RE: alkol içmenin cezasi
blund57 yazdı:
cumleten selamun aleykum,
bu foruma yeni yazildim, ama yazilmadan once ne var ne yok diye baktim ve alkol uzerine fazla konu olmadigini gordum.
cok zamandir sormak istedigim bir soru vardi bu foruma nasip imis.
bir gun camide vaaz dinlerken, hoca soyle bir mevzuda bulundu :
" alkol içen bir insan, bir damla olsa da dahi, 40 gun boyunca hiç bir ibadeti kabul olmaz " demisti !!!!
bu mevzunun asli varmidir cevap verirseniz cok memnun olurum
Allahin rahmeti ve berekti tum muslumanlarin uzerine olsun
5. İçki İçmenin Cezası
Sarhoş edici içkilerin içilmesi ayet ve hadislerle yasaklanmıştır. Kur'an-ı Kerim'de altı ayette geçen "hamr" kelimesi üzüm suyundan elde edilen özel içkinin adı olmuştur. Türkçe'de "üzüm şarabı" denilen içki budur. Diğer içki çeşitleri veya; içkinin yapıldığı hammaddeler hadislerde belirlenmiştir. Tedricî yasaklamanın sonunda, kesin içki yasağı bildiren ayette şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz Şeytan kumar ve içki ile aranıza düşmanlık ve kin sokmayı, sizi Allah'ın zikrinden ve namaz kılmaktan alıkoymayı ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?" (el-Mâide, 5/90, 91; Diğer ayetler için bk. el-Bakara, 2/219; en-Nisâ ; 4/43; el-A'râf, 7/157; en-Nahl, 16/67).
Hanefilere göre had cezasının uygulanması bakımından içkiler ikiye ayrılır: Şarap içene verilecek ceza, şarap dışındakileri içene verilecek ceza. Şarap içen kimse az içsin, çok içsin sarhoş olsun veya olmasın kendisine had cezası uygulanır. Çünkü Hz. Peygamber; "Şarap içen kimseye değnek vurunuz" (Ebû Dâvud Hudûd, 36; Tirmizî, Hudûd 15; Nesâî, Eşribe, 42; İbn Mâce, Hudûd, 17, 18; Dârimî, Eşribe, 10) buyurmuştur. Bu hadisteki "hamr"da köpük atmış taze üzüm suyu olup, içenin aklını örttüğü için bu ad verilmiştir. Şarap dışındaki içki çeşitlerinde ise, kişi sarhoş olacak kadar içtiği takdirde had cezası uygulanır (el-Kâsânî, a.g.e, VII, 39; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, IV, 178; Zeylaî, Tebyînü'l-Hakâik, III, 195).
Çoğunluk fakihler ise şarapla diğer içki türleri arasında bir ayırım yapmazlar. Çoğu sarhoş eden içkinin azı da haramdır ve hamr (şarap) hükmündedir. Bu yüzden, sarhoş edici olduğu bilinen herhangi bir içkiyi içene had cezası gerekir. Delil şu hadistir: "Her sarhoş edici içki hamr'dır ve her hamr da haramdır" (Müslim, Eşribe, 73; Ebû Dâvud, Eşribe, 5; Tirmizî, Eşribe, l; İbn Mace, Eşribe, 9; Ahmed b. Hanbel, II, 16, 29, 31,105, 134, 137).
Ebû Hanîfe'ye göre haddin uygulanmasını gerektiren sarhoşluğun ölçüsü; sarhoşun konuşulanları anlamaması, mantıklı konuşamaması, erkekle kadını, yerle göğü birbirinden ayırt edememesidir. Çünkü hadlerde şüphenin kalkması için ağır olanı esas almak gerekir. Hz. Peygamber; "Gücünüzün yettiği sürece hadleri şüphelerle kaldırınız" (Ebu Davud, Salat, 114; Tirmizî, Hudûd, 2) buyurmuştur.
Ebû Yûsuf, imam Muhammed ve diğer üç mezhep imamına göre, sarhoşluk ölçüsü; sarhoşun saçma konuşması ve sözleri birbirine karıştırmasıdır. Çünkü insanlar bu durumdaki kişiye "sarhoş" demektedir. Bu kimse kendi elbisesini veya ayakkabılarını başkasınınkinden ayırt edemez.
İçki içene ceza uygulanabilmesi için akıllı, ergin, Müslüman olması, içki zorlama ile veya zarûret sebebiyle içmemiş olması, içtiği şeyin içki olduğunu haram kılınmış bulunduğunu bilmesi gerekir. Ayrıca içtiği içkinin kendi mezhep görüşüne göre haram sayılması da gereklidir.
İçki İçene Verilecek Cezanın Miktarı
Çoğunluk müctehitlere göre, sarhoşluğun cezası seksen değnektir. Delil, Hz. Ali'nin şu sözüdür: "Kişi içki içince sarhoş olur, sarhoş olunca da saçma sözler konuşur; saçma sözler arasında da iftira eder. İftiranın had cezası ise seksen değnektir" (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VII, 144; Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 351).
Şâfiîlere göre, şarap veya diğer içkileri içmenin cezası kırk değnektir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda belirli bir miktar uygulamamıştır. Ebû Hüreyre (r.a), Hz. Peygamber'e getirilen bir sarhoşa uygulanan cezayı şöyle anlatır: "Bizden bir kısmı eliyle, bazıları ayakkabısı ya da elbiseleriyle vurdular. Adam ayrılıp gidince, arkasından; Allah seni rüsvay etsin" dediler. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle buyurdu: "Böyle söylemeyin, ona karşı şeytana yardım etmeyin" (Buhârî, Hudûd, 4; Müslim, Hudûd 35; Ebu Dâvud, 35, 36; Tirmizî, Hudûd, 14, 15).
ALINTI-İSLAM ANSİKLOPEDİSİ