Siyahgulsevdalisi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 20 Haz 2006
- Mesajlar
- 2,046
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
ALLAH İÇİN KARDEŞLİK
KALEMDAR
Kıymetli Kardeşlerim!
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, Hucûrat Suresi'nde, Herhangi bir anlaşmazlıkta kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki bu hususta rahmete şâyan olasınız buyuruyor. Yani ilgisiz kalıp da onları küs bırakmayın. Bayramlar gelip geçiyor da kendi başlarına yine barışamıyorlar.
Biz imanda kardeşiz. Ebedi hayatı tahakkuk ettiren de imandır. En süyük dağ altın olsa zerre kadar imanla değişilmez. Öyle olunca mü'minlerin haklarını korumak, menfaatlarını gözetmekteki din kardeşliğimizi Allah'tan korkarak yapacağız. Kardeşlik olan yerde şefkat ve merhamet vardır.
Dasûlü Ekrem (s.a.v) Efendimiz bunu ne güzel ifada buyurmuşlardır: Mü'minler bir vücut gibidirler, bir âzâ muzdarip olduğu zaman bütün vücut uykusunu kaybeder. Onun ızdırabını duyar. Ağzımızda bir dişimiz sızlıyor da sabahlara kadar uyuyamıyoruz.
Diğer bir hadis-i şerifte de: Şefkat göstermekte mü'minlerin bir vücut gibi olduğunu görürsün buyruluyor. Bir kimse, falan adam bugün açmış diye duyarda, buna rağmen uyursa onun kâmil imanı yoktur. Kâmil iman sahibi olsaydı, evindeki yiyeceği içeceği götürür, o komşusunu, o din kardeşini doyururdu.
Mü'minler bir binanın birbirine kenetlenmiş tuğlaları gibidirler. O Allah için sever ve sevilir. Sevmeyende ve sevilmeyende hayır yoktur buyuruyor sevgili peygamberimiz. Bakın, bidana taş var, çimento var, kireç var, demir var, tahta var, çivi var. Bunlar bir araya geldimi bina yapılıyor. Şuraya yüz araba kum döksen, diğer malzemelerle bir araya getirilip inşâ edilmezse, ayaklar altında dağılır gider.
Mü'min, kardeşini çok, kendini az düşünür. Yine Fahri Kâinât Efendimiz buyuruyor.: Allah'a yemin ederimki: iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe kâmil mü'min olamazsınız. Size bi şey söyleyeyim mionu yatığınız takdirde sevişirsiniz: Aranızda selamı yayınız ve hediyeleşiniz.
Rabbımız hadis-i kudsiyle müjdeliyor: Benim için sevişenleri müjdele Habibim, benim için birbirine ikramda bulunanları müjdele Habibim, senin için birbirine itimat edip de dost olanları müjdele Habibim, Onlara benim de muhabbetim taahhuk etmiştir. Ben de o kullarımdan razı oldum.
Yine bir hadis-i şerife göre, yedi sınıf insan var ki Allah Teâlâ Hazretleri onları, hiç bir gölgenin bulunmadığı bir günde, arşın gölgesiyle gölgelendirir. Bu sınıflardan biri de, Allah için seven, hayatlarını böyle geçiren ve bu hâl üzere vefat eden iki kişidir.
Hikâye olunur ki, böyle iki arkadaş, ölünceye kadar dost olmaya birlerinden ayrılmamaya karar verdiler. Fakat bir zaman sonra onlardan birisi bozuldu ve diğerine dedi ki;
- Gel şu kardeşlik akdini bozalım. Benim yüzümden senin yüzün kara olmasın. Diğeri:
- Hayır, sana arız olan bir heva, bir kusur sebebiyle kardeşliği bırakamam, dedi.
Böylece, kardeşi düzelinceye kadar bir şey yememeye, içmemeye söz verdi ve dua etti. Ölüm derecesine geldiği anda, Allah Teâlâ Hazretleri bozulan kardeşine bir pişmanlık verdi, ağlayarak geldi ve yeniden samimi kardeşlikleri devam etti.
Kardeşlik böyle olur. Efendim, bizim kızı oğluna almadı, kızını oğluma vermedi gibi dünyevi sebeblerle insan kardeşinden ayrılır mı? Kardeşlik böyle günde belli olur. Allah bizi birbirimizden ayırmasın.
Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz buyuruyorlar: Bir kimse kendisine Allah için bir kardeş edinirse Cenâb-ı Hak ona cennette bir derece verir. Bir kardeş, bir derece daha. Böyle böyle cenneteki yetmiş dereceye yükselebililir O. Onun için kardeşlerimiz çoğaltalım. Birbirimizle muhabbetleşelim, kardeş olalım. Rabbimiz bizi, şeytana uydurmasın, ayağımızı kaydırmasın, kardeşlerimizden ayırmasın.
Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah'a.
KALEMDAR
Kıymetli Kardeşlerim!
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, Hucûrat Suresi'nde, Herhangi bir anlaşmazlıkta kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki bu hususta rahmete şâyan olasınız buyuruyor. Yani ilgisiz kalıp da onları küs bırakmayın. Bayramlar gelip geçiyor da kendi başlarına yine barışamıyorlar.
Biz imanda kardeşiz. Ebedi hayatı tahakkuk ettiren de imandır. En süyük dağ altın olsa zerre kadar imanla değişilmez. Öyle olunca mü'minlerin haklarını korumak, menfaatlarını gözetmekteki din kardeşliğimizi Allah'tan korkarak yapacağız. Kardeşlik olan yerde şefkat ve merhamet vardır.
Dasûlü Ekrem (s.a.v) Efendimiz bunu ne güzel ifada buyurmuşlardır: Mü'minler bir vücut gibidirler, bir âzâ muzdarip olduğu zaman bütün vücut uykusunu kaybeder. Onun ızdırabını duyar. Ağzımızda bir dişimiz sızlıyor da sabahlara kadar uyuyamıyoruz.
Diğer bir hadis-i şerifte de: Şefkat göstermekte mü'minlerin bir vücut gibi olduğunu görürsün buyruluyor. Bir kimse, falan adam bugün açmış diye duyarda, buna rağmen uyursa onun kâmil imanı yoktur. Kâmil iman sahibi olsaydı, evindeki yiyeceği içeceği götürür, o komşusunu, o din kardeşini doyururdu.
Mü'minler bir binanın birbirine kenetlenmiş tuğlaları gibidirler. O Allah için sever ve sevilir. Sevmeyende ve sevilmeyende hayır yoktur buyuruyor sevgili peygamberimiz. Bakın, bidana taş var, çimento var, kireç var, demir var, tahta var, çivi var. Bunlar bir araya geldimi bina yapılıyor. Şuraya yüz araba kum döksen, diğer malzemelerle bir araya getirilip inşâ edilmezse, ayaklar altında dağılır gider.
Mü'min, kardeşini çok, kendini az düşünür. Yine Fahri Kâinât Efendimiz buyuruyor.: Allah'a yemin ederimki: iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe kâmil mü'min olamazsınız. Size bi şey söyleyeyim mionu yatığınız takdirde sevişirsiniz: Aranızda selamı yayınız ve hediyeleşiniz.
Rabbımız hadis-i kudsiyle müjdeliyor: Benim için sevişenleri müjdele Habibim, benim için birbirine ikramda bulunanları müjdele Habibim, senin için birbirine itimat edip de dost olanları müjdele Habibim, Onlara benim de muhabbetim taahhuk etmiştir. Ben de o kullarımdan razı oldum.
Yine bir hadis-i şerife göre, yedi sınıf insan var ki Allah Teâlâ Hazretleri onları, hiç bir gölgenin bulunmadığı bir günde, arşın gölgesiyle gölgelendirir. Bu sınıflardan biri de, Allah için seven, hayatlarını böyle geçiren ve bu hâl üzere vefat eden iki kişidir.
Hikâye olunur ki, böyle iki arkadaş, ölünceye kadar dost olmaya birlerinden ayrılmamaya karar verdiler. Fakat bir zaman sonra onlardan birisi bozuldu ve diğerine dedi ki;
- Gel şu kardeşlik akdini bozalım. Benim yüzümden senin yüzün kara olmasın. Diğeri:
- Hayır, sana arız olan bir heva, bir kusur sebebiyle kardeşliği bırakamam, dedi.
Böylece, kardeşi düzelinceye kadar bir şey yememeye, içmemeye söz verdi ve dua etti. Ölüm derecesine geldiği anda, Allah Teâlâ Hazretleri bozulan kardeşine bir pişmanlık verdi, ağlayarak geldi ve yeniden samimi kardeşlikleri devam etti.
Kardeşlik böyle olur. Efendim, bizim kızı oğluna almadı, kızını oğluma vermedi gibi dünyevi sebeblerle insan kardeşinden ayrılır mı? Kardeşlik böyle günde belli olur. Allah bizi birbirimizden ayırmasın.
Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz buyuruyorlar: Bir kimse kendisine Allah için bir kardeş edinirse Cenâb-ı Hak ona cennette bir derece verir. Bir kardeş, bir derece daha. Böyle böyle cenneteki yetmiş dereceye yükselebililir O. Onun için kardeşlerimiz çoğaltalım. Birbirimizle muhabbetleşelim, kardeş olalım. Rabbimiz bizi, şeytana uydurmasın, ayağımızı kaydırmasın, kardeşlerimizden ayırmasın.
Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah'a.