Bismillahirrahmanirrahim
Allah I’nin her gece dünya semaına indiği tasrih edilmiştir. Nitekim Sahihayn’da ve başka eserlerde Nebî r’in şöyle buyurduğu sabit olmuştur:
( يَنْزِلُ رَبُّنَا I كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ اْلآخِرُ يَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُحتى يطلع الفجر. )
“Rabbimiz I her gece, gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve şöyle buyurur:
‘Bana dua edene icabet ederim, benden isteyene veririm, benden bağışlanmayı dileyeni bağışlarım’ bu, fecir doğana kadar böyle devam eder.”
Bu hadis Nebî r’den mütevatir olarak rivayet edilmiştir.(1)
Bazı rivayetlerindeki lafzında: xxxArapçaxxx ‘Sonra yükselir’ şeklinde gelir.(2)
(1)Bkz. Buhârî, (7494) ve Müslim, (758). Otuz kadar sahâbeden rivayet edilmiştir. Bkz. Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl; Ãcurrî, eş-Şeri‘a; İbn Huzeyme, et-Tevhîd; Taberânî, ed-Du‘a; Mecma‘u’z-Zevâ’id, ve Me‘âricu’l-Kabul, (1/166).
Hafız Zehebî, el-‘Uluv’da (sy. 100): ‘Nüzul hadislerini bir cüzde topladım. Bunlar kesin olarak mütevatirdir’ der.
(2)Bu ziyadeyi Ebû ‘Avane, Musned’inde (2/288-289) ve Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl, (133 no 55) rivayet etmişlerdir. İsnadı sahihtir.
Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi :
Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi :
Bu hadis, bir çok yollardan rivayet edilmiştir:
1.Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (s.a.v)’den
Tirmizî (ö. 279/892) der ki: “Bu konuda şu yollardan da hadis gelmiştir:
2.Hz. Ali
3.Ebu Saîd el-Hudrî
4.Rifâa el-Cühenî
5.Cübeyr b. Mut’im
6.Abdullah ibn Mes’ud
7.Ebu’d-Derdâ’
8.Osman ibnu’l-Âs
(Aynî) “Umdetu’l-Kârî”de der ki: “(Derim ki
Bu konuda ayrıca şu yollardan da hadis gelmiştir:
9.Câbir b. Abdullah
10.Ubâde ibnu’s-Sâmit
11.Ukbe b. Âmir
12.Amr b. Abese
13.Ebu’l-Hattâb
14.Hz. Ebu Bekr
15.Enes b. Mâlik
16.Ebu Musa el-Eş’arî
17.Muâz b. Cebel
18.Ebu Sa’lebe el-Huşenî
19.Hz. Aişe
20.Abdullah ibn Abbâs
21.Nevvâs b. Sem’ân
22.Ümmü Seleme
23.Abdulhumeyd b. Yezîd ibn Seleme’ nin atası”
Daha sonra da bunların rivayet ettikleri hadisleri ve Ebu’l-Hattâb’a varıncaya kadar bu hadisleri tahric eden kimseleri de nakletmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için Aynî (ö. 855/1451)’nin bu kitabına bakabilirsiniz.
Ayrıca Ebu’ş-Şeyh İbn Hayyân (ö. 369/979)’ın “Kitâbu’s-Sünne” adlı kitabında Ebu Zür’a’nın şöyle söylediği nakledilmiştir:
“Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadisler, mütevatirdir. Bu hadisleri, Resulullah (s.a.v)’in sahabilerinden bir çoğu rivayet etmiştir. Bize göre, bu hadisler, sıhhatli ve kuvvetli bir durumdadır.”
Sehavî (ö. 902/1496)’nin “Fethu’l-muğîs”inde geçtiği üzere; bazıları, bu hadisi mütevatir hadisler içerisinde saymıştır.
(İbn Abdilhâdî) “Sârimu’l-münekkî”de aynen şöyle der: “(Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına) inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadis, mütevatirdir.
Osman ibn Saîd ed-Dârimî dedi ki: ‘Bu hadis, Cehmiyye fırkasını en çok
kızdıran bir hadistir.
Ebu Ömer ibn Abdilberr’de dedi ki: ‘Bu hadis, nakil yönünden sağlam ve senedi sahih bir hadistir. Hadisçiler, bu hadisin sıhhatli oluşu hususunda ihtilafa düşmemişlerdir.’”
Cehmiyye: İslam aleminde ilk ortaya çıkan fırkalardan biridir. Muattıla ve Cebriye-i Hâlisa adlarıyla da anılır. Bazılarınca zındıklardan sayılmışlardır. Kurucusu, Cehm b. Safvân’dır.
Cehmiyye, Allah’ı tenzih maksadıyla nasları ifade ettiği manaları aşacak derecede tevile gitmesi, dini konularda tek başına yeterli olmayan aklı nassa tercih etmesi ve dolayısıyla Hz. Peygamber (s.a.v) döneminden itibaren akaid sahasında devam eden saflık ve berraklığı bozması, özellikle de Sünnete bağlı selef alimleri arasında şiddetli tepkilere yol açmış, hatta İslam fırkaları dışında sayılmasına sebep olmuştur.
Abdülkadir b. Ebî Salih el-Geylânî), «Gunye» adlı kitabında şöyle demektedir.
İshak b Raheviye,ye şöyle soruldu :
-----Allah-ü Taala,nın dünya semasına indiği manasındaki hadis-i şeriflere ne dersin..? Bunu böyle anlatıyorlar. Bu durumda Cenab-ı Allah hareket ediyor yükseliyor….
Sorana şöyle dedi :
----- Sen şöyle demek istiyorsun :
----- Allah inmeye ve yükselmeye kadirdir.Ama hareket etmez..
----- O kimse
----- Evet,görüşüm budur….
Deyince şöyle sordu :
----- Bu durumda ,inmesini ve yükselmesini kabul ediyorsun da hareket etmesini neden kabul etmiyorsun..?
Yahya b Muin şöyle dedi .
----- Cuhemi taifesi şayet sana sorarsa ki .
----- Allah nasıl iniyor..?
Ozaman onlara şöyle sor :
----- Peki nasıl yükseliyor..?
Fudayl n İyaz şöyle dedi :
----- Cuhemi sana derse ki :
----- Rabbın nüzülünü inişini inkar ediyorum…..
Bu durumda onlara şöyle dersin :
----- Ben Rabbın dilediğini yaptığına inanıyorum…
Abdülkadir b. Ebî Salih el-Geylânî derki : Allah-ü Taala,her gece dünya semasına iner.Ama nasıl isterse ve ne manada isterse öyle…../GUNYE’TÜT TÂLİBİN yüce yaratıcıyı anlamak / s.180/
İmam Tirmizî diyor ki : (öl. 279h.)
İlim ehlinden pek çok kimse bu hadis ve sıfatlarla ilgili buna benzeyen diğer rivâyetler hakkında ve Allah-u Telâlâ’nın her gece dünya göğüne inmesi hususunda gelen rivâyetler hakkında şöyle demişlerdir: ‘Bu sıfatlar hakkında gelen rivâyetler kesinlikle sâbittir. Bunlara olduğu gibi inanılır ve haklarında hiçbir vehme düşülmez. Bunların nasıl olduğu konusunda da hiçbir şey söylenilemez. Bunun gibi Mâlik, Süfyân b. ‘Uyeyne (öl. 198h.) ve Abdullah b. Mübârek’in (öl. 181h.) bu hadisler hakkında: ‘Onları nitelendirmeden (olduğu gibi) alıp kabul ediniz’ dedikleri, rivâyet edilmiştir.
İşte Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in ilim ehlinin görüşü de böyledir. Cehmiyye ise bu rivâyetleri inkar ederek ‘bunlar birer teşbîhtir’ demişlerdir.” ( Camiu,t-Tirmizi (3/50-51) Ayrıca bk (5/234,377)
İmam Ebu Hanife diyor ki :
Allah ın dünya göğüne nasıl indiği sorulduğunda cevap olarak şöyle dedi: Allah niteliği bilinmeksizin iner : (Akidetu's-Selef Eshabu'l-Hadis, s. 42, Daru's- Beyhaki, el-Esmau ve's- Sıfat, s. 456 Şerhu'l- Akideti't-Tahaviyye, s. 245, el-Kari, Şerhu'l-Fıkhi'l-Ekber, s. 60)
İmam Şafiî'şöyle diyor ki :
"Benim izlediğim sünnet ile arkadaşlarım olan hadis ehlinden görüp Sufyan, Malik ve benzeri kendilerinden ilim öğrendiğim kimselerin izledikleri sünnet;
Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilahın olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehadeti ikrar etmek,
Allah'ın, gökte ve Arşı üzerinde olduğuna ve dilediği şekilde yarattıklarına yaklaştığına, Yüce Allah'ın dünya göğüne dilediği şekilde indiğine inanmaktır."
(İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye, s. 165; İsbatu Sıfati'l-Uluvv, s. 124; Ayrıca bk. Mecmuu'I-Fetava, IV, 181-183; Zehebi, el-Uluvv, s. 120; Elbani, Muhtasa-ru'l-Uluvv, s. 176)
Selef alimleri Allah'ın (c.c.) inmesinin (nüzulünün) olduğu hususunda icma etmişlerdir. Buna tahrif (bozma), ta'til (yok sayma), tekyif (keyfiyet verme) ve temsil (benzetme) olmadan iman etmek vaciptir. Onun nüzulü hakiki olup Allah'ın (c.c.) celaline layıktır. (Biz bilemeyiz).
Ehli Tatil Ehli Bid,at O'nun nüzulünü O'nun emri, rahmeti ya da meleklerinden bir melek hakkında te'vil etmişlerdir. Bu batıl bir tevildir.
Bizim için ise bunların sapık filozofların felsefelerinden kaynağını alan bu sözleriyle yaptıkları fasid tevilleri kabul etmek mümkün değildir.
KAYNAK: Allah-ü Taala,her gece dünya semasına iner.Allah niteliği bilinmeksizin iner. - DelikanForum.NET
“YÜCE HAKK’IN HER GECENİN SON ÜÇTE BİRİNDE DÜNYA SEMASINA NÜZULÜ” HADİS-İ ŞERİFİ HAKKINDA BİR MÜTALAA:
“Yüce Hakk her gecenin son üçde birinde dünya semasına nüzul eder ve “Yok mu isteyen?” diye sual eder” HŞ
Abdülkerim Ciyli hzlerinin “insan-ı kamil” kitabının şerhini Terzi babamdan dinlerken, bu hadisi yazmak istedim Tekrar hatırlamakda fayda olur inşallah
Bu hadis, Yüce Hakk’ın varlık zerrelerinden her birindeki zuhuruna işarettir Gece;halka ait karanlık, zulmet Halkın karanlığıdır
Dünya seması;halk vücudunun dışıdır Zahiri
Son üçde bir ise, o halkın hakikatidir
Varlık zerrelerinden her biri 3’e ayrılır A)zahiri, mülkdür B)batını, melekutdur C)zahir ve batınından ari olan ceberut kısmıdır ki burası son üçde birdir
Yani ef’al, esma ve sıfat mertebeleri
Aslında ayrılma diye bir şey yoktur Tek şey vardır Tek olanın da ayrılması imkansızdır
Zahiri;bu O’nun görünen suretidir
Batını;bu O’nun nefsidir, özüdür
Son üçde bir;O’nun kıyamını sağlayan bir hakikati olması gerekir ki son üçde birdir
CHakk’ın tenezzülü;bu O’nun tenzih durumunu koruyacak, Hakk’ın teşbih özündeki zuhurudur
Son üçde bir cümlesinden murad; O ilahi bir sıfattır ki Allah kuluna onunla tecelli eder Zat zuhurunun hakikati ise anlatılan sıfat tecellisinin sonlarında olur Ne başlangıçda ne de ortalarında Sonunda olur ve keşifle bilinir
Sıfatlarda hiçbirşey için son yoktur Buradaki son hükmidir, mutlak değildir Gecenin son üçde birinde zat zuhur eder .
Allahın sıfatları, halkın ise ubudiyyeti yani kulluğu vardır Yüce Allah’ın isimleri ise halkın kulluk kıyamını sağlayan dünyanın semasıdır
Yüce Hakk’ın kullarına sıfatlarında zahir olduğudur Bu sıfatlarla hakk’ı bilirler
Sıfat zuhuru kemale ermeden evvel sıfatla birlikte olurlar Hakkın zatıyla değil Sıfatlar kemale erince zatıyla olunur
***Bu hadis-i şerifte sır yollu başka bir mana daha vardır Bu mana kemal bulmuş zatlar içindir
Gece;ilahi zattır Amaiyyetdir
Son üçde bir;zata geçiren marifetin son durumudur
Bir velinin Allah’a marifet yolunda üç marifeti vardır
1-“Men arefe nefsehu fegad arefe rabbehu” hadisi mucibince nefis terbiyesi yoluyla
2-Sıfatlarının cemal yönüyle zatı bilmesine bağlıdır Bu marifet nefsini bildikten sonraki Rabbini bilince olan “uluhiyyet” marifetidir
3-İlahi bir zevktir Bu zevk kulun varlığına sirayet eder O marifeti, o kul için Hakk olan alemde gaybından şehadetine getirir Yani o kulun cesedinde rububiyyet eserleri zuhur etmeye başlar Onun elinde kudret olur diline “tekvin” gelir “ol” emri yerine gelir Ayağına yürüme gücü verilir Gözüne kapalı olan hiçbir şey olamz Kulağı bu varlıkta olan her şeyi duyar
Rabbin nüzulünden murad; Rububiyyet iktizası olan eserleri cihetinden sıfatların zuhurudur
Dünya seması; Velinin zahir olan cismidir
Son üçde bir; Kulun fani varlığından geçip, tam varlığı bulmasıdır O zata ve marifete dayanır Bundan sonra o, Hakkı ile hakikati bulur
Her gece;Zata bağlı her zuhurun, ilahi vasıf alan her veliye gelmesidir
Bu durumu teyid eden ayet-i kerime ise “Ve minel leyli fetehecced bihi nafileten lek Ase en yeb’aseke rabbuke makamen mahmuda”
Üstteki ayet, yazdığımız hadisin zahir yönüne de dikkat edilmesini ikaz eder Zaten her zahirin bir batını her batının da bir zahiri vardır
Zatına dek…
KAYNAK: “yüce Hakk’ın Her Gecenin Son üçte Birinde Dünya Semasına Nüzulü” Hadis-i şerifi - Mumsema islam Arsivi
Allah I’nin her gece dünya semaına indiği tasrih edilmiştir. Nitekim Sahihayn’da ve başka eserlerde Nebî r’in şöyle buyurduğu sabit olmuştur:
( يَنْزِلُ رَبُّنَا I كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ اْلآخِرُ يَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُحتى يطلع الفجر. )
“Rabbimiz I her gece, gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve şöyle buyurur:
‘Bana dua edene icabet ederim, benden isteyene veririm, benden bağışlanmayı dileyeni bağışlarım’ bu, fecir doğana kadar böyle devam eder.”
Bu hadis Nebî r’den mütevatir olarak rivayet edilmiştir.(1)
Bazı rivayetlerindeki lafzında: xxxArapçaxxx ‘Sonra yükselir’ şeklinde gelir.(2)
(1)Bkz. Buhârî, (7494) ve Müslim, (758). Otuz kadar sahâbeden rivayet edilmiştir. Bkz. Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl; Ãcurrî, eş-Şeri‘a; İbn Huzeyme, et-Tevhîd; Taberânî, ed-Du‘a; Mecma‘u’z-Zevâ’id, ve Me‘âricu’l-Kabul, (1/166).
Hafız Zehebî, el-‘Uluv’da (sy. 100): ‘Nüzul hadislerini bir cüzde topladım. Bunlar kesin olarak mütevatirdir’ der.
(2)Bu ziyadeyi Ebû ‘Avane, Musned’inde (2/288-289) ve Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl, (133 no 55) rivayet etmişlerdir. İsnadı sahihtir.
Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi :
Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi :
Bu hadis, bir çok yollardan rivayet edilmiştir:
1.Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (s.a.v)’den
Tirmizî (ö. 279/892) der ki: “Bu konuda şu yollardan da hadis gelmiştir:
2.Hz. Ali
3.Ebu Saîd el-Hudrî
4.Rifâa el-Cühenî
5.Cübeyr b. Mut’im
6.Abdullah ibn Mes’ud
7.Ebu’d-Derdâ’
8.Osman ibnu’l-Âs
(Aynî) “Umdetu’l-Kârî”de der ki: “(Derim ki
9.Câbir b. Abdullah
10.Ubâde ibnu’s-Sâmit
11.Ukbe b. Âmir
12.Amr b. Abese
13.Ebu’l-Hattâb
14.Hz. Ebu Bekr
15.Enes b. Mâlik
16.Ebu Musa el-Eş’arî
17.Muâz b. Cebel
18.Ebu Sa’lebe el-Huşenî
19.Hz. Aişe
20.Abdullah ibn Abbâs
21.Nevvâs b. Sem’ân
22.Ümmü Seleme
23.Abdulhumeyd b. Yezîd ibn Seleme’ nin atası”
Daha sonra da bunların rivayet ettikleri hadisleri ve Ebu’l-Hattâb’a varıncaya kadar bu hadisleri tahric eden kimseleri de nakletmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için Aynî (ö. 855/1451)’nin bu kitabına bakabilirsiniz.
Ayrıca Ebu’ş-Şeyh İbn Hayyân (ö. 369/979)’ın “Kitâbu’s-Sünne” adlı kitabında Ebu Zür’a’nın şöyle söylediği nakledilmiştir:
“Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadisler, mütevatirdir. Bu hadisleri, Resulullah (s.a.v)’in sahabilerinden bir çoğu rivayet etmiştir. Bize göre, bu hadisler, sıhhatli ve kuvvetli bir durumdadır.”
Sehavî (ö. 902/1496)’nin “Fethu’l-muğîs”inde geçtiği üzere; bazıları, bu hadisi mütevatir hadisler içerisinde saymıştır.
(İbn Abdilhâdî) “Sârimu’l-münekkî”de aynen şöyle der: “(Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına) inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadis, mütevatirdir.
Osman ibn Saîd ed-Dârimî dedi ki: ‘Bu hadis, Cehmiyye fırkasını en çok
kızdıran bir hadistir.
Ebu Ömer ibn Abdilberr’de dedi ki: ‘Bu hadis, nakil yönünden sağlam ve senedi sahih bir hadistir. Hadisçiler, bu hadisin sıhhatli oluşu hususunda ihtilafa düşmemişlerdir.’”
Cehmiyye: İslam aleminde ilk ortaya çıkan fırkalardan biridir. Muattıla ve Cebriye-i Hâlisa adlarıyla da anılır. Bazılarınca zındıklardan sayılmışlardır. Kurucusu, Cehm b. Safvân’dır.
Cehmiyye, Allah’ı tenzih maksadıyla nasları ifade ettiği manaları aşacak derecede tevile gitmesi, dini konularda tek başına yeterli olmayan aklı nassa tercih etmesi ve dolayısıyla Hz. Peygamber (s.a.v) döneminden itibaren akaid sahasında devam eden saflık ve berraklığı bozması, özellikle de Sünnete bağlı selef alimleri arasında şiddetli tepkilere yol açmış, hatta İslam fırkaları dışında sayılmasına sebep olmuştur.
Abdülkadir b. Ebî Salih el-Geylânî), «Gunye» adlı kitabında şöyle demektedir.
İshak b Raheviye,ye şöyle soruldu :
-----Allah-ü Taala,nın dünya semasına indiği manasındaki hadis-i şeriflere ne dersin..? Bunu böyle anlatıyorlar. Bu durumda Cenab-ı Allah hareket ediyor yükseliyor….
Sorana şöyle dedi :
----- Sen şöyle demek istiyorsun :
----- Allah inmeye ve yükselmeye kadirdir.Ama hareket etmez..
----- O kimse
----- Evet,görüşüm budur….
Deyince şöyle sordu :
----- Bu durumda ,inmesini ve yükselmesini kabul ediyorsun da hareket etmesini neden kabul etmiyorsun..?
Yahya b Muin şöyle dedi .
----- Cuhemi taifesi şayet sana sorarsa ki .
----- Allah nasıl iniyor..?
Ozaman onlara şöyle sor :
----- Peki nasıl yükseliyor..?
Fudayl n İyaz şöyle dedi :
----- Cuhemi sana derse ki :
----- Rabbın nüzülünü inişini inkar ediyorum…..
Bu durumda onlara şöyle dersin :
----- Ben Rabbın dilediğini yaptığına inanıyorum…
Abdülkadir b. Ebî Salih el-Geylânî derki : Allah-ü Taala,her gece dünya semasına iner.Ama nasıl isterse ve ne manada isterse öyle…../GUNYE’TÜT TÂLİBİN yüce yaratıcıyı anlamak / s.180/
İmam Tirmizî diyor ki : (öl. 279h.)
İlim ehlinden pek çok kimse bu hadis ve sıfatlarla ilgili buna benzeyen diğer rivâyetler hakkında ve Allah-u Telâlâ’nın her gece dünya göğüne inmesi hususunda gelen rivâyetler hakkında şöyle demişlerdir: ‘Bu sıfatlar hakkında gelen rivâyetler kesinlikle sâbittir. Bunlara olduğu gibi inanılır ve haklarında hiçbir vehme düşülmez. Bunların nasıl olduğu konusunda da hiçbir şey söylenilemez. Bunun gibi Mâlik, Süfyân b. ‘Uyeyne (öl. 198h.) ve Abdullah b. Mübârek’in (öl. 181h.) bu hadisler hakkında: ‘Onları nitelendirmeden (olduğu gibi) alıp kabul ediniz’ dedikleri, rivâyet edilmiştir.
İşte Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in ilim ehlinin görüşü de böyledir. Cehmiyye ise bu rivâyetleri inkar ederek ‘bunlar birer teşbîhtir’ demişlerdir.” ( Camiu,t-Tirmizi (3/50-51) Ayrıca bk (5/234,377)
İmam Ebu Hanife diyor ki :
Allah ın dünya göğüne nasıl indiği sorulduğunda cevap olarak şöyle dedi: Allah niteliği bilinmeksizin iner : (Akidetu's-Selef Eshabu'l-Hadis, s. 42, Daru's- Beyhaki, el-Esmau ve's- Sıfat, s. 456 Şerhu'l- Akideti't-Tahaviyye, s. 245, el-Kari, Şerhu'l-Fıkhi'l-Ekber, s. 60)
İmam Şafiî'şöyle diyor ki :
"Benim izlediğim sünnet ile arkadaşlarım olan hadis ehlinden görüp Sufyan, Malik ve benzeri kendilerinden ilim öğrendiğim kimselerin izledikleri sünnet;
Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilahın olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehadeti ikrar etmek,
Allah'ın, gökte ve Arşı üzerinde olduğuna ve dilediği şekilde yarattıklarına yaklaştığına, Yüce Allah'ın dünya göğüne dilediği şekilde indiğine inanmaktır."
(İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye, s. 165; İsbatu Sıfati'l-Uluvv, s. 124; Ayrıca bk. Mecmuu'I-Fetava, IV, 181-183; Zehebi, el-Uluvv, s. 120; Elbani, Muhtasa-ru'l-Uluvv, s. 176)
Selef alimleri Allah'ın (c.c.) inmesinin (nüzulünün) olduğu hususunda icma etmişlerdir. Buna tahrif (bozma), ta'til (yok sayma), tekyif (keyfiyet verme) ve temsil (benzetme) olmadan iman etmek vaciptir. Onun nüzulü hakiki olup Allah'ın (c.c.) celaline layıktır. (Biz bilemeyiz).
Ehli Tatil Ehli Bid,at O'nun nüzulünü O'nun emri, rahmeti ya da meleklerinden bir melek hakkında te'vil etmişlerdir. Bu batıl bir tevildir.
Bizim için ise bunların sapık filozofların felsefelerinden kaynağını alan bu sözleriyle yaptıkları fasid tevilleri kabul etmek mümkün değildir.
KAYNAK: Allah-ü Taala,her gece dünya semasına iner.Allah niteliği bilinmeksizin iner. - DelikanForum.NET
“YÜCE HAKK’IN HER GECENİN SON ÜÇTE BİRİNDE DÜNYA SEMASINA NÜZULÜ” HADİS-İ ŞERİFİ HAKKINDA BİR MÜTALAA:
“Yüce Hakk her gecenin son üçde birinde dünya semasına nüzul eder ve “Yok mu isteyen?” diye sual eder” HŞ
Abdülkerim Ciyli hzlerinin “insan-ı kamil” kitabının şerhini Terzi babamdan dinlerken, bu hadisi yazmak istedim Tekrar hatırlamakda fayda olur inşallah
Bu hadis, Yüce Hakk’ın varlık zerrelerinden her birindeki zuhuruna işarettir Gece;halka ait karanlık, zulmet Halkın karanlığıdır
Dünya seması;halk vücudunun dışıdır Zahiri
Son üçde bir ise, o halkın hakikatidir
Varlık zerrelerinden her biri 3’e ayrılır A)zahiri, mülkdür B)batını, melekutdur C)zahir ve batınından ari olan ceberut kısmıdır ki burası son üçde birdir
Yani ef’al, esma ve sıfat mertebeleri
Aslında ayrılma diye bir şey yoktur Tek şey vardır Tek olanın da ayrılması imkansızdır
Zahiri;bu O’nun görünen suretidir
Batını;bu O’nun nefsidir, özüdür
Son üçde bir;O’nun kıyamını sağlayan bir hakikati olması gerekir ki son üçde birdir
CHakk’ın tenezzülü;bu O’nun tenzih durumunu koruyacak, Hakk’ın teşbih özündeki zuhurudur
Son üçde bir cümlesinden murad; O ilahi bir sıfattır ki Allah kuluna onunla tecelli eder Zat zuhurunun hakikati ise anlatılan sıfat tecellisinin sonlarında olur Ne başlangıçda ne de ortalarında Sonunda olur ve keşifle bilinir
Sıfatlarda hiçbirşey için son yoktur Buradaki son hükmidir, mutlak değildir Gecenin son üçde birinde zat zuhur eder .
Allahın sıfatları, halkın ise ubudiyyeti yani kulluğu vardır Yüce Allah’ın isimleri ise halkın kulluk kıyamını sağlayan dünyanın semasıdır
Yüce Hakk’ın kullarına sıfatlarında zahir olduğudur Bu sıfatlarla hakk’ı bilirler
Sıfat zuhuru kemale ermeden evvel sıfatla birlikte olurlar Hakkın zatıyla değil Sıfatlar kemale erince zatıyla olunur
***Bu hadis-i şerifte sır yollu başka bir mana daha vardır Bu mana kemal bulmuş zatlar içindir
Gece;ilahi zattır Amaiyyetdir
Son üçde bir;zata geçiren marifetin son durumudur
Bir velinin Allah’a marifet yolunda üç marifeti vardır
1-“Men arefe nefsehu fegad arefe rabbehu” hadisi mucibince nefis terbiyesi yoluyla
2-Sıfatlarının cemal yönüyle zatı bilmesine bağlıdır Bu marifet nefsini bildikten sonraki Rabbini bilince olan “uluhiyyet” marifetidir
3-İlahi bir zevktir Bu zevk kulun varlığına sirayet eder O marifeti, o kul için Hakk olan alemde gaybından şehadetine getirir Yani o kulun cesedinde rububiyyet eserleri zuhur etmeye başlar Onun elinde kudret olur diline “tekvin” gelir “ol” emri yerine gelir Ayağına yürüme gücü verilir Gözüne kapalı olan hiçbir şey olamz Kulağı bu varlıkta olan her şeyi duyar
Rabbin nüzulünden murad; Rububiyyet iktizası olan eserleri cihetinden sıfatların zuhurudur
Dünya seması; Velinin zahir olan cismidir
Son üçde bir; Kulun fani varlığından geçip, tam varlığı bulmasıdır O zata ve marifete dayanır Bundan sonra o, Hakkı ile hakikati bulur
Her gece;Zata bağlı her zuhurun, ilahi vasıf alan her veliye gelmesidir
Bu durumu teyid eden ayet-i kerime ise “Ve minel leyli fetehecced bihi nafileten lek Ase en yeb’aseke rabbuke makamen mahmuda”
Üstteki ayet, yazdığımız hadisin zahir yönüne de dikkat edilmesini ikaz eder Zaten her zahirin bir batını her batının da bir zahiri vardır
Zatına dek…
KAYNAK: “yüce Hakk’ın Her Gecenin Son üçte Birinde Dünya Semasına Nüzulü” Hadis-i şerifi - Mumsema islam Arsivi