Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Alay etmenin cezasi (1 Kullanıcı)

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
Alay Etmenin Cezası
Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu. O da;
"Gitmedim efendim" deyince;
"Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu.
İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh;
"Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;
"O köy buraya uzaktır, görünmez efendim." diye cevap verdi.
Bunun üzerine;
"Doğu tarafına bak!" buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu.
Gavs-ül-Memdûh;
"Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" diye sordu.
O da;
"Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim." diye sordu.
Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;
"Yeter yâ Abdürrahîm!" buyurunca, durdu.
Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.

Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;
"Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz." diyerek ağladı.
Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi.

Kaynak: Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas Yayınları​





 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Çok güzel. Allah razı olsun..
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
.......................
 

réyhæn

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ağu 2008
Mesajlar
231
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
S.a. ve A.s. eline sağlık. YORUMSUZ :|
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
esselamunaleyküm verahmetullahi veberekatuhu:)

esselamunaleyküm verahmetullahi veberekatuhu:)

paylaşım için Allah cc razı olsun..alay edenleri de uyarmaya çalışıyorum.herkes bu ibret dolu kerameti alaycı insanlara anlatırsa,inşallah biraz olsun,yaptıklarından pişmanlık duyacaklardır..
selam ve baki dualarımla..
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
paylaşım için Allah cc razı olsun..alay edenleri de uyarmaya çalışıyorum.herkes bu ibret dolu kerameti alaycı insanlara anlatırsa,inşallah biraz olsun,yaptıklarından pişmanlık duyacaklardır..


selam ve baki dualarımla..

selamün aleyküm ALLAH CC sizdende razı olsun inşallah günümüzde alay çok yaygın insanlar herşeyi alay konusu yapıyorlar
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
iyim aylinciyim sen nasılsın ablam durumların nasıl
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
benim durumlar cok karisik abla ya ne olacak ne yapacam hiçbir fikrim yok belirsizlik insani öldürüyo :( dayanacagiz.napailm abla başka caremiz yok hakka siginiyoruz.


sabırla çek inşallah anlının akıyla çıkarsın işin içinden ALLAH CC kerimdir her gece 1 fatiha 11 ihlas oku şerinden korktuğun şeylerden ve insanlardan ALLAHA CC sığın
 
K

kırıkkalp

alay etmenin cezası
gavs-ül-memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken abdürrahîm efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. şam'a gidip gitmediğini sordu. O da;
"gitmedim efendim" deyince;
"şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu.
Işâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. şam'ı merakla seyrettiğini gören gavs-ül-memdûh;
"abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi şam gözlerinden silindi ve hocasına;
"o köy buraya uzaktır, görünmez efendim." diye cevap verdi.
Bunun üzerine;
"doğu tarafına bak!" buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, gavs-ül-memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu.
Gavs-ül-memdûh;
"abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" diye sordu.
O da;
"görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim." diye sordu.
Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat gavs-ül-memdûh;
"yeter yâ abdürrahîm!" buyurunca, durdu.
Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.

Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde gavs-ül-memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;
"aman yâ hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz." diyerek ağladı.
Gavs-ül-memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi.

Kaynak: Evliyalar ansiklopedisi, ihlas yayınları​






allahim bağişla günahlarimi bilmeyerek yaptim affet ayy çok güzeldi allah razi olsun selametle....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt