Bakara Sûresi 286. ayette geçen, “Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez.
Güneşe çevirebileceği kadar gezegen, ağaca kaldırabileceği kadar dal, insana taşıyabileceği sayıda el takılmış. Devenin yükü ayrı, karıncanınki ayrı. Balığa uçmayı, aslana yüzmeyi teklif etmemiş.
İnsanlara da bu imtihan meydanında kuvvetleri nispetinde, hatta bir lütuf olarak, güçlerinin çok altında teklifte bulunulmuş. Allah’ın bütün emirlerini işlemek bütün yasaklarından sakınmak her insanın iktidarı dahilinde. Bizim gücümüz için son hudut, namazı beş vakit kılmak, orucu bir ay tutmak mı? Elbette hayır!..
İnsanlar bu gerçeği iyi değerlendirseler, sabretmesini bilse, iradelerini hırpalayıp zaafa uğratmasalar ve en önemlisi birbirlerine yük olmasalar, hepsi de yüklerini rahatlıkla taşıyabilecek ve bu imtihan meydanından yüzlerinin akıyla ayrılıp gidecekler.
Güneşe çevirebileceği kadar gezegen, ağaca kaldırabileceği kadar dal, insana taşıyabileceği sayıda el takılmış. Devenin yükü ayrı, karıncanınki ayrı. Balığa uçmayı, aslana yüzmeyi teklif etmemiş.
İnsanlara da bu imtihan meydanında kuvvetleri nispetinde, hatta bir lütuf olarak, güçlerinin çok altında teklifte bulunulmuş. Allah’ın bütün emirlerini işlemek bütün yasaklarından sakınmak her insanın iktidarı dahilinde. Bizim gücümüz için son hudut, namazı beş vakit kılmak, orucu bir ay tutmak mı? Elbette hayır!..
İnsanlar bu gerçeği iyi değerlendirseler, sabretmesini bilse, iradelerini hırpalayıp zaafa uğratmasalar ve en önemlisi birbirlerine yük olmasalar, hepsi de yüklerini rahatlıkla taşıyabilecek ve bu imtihan meydanından yüzlerinin akıyla ayrılıp gidecekler.