Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ALLAH (c.c.) Seviyorum sanırdım (1 Kullanıcı)

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
Sevmek çok zor ama bir o kadar da şerefli bir duygudur. Zordur; çünkü sevmek, sevilenle seven arasında menfaate dayalı olmayan bir ilgiyi gerektirir. Karşılıklı fedakârlığı, vefayı gerektirir. Cefaya karşı sabrı, sert rüzgârlara karşı dağılmamayı gerektirir. Sevmek, sevileni kırmamayı, ona karşı yanlış yapmamayı, kendi isteklerini sevilenin isteklerine tercih etmemeyi gerektirir.
İsterseniz çocuğunuzu, isterseniz eşinizi, isterseniz bir canlıyı, çevreyi veya başka bir şeyi sevin. Sonuç değişmez. Hayatın zor labirentlerinde bu metaneti yitirmeden yürümeniz şarttır.
Biz bugün farklı bir sevgiden bahsedelim...
Biz bugün farklı bir sevgiden bahsedelim, belki sevginin esası olan sevgiden bahsedelim. Yüce Allah’a karşı hissetmemiz gereken sevgiden…

Şimdi şöyle bir soru sorsam ve desem ki “ Allah’ı seviyor muyuz?” İnanıyorum ki hepimiz “ Elbette Allah’ı seviyoruz” diyeceğiz. “ ALLAH (c.c.) sevilmez mi, O’na kurban olalım!” deriz. Bu duygumuzda samimiyiz de. Çünkü hiç kimse “ Allah’ı sevmiyorum” demez, diyemez. Hiç inanmayan bile böyle bir cümlenin yüküne talip olamaz, olmamalıdır da.

O zaman ikinci soruyu soralım ve “O zaman sevgi nedir?” diyelim. Veya bizim sevmemiz yeterli mi? O’nu sevmek mi önemli, yoksa O’nun tarafından sevilmek mi?

Ne dersiniz, bütün bu sorulara bir çırpıda makul cevaplar verebilecek miyiz?

Dilerseniz gelir İslâm tarihinin ölümsüz şahikalarından enfes satırlar okuyalım. Bakalım sevgiye nasıl bir anlam yüklemiş büyükler?

Bistamlı Beyazıd sevgi sanılan boş bir kuruntunun, duvarların yüzüne çarparken unutulmaz bir ders verir:

“ Allah’ı seviyorum sanırdım! Ama anladım ki, esas olan O’nun sevmesi imiş. ALLAH (c.c.) bir kulu severse, onun kalbini kendisi ile meşgul edermiş”

Doğrudur… Bistamlı Beyazıt’ın dediği gibi, sevgi eğer sevilenin sevgisini getirmeyecekse, boş bir kuruntudur. Allah’ı o kadar seveceksin ki, neticede O sizi sevmeye başlayacak. O zaman sizin sevginiz, O’nun sevgisine mahkûm olur. İşte o zaman O’nun gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı olursunuz.

Fudayl bin Iyaz’ın, sevgiyi tarif eden dokunaklı sözleri ruh dünyamızda depremler meydana getirecek kadar derindir. Şöyle diyor;

“ Allah’ı seviyormuyuz diye sorarlarsa sus, konuşma. Evet dersen, tavırların evet diyenlerinkine benzemiyor ki! O zaman da münafıklara, sahtekârlara benzersin!”

İşte size Bağdatlı Cüneyd’in cümleleri, Mevlana’nın ufkunu ne kadar da çok hatırlatıyor:

“Şu kalp Allah’a aittir. O’na sakın yabancıyı sokma!”

Sevgide dozu iyi anlamak şarttır. Sevgi teslimiyet ve tam bir tevekkülü gerektirir. Gayrisinden hicret ve fıkrat (ayrılık) gerektirir. Koşmak, koşmak, koşmak ve yine koşmak gerektirir.

Sevginin kapısı hiç kapanmaz zira. Kapıyı kapalı zannediyorsanız, sevgiliyi tanımıyorsunuz demektir. Belki de kapısı kapalı olan sevgili değildir, sevgili olamaz…

Salih Mürri, bir gün vaaz ediyor camide. Ümitsizliği kıracak sözler kullanıyor, ümidin kapılarını açıyor. Ümitsizliğin yakan bir ateş olduğunu anlatıyor. Bunu da şöyle formüle ediyor:

“ Ümitsizliği yenin. Bir insan Yüce Allah’ın kapısını ısrarla çalarsa, kapı mutlaka bir gün açılacaktır!”

Sözler böyleydi ve doğruydu da. Ama cemaatin arkasında bir kadın vardır ve onun dünyasında ayrı, apayrı fırtınalar kopmaktadır. O, Salih’in durduğu yerde değildir. Birden ayağa kalkar ve seslenir:

“ Daha ne zamana kadar böyle demeye devam edeceksin? O kapı hiç kapanmadı ki açılsın!”

Evet; sevgilinin kapısı hiç kapanmaz. Zaten kapısı kapanacak sevgili, sevgili değildir.

Öyle bir sevgili sevin ki, herkesin kapısı kapandığında bile O’nun kapısı açık dursun!





Doç.Dr.Nihat Hatipoğlu
 

Kardelen..

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
nihat hatipoğlu yazdığı ver yazı ver kitap harika çok beğeniyorum anlatım biçimini yine çok güzel yazmış Allah razı olsun kardeşİmm
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamun aleyküm kardeşim
Rahman razı olsun emeğinize sağlık.
Rabbim, Nihat abimizdende razı olsun inşaallah.
Selam ve dua ile...
 

zamannamaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
438
Tepki puanı
0
Puanları
0
“ Allah’ı seviyorum sanırdım! Ama anladım ki, esas olan O’nun sevmesi imiş. ALLAH (c.c.) bir kulu severse, onun kalbini kendisi ile meşgul edermiş”
:A Rabbim sen bizim günahlarımızı bağışla, hatalarımızı yüzümüze çarpma, ayıplarımızı ört.Yüreğimize hergün daha fazla inanç nasip eyle.Bizi yolundan ayırma inşallah.Amin.Paylaşımın için sağol kardeşim.Çok güzel bir yazıydı.İyiki bizlere de aktarmışsın.
Selam ve dua ile.
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm kardeşim eline emeğine yüreğine sağlık sevmeyi asıl olan sevgiyi ve sahibini hatırlatan bu güzel paylaşımın için RABBİM razı olsun senden NİHAT HOCAMIZINDA RABBİM İLMİNİ ARTIRSIN YOLUNU AÇIK ETSİN DAHA BİR ÇOK İNSANA HİDAYET VESİLESİ KILKSIN VE KUVVET VERSİN BEN ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM VE HALA ÖĞRENECEĞİM ÇOK ŞEY VAR ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK DİLEĞİYLE

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
Selamün Aleyküm kardeşim eline emeğine yüreğine sağlık sevmeyi asıl olan sevgiyi ve sahibini hatırlatan bu güzel paylaşımın için RABBİM razı olsun senden NİHAT HOCAMIZINDA RABBİM İLMİNİ ARTIRSIN YOLUNU AÇIK ETSİN DAHA BİR ÇOK İNSANA HİDAYET VESİLESİ KILKSIN VE KUVVET VERSİN BEN ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM VE HALA ÖĞRENECEĞİM ÇOK ŞEY VAR ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK DİLEĞİYLE

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN

Aleyküm selam Yorumlarınız için Allah razı olsun Nihat hocamı bende çok seviyorum Allah başımızdan eksik etmesin inş... Hihat hocamım bilgilerinden daha nice insanların Faydalanması dilegiylee Allaha emanet olun selametle .... B)


“Şu kalp Allah’a aittir. O’na sakın yabancıyı sokma!”
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
selamun aleyküm hayırlı akşamlar ellerinize saglık Rabbimiz razı olsun inşaallah Rabbim sevdiği kullardan eylesin cümlemizi bizlerinde ka,endisini hakkıyla sevebilmemizi nasip eylesin inşaallah
 

ReisulKurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ara 2007
Mesajlar
414
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamun Aleykum
Nihat hatip oglu sozlerinde dogru konusuyor etkileyici konusuyor ama nedense bir turlu ısınamadım ruhum sevmedi bu adamı nedendir bilmiyorum
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
Selamun Aleykum
Nihat hatip oglu sozlerinde dogru konusuyor etkileyici konusuyor ama nedense bir turlu ısınamadım ruhum sevmedi bu adamı nedendir bilmiyorum

Aleyküm Selam Kardeşim .. Doğru konuşuyor güzel konuşuyor Nihat Hocamız Çok Seviyorum kendisini bütün sohbetlerini dinlemeye çalışıyorum .. amacı ve hedefi İslam olana selam olsun ..

Allah'a emanet olunuz selametle. .
 

Asİ_GeNç

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sevmek çok zor ama bir o kadar da şerefli bir duygudur. Zordur; çünkü sevmek, sevilenle seven arasında menfaate dayalı olmayan bir ilgiyi gerektirir. Karşılıklı fedakârlığı, vefayı gerektirir. Cefaya karşı sabrı, sert rüzgârlara karşı dağılmamayı gerektirir. Sevmek, sevileni kırmamayı, ona karşı yanlış yapmamayı, kendi isteklerini sevilenin isteklerine tercih etmemeyi gerektirir.
İsterseniz çocuğunuzu, isterseniz eşinizi, isterseniz bir canlıyı, çevreyi veya başka bir şeyi sevin. Sonuç değişmez. Hayatın zor labirentlerinde bu metaneti yitirmeden yürümeniz şarttır.
Biz bugün farklı bir sevgiden bahsedelim...
Biz bugün farklı bir sevgiden bahsedelim, belki sevginin esası olan sevgiden bahsedelim. Yüce Allah’a karşı hissetmemiz gereken sevgiden…

Şimdi şöyle bir soru sorsam ve desem ki “ Allah’ı seviyor muyuz?” İnanıyorum ki hepimiz “ Elbette Allah’ı seviyoruz” diyeceğiz. “ ALLAH (c.c.) sevilmez mi, O’na kurban olalım!” deriz. Bu duygumuzda samimiyiz de. Çünkü hiç kimse “ Allah’ı sevmiyorum” demez, diyemez. Hiç inanmayan bile böyle bir cümlenin yüküne talip olamaz, olmamalıdır da.

O zaman ikinci soruyu soralım ve “O zaman sevgi nedir?” diyelim. Veya bizim sevmemiz yeterli mi? O’nu sevmek mi önemli, yoksa O’nun tarafından sevilmek mi?

Ne dersiniz, bütün bu sorulara bir çırpıda makul cevaplar verebilecek miyiz?

Dilerseniz gelir İslâm tarihinin ölümsüz şahikalarından enfes satırlar okuyalım. Bakalım sevgiye nasıl bir anlam yüklemiş büyükler?

Bistamlı Beyazıd sevgi sanılan boş bir kuruntunun, duvarların yüzüne çarparken unutulmaz bir ders verir:

“ Allah’ı seviyorum sanırdım! Ama anladım ki, esas olan O’nun sevmesi imiş. ALLAH (c.c.) bir kulu severse, onun kalbini kendisi ile meşgul edermiş”

Doğrudur… Bistamlı Beyazıt’ın dediği gibi, sevgi eğer sevilenin sevgisini getirmeyecekse, boş bir kuruntudur. Allah’ı o kadar seveceksin ki, neticede O sizi sevmeye başlayacak. O zaman sizin sevginiz, O’nun sevgisine mahkûm olur. İşte o zaman O’nun gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı olursunuz.

Fudayl bin Iyaz’ın, sevgiyi tarif eden dokunaklı sözleri ruh dünyamızda depremler meydana getirecek kadar derindir. Şöyle diyor;

“ Allah’ı seviyormuyuz diye sorarlarsa sus, konuşma. Evet dersen, tavırların evet diyenlerinkine benzemiyor ki! O zaman da münafıklara, sahtekârlara benzersin!”

İşte size Bağdatlı Cüneyd’in cümleleri, Mevlana’nın ufkunu ne kadar da çok hatırlatıyor:

“Şu kalp Allah’a aittir. O’na sakın yabancıyı sokma!”

Sevgide dozu iyi anlamak şarttır. Sevgi teslimiyet ve tam bir tevekkülü gerektirir. Gayrisinden hicret ve fıkrat (ayrılık) gerektirir. Koşmak, koşmak, koşmak ve yine koşmak gerektirir.

Sevginin kapısı hiç kapanmaz zira. Kapıyı kapalı zannediyorsanız, sevgiliyi tanımıyorsunuz demektir. Belki de kapısı kapalı olan sevgili değildir, sevgili olamaz…

Salih Mürri, bir gün vaaz ediyor camide. Ümitsizliği kıracak sözler kullanıyor, ümidin kapılarını açıyor. Ümitsizliğin yakan bir ateş olduğunu anlatıyor. Bunu da şöyle formüle ediyor:

“ Ümitsizliği yenin. Bir insan Yüce Allah’ın kapısını ısrarla çalarsa, kapı mutlaka bir gün açılacaktır!”

Sözler böyleydi ve doğruydu da. Ama cemaatin arkasında bir kadın vardır ve onun dünyasında ayrı, apayrı fırtınalar kopmaktadır. O, Salih’in durduğu yerde değildir. Birden ayağa kalkar ve seslenir:

“ Daha ne zamana kadar böyle demeye devam edeceksin? O kapı hiç kapanmadı ki açılsın!”

Evet; sevgilinin kapısı hiç kapanmaz. Zaten kapısı kapanacak sevgili, sevgili değildir.

Öyle bir sevgili sevin ki, herkesin kapısı kapandığında bile O’nun kapısı açık dursun!





Doç.Dr.Nihat Hatipoğlu



Bilgin için sağ ol. Allah razı olsun. Bu bilgilyi başka yerdeyayınlayacağım hakkını helal eyle.
 

islamcı2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2009
Mesajlar
195
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
allah razı olsun kardeş emegine sağlık
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt