"O Rahman Arş'a istivâ etti" (Tâha: 5)
Eş'arî el-İbâne an Usûli'l-Diyâne" isimli eserinde şöyle der:
"Biri çıkıp: İstivâ hakkında ne dersiniz? diyecek olursa, ona deriz ki: Allah, Arş'ı üzerine istivâ etmiştir. Nitekim Allah şöyle buyurmaktadır: "O Rahman Arş'a istivâ etti" (Tâha: 5); "Güzel söz O'na çıkar" (Fâtır: 105) "Hayır Allah onu (İsâ'yı) kendisine yükseltti" (Nisâ: 158); "(Allah, yaratma) işi (ni) gökten yere düzenler" (Secde: 5). Allah, Firavun'dan nakille şöyle buyuruyor: "Firavun dedi: Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap ki o sebeplere (yollara) erişeyim, (yani göklerin yollarına erişeyim de Mûsâ'nın tanrısına çıkıp bakayım" (Mümin :36-37).
Bu sözleriyle Firavun, Mûsâ (a.s.)'ın, Allah'ın göklerin yukarısında olduğu şeklindeki sözünü yalanlamaktadır. Allah Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Gökte olanın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz?" (el-Mülk, 67/16). Göklerin yukarısında Arş vardır. Arş, göklerin yukarısında olunca "Gökte olandan emin misiniz?" buyurmuştur. Çünkü Allah, göklerin üzerindeki Arş'a istivâ etmiştir. Her yukarıda olan, göktür. Arş, göklerin en yukarısıdır" (İmam el-Eş'ârî, el-İbâne an Usûlü'd-Diyâne, Medine 1975, s. 30-31).
İmam Mâlik'e Allah'ın Arş'a nasıl istivâ ettiği sorulduğunda; "O Rahman, kendini vasıfladığı şekilde Arş'a istivâ etmiştir, O'nun hakkında nasıl sorusu sorulmaz" demiştir. Başka bir rivayete göre ise şöyle demiştir:
"İstivâ (Arap dilinde anlamı) meçhul değildir. Keyfiyeti akıl ile bilinmez. Buna iman etmek vaciptir ve bu konuda soru sormak bid'attir" (Beyhakî, el-Esmâ' ve's-Sıfât; Mısır 1358, s. 408)
başka bir kitabında şöyle demiştir:
İmam Malik, Allah'ın istivası hakkında soru sorulduğunda şöyle dedi:
"İstiva bilinen bir şeydir. Keyfiyyeti ve nasıl olduğu bilinmez. O'na iman farzdır. Mahiyeti hakkında soru sormak bid'attir." [Er-Ravda en-Nehdiyye s: 29]
Şeyh Abdü'lkadir Geylani, Gunye'de şöyle söyler:
"Ayet ve delaletlerle -ihtizar üzere- yaratıcı bilgisi, O 'nun bir tek, eşsiz (vahid, ehad, samed) olduğunun bilinmesi ve öylece inanılmasıdır. Daha ilerlerde der ki: O yüceliği cihetiyle Arş'a istiva etmiş, mülkünü sarmış, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır. Yine, O'nu "her yerdedir" şeklinde nitelemek caiz değildir, 'göktedir, Arş üzerindedir' denebilir, der. Sonra şöyle söyler: İstivasından tevilsiz bahsetmek, istivasının zatıyla Arş'ı üzerinde olduğunu söylemek yaraşır. Şunu da söyler: Arş üzerinde oluşu peygamberlere indirilen kitaplarda hep keyfiyyetî bildirmeden zikredilir."
Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah Teala göktedir,yerde degil.” Ona “O bizimle beraberdir” (Hadid,4) ayetini hatirlatan adama; “Bu,senin bir adama mektup yazip onunla beraber oldugunu söylemen gibidir. Halbuki sen onun yaninda degilsin.” dedi.30] el-Esma ve’s-Sifat
Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Her kim:‘Rabbim gökte mi yoksa yerde midir? bilmiyorum’ derse kafir olmustur.Ayni sekilde: ‘O,arsinin üzerindedir.
Fakat ars gökte midir,yerde midir bilmiyorum’ diyen kimse de kafir olmustur.” El-Fikhu’l Ebsat
“Arsin semada oldugunu inkar ettimi sübhesiz ki o kafir olur.”Bu eseri Zehebi Uluv’da zikretmistir.“Allahu Teala göktedir,yerde degil” el-Esma ve’s-Sifat
Kendisi“kulluk ettigin ilah’in nerededir?”diye soran kadina:“Allah’u Subhanehu ve Teala semada’dir,yerde degildir”, cevabini verdi.el-Esma ve’s-Sifat