Bediüzzaman vefat edeli tam 47 yıl oldu bugün (23-03-2007)...Yani O vefat ettiğinde çocukluk çağında olanlar bugün yarım asrı geride bıraktı..
Tarih genellikle asırlık dilimler halinde incelenir.Her asrın kendine ait önemli olayları ve tüm asrı etkileyen şahsiyetleri vardır. İslam tarihi açısından baktığınızda hadise daha bir önem arz eder.Çünki her asırda, Kur'an-ı Kerim'in o asra bakan yönünü tefsir eden ve yaşadığı asrı aydınlatan rehber şahsiyetlerin yer aldığını görürüz. Hadis-i Şeriflerde bu kutlu zatlar, "Allah bu ümmet için, her yüz sene başında dinini tecdid edecek bir zâtı (mâneviyat büyüğü) gönderir!" mealleri ile müjdelenir. İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruki (R.A.), Gavs-ı Azam Abdulkadir-i Geylani (R.A.), Mevlana Halid-i Bağdadi (R.A.) gibi şahsiyetler ,bu altın silsile halkaları içinde yer almış bahtiyarlardır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin doğum tarihinden (1873) bu güne 134 yıl, Risale-i Nur Külliyatının telif başlangıç tarihinden (1926) itibaren ise, 80 yılı aşkın bir süre geçmiştir.
Şimdi hep birlikte düşünelim ve hakkı teslim edelim : bu dönem zarfında yazılmış Risale-i Nur gibi bir eser daha gösterebilirmisiniz?
Risale-i Nurları insaf gözlüğü le okuyan herkes bu eserlerin, telif şartları,edebi yönü ve tesiri ile harika olduğunu ve benzerinin yazılmadığını kabul edecektir. Bırakın 1926 dan günümüze kadar olan dilimi, Risale-i Nur Külliyatı tüm insanlık tarihinde bir çok ilkleri bünyesinde barındıran bir şahaserdir.Cephede at sırtında yazılan bölümleri, hapishanelerde kibrit kutuları üzerine yazılan nüshaları, onbinlerce el yazması ile çoğaltılan nüshaları, mübarek müellifin yanında Kur'an-ı Kerim dışında hiç bir kitap olmadığı halde süratle yazılan risaleleri ile bu külliyatın tamamı "eşi bulunmaz" ve "harika" dır. Bu harika eser, Müellifinin tabiri ile "Manevi Tamirci Atom Bombası" gibi tesir etmiş ve okuyan milyonlarca Müslümanı, Ahirzamanın dehşetli tehlikelerinden korumuştur.
İşte bu sebeplerle ,Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini "Ahirzaman'ın gerçek sahibi" olarak kabul etmemiz gerekir diyorum..
Tarih genellikle asırlık dilimler halinde incelenir.Her asrın kendine ait önemli olayları ve tüm asrı etkileyen şahsiyetleri vardır. İslam tarihi açısından baktığınızda hadise daha bir önem arz eder.Çünki her asırda, Kur'an-ı Kerim'in o asra bakan yönünü tefsir eden ve yaşadığı asrı aydınlatan rehber şahsiyetlerin yer aldığını görürüz. Hadis-i Şeriflerde bu kutlu zatlar, "Allah bu ümmet için, her yüz sene başında dinini tecdid edecek bir zâtı (mâneviyat büyüğü) gönderir!" mealleri ile müjdelenir. İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruki (R.A.), Gavs-ı Azam Abdulkadir-i Geylani (R.A.), Mevlana Halid-i Bağdadi (R.A.) gibi şahsiyetler ,bu altın silsile halkaları içinde yer almış bahtiyarlardır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin doğum tarihinden (1873) bu güne 134 yıl, Risale-i Nur Külliyatının telif başlangıç tarihinden (1926) itibaren ise, 80 yılı aşkın bir süre geçmiştir.
Şimdi hep birlikte düşünelim ve hakkı teslim edelim : bu dönem zarfında yazılmış Risale-i Nur gibi bir eser daha gösterebilirmisiniz?
Risale-i Nurları insaf gözlüğü le okuyan herkes bu eserlerin, telif şartları,edebi yönü ve tesiri ile harika olduğunu ve benzerinin yazılmadığını kabul edecektir. Bırakın 1926 dan günümüze kadar olan dilimi, Risale-i Nur Külliyatı tüm insanlık tarihinde bir çok ilkleri bünyesinde barındıran bir şahaserdir.Cephede at sırtında yazılan bölümleri, hapishanelerde kibrit kutuları üzerine yazılan nüshaları, onbinlerce el yazması ile çoğaltılan nüshaları, mübarek müellifin yanında Kur'an-ı Kerim dışında hiç bir kitap olmadığı halde süratle yazılan risaleleri ile bu külliyatın tamamı "eşi bulunmaz" ve "harika" dır. Bu harika eser, Müellifinin tabiri ile "Manevi Tamirci Atom Bombası" gibi tesir etmiş ve okuyan milyonlarca Müslümanı, Ahirzamanın dehşetli tehlikelerinden korumuştur.
İşte bu sebeplerle ,Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini "Ahirzaman'ın gerçek sahibi" olarak kabul etmemiz gerekir diyorum..