mustafa11
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ocak 2007
- Mesajlar
- 3,063
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 62
- Konum
- istanbul-maltepe
- Web Sitesi
- www.mobilyaonarim.com
Aile kurmak ne demektir? Öncelikle aile kurmak için illâ da çocukların olması gerekir diye düşünmemelidir. İki kişi arasında da bir aile kurulabilir. Ancak
çocuklarla bu aile daha bir zenginlik kazanır.
Aile kurmak iki insanın birlikte yaşaması, ya da birlikte bulunması demek değildir. Bu evliliktir. Aile kurmak yeni bir ilişki biçimi inşâ etmektir. Birlikte
yaşamak bir sanatdır. Her iki insanın da, öncesinde yıllardır şekillendirdiği belli ilişki biçimleri vardır. Her ikisinin de repartuarında kendine özgü
davranış kalıpları oluşmuştur. Sorun her iki tarafın da artık emek sarfederek yeni bir ilişki inşa etme çabasına girmesidir. Evliliklerde unutulan nokta
budur. Nikahlanma sonrası birlikte yaşamaya başlamakla herşey aslında yeniden başlamaktadır. Evliliğin hem en zor hem de en tatlı tarafı da budur.
Ünlü sosyolog Bauman?nın bize ustaca gösterdiği gibi, çeşitli birliktelilik biçimleri vardır. Örneğin işlek bir caddeyi ya da alışveriş merkezini düşünün.
Burada insanlar birlikte vardır. Ancak caddedeki yaya hiç kimseyle karşılaşmadan, hiç kimsenin gözüne ilişmeden, bir yerden öbür yana gidebilir. Caddede
insanlar birbirlerinin yanındadır, yanyanadır. Ancak kişiler birbirleri ile birlikte değillerdir.
Ya da bir istasyon birlikteliliğini düşünün. Burada birazdan ayrılacaklarını, herkesin kendi yoluna gideceğini ve ondan sonra da asla buluşamayacaklarını
bilen yabancılar bir araya gelirler. Ancak bunlar ayrılmadan burada ve şimdi, içinde bulundukları mekânı paylaşma zorunda olduklarını bilen yabancılardır.
Burada da insanlar, hâlâ birbirlerinin yanındadır.
Bir başka birliktelilik biçimi bir işyerindeki ya da fabrikadaki ölçülü ve tavında birlikteliliktir. Bu diğerlerinden farklı olarak kasıtlı bir birlikteliliktir.
İnsanları bir araya getiren amaçlar, bunların birlikte olma amaçlarıyla aynı olmayabilir. Bu tip yerlerde kısa ve keskin karşılaşmalar vardır. Ofis ve
işyerleri de kısa birliktelilik için ustaca tasarımlanır.
Bugün sıkıntı hissedilen evliliklerde evler, caddeler, istasyonlar, iş yerleri kadar soğuklaşmıştır. Çünkü ilişkiler birbirlerinin sadece fiziksel olarak
yanında olma halinde yaşanabilmektedir. Aynı evde yaşayan insanlar evlerine girer girmez kapılarını kapatırlar. Sonra herkes yine kendi odasına girip yine
kapılarını kapatırlar. Aile kuramamış evliliklerde evler, kişilerin yana yana ama ayrı ayrı yaşadıkları çok amaçlı bir eğlence merkezi haline dönüşmüştür.
Buralarda sorun ?yanında olma?, ya da ?yan yana olma? hali, ancak ?ile olma? ya da ?için olma? hali olamamadır. ?Yanında olma? halinde, iki insan birbirinin
iç dünyasında neler olup bittiğinden habersizdir. Birbirine açılmamıştır. Açılma ihtiyacı da duymamaktadır. Hatta özellikle açılmaktan da kaçınmaktadır.
İle olma birliktelilik biçiminde iki insan arasında bir açılım meydana gelir. Bu kanaatimce evlilikten aileye geçmede en temel geçiş noktasıdır. İki insanın
birbirine içsel dünyasını açması ile birlikte iki ayrı dünya arasında çok özel bir köprü kurulur. Artık karşıdaki insan için kayıtsız kalamazsınız. Her
iki insan arasında mevcut olan ?kişiler arası mesafe? olabildiğince kapanır. Sanki gizli bir el, bu iki insanı birbirine bağlar. Birbirine açılma ile iki
kişilik bir evren kurulur. İki kişi, sahip oldukları duygu ve düşünceleri ötekine aktarır. İki insan tanışmaya başlar.
İçin olma halinde ise, artık iki insan arasında ilişki biçiminin dinamiği şefkât üzerinden yürümeye başlar. Kişi ötekiyle koşulsuz, karşılıksız ilgilenir.
İlgilenme ve ona özen gösterme temel bir unsurdur. Kişi, ötekini dert edinir. Varlığını önemser. Âdeta onun için sorumluluk duyar.
?İçin olma? hâlinin daha üst düzey bir hâli, her ikisinin birlikte Yaratıcı için yaşamasıdır. Bu aile duygusunun en üst halidir. ?O?nun için birlikte yaşayabilmek
için, birbirinin varlığını önemseyerek yaşamak? biçimini kazanan iki kişi, artık birbiri ?için? vardır ama bu varoluş halleri ?O?nun için varolmak içindir.?
İlişkinin temel dinamiği, birbirine fedakârlık, feragat düzeyine ulaşmış iki ayrı dünya, kendi bireyselliğini yitirmeden birbirinin içine geçmiştir. İki
insan arasındaki mesafe olabildiğince azalmıştır.
Her iki kişi de varoluşlarını borçlu oldukları Mutlak Varlık?a karşı kendilerini sorumlu hissederler. Hayatlarını O?na göre tasarımlarlar. Her biri hem
kendisinin hem de ötekinin ?O?nun için yaşaması için? birbirlerine sorumluluk hisseder. ?O?nun için yaşaması için,? ötekine özen gösterir. Mutlak Varlık
için, ötekinin varoluşuna ilgi duyar. O?nun adına onu önemser, şefkât eder ve merhamet gösterir. Ötekinin varlığını boşveremez artık. Yaratıcı ise, onları
hiç boşvermez. Yaratıcı?nın özel ilgisine, merhametine ve şefkâtine mazhar olurlar.
Bir evlilikte işler çok iyi gitmiyorsa şu soru işe yarayabilir: Sadece evlendik ve orada mı kaldık? Biz evlendik ama bir aile inşa edebildik mi? Eğer nişanlıysanız
nişanlınıza artık onunla evlenmekten vazgeçtiğinizi, bunun yerine evlenip aile kurmak istediğinizi belirtebilirsiniz. Eğer bir kişiye evlenme teklifi yapma
hazırlığındaysanız, bunu söyleyeceğiniz görüşmenizde niyetinizin sadece evlenmek değil, onunla bir aile kurmak olduğunu vurgulayabilirsiniz. Her iş niyetle
başlar ve ameller niyetlere göredir.
Mustafa Ulusoy
çocuklarla bu aile daha bir zenginlik kazanır.
Aile kurmak iki insanın birlikte yaşaması, ya da birlikte bulunması demek değildir. Bu evliliktir. Aile kurmak yeni bir ilişki biçimi inşâ etmektir. Birlikte
yaşamak bir sanatdır. Her iki insanın da, öncesinde yıllardır şekillendirdiği belli ilişki biçimleri vardır. Her ikisinin de repartuarında kendine özgü
davranış kalıpları oluşmuştur. Sorun her iki tarafın da artık emek sarfederek yeni bir ilişki inşa etme çabasına girmesidir. Evliliklerde unutulan nokta
budur. Nikahlanma sonrası birlikte yaşamaya başlamakla herşey aslında yeniden başlamaktadır. Evliliğin hem en zor hem de en tatlı tarafı da budur.
Ünlü sosyolog Bauman?nın bize ustaca gösterdiği gibi, çeşitli birliktelilik biçimleri vardır. Örneğin işlek bir caddeyi ya da alışveriş merkezini düşünün.
Burada insanlar birlikte vardır. Ancak caddedeki yaya hiç kimseyle karşılaşmadan, hiç kimsenin gözüne ilişmeden, bir yerden öbür yana gidebilir. Caddede
insanlar birbirlerinin yanındadır, yanyanadır. Ancak kişiler birbirleri ile birlikte değillerdir.
Ya da bir istasyon birlikteliliğini düşünün. Burada birazdan ayrılacaklarını, herkesin kendi yoluna gideceğini ve ondan sonra da asla buluşamayacaklarını
bilen yabancılar bir araya gelirler. Ancak bunlar ayrılmadan burada ve şimdi, içinde bulundukları mekânı paylaşma zorunda olduklarını bilen yabancılardır.
Burada da insanlar, hâlâ birbirlerinin yanındadır.
Bir başka birliktelilik biçimi bir işyerindeki ya da fabrikadaki ölçülü ve tavında birlikteliliktir. Bu diğerlerinden farklı olarak kasıtlı bir birlikteliliktir.
İnsanları bir araya getiren amaçlar, bunların birlikte olma amaçlarıyla aynı olmayabilir. Bu tip yerlerde kısa ve keskin karşılaşmalar vardır. Ofis ve
işyerleri de kısa birliktelilik için ustaca tasarımlanır.
Bugün sıkıntı hissedilen evliliklerde evler, caddeler, istasyonlar, iş yerleri kadar soğuklaşmıştır. Çünkü ilişkiler birbirlerinin sadece fiziksel olarak
yanında olma halinde yaşanabilmektedir. Aynı evde yaşayan insanlar evlerine girer girmez kapılarını kapatırlar. Sonra herkes yine kendi odasına girip yine
kapılarını kapatırlar. Aile kuramamış evliliklerde evler, kişilerin yana yana ama ayrı ayrı yaşadıkları çok amaçlı bir eğlence merkezi haline dönüşmüştür.
Buralarda sorun ?yanında olma?, ya da ?yan yana olma? hali, ancak ?ile olma? ya da ?için olma? hali olamamadır. ?Yanında olma? halinde, iki insan birbirinin
iç dünyasında neler olup bittiğinden habersizdir. Birbirine açılmamıştır. Açılma ihtiyacı da duymamaktadır. Hatta özellikle açılmaktan da kaçınmaktadır.
İle olma birliktelilik biçiminde iki insan arasında bir açılım meydana gelir. Bu kanaatimce evlilikten aileye geçmede en temel geçiş noktasıdır. İki insanın
birbirine içsel dünyasını açması ile birlikte iki ayrı dünya arasında çok özel bir köprü kurulur. Artık karşıdaki insan için kayıtsız kalamazsınız. Her
iki insan arasında mevcut olan ?kişiler arası mesafe? olabildiğince kapanır. Sanki gizli bir el, bu iki insanı birbirine bağlar. Birbirine açılma ile iki
kişilik bir evren kurulur. İki kişi, sahip oldukları duygu ve düşünceleri ötekine aktarır. İki insan tanışmaya başlar.
İçin olma halinde ise, artık iki insan arasında ilişki biçiminin dinamiği şefkât üzerinden yürümeye başlar. Kişi ötekiyle koşulsuz, karşılıksız ilgilenir.
İlgilenme ve ona özen gösterme temel bir unsurdur. Kişi, ötekini dert edinir. Varlığını önemser. Âdeta onun için sorumluluk duyar.
?İçin olma? hâlinin daha üst düzey bir hâli, her ikisinin birlikte Yaratıcı için yaşamasıdır. Bu aile duygusunun en üst halidir. ?O?nun için birlikte yaşayabilmek
için, birbirinin varlığını önemseyerek yaşamak? biçimini kazanan iki kişi, artık birbiri ?için? vardır ama bu varoluş halleri ?O?nun için varolmak içindir.?
İlişkinin temel dinamiği, birbirine fedakârlık, feragat düzeyine ulaşmış iki ayrı dünya, kendi bireyselliğini yitirmeden birbirinin içine geçmiştir. İki
insan arasındaki mesafe olabildiğince azalmıştır.
Her iki kişi de varoluşlarını borçlu oldukları Mutlak Varlık?a karşı kendilerini sorumlu hissederler. Hayatlarını O?na göre tasarımlarlar. Her biri hem
kendisinin hem de ötekinin ?O?nun için yaşaması için? birbirlerine sorumluluk hisseder. ?O?nun için yaşaması için,? ötekine özen gösterir. Mutlak Varlık
için, ötekinin varoluşuna ilgi duyar. O?nun adına onu önemser, şefkât eder ve merhamet gösterir. Ötekinin varlığını boşveremez artık. Yaratıcı ise, onları
hiç boşvermez. Yaratıcı?nın özel ilgisine, merhametine ve şefkâtine mazhar olurlar.
Bir evlilikte işler çok iyi gitmiyorsa şu soru işe yarayabilir: Sadece evlendik ve orada mı kaldık? Biz evlendik ama bir aile inşa edebildik mi? Eğer nişanlıysanız
nişanlınıza artık onunla evlenmekten vazgeçtiğinizi, bunun yerine evlenip aile kurmak istediğinizi belirtebilirsiniz. Eğer bir kişiye evlenme teklifi yapma
hazırlığındaysanız, bunu söyleyeceğiniz görüşmenizde niyetinizin sadece evlenmek değil, onunla bir aile kurmak olduğunu vurgulayabilirsiniz. Her iş niyetle
başlar ve ameller niyetlere göredir.
Mustafa Ulusoy