Zikrin faziletine ve Allah katindaki kiymetine dair Hz. Muaviye'nin Peygamber (sav) Efendimiz'den naklettigi Hadisi serif'te söyle bahsedilmektedir:
“Bir gün Peygamberimizin zevcesi Ümmi Habibenin evine geldim. Allah'in Resulü de geldi. Biraz sohbetten sonra, alnindan piril piril nur tanesi indi, benzi sarardi, beyazlasti. Ondan sonra gözünü açti. Kiz kardesim Ümmi Habibe terlerini sildi. Terini kurutmak için atese götürdü. Ates ne terini kuruttu, ne de mendilini yakti. Odanin içi Miski Amber gibi kokuyordu. Acele yürüdü. Ben de arkasindan yürüdüm. Içlerinde Selman-i Farisi'nin (ra) de bulundugu Ashab-i Suffe'nin oldugu yere geldi. Dört yüz kisi kadar vardi. “Illallah Illallah” diye tesbih ediyor, zikrediyorlardi.
Rasulullah (sav) Hz.leri söyle buyurdular:
- Allah için size and veririm, yemin ederim, ne yapiyorsunuz?”
Onlar da:
“Allah'i (cc) zikrediyoruz. “Ilahi Ente Maksudi ve Rizake Matlubi Ya Hz. Allah” diyoruz.
Ya Rasulullah! Maksadimiz O'nun rizasidir. Bizi karadaki, denizdeki mahluklar gibi degil; en güzel sekilde “Ahseni Takvim” olarak yaratti. Habibine ümmet eyledigi için biz onu tesbih ediyoruz” dediler.
Rasulullah (sav) Efendimiz:
- Size, zikrullahin degerini anlayin diye yemin vererek söyledim. Simdi Cebrail kardesim geldi. Cenabi Allah (cc) meleklere söyle hitap ediyor:
(Ey meleklerim!) Görüyor musunuz bu kullarimi? Onlar katimda sizden çok sevimlidir.) Melekler cevaben:
“Ya Rabbi! Biz sana hakkiyla zikredici sükredici degil miyiz?” der.
Allah-ü Teâlâ Hz.leri;
“Evet! Sizler bana sükredicilersiniz. Fakat onlarin zikri bana daha hos geliyor. Onlarin kalbine nefis verdim, mal sevgisi, makam sevgisi, evlat sevgisi, her türlü sevgiyi verdigim halde; kalplerindeki sevgileri tevhid nuruyla attilar. Masiva kalmadi kalplerinde. Nazargahim kalpleri oldu.
Yere göge sigmam, mümin kullarimin kalbine sigarim.
Onlar benden rizami istiyorlar. Onun için sizden çok üstündür.” buyurdu.
O halde devam ediniz. Ben üzerinize rahmetin indigini gördüm ve size ortak olmak istedim.” buyurdular. (Taberani)
“Bir gün Peygamberimizin zevcesi Ümmi Habibenin evine geldim. Allah'in Resulü de geldi. Biraz sohbetten sonra, alnindan piril piril nur tanesi indi, benzi sarardi, beyazlasti. Ondan sonra gözünü açti. Kiz kardesim Ümmi Habibe terlerini sildi. Terini kurutmak için atese götürdü. Ates ne terini kuruttu, ne de mendilini yakti. Odanin içi Miski Amber gibi kokuyordu. Acele yürüdü. Ben de arkasindan yürüdüm. Içlerinde Selman-i Farisi'nin (ra) de bulundugu Ashab-i Suffe'nin oldugu yere geldi. Dört yüz kisi kadar vardi. “Illallah Illallah” diye tesbih ediyor, zikrediyorlardi.
Rasulullah (sav) Hz.leri söyle buyurdular:
- Allah için size and veririm, yemin ederim, ne yapiyorsunuz?”
Onlar da:
“Allah'i (cc) zikrediyoruz. “Ilahi Ente Maksudi ve Rizake Matlubi Ya Hz. Allah” diyoruz.
Ya Rasulullah! Maksadimiz O'nun rizasidir. Bizi karadaki, denizdeki mahluklar gibi degil; en güzel sekilde “Ahseni Takvim” olarak yaratti. Habibine ümmet eyledigi için biz onu tesbih ediyoruz” dediler.
Rasulullah (sav) Efendimiz:
- Size, zikrullahin degerini anlayin diye yemin vererek söyledim. Simdi Cebrail kardesim geldi. Cenabi Allah (cc) meleklere söyle hitap ediyor:
(Ey meleklerim!) Görüyor musunuz bu kullarimi? Onlar katimda sizden çok sevimlidir.) Melekler cevaben:
“Ya Rabbi! Biz sana hakkiyla zikredici sükredici degil miyiz?” der.
Allah-ü Teâlâ Hz.leri;
“Evet! Sizler bana sükredicilersiniz. Fakat onlarin zikri bana daha hos geliyor. Onlarin kalbine nefis verdim, mal sevgisi, makam sevgisi, evlat sevgisi, her türlü sevgiyi verdigim halde; kalplerindeki sevgileri tevhid nuruyla attilar. Masiva kalmadi kalplerinde. Nazargahim kalpleri oldu.
Yere göge sigmam, mümin kullarimin kalbine sigarim.
Onlar benden rizami istiyorlar. Onun için sizden çok üstündür.” buyurdu.
O halde devam ediniz. Ben üzerinize rahmetin indigini gördüm ve size ortak olmak istedim.” buyurdular. (Taberani)