Başlığımızı aydınlatacak çok basit bir misal verelim:
Evin en küçük çocuğu, gelen misafirlerin ellerini öperek; ‘hoşgeldiniz’ der...
Çocuğu sevimli gören misafirlerden biri çocuğun her iki yanağından öperek, bir çikolata verir... Çikolatayı kapan çocuk annesinin yanına koşar.
Çocuğun Annesi: ‘Gelenlerden kimi seviyorsun?’ diye sorunca çocuk, elindeki çikolataya bakarak;
‘Bana çikolata veren amcayı!’ der...
Misafirlerin bulunduğu odaya tekrar giren çocuk, masada atari görür... Belli ki sonradan konmuş. Babasının;
‘Bu atari senin oğlum! Sana almışlar.’ demesiyle atariyi alır ve babasına teşekkür ederek tekrar annesinin yanına gider... Çocuğun Annesi;
– Şimdi kimi çok seviyorsun?’ diye sorar.
Çocuk; ‘Atariyi vereni’ der.
Ç. Annesi; ‘Teşekkür ettin mi bari?’ der.
Çocuk; ‘Kimin verdiğini bilmiyorum ki!’ der.
İlkinde ikram eden eli görünce hem kendisine teşekkür etti, hem de, annesine onu sevdiğini söyledi.
İkincisinde, hediyenin değeri büyük olmasına rağmen hediye edeni görmediği için yapacağı teşekkür başka adrese gitti; ya da hiç gitmedi...
İnanın sistem aynı... İkram eden el; sevilir...
Eğer bizler de aldığımız her nimetin arkasında ALLAH’ın bulunduğunu ve sıcağı sıcağına O an teşekkürlerimizi bildirirsek sevgi iletişimini kurmuş oluruz.
Sevgimizi yapacağımız fiili ibadetler dışında sözlü olarak şöyle dile getirebiliriz;
– ALLAH’ım! Bana imanı tattırdığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Beni rızıklandırdığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Kusurlarımı bağışlayacağını va’dettiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Bana sıhhat ve afiyet verdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Göz zevkime hitap edecek çok güzel manzaralar yarattığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Şeytan ve dostlarının bizlere nasıl yaklaştığını bildirdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Az amele çok sevap verdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Senin sevgine ulaşan yolları bizlere bildirdiğin için seni seviyorum!
Dil ile sürekli seni seviyorum ALLAH’ım demek sevgi kapısını aralayabilir... O kapıdan muhtemelen şöyle bir ses işitilir;
– ‘O zaman ispat et’
Evin en küçük çocuğu, gelen misafirlerin ellerini öperek; ‘hoşgeldiniz’ der...
Çocuğu sevimli gören misafirlerden biri çocuğun her iki yanağından öperek, bir çikolata verir... Çikolatayı kapan çocuk annesinin yanına koşar.
Çocuğun Annesi: ‘Gelenlerden kimi seviyorsun?’ diye sorunca çocuk, elindeki çikolataya bakarak;
‘Bana çikolata veren amcayı!’ der...
Misafirlerin bulunduğu odaya tekrar giren çocuk, masada atari görür... Belli ki sonradan konmuş. Babasının;
‘Bu atari senin oğlum! Sana almışlar.’ demesiyle atariyi alır ve babasına teşekkür ederek tekrar annesinin yanına gider... Çocuğun Annesi;
– Şimdi kimi çok seviyorsun?’ diye sorar.
Çocuk; ‘Atariyi vereni’ der.
Ç. Annesi; ‘Teşekkür ettin mi bari?’ der.
Çocuk; ‘Kimin verdiğini bilmiyorum ki!’ der.
İlkinde ikram eden eli görünce hem kendisine teşekkür etti, hem de, annesine onu sevdiğini söyledi.
İkincisinde, hediyenin değeri büyük olmasına rağmen hediye edeni görmediği için yapacağı teşekkür başka adrese gitti; ya da hiç gitmedi...
İnanın sistem aynı... İkram eden el; sevilir...
Eğer bizler de aldığımız her nimetin arkasında ALLAH’ın bulunduğunu ve sıcağı sıcağına O an teşekkürlerimizi bildirirsek sevgi iletişimini kurmuş oluruz.
Sevgimizi yapacağımız fiili ibadetler dışında sözlü olarak şöyle dile getirebiliriz;
– ALLAH’ım! Bana imanı tattırdığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Beni rızıklandırdığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Kusurlarımı bağışlayacağını va’dettiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Bana sıhhat ve afiyet verdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Göz zevkime hitap edecek çok güzel manzaralar yarattığın için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Şeytan ve dostlarının bizlere nasıl yaklaştığını bildirdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Az amele çok sevap verdiğin için seni seviyorum!
– ALLAH’ım! Senin sevgine ulaşan yolları bizlere bildirdiğin için seni seviyorum!
Dil ile sürekli seni seviyorum ALLAH’ım demek sevgi kapısını aralayabilir... O kapıdan muhtemelen şöyle bir ses işitilir;
– ‘O zaman ispat et’