şöyle der:
"Bana karşı laubalilikte mi bulunuyorsunuz?! Şânıma ve azametime kasem olsun ki, ben onlara, kendilerinden çıkaracağım öyle bir fitne göndereceğim ki, değil fiilen fenalıkları işleyenler, içlerindeki iyiler bile şaşkına dönecekler, ne def' edebilecekler, ne de ondan paçalarını kurtarabilecekler."(3)
Allah!.. Allah!..
Değerli kardeşlerim,
Şu hadis–i şerife bakın, nasıl da günümüzü anlatıyor. Dini kullanarak dünyayı talep edenleri haber veriyor. Dini kullanarak dünyayı talep edenler, öyle yumuşak, ihlâslı, dünyayı terk etmiş bir görüntü verecekler ki, tıpkı koyun postuna bürünmüş tilki gibi olacaklar. İnsanlar onları koyun zannedecek, halbuki postun altında tilki var. Dilleri, anlatımları, sohbetleri şekerden tatlıdır, ama kalpleri kara, canavarın kalbi gibidir.
Şöyle kafamızı kumdan bir kaldırırsak, çevremizin bu insanlarla sarılmış olduğunu çok rahat göreceğiz. Kur'an okuyanlar, Kur'an'ı dünyalık elde etmek için okuyor. Kitap, makale yazanlar dünyalık elde etmek için yazıyor. Konferans, seminer, sohbet verenler, bunları dünyalık elde etmek için yapıyor. Allah'ın kelâmı Kur'an'ı yazıyorsun, okuyorsun, anlatıyorsun, karşılığında para talep ediyorsun…
Hadis–i şerifleri yazıyorsun, okuyorsun, anlatıyorsun, karşılığında para istiyorsun. Size sorarım, bunlar yukarıda zikrettiğimiz hadis–i şerife muhatap olmuyorlar mı? Yine bize kızacaklar, bize kızmayın, bunlar bizim icat ettiğimiz fikirler değil, bunlar Kâinatın Efendisinin haberleridir. Efendimizin bir başka haberine kulak verelim.

DİNİNİ BASİT
BİR DÜNYALIK İÇİN SATAN
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce hayırlı ameller işlemede acele edin. O fitne geldi mi kişi mü'min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama girer. Mü'min olarak akşama erer de kâfir olarak sabaha ulaşır; dinini basit bir dünya menfaatine satar."(4)
Kim bu, dinini basit bir dünya menfaati için satan? Kim biliyor musunuz? Dergimize hadis yazıyor, her sayı yazdığının karşılığını alıyor, bir sayı paramız yok, yazdığı yazının ücretini ödeyemeyince, "Para yoksa, yazı da yok!" diyen kişi, Efendimizin, haberini verdiği kişidir. Âyet, hadis yazıp da, bunlar karşılığında para talep edenler, para olmazsa yazmam diyenlerdir.
Defalarca yazdık, bu kapı, İslâm kapısı dünyalık kazanılacak kapı değildir. Kim ya da kimler İslâm kapısını dünyalık elde etmek için kullanıyorsa, vay onların hâline. Akla hemen şu soru geliyor, kişi geçimini nasıl sağlayacak? Geçim dahi olsa, bu kapı geçim kapısı değildir. Hiçbir peygamber geçimini bu kapıdan sağlamadı. Her peygamberin geçimini sağlayacak bir mesleği, yaptığı bir işi vardır.
Peygamberlerin ashapları da bu kapıyı geçim kapısı yapmadı, onlar bu kapıyı hizmet kapısı olarak gördüler ve geçimleri için başka işler yaptılar.
Geçmiş meşayihimiz, Allah dostları, ulemâ… Onlar da bu kapıyı geçim kapısı yapmadılar.

Değerli Beyan okurları,
Dikkat edin, dünyanın düzeninin bozulduğu, İslâm âleminin zillete düştüğü zamana dikkatlice bakarsanız, ne zaman İslâm kapısı geçim ve dünyalık elde etme kapısı oldu, o zaman zillet içinde bir hayat başladı.

SAPTIRICI
İMAMLAR
Çok tehlikeli bir başlık attık, bu bizim sözümüz değil. Bu, gerçek söz sahibinin sözüdür. Şimdi çok eleştiri aldığımız konuda ki hadis–i şerifi yazacağız. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Ümmetim için saptırıcı imamlardan korkarım…"(5)

Değerli Beyan okurları,
Kâinatın Efendisi kimden bahsediyor? Ümmeti için kimlerden korkuyor? Saptırıcı imamlardan… Bunu biz kafamızdan uydurmadık. Demek ki; yukarıda yazdığımız hadis–i şeriflere muhatap olan imam, hoca ve ilim ehli, Efendimizin verdiği habere göre saptırıcı imamlardır. Allah şerlerinden, gerçek mü'minleri emin eylesin!

Değerli Beyan okurları,
İşimiz çok zor, şimdi bu yazdığımız yazı yok mu, bu yazıda yaptığımız tespitler ve Efendimizin hadislerinin haber verdikleri maalesef cemiyeti baştanbaşa sarmış. Büyük çoğunluk fitne deryasına dalmış, şuursuzca kendisini felâkete doğru götürüyor. Meselâ, bin kişi düşünün ki, bu bin kişinin dokuz yüz doksanı kaybetmiş, sadece on kişi kazananlardan olmuş. İşte işin en dehşet verici tarafı şu ki; bu bin kişiye tek tek sorsan hepsi de kendini kurtulanların safında görür. Halbuki dokuz yüz doksanı yanılmıştır, kazanan sadece on kişidir.

BİZZAT GÖRMEDİĞİN,

DUYMADIĞIN KONUDA
HÜKÜM VERME
İşte bizim yazdıklarımız da öyle, kimse üzerine almıyor. Adamın gözünün içine sokuyorsun, yine de anlamıyor, anlamaya çalışanlar da anlamak istemiyor. Bakın size bir hadis–i şerif daha… "Mü'min kardeşi ile üç günden fazla dargın duran, konuşmayan bizden değildir." Bu hadis–i şerifi, evirmeye, çevirmeye ya da tevil etmeye gerek yok. Mesaj çok açıktır, herkes kendisine ölçebilir. Varsa bir mü'min kardeşin ve sen onunla konuşmuyorsan vay hâline…
Âyet–i kerime; "Kardeşleriniz için kötü zanda bulunmayın, dedikodusunu yapmayın bunu yaparsanız…" buyuruyor… Allah Celle Celaluhu uyarıyor, ardında da, bunu yapanları lânetliyor. Bunu da biz uydurmadık. Mü'min kardeşinin yapıp, yapmadığından emin olmadığın bir iş için gıybetini nasıl yaparsın? "Beyan dergisi şunu yapıyor", biz de diyoruz ki "Hayır yapmadık". Ne olacak şimdi? Biz "yapmadık" diyoruz, siz "yaptınız" diyorsunuz. Eğer biz doğru söylüyorsak, âyet–i kerimenin gereği olarak "Allah'ın lâneti sizin üzerinize olacak." O hâlde kesin bilmediğiniz, görmediğiniz konularda çok dikkatli hareket etmek gerekir.
Birlik ve beraberlik içinde, sevgi ve muhabbet içinde, kardeşçe, dedikodu, yalan ve iftiranın olmadığı güzel günlerin gelmesi temennisi ile siz değerli can kardeşlerimizi en kalbî duygu ve düşüncelerimle selâmlıyorum. Rabbimin rahmeti, bereketi, mağfireti ve muhabbeti sizlerin üzerine olsun…
Selâm ve dualarımızla…
 

Muslima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ALLAH ve RESÛLÜ bakın ne diyor ?

Esselamu Aleikum vr,vb
Allah razi olsun aktardiklarin icin kardesim.Allah bizleri serlerden koruyacak dogru ameller islemeyi nasib etsin ve hep dogru saflarda yer almayi nasib etsin.
Vesselam
 

Zafer

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2006
Mesajlar
350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ALLAH ve RESÛLÜ bakın ne diyor ?

Kardeş ALLAH Razı olsun Çok Sağol Çok GüzeL Bir PayLaşım Selam Ve Dua İle... B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt