Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Algılarımızdaki fay kırıkları (1 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
462-japonyada-deprem.jpg


Algılarımızdaki fay kırıkları


Japonya'da olan biteni televizyonlarından izleyip de " kıyamet" düşüncelerine kapılmayan tek bir insan oldu mu dünyada acaba? Bakmayın kıyıda her zaman hazır kıta bekleyen deprem ve felaket uzmanlarının dakkasında ekranları doldurup etrafa felaket enformasyonları üfürmesine... Hayır, her bakışımızda, şaşkınlıkla ağzımızdan çıkan her sözcükte, içten içe her ürperişimizde biz kıyameti düşünüyor, onu yaşıyoruz. Bütün bu görüntüler kendini dünyanın hakimi gibi görmeye alıştırmış zihinlerimiz için tabiri caizse bir tür 'kıyamet fragmanı'.
Deniz dev dalgalar halinde geliyor, hayatı önüne katıp götürüyor. Her şeyi... Evler kibrit kutuları gibi sürükleniyor öfkesi kabaran suyun kollarında. Arabalar, gemiler, uçaklar küçük plastik oyuncaklar gibi oradan oraya götürülüyorlar. Yıllarca dehşetini efekt ustalıklarıyla kurgulamaya çalıştığımız kıyamet, en gerçek, en canlı görüntüleriyle oturma odalarımızda. Orada bizim gibi bazı insanlar bu kıyametin içinde, can pazarındalar... Bir çok insana gerçek dışı gibi geliyor bütün bu olan biten, sığdıramıyor bir çok insan bu olan biteni havsalasına.
Bu devrin insanı beş duyusunun üstüne yıktı kendine bir gerçeklik inşa etme yükünü. Varlığını bildiği ve sezdiği halde, beş duyunun kavrayamadığı şeyleri "bilinmez" diye yaftalayıp öteledi. Şimdi dünyada sınırları beş duyunun menzilinin ötesine taşan bir şeyler meydana geldiğinde şaşırıp kalmamız, yaşananları anlamlandırmamız, olan biteni kendi içimizde bir izaha kavuşturmamız bu yüzden. Ve yine bu yüzden; bütün küçük bilinmezleri bir büyük bilinmezin çuvalına doldurup geçmeye çalışıyoruz: Kıyamet!
Doğru, insanı çaresizliğe düşüren bütün bu felaketler en temelde bizim kıyameti hatırlamamız içindir. Ama bunun da ötesinde içimize döşediğimiz güvenlik ve konforu da biraz yıkıp geçmek içindir. Zaman, mekan, alem, büyüklük ve küçüklük, dış dünya ve iç dünya, gerçek ve hayal gibi çok temel, çok öz kimi hayat-memat meselelerindeki zihinsel kireçlenmelerimizi bir parça kırabilmek içindir.
Ucunu bucağını bilmediğimiz, bilsek de fani zihinlerimize sığdıramayacağımız bir büyük alemin içinde bir nokta bile değiliz. Bütün birikim ve enerjimizi kullanarak uzaya gönderdiğimiz araçlar, gezegenimizin kendi yıldız sistemi içinde bile mavi bir bilye kadar küçük olduğunu gösterdi bize. Bizim büyüklük ve küçüklük kavramlarımız, kendi beden boylarımıza nispetle kurduğumuz nazari bir mantık sisteminin ürünü... Mesela mikro-kozmos canlıları için, karıncalar, böcekler, kurtçuklar için bizler de birer deviz. Öyle ki herhangi birimiz bir bahçe hortumuyla bir tsunami yaşatabiliriz bir karınca yuvasına. Ömür dediğimiz şey bizim için ortalama 60-70 yıl... Bir gün içinde ömrünü tamamlayan ya da hayatiyetini yüzlerce sürdürebilen canlılar da var dünyamızda. Saatler, dakikalar, bizim için ne ifade ediyor, onlar için ne ifade ediyor? Ve mesela iç dünyamızdaki dünya var; aklımızdan geçenler, hayallerimizde ve rüyalarımızda olan bitenler, bütün bunların dış dünyamızdaki zaman, mekan ya da boyutlardan ne kadar bağımsız şekilde yaşandığını sükunet içinde düşünelim.
İnsanlar ve diğer canlılar, birbirinden farklı gerçekliklere sahip olarak bir arada yaşıyorlar. Bugünün gerçekliğinin nerede kırıldığı önemli! İnsanlığın yüzlerce yıllık birikimiyle kırdığı uygarlık, denizin derinliklerinde yaşanan bir fay kırılmasıyla bir anda yerle bir oluyor, adeta oyuncaklaşıyor. Geriye kalan tek anlamlı insani görüntü, bir köşeye büzülüp dua eden yaşlı kadınlar!
Yalan dünya çatırdıyor artık, bu belli. Tutunacak gerçek bir dünyamız var mı peki?

GÖKHAN ÖZCAN
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
ayetlerde kıyamete yakın dönem için birsürü aYET vardır.

örneğin

"Ve insan «noluyor buna?» Dediği vakıt" zilzal 3

gercektende ne oluyor buna demekteyiz demi.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Üzerinde düşünülmesi ve kafa yorulması gereken bir konu...
Zaten çoğu Ayet-i Kerimelerde de "...düşünmez misiniz...ibret almaz mısınız?..." diyor Rabbimiz...

Ama şu da var ki...Biz İnsanlar başımıza gelmedikçe maalesef anlamıyor/uz...

Ayrıca yine Rabbimiz mealen diyor ki;
" Hayatı acılaştıran ölümü çok zikrediniz..."

Bu ve bu gibi afetler bizlere ders olmalı, ölümü hatırlamalı ve ne kadar aciz, zayıf bir varlık olduğumuzu anlamalıyız...

Selam ve DUA ile...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
ayetlerde kıyamete yakın dönem için birsürü aYET vardır.

örneğin

"Ve insan «noluyor buna?» Dediği vakıt" zilzal 3

gercektende ne oluyor buna demekteyiz demi.

insanlar uykudadırlar ölünce uyanırlar ...
ne oldugunu ne olacagını bildigimiz halde yazarın vurguladıgı gibi algıda sorunumuz var ...
anlamak istemiyoruz ,anladıgımız an ölmeden önce ölmemiz lazım gelir ....

selam ve dua ile ....
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
Çok güzel bir konuya dikkat etmiş yazar..Birşeylerin farkına varmak için muhakkak onu yaşamak mı gerekiyor?
Sıkışmadan,dara düşmeden "ALLAH" demiyoruz..
Emeğine sağlık ablam..
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Üzerinde düşünülmesi ve kafa yorulması gereken bir konu...
Zaten çoğu Ayet-i Kerimelerde de "...düşünmez misiniz...ibret almaz mısınız?..." diyor Rabbimiz...

Ama şu da var ki...Biz İnsanlar başımıza gelmedikçe maalesef anlamıyor/uz...

Ayrıca yine Rabbimiz mealen diyor ki;
" Hayatı acılaştıran ölümü çok zikrediniz..."

Bu ve bu gibi afetler bizlere ders olmalı, ölümü hatırlamalı ve ne kadar aciz, zayıf bir varlık olduğumuzu anlamalıyız...

Selam ve DUA ile...
[

inşaALLAH abi, heran yanıbaşımızda küçük kıyametleri kopmuş, çocuk genç,yaşlı,hasta,saglıklı bir yıgın insan görebiliyoruz ..
ama unutuyoruz...
Allah'a emanet olun abi ..selam ve dua ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt