Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ahmet hakan jübilesini yapmış!!allah kabul etsin (1 Kullanıcı)

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Bir İslami yılbaşı gecesinden notlar


YILBAŞI gecesi hepiniz "Bas bas paraları Leyla’ya" diye eğlenirken...

Ben "Görevimiz Tehlike"deki Tom biraderimize fazlasıyla özenerek...

Epey riskli bir maceraya atıldım...

"Macera", kılık değiştirmemle başladı:

Başıma "Hafız Abdüssamet" usulü kırmızı ama püskülsüz bir Mısır fesi taktım...

Üzerime koyu renk bir Arap entarisi geçirdim...

Gözüme Kani Karaca Hoca’nın kara güneş gözlüğüne benzer bir gözlük taktım...

Böylece...

"Mısır’dan gelmiş görme özürlü hafız" kılığına bürünmüş oldum...

Aynaya baktım: Ben bile kendimi tanıyamadım.

Tebdili kıyafet gerçekleşmişti yani...

Dolayısıyla...

Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki alternatif yılbaşı gecesine katılmak için yola çıkabilirdim...

* * *

"Alternatif yılbaşı kutlaması da nereden çıktı?" diye mi soruyorsunuz.

Anlatayım:

Efendim, muhterem Erbakan Hocamızın himmetleriyle kurulmuş olan TV 5 adlı televizyon kanalı var...

Bu kanal, saf ve temiz milletimizin milli ve manevi değerlerinden uzaklaşıp, Noel çılgınlıklarına kapı aralama ihtimalini göz önünde bulundurarak, her yılbaşı gecesi bir tür "oyalama gecesi" düzenliyor birkaç yıldır...

Adına "Kardeşlik Gecesi" denilen alternatif yılbaşı gecesinde "Mekke’nin Fethi" kutlanıyor...

Böylece yaramazlıklara ve günaha fazlasıyla açık bir gecede, "cemaat üyeleri"nin nefislerine uyup televizyonlardaki "Vur patlasın / Çal oynasın" tarzı eğlencelere gönül indirmelerine karınca kararınca darbe vurulmuş oluyor...

"Peki senin ne işin vardı böyle bir yerde kılık mılık değiştirerek birader?" diye sorabilirsiniz...

Hemen yanıtlayayım:

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...

* * *

Neyse...

Alternatif kutlama için gelip dayandım Abdi İpekçi’nin "Davetliler" kapısına...

Gecede Kábe imamlarından en hatırlısı, sesi güzel Mısırlı hafızlar, çocuklardan oluşmuş ilahi grupları, yeşil popçular, Milli Görüş’ün görkemli günlerinde epey prim yapmış ancak artık çaptan düşmüş namlı hatipler falan sahne alacağı için...

"Mısırlı görme özürlü hafız" kılığımla gayet normal karşılandım...

Bir görevli beni protokolün tam ortasına bıraktı...

Oturur oturmaz etrafı kestim: Tanrım! Çok kalabalıktı!

Esenler / Bağcılar / Sultanbeyli hattından gelip, "Tayyip’in İslamcılığını bile yeterli bulmayan" ve "Erbakan’a sadakat şerefimizdir" diye haykıran bir büyük kitle salonu doldurmuştu.

Ve program bir "Aşr-ı şerif" okunarak başladı...

Sonra "kirli sakallı" iki sunucu, ayınları çatlatarak yaptıkları sunuş konuşmalarıyla geceyi açtılar...

Sonra protokol konuşmaları...

Sanki 80’ler, 90’lar, 2000’ler hiç yaşanmamış gibi yapılan konuşmalar...

Sanki 70’lerin Milli Selamet Partisi hálá dimdik ayaktaymış gibi yapılan konuşmalar...

"Fatih’in torunlarıyız" vurgusu, "Önce ahlak ve maneviyat" sloganı, "maarifin millileştirilmesi" gibi mesajlarla dolu konuşmalar...

Kendimi "geçmişe dönüş" türünden bilimkurgu filminde gibi hissettim... Bütün çocukluk anılarım gözümün önüne geldi... "Zaman tüneli" dedikleri şey galiba böyle bir şeydi...

* * *

Sonra sıra işin müzik kısmına geldi...

Sahneye ilk çıkan ve kendilerine "Grup Endişe" adını uygun gören müzik grubu, benim gibi olayı ta "Yeşil Pop" döneminde bırakmış biri açısından hayli enteresandı...

"Grup Endişe"yi oluşturan beş genç, kılık kıyafetlerinden ve tavırlarından anladığım kadarıyla "İslami rock" akımının ilk temsilcileriydi galiba...

Müzik başladı...

Salondakiler "Fazıl Say piyano çalıyormuş" gibi oldular ama işi idare etmesini de becerdiler...

İcra edilen müzik için şunu söyleyebilirim:

Biraz "Yeşil ve Ötesi" alın, üzerine hafiften bir "Hacı Teoman" gezdirin...

Ortaya çıkan kıvam nasıl olacaksa, "Grup Endişe"nin müziği de öyle bir şeydi...

Neyse ki...

Sahneyi İstanbul’daki 18 belediyenin mehter takımından oluşan büyük bir mehteran bölüğü aldı da, "Bağcılar / Esenler / Sultanbeyli" hattı için "Grup Endişe"nin hakikaten endişe verici zulmü sona erdi...

* * *

Ve gecenin en heyecan verici bölümü...

Ekran başındakilerin "Bilmem ne yaz / Boşluk bırak / Bedava umre yapma şansını yakala" alt yazılarıyla gaza getirildiği...

Salondakilerin de değişik yöntemlerle katılabildiği bir "kutsal şans oyunu", bendeki kumarbaz ruhu ayağa kaldırdı...

Değişik hile ve desiselerle tam 6 kez katılmama rağmen en amortisinden bir namaz takkesi bile çıkmadı bana...


ahmet hakan..
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
tamam yorumsuz biyazıda begenmedinizmi:(
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Bir İslami yılbaşı gecesinden notlar


YILBAŞI gecesi hepiniz "Bas bas paraları Leyla’ya" diye eğlenirken...

Ben "Görevimiz Tehlike"deki Tom biraderimize fazlasıyla özenerek...

Epey riskli bir maceraya atıldım...

"Macera", kılık değiştirmemle başladı:

Başıma "Hafız Abdüssamet" usulü kırmızı ama püskülsüz bir Mısır fesi taktım...

Üzerime koyu renk bir Arap entarisi geçirdim...

Gözüme Kani Karaca Hoca’nın kara güneş gözlüğüne benzer bir gözlük taktım...

Böylece...

"Mısır’dan gelmiş görme özürlü hafız" kılığına bürünmüş oldum...

Aynaya baktım: Ben bile kendimi tanıyamadım.

Tebdili kıyafet gerçekleşmişti yani...

Dolayısıyla...

Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki alternatif yılbaşı gecesine katılmak için yola çıkabilirdim...

* * *

"Alternatif yılbaşı kutlaması da nereden çıktı?" diye mi soruyorsunuz.

Anlatayım:

Efendim, muhterem Erbakan Hocamızın himmetleriyle kurulmuş olan TV 5 adlı televizyon kanalı var...

Bu kanal, saf ve temiz milletimizin milli ve manevi değerlerinden uzaklaşıp, Noel çılgınlıklarına kapı aralama ihtimalini göz önünde bulundurarak, her yılbaşı gecesi bir tür "oyalama gecesi" düzenliyor birkaç yıldır...

Adına "Kardeşlik Gecesi" denilen alternatif yılbaşı gecesinde "Mekke’nin Fethi" kutlanıyor...

Böylece yaramazlıklara ve günaha fazlasıyla açık bir gecede, "cemaat üyeleri"nin nefislerine uyup televizyonlardaki "Vur patlasın / Çal oynasın" tarzı eğlencelere gönül indirmelerine karınca kararınca darbe vurulmuş oluyor...

"Peki senin ne işin vardı böyle bir yerde kılık mılık değiştirerek birader?" diye sorabilirsiniz...

Hemen yanıtlayayım:

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...

* * *

Neyse...

Alternatif kutlama için gelip dayandım Abdi İpekçi’nin "Davetliler" kapısına...

Gecede Kábe imamlarından en hatırlısı, sesi güzel Mısırlı hafızlar, çocuklardan oluşmuş ilahi grupları, yeşil popçular, Milli Görüş’ün görkemli günlerinde epey prim yapmış ancak artık çaptan düşmüş namlı hatipler falan sahne alacağı için...

"Mısırlı görme özürlü hafız" kılığımla gayet normal karşılandım...

Bir görevli beni protokolün tam ortasına bıraktı...

Oturur oturmaz etrafı kestim: Tanrım! Çok kalabalıktı!

Esenler / Bağcılar / Sultanbeyli hattından gelip, "Tayyip’in İslamcılığını bile yeterli bulmayan" ve "Erbakan’a sadakat şerefimizdir" diye haykıran bir büyük kitle salonu doldurmuştu.

Ve program bir "Aşr-ı şerif" okunarak başladı...

Sonra "kirli sakallı" iki sunucu, ayınları çatlatarak yaptıkları sunuş konuşmalarıyla geceyi açtılar...

Sonra protokol konuşmaları...

Sanki 80’ler, 90’lar, 2000’ler hiç yaşanmamış gibi yapılan konuşmalar...

Sanki 70’lerin Milli Selamet Partisi hálá dimdik ayaktaymış gibi yapılan konuşmalar...

"Fatih’in torunlarıyız" vurgusu, "Önce ahlak ve maneviyat" sloganı, "maarifin millileştirilmesi" gibi mesajlarla dolu konuşmalar...

Kendimi "geçmişe dönüş" türünden bilimkurgu filminde gibi hissettim... Bütün çocukluk anılarım gözümün önüne geldi... "Zaman tüneli" dedikleri şey galiba böyle bir şeydi...

* * *

Sonra sıra işin müzik kısmına geldi...

Sahneye ilk çıkan ve kendilerine "Grup Endişe" adını uygun gören müzik grubu, benim gibi olayı ta "Yeşil Pop" döneminde bırakmış biri açısından hayli enteresandı...

"Grup Endişe"yi oluşturan beş genç, kılık kıyafetlerinden ve tavırlarından anladığım kadarıyla "İslami rock" akımının ilk temsilcileriydi galiba...

Müzik başladı...

Salondakiler "Fazıl Say piyano çalıyormuş" gibi oldular ama işi idare etmesini de becerdiler...

İcra edilen müzik için şunu söyleyebilirim:

Biraz "Yeşil ve Ötesi" alın, üzerine hafiften bir "Hacı Teoman" gezdirin...

Ortaya çıkan kıvam nasıl olacaksa, "Grup Endişe"nin müziği de öyle bir şeydi...

Neyse ki...

Sahneyi İstanbul’daki 18 belediyenin mehter takımından oluşan büyük bir mehteran bölüğü aldı da, "Bağcılar / Esenler / Sultanbeyli" hattı için "Grup Endişe"nin hakikaten endişe verici zulmü sona erdi...

* * *

Ve gecenin en heyecan verici bölümü...

Ekran başındakilerin "Bilmem ne yaz / Boşluk bırak / Bedava umre yapma şansını yakala" alt yazılarıyla gaza getirildiği...

Salondakilerin de değişik yöntemlerle katılabildiği bir "kutsal şans oyunu", bendeki kumarbaz ruhu ayağa kaldırdı...

Değişik hile ve desiselerle tam 6 kez katılmama rağmen en amortisinden bir namaz takkesi bile çıkmadı bana...


ahmet hakan..


namaz takkesi bile çıkmadı diye üzülmüş ama büyük ödül cehennem çıkmış ona farkındamı acaba
 

Kardelen..

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
s.a kardeşim konu yorumsuz değil ama mesela afu ceylanda saçma olduğunu söylemiş neden saçma ve neden yorumsuz ben bi cümleyi okumadım mı acaba?
o gece çok güzeldi inşAllah tekrarı olur..
 

holalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selam aleyküm paylaştığın için sağol.Beyefendi ne oldum delisi olmuş kendisi bir zamanlar imam hatip lisesinde okuyan dini hassasiyetleri yüksek olan bir kanaldan prestij yakalayan dünyada mevkii sahibi olmak için öz benliğini kaybeden adeta bir bukalemun gibi ortalıkta dolaşan hakan bey ne oldum değil ne olacağım deyimini sanırım hiç duymamış rabbim doğru yola iletsin ilerde yeda öldükten sonra ne olacağını hiç düşünmüyor yazık gerçekten çok yazık Rabbim bu yazısının hesabını mutlaka soracaktır bu bize teselli olsun inşallah
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
s.a kardeşim konu yorumsuz değil ama mesela afu ceylanda saçma olduğunu söylemiş neden saçma ve neden yorumsuz ben bi cümleyi okumadım mı acaba?
o gece çok güzeldi inşAllah tekrarı olur..

kardeş neye saçma dedi bilemem de benim yorumsuz dedigim ahmet hakanın vahim durumu yani geceye laf yok :G
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Bir İslami yılbaşı gecesinden notlar


YILBAŞI gecesi hepiniz "Bas bas paraları Leyla’ya" diye eğlenirken...

Ben "Görevimiz Tehlike"deki Tom biraderimize fazlasıyla özenerek...

Epey riskli bir maceraya atıldım...

"Macera", kılık değiştirmemle başladı:

Başıma "Hafız Abdüssamet" usulü kırmızı ama püskülsüz bir Mısır fesi taktım...

Üzerime koyu renk bir Arap entarisi geçirdim...

Gözüme Kani Karaca Hoca’nın kara güneş gözlüğüne benzer bir gözlük taktım...

Böylece...

"Mısır’dan gelmiş görme özürlü hafız" kılığına bürünmüş oldum...

Aynaya baktım: Ben bile kendimi tanıyamadım.

Tebdili kıyafet gerçekleşmişti yani...

Dolayısıyla...

Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki alternatif yılbaşı gecesine katılmak için yola çıkabilirdim...

* * *

"Alternatif yılbaşı kutlaması da nereden çıktı?" diye mi soruyorsunuz.

Anlatayım:

Efendim, muhterem Erbakan Hocamızın himmetleriyle kurulmuş olan TV 5 adlı televizyon kanalı var...

Bu kanal, saf ve temiz milletimizin milli ve manevi değerlerinden uzaklaşıp, Noel çılgınlıklarına kapı aralama ihtimalini göz önünde bulundurarak, her yılbaşı gecesi bir tür "oyalama gecesi" düzenliyor birkaç yıldır...

Adına "Kardeşlik Gecesi" denilen alternatif yılbaşı gecesinde "Mekke’nin Fethi" kutlanıyor...

Böylece yaramazlıklara ve günaha fazlasıyla açık bir gecede, "cemaat üyeleri"nin nefislerine uyup televizyonlardaki "Vur patlasın / Çal oynasın" tarzı eğlencelere gönül indirmelerine karınca kararınca darbe vurulmuş oluyor...

"Peki senin ne işin vardı böyle bir yerde kılık mılık değiştirerek birader?" diye sorabilirsiniz...

Hemen yanıtlayayım:

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...

* * *

Neyse...

Alternatif kutlama için gelip dayandım Abdi İpekçi’nin "Davetliler" kapısına...

Gecede Kábe imamlarından en hatırlısı, sesi güzel Mısırlı hafızlar, çocuklardan oluşmuş ilahi grupları, yeşil popçular, Milli Görüş’ün görkemli günlerinde epey prim yapmış ancak artık çaptan düşmüş namlı hatipler falan sahne alacağı için...

"Mısırlı görme özürlü hafız" kılığımla gayet normal karşılandım...

Bir görevli beni protokolün tam ortasına bıraktı...

Oturur oturmaz etrafı kestim: Tanrım! Çok kalabalıktı!

Esenler / Bağcılar / Sultanbeyli hattından gelip, "Tayyip’in İslamcılığını bile yeterli bulmayan" ve "Erbakan’a sadakat şerefimizdir" diye haykıran bir büyük kitle salonu doldurmuştu.

Ve program bir "Aşr-ı şerif" okunarak başladı...

Sonra "kirli sakallı" iki sunucu, ayınları çatlatarak yaptıkları sunuş konuşmalarıyla geceyi açtılar...

Sonra protokol konuşmaları...

Sanki 80’ler, 90’lar, 2000’ler hiç yaşanmamış gibi yapılan konuşmalar...

Sanki 70’lerin Milli Selamet Partisi hálá dimdik ayaktaymış gibi yapılan konuşmalar...

"Fatih’in torunlarıyız" vurgusu, "Önce ahlak ve maneviyat" sloganı, "maarifin millileştirilmesi" gibi mesajlarla dolu konuşmalar...

Kendimi "geçmişe dönüş" türünden bilimkurgu filminde gibi hissettim... Bütün çocukluk anılarım gözümün önüne geldi... "Zaman tüneli" dedikleri şey galiba böyle bir şeydi...

* * *

Sonra sıra işin müzik kısmına geldi...

Sahneye ilk çıkan ve kendilerine "Grup Endişe" adını uygun gören müzik grubu, benim gibi olayı ta "Yeşil Pop" döneminde bırakmış biri açısından hayli enteresandı...

"Grup Endişe"yi oluşturan beş genç, kılık kıyafetlerinden ve tavırlarından anladığım kadarıyla "İslami rock" akımının ilk temsilcileriydi galiba...

Müzik başladı...

Salondakiler "Fazıl Say piyano çalıyormuş" gibi oldular ama işi idare etmesini de becerdiler...

İcra edilen müzik için şunu söyleyebilirim:

Biraz "Yeşil ve Ötesi" alın, üzerine hafiften bir "Hacı Teoman" gezdirin...

Ortaya çıkan kıvam nasıl olacaksa, "Grup Endişe"nin müziği de öyle bir şeydi...

Neyse ki...

Sahneyi İstanbul’daki 18 belediyenin mehter takımından oluşan büyük bir mehteran bölüğü aldı da, "Bağcılar / Esenler / Sultanbeyli" hattı için "Grup Endişe"nin hakikaten endişe verici zulmü sona erdi...

* * *

Ve gecenin en heyecan verici bölümü...

Ekran başındakilerin "Bilmem ne yaz / Boşluk bırak / Bedava umre yapma şansını yakala" alt yazılarıyla gaza getirildiği...

Salondakilerin de değişik yöntemlerle katılabildiği bir "kutsal şans oyunu", bendeki kumarbaz ruhu ayağa kaldırdı...

Değişik hile ve desiselerle tam 6 kez katılmama rağmen en amortisinden bir namaz takkesi bile çıkmadı bana...

ahmet hakan..




ÜZÜLME..A.HAKAN..!!
SENİN NASIL OLSA RENGARENK KİPPA'LARIN VAR..!!
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
kaosşehristanbul
selamün aleyküm...

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...



durumun vehametine bakarmısınız?
insan nereden nereye gelebiliyor...
Rabbim hakkında hayırlısını versin...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
selamün aleyküm...

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...

durumun vehametine bakarmısınız?
insan nereden nereye gelebiliyor...
Rabbim hakkında hayırlısını versin...
ALLAHA EMANET OLUNUZ

aletküm selam
evet kardeş ben inanamıyorum ama şudan eminimki geçmişte din egtimi almış biri olarak yanlız kalıp başını yastıga koydugunda iç huzu yoktur
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
esselamu aleyküm kardeşim..
ahmet hakan sahiden ibretlik insan..
insan ne hallere düşüyormuş..!
Rabbim c.c. şaşırtmasın..
selam ve dua ile..
 

rdvnvndr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
ahmet hakana acıyorum islamiyet için insanları haramdan uzaklaştırmak için yapılan böle anlamlı güzel bir programla dalga geçiyormuş gibi anlatması gerçekten üzücü bence programdaki herşey çok güzeldi prrogramın açılışında sahneye çıkan ve yeni bir tarz olarak gelen endişe grubuyla ilgili açıklamalarından dolayı kendisini kınıyorum beğenip beğenmemek onun elinde ama aşağılayıcı bir dille eleştirip önünü tıkamak istemek gerçekten ayıp diyecek bşey bulamıyorum

ALLAH ISLAH ETSİN..
 

afu ceylan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2007
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
burası paylaşım yeri herkes fikrini olumluda olsa olumsuzda olsa paylaşımdır yapar..fikrine saygı duyuyorum ama keşke nedeninide söyleseydin..


Merhaba ;
Hakan Bey ile ilgili yapılan yorumlara katılıyorum..
Modernleşmeye çalışırken kendi benliğini kaybetmiş bir insan
Saçma demem yazdıgı yoruma idi...
Allah hepimizi affetsin...
 

ashab_kiram

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
650
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Bir İslami yılbaşı gecesinden notlar


YILBAŞI gecesi hepiniz "Bas bas paraları Leyla’ya" diye eğlenirken...

Ben "Görevimiz Tehlike"deki Tom biraderimize fazlasıyla özenerek...

Epey riskli bir maceraya atıldım...

"Macera", kılık değiştirmemle başladı:

Başıma "Hafız Abdüssamet" usulü kırmızı ama püskülsüz bir Mısır fesi taktım...

Üzerime koyu renk bir Arap entarisi geçirdim...

Gözüme Kani Karaca Hoca’nın kara güneş gözlüğüne benzer bir gözlük taktım...

Böylece...

"Mısır’dan gelmiş görme özürlü hafız" kılığına bürünmüş oldum...

Aynaya baktım: Ben bile kendimi tanıyamadım.

Tebdili kıyafet gerçekleşmişti yani...

Dolayısıyla...

Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki alternatif yılbaşı gecesine katılmak için yola çıkabilirdim...

* * *

"Alternatif yılbaşı kutlaması da nereden çıktı?" diye mi soruyorsunuz.

Anlatayım:

Efendim, muhterem Erbakan Hocamızın himmetleriyle kurulmuş olan TV 5 adlı televizyon kanalı var...

Bu kanal, saf ve temiz milletimizin milli ve manevi değerlerinden uzaklaşıp, Noel çılgınlıklarına kapı aralama ihtimalini göz önünde bulundurarak, her yılbaşı gecesi bir tür "oyalama gecesi" düzenliyor birkaç yıldır...

Adına "Kardeşlik Gecesi" denilen alternatif yılbaşı gecesinde "Mekke’nin Fethi" kutlanıyor...

Böylece yaramazlıklara ve günaha fazlasıyla açık bir gecede, "cemaat üyeleri"nin nefislerine uyup televizyonlardaki "Vur patlasın / Çal oynasın" tarzı eğlencelere gönül indirmelerine karınca kararınca darbe vurulmuş oluyor...

"Peki senin ne işin vardı böyle bir yerde kılık mılık değiştirerek birader?" diye sorabilirsiniz...

Hemen yanıtlayayım:

"Süper muhafazakár bir ailenin çocuğu" olarak...

Madem 2008’i 2009’a bağlayan yılbaşı gecesinde "Bir daha mı geleceğiz dünyaya" türünden bir gecenin tadına bakmaya niyet ettim...

Madem "hindi ve kestaneli pilav" ikilisinin buram buram günah kokan davetine uymayı kafaya koydum...

O halde...

"Muhafazakárlar arasında son bir yılbaşı" geçirmekte fayda vardı...

Bir tür "jübile" yani...

* * *

Neyse...

Alternatif kutlama için gelip dayandım Abdi İpekçi’nin "Davetliler" kapısına...

Gecede Kábe imamlarından en hatırlısı, sesi güzel Mısırlı hafızlar, çocuklardan oluşmuş ilahi grupları, yeşil popçular, Milli Görüş’ün görkemli günlerinde epey prim yapmış ancak artık çaptan düşmüş namlı hatipler falan sahne alacağı için...

"Mısırlı görme özürlü hafız" kılığımla gayet normal karşılandım...

Bir görevli beni protokolün tam ortasına bıraktı...

Oturur oturmaz etrafı kestim: Tanrım! Çok kalabalıktı!

Esenler / Bağcılar / Sultanbeyli hattından gelip, "Tayyip’in İslamcılığını bile yeterli bulmayan" ve "Erbakan’a sadakat şerefimizdir" diye haykıran bir büyük kitle salonu doldurmuştu.

Ve program bir "Aşr-ı şerif" okunarak başladı...

Sonra "kirli sakallı" iki sunucu, ayınları çatlatarak yaptıkları sunuş konuşmalarıyla geceyi açtılar...

Sonra protokol konuşmaları...

Sanki 80’ler, 90’lar, 2000’ler hiç yaşanmamış gibi yapılan konuşmalar...

Sanki 70’lerin Milli Selamet Partisi hálá dimdik ayaktaymış gibi yapılan konuşmalar...

"Fatih’in torunlarıyız" vurgusu, "Önce ahlak ve maneviyat" sloganı, "maarifin millileştirilmesi" gibi mesajlarla dolu konuşmalar...

Kendimi "geçmişe dönüş" türünden bilimkurgu filminde gibi hissettim... Bütün çocukluk anılarım gözümün önüne geldi... "Zaman tüneli" dedikleri şey galiba böyle bir şeydi...

* * *

Sonra sıra işin müzik kısmına geldi...

Sahneye ilk çıkan ve kendilerine "Grup Endişe" adını uygun gören müzik grubu, benim gibi olayı ta "Yeşil Pop" döneminde bırakmış biri açısından hayli enteresandı...

"Grup Endişe"yi oluşturan beş genç, kılık kıyafetlerinden ve tavırlarından anladığım kadarıyla "İslami rock" akımının ilk temsilcileriydi galiba...

Müzik başladı...

Salondakiler "Fazıl Say piyano çalıyormuş" gibi oldular ama işi idare etmesini de becerdiler...

İcra edilen müzik için şunu söyleyebilirim:

Biraz "Yeşil ve Ötesi" alın, üzerine hafiften bir "Hacı Teoman" gezdirin...

Ortaya çıkan kıvam nasıl olacaksa, "Grup Endişe"nin müziği de öyle bir şeydi...

Neyse ki...

Sahneyi İstanbul’daki 18 belediyenin mehter takımından oluşan büyük bir mehteran bölüğü aldı da, "Bağcılar / Esenler / Sultanbeyli" hattı için "Grup Endişe"nin hakikaten endişe verici zulmü sona erdi...

* * *

Ve gecenin en heyecan verici bölümü...

Ekran başındakilerin "Bilmem ne yaz / Boşluk bırak / Bedava umre yapma şansını yakala" alt yazılarıyla gaza getirildiği...

Salondakilerin de değişik yöntemlerle katılabildiği bir "kutsal şans oyunu", bendeki kumarbaz ruhu ayağa kaldırdı...

Değişik hile ve desiselerle tam 6 kez katılmama rağmen en amortisinden bir namaz takkesi bile çıkmadı bana...


ahmet hakan..

BEN BU ADAM ÜZÜLÜYORUM YAZIK YA.ÇOĞU ŞEYİ BİLDİĞİ HAŞDE NEYİN DOĞRU NEYİN YANLIŞ OLDUĞUNU BİLDİĞİ HALDE DÜŞTÜĞÜ BATAĞIN FARKINDA DEĞİL GALİBA KENDİSİ.ALLAH KENDİSİNE TEKRAR HİDAYET NASİP ETSİN İNŞALLAH:A:A
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
amin kardeşim ama ümitsiz görünüyo
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt