Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Alim Kavramı... (1 Kullanıcı)

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
yazı uzun bir az ama okumanızı tavsiye ederim...

ALİM KAVRAMI

Aladdin PALEVİ



Aslen İslam dini ilme ve alimlere çok değer vermiş, ilmi ve alimleri sevmeyi dini bir borç olarak telakki etmiş, alimlerin diğer insanlardan kat kat üstün olduğunu bildirmiştir. Allahu Tealâ şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın." denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.” (58, Mucadele/11)

“De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.” (39, Zümer/11)

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde gerek ilmin gerekse alimlerin üstünlüğüne dair çok defa değinmiştir:

"İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ, cennet yollarından birini açar. Melekler, ilim tahsil edene karşı memnuniyetleri ve tevâzûları sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey, hatta su içindeki balıklar, âlim için Allah'tan rahmet diler. Âlimin, ibadet eden kimseye üstünlüğü, ondörtünde ki dolunayın görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onlar miras olarak sadece ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir.”

"Kim ilim tahsil etmek için (evinden veya yerleşim yerinden) çıkarsa, geri dönünceye kadar o kişi Allah yolundadır."

“Alimler peygamberlerin varisleridir.”

Meşhur bir sözde şöyle geçmektedir: “Ya alim ol, ya talebe ol, ya dinleyen ol, ya da alimleri sevenlerden ol. Bunların dışında beşinci bir şey olma yoksa helake gidersin.”

Selef alimlerinden bazıları bu sözün hikmetini şöyle açıklamışlardır: “Şüphesiz kim, ilim ehlini sevmezse onların yok olmasını ister. Kim de ilim ehlinin yok olmasını isterse, yeryüzünde Allah’ın nurunun sönmesini ve fıskın yayılmasını istemektedir ki bu apaçık bir helaktir.”

Allame Ali el-Kari şöyle nakletmektedir: “Kim sebepsiz yere bir alime buğzederse onun küfre girmesinden korkulur.”

Bu kısa açıklamalardan sonra şu sorulara cevap aramakta fayda vardır. Acaba Allah ve resulü tarafından büyük övgülere mazhar olan alimler kimlerdir? Acaba bütün ömürlerini Arap dili üzerine sarf ve nahiv ilimleriyle geçiren buna karşılık tevhidden, Allah’ın dininden bihaber, küfür ile İslam’ı birbirinden ayırt etme kapasitesine dahi sahip olmayanlar ya da belam misali bütün bilgilerini laik demokrat düzenlerin bekası için harcayanlar, beşer ideolojilerini reddetmeyip onlara itaat edenler Allah’ın kitabında övgüyle bahsettiği alimlerden midir? Alahu Tealâ şöyle buyurmaktadır:

“Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” (21, Enbiya/7)

Acaba İslam şuurundan habersiz, tağutların tuğyanını tanımayıp onları kollayanlar kendisini bilmediklerimizi soracağımız ehli zikirden sayılırlar mı?

Cevap olarak derim ki: Kur’anı Kerim’de otuz ayetten fazla alimlerden bahsedilmektedir. Yine bir çok hadisi şerifte ilmin ve alimlerin fazileti belirtilmektedir. Ve Allahu Tealâ apaçık olarak alimi şöyle tarif etmektedir:

“Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar.” (35, Fatır/28)

Rebii b. Enes bu ayete dayanarak şöyle demektedir: “Allah’tan hakkıyla korkmayanlar alim değildirler.”

İbn-i Abbas alimi şöyle tarif etmektedir: “Allah’ın murad ettiği alim Allah’a zerre kadar şirk koşmayıp helali helal, haramı da haram olarak bilen, Allah’ın emirlerini yerine getiren ve yaptıklarının hesabını da bir gün Allah’a vereceğine inanan kimsedir.”

İmam Malik şöyle demektedir: “İlim çok hadis ve rivayet ezberlemek değildir. İlim Allah’tan hakkıyla korkmaktır ki bu Allah tarafından kalbe atılmış bir nurdur.”

devamı var...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Bu alıntılardan açıkça anlaşılmaktadır ki, Allah’tan korkmadan beşeri ideolojilerin resmi köleliğini yapanlar hiçbir zaman ne ümmeti temsil ederler, ne de Allah’ın Kur’an’da ve Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinde zikrettiği alimlerdendir. Asrımızda laik ve demokrat devletlerin emriyle hareket eden belami teşkilatların mensupları kesinlikle ne alim sıfatına haizdirler ne de ümmeti temsil edebilirler. Aslen böyle kimselere soru sormak bile haramdır. Zira bunlar tağuti düzenlerin emriyle hareket ettikleri için, tağutların heva ve heveslerine göre Allah’ın dinini tevil baltasıyla tahrif etmektedirler. Böyle kimselerin bizzat kendileri hastadır ve tedaviye muhtaçtırlar. Nasıl başkalarını tedavi edebilirler ki…? İşin diğer bir boyutu da aslında tüm tağutlar varlıklarını böyle belam sıfatlı kimselere borçludurlar. Bakınız İmam Gazali şöyle demektedir:

“Zalimlerin saltanatına bağlı kadılarla içli dışlı olmak haramdır. Zira bunlar zalimlerin haram malını alıp, onların gücüne güç katarlar. Ve insanları ilim kisvesi altında zalimlerin etrafında toplarlar. Zaten toplumları zalimlerin düzenlerine kul ve köle yapanlar bu kimselerdir.”

Hasan el-Basri’ye bir soru sorulur. Hasan el-Basri soruya cevap verdikten sonra karşıdaki şahıs “ama bizim alimler böyle cevap vermiyorlar” der. Bunun üzerine Hasan el-Basir şöyle der: “Alim gece ibadet eden, gündüzlerini oruçlu geçiren, zühde bürünmüş, taviz vermeden Allah’ın hikmetini yayan kimsedir. İşte “Allah bir kimsenin hayrını murad ederse onu dinde fakih kılar” hadisinde kastedilen kişiler bu vasıflara sahip alimlerdir. Bu vasıflara sahip olmayanlar ise mağrurlardandır.”

Bu sözden anlaşılacağı üzere alim; her daim iyiliği emreden, kötülüklerden sakındıran kimsedir. Beşer ürünü kanunların küfrünü anlatan, Allah’ın hükmünü bir kenara bırakarak teşride, yasamada bulunan sahte rablerin küfrünü ve şirkini bilip bunu insanlara açıklayandır. Kişi aksi takdirde ne kadar Arapça bilirse bilsin alim değil bilakis okumuş cahillerdendir. Aslen gayri İslami düzenlere bağlanıp küfrü İslam olarak insanlara sunanlar, vaaz ve nasihatlerinde insanlara tevhidi, küfrü ve şirki anlatmayıp, orman haftasından, çiçek yetiştirmenin faziletinden bahseden, Allah’ın arzından ilahlık taslayanlara karşı kıyama kalkmayıp, üzerinde yaşadığı Allah’ın indirdiği ile hükmedilmeyen vatana bağlılığı savunanlar… Bunlar kesinlikle alim değil bilakis din hırsızlarıdır. Bakınız bu hususta tabiinin önde alimlerinden Said ibn-i Müseyyeb şöyle demektedir: “Siz alim geçinenlerin devletle içli dışlı olduklarını görürseniz onlardan korkun. Zira onlar dinin hırsızlarıdır.”

Hal böyleyken bu tip insanlardan din adına bir şey sormak şöyle dursun özellikle dini onlardan muhafaza etmek gerekmektedir.

Şunu belirtmekte fayda vardır ki, bugün ilim adı altında tam bir cehalet yaşanmaktadır. Öyle ki bazı kimseler, ilim tahsili denildiğinde sadece Arapça dil kaidelerini öğrenmeyi, nahiv ve sarf ilimleri ile uğraşmayı anlamaktadırlar. Öyle ki, bütün ömürlerini sadece Arap dili üzerine ihtisas ederek geçirirler. Ne Kur’anî ilimlerden, ne hadis ilimlerinden, ne usul ilminden haberdardırlar. Bundan daha kötü sahih bir tevhid inancına dahi sahip değildirler. İnsanlara Allah’ın dinini, tağutlardan beri olmayı, onlara itaat etmemeyi anlatmak şöyle dursun kendileri bile bu konulardan habersizdirler. Bilakis Allah’ın dinini tahrif ederek, devlet yöneticilerine itaat etmenin vacip olduğunu, İslam’a ve Müslümanlara yakın olan partilerin desteklenmesi gerektiğini anlatır dururlar. Buna karşılık hakiki tevhidi bilince sahip Müslümanları ise radikal, tekfirci ve harici olarak isimlendirirler. İşte böyle kimseler ne Allah’ın kitabından ne de Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde övgüyle bahsettiği alimlerden değildirler. Bakınız Râgıb el-İsfehani, Müfredât'ında ilmi şu şekilde tanımlamaktadır: “İlim, amelî-dinî yükümlülüklere vukuftur ki, ancak bunların yerine getirilmesi ile tam olur.”
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Bilinmelidir ki en büyük dini yükümlülük tağutları inkar etmek, onlara itaat etmemektir. Ve alimde hayatının hiçbir alanında tağutlara itaat etmeyen, onlara karşı red tavrı gösteren kimsedir. Ama ne yazık ki günümüzün sözde alimleri bırakın tağutları reddetmeyi, onların saltanatlarının kökleşmesi için vahyi gerçekleri tahrif ederek gerçeklerin üstünü örterler. Bakınız İmam Nevevi şöyle demektedir: “Alim, şer’i ilimlerin sahibine denilir. Kur’an okutan, nahiv, rüya tabiri ilimleri, astronomi, matematik, mühendislik gibi ilimlere sahip ya da sarf, meani, beyan gibi ilimleri bilen kişilere alim denilmez.”

Şayet Arapça ilminde mütehassıs olmak alim olmak için kafi gelseydi, o zaman Arap diyarlarında Arapça konuşan herkesi alim olarak isimlendirmek gerekecekti. Yine aynı şekilde özellikle Mekke müşrikleri bütünüyle alimler topluluğu olarak karşımıza çıkacaktı. Zira bilindiği üzere Bedir savaşından sonra müşriklerden esir düşenler, fidye olarak Müslümanlardan on kişiye okuma ve yazma öğreteceklerdi. Acaba bu ortamda Müslümanlara Arapça okuma ve yazmasını öğreten müşrikler alim olarak Müslümanlarda cahil olarak mı vasıflandırılması gerekir?

Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki, nasıl ki üzerinde yaşadığımız şu topraklar nasıl İslam diyarı olmaktan çıkıp, tağutların diyarı haline geldiyse, nasıl darul İslam tahrif edilerek darul harbe inkîlab etmişse, bir çok Kur’anî kavramda asli manasından bütünüyle uzaklaştırılarak tahrif edilmiştir.

İslam tarihi boyunca Müslümanlara öncülük yapan, ümmete rehber olan, toplumları küfrün karanlığından İslam’ın nuruna çıkarmak için mücadele eden kimselere alim deniliyordu. Fakat son zamanlarda İslam’ın siyasetinden ve hakikatinden habersiz olan cahil toplumların hocalarına alim denilmeye başlandı. Bu şekilde alim geçinen kimseler ise, bilerek ya da bilmeyerek beşeri ideolojilerin varlığı ve kök salması için uğraşıp durdular. Şer’i ilimleri bilmenin aleti olan sarf ve nahiv ilminde ilerleyerek kendilerini topluma alim olarak tanıttılar. İster istemez cahil halkta bunlara uyarak, dininden saptı, tağutlara kulluk eder hale geldi.Bakınız İmam Gazali şöyle demektedir:

“Tahrif edilen beş kavramdan birisi de ilimdir. Önceden selef döneminde Allah’ı, O’nun ayetlerini ve sıfatlarını bilen kimselere alim deniliyordu. Hatta Hz. Ömer vefat ettiği zaman İbn-i Mes’ud; “Vallahi bugün ilmin onda dokuzu toprak altına gömüldü” demiştir. Fakat daha sonraları, bu kavram tahrif edilip bazı ihtilafi meselelerde hasımları ile mücadele edenlere tahsis edildi, bu kimselere alim denildi. Bu şekilde bir mücadele sergilemeyenler ise alim sayılmadı. Ancak ilmin faziletinden bahseden ayet ve hadislerin çoğu Allah’ı, Allah’ın ahkamını ve sıfatlarını bilen kimseleri alim olarak isimlendirmektedir. Aslen şer’i ilimlerden habersiz olup hasımları ile mücadele edenler ne tefsir, ne hadis ne mezhep ilimlerini bilmektedirler. İşte bu metod ilim talebelerinin çoğunluğunu helake götürmektedir.”

İmam Gazali’nin bu sözünden açıkça anlaşılmaktadır ki, o dönemde dahi tahrif edilen kavramların başında ilim ve alim kavramları gelmektedir. Zira alim vasfını hak etmeyen kişilere bu sıfat verilmekte idi. Şayet bu büyük İslam alimi şu zamanımızı görseydi ne derdi acaba? Bugün tahrif edilen kavramların sadece beş şeyden ibaret olmadığını, bilakis belki tahrif edilmeyen beş kavram kaldığını, Allah’ın dininin bütünüyle tevil baltası ile budandığını görseydi ne derdi acaba?

Konumuzu Hz. Ali’nin şu güzel sözüyle bitirmek istiyorum. Hz. Ali şöyle demiştir: “İki kısım insan belimi kırmıştır. (İslamı yok etmişlerdir.) Birincisi Allah’ın hudutlarını aşan alim geçinen kimseler, ikincisi ise cehaletle ibadet edenlerdir.”
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konu için saolasın.

Alim Cok kıymetlidir. Allahın kıymetlileri diyebiliriz.

Allah alimlerin yanında bulunmayı nasip etsin.
 

turkistan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah’tan korkmadan beşeri ideolojilerin resmi köleliğini yapanlar hiçbir zaman ne ümmeti temsil ederler, ne de Allah’ın Kur’an’da ve Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinde zikrettiği alimlerdendir. Asrımızda laik ve demokrat devletlerin emriyle hareket eden belami teşkilatların mensupları kesinlikle ne alim sıfatına haizdirler ne de ümmeti temsil edebilirler. Aslen böyle kimselere soru sormak bile haramdır. Zira bunlar tağuti düzenlerin emriyle hareket ettikleri için, tağutların heva ve heveslerine göre Allah’ın dinini tevil baltasıyla tahrif etmektedirler. Böyle kimselerin bizzat kendileri hastadır ve tedaviye muhtaçtırlar. Nasıl başkalarını tedavi edebilirler ki…? İşin diğer bir boyutu da aslında tüm tağutlar varlıklarını böyle belam sıfatlı kimselere borçludurlar.
_tağutların-belamların tasallutu perişanlıkların en büyüğü..zavallı ümmet , akıllar kandırılmış-iğdiş edilmiş , posa ve cevher harmanolmuş..Allah çocuk annesini takip eder gibi hakiki ulemenın iz ve sohbet ve ilminden uzağa düşürmesin ve dahi ulema-i su tuzaklarından kendimizi koruyacak feraseti ihsan eylesin..amin.


Ulemâ-i Sû

Kötü âlimler; insanları doğru yoldan saptıran , dini mala ve mevkîye kavuşmaya vâsıta eden din adamları.
Din adamları içinde yalnız şerîatin (İslâmiyet'in) yayılması ve yalnız onun kuvvetlenmesi için uğraşan hemen hemen yok gibi olmuştur. Mevki almak kendi üstünlüğünü göstermek isterler. Birbirinin sözlerini beğenmez olurlar. Bu sûretle devlet reisinin gözüne girmeye çalışırlar.
Mâlesef din işi ikinci derecede kalır. Allahü teâlâ müslümanları böyle ulemâ-i sû'in fitnesinden korusun. (İmâm-ı Rabbânî)
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
yorumlarınız için teşekkürler...Allah ummettin ilmiyle amel eden, tagutu redd eden alimlerin sayısını artırsın...Kafirlerin hapishanelerinde olan alimleri esaretten kurtarsın...amin
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt