delinin biri
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 16 Tem 2009
- Mesajlar
- 135
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
- Web Sitesi
- delininbiriyimiste.tr.gg
--büyükler küçüklere merhamet etmediklerinde, küçükler de büyüklerine saygı göstermediklerinde. çocuk öfkeli olduğunda. kıyamet yaklaşmış olacaktır. (ölüm-kıyamet ve diriliş, sayfa 480)
büyükler küçüklere hep bağırıyor, çağırıyor, dövüyor azarlıyor. merhametten bir nebze bile eser olmayan büyükler var. artık küçükler daha çok karşı çıkıyor büyüklerine ama. büyüklerini tehdit edenler, hatta yolunu kesip çeşitli sebeblerden dolayı dövenler, sövenler. küçücük çocuklar bile öfkeleniyor. sinirli oluyor.
--boşanmaların çoğalması. kıyamet alametlerindendir. (ölüm-kıyamet-ahiret ve ahir zaman alametleri, sayfa 455)
boşanma sayılarının haddi hesabı yok. her geçen gün, sosyal yaşantıların bozuk olması, zinalar çevre etkenleri ve herkesin kendine göre olan sebebleri yüzünden yıkılan yuvaların sayısı bile belli değil.
--insanlarda cimrilik ve hırs artacak. (müslim, imare,176; ibni mace, fiten,24)
--kıyamet yaklaştı. halbuki insanlar dünyaya karşı ancak hırslarını arttırıyorlar, ALLAH’tan da uzaklaşıyorlar. (suyuti, camiü’s-sagir, 2/57)
her şeyi, kendimizi sadece insanlara göre odaklıyoruz. çevremizde gördüklerimizin bizim olmasını istiyoruz. dünya ve madde diyoruz, para diyoruz da başka bir şey demiyoruz. hırs bürümüş gözümüzü ama bir taraftan da biz farklıyız. başkalarının yaptığı en ufak bir hatada bile dağlar yıkılmış gibi tepki veriyoruz; pireyi deve yapıyoruz. ama kendimize gelince, çok büyük yanlışlar bile yapsak herkesin anlayışla karşılamasını bekliyoruz.
bitmeyen istek
kalb hastalıklarının onuncusu tul-u emel, yani bitmeyen istekdir. zevk ve sefa sürmek için çok yaşamayı isteyip duruyoruz. tul-u emel sahibleri, ibadetleri vaktinde yapmazlar, tevbe etmeyi terk ederler. kalbleri katı olur. ölümü hatırlamazlar. hiç birşeyden ibret almazlar. hep dünya malına ve mevkilerine kavuşmak için ömrünü harcarlar. ahireti unuturlar. yalnız zevk ve sefasını düşünürler.
bitmeyen isteklerin sebebleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak, sıhhatine, gençliğine aldanmaktır.
--dedikoducuların,gıybetçilerin ve alaycıların artması kıyamet alametlerindendir. (son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 93)
hareketleri yada söyledikleri hoşumuza gitmeyen bir arkadaşımızın hakkında bile ileri geri, konuşmaktan, dedikodusunu yapmaktan çekinmiyoruz. vay efendim şunu yaptı, vay efendim bunu yaptı. ya o mu, filan zaman böyler yapmıştı, bundan sonra doğru yapsa nolur. arkadaşlarımızn bile yanlış söylediği sözleri alay konusu yapıyoruz. onları taklit ediyoruz.
hele birde sanatçılardan, televizyonlardan, dizilerden gördüklerimizi marifet sayarak taklid ediyoruz. aslında bu işi meslek edinenler bile var. stand up çılar. herkesin, herşeyin taklidi yapılıyor artık.
--kıyamet yaklaşınca. o devrin en itibarlıları yaltaklık ve dalkavukluk yapanlardır. (son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 97)
bu zamanda ya torpilin olacak, yada yalakalık yapacaksın bir yere gelmek istiyorsan. yalakalık ve dalkavukluk yapanlar işlerinde %90 daha hızlı yükseliyorlar nasıl olsa.
büyükler küçüklere hep bağırıyor, çağırıyor, dövüyor azarlıyor. merhametten bir nebze bile eser olmayan büyükler var. artık küçükler daha çok karşı çıkıyor büyüklerine ama. büyüklerini tehdit edenler, hatta yolunu kesip çeşitli sebeblerden dolayı dövenler, sövenler. küçücük çocuklar bile öfkeleniyor. sinirli oluyor.
--boşanmaların çoğalması. kıyamet alametlerindendir. (ölüm-kıyamet-ahiret ve ahir zaman alametleri, sayfa 455)
boşanma sayılarının haddi hesabı yok. her geçen gün, sosyal yaşantıların bozuk olması, zinalar çevre etkenleri ve herkesin kendine göre olan sebebleri yüzünden yıkılan yuvaların sayısı bile belli değil.
--insanlarda cimrilik ve hırs artacak. (müslim, imare,176; ibni mace, fiten,24)
--kıyamet yaklaştı. halbuki insanlar dünyaya karşı ancak hırslarını arttırıyorlar, ALLAH’tan da uzaklaşıyorlar. (suyuti, camiü’s-sagir, 2/57)
her şeyi, kendimizi sadece insanlara göre odaklıyoruz. çevremizde gördüklerimizin bizim olmasını istiyoruz. dünya ve madde diyoruz, para diyoruz da başka bir şey demiyoruz. hırs bürümüş gözümüzü ama bir taraftan da biz farklıyız. başkalarının yaptığı en ufak bir hatada bile dağlar yıkılmış gibi tepki veriyoruz; pireyi deve yapıyoruz. ama kendimize gelince, çok büyük yanlışlar bile yapsak herkesin anlayışla karşılamasını bekliyoruz.
bitmeyen istek
kalb hastalıklarının onuncusu tul-u emel, yani bitmeyen istekdir. zevk ve sefa sürmek için çok yaşamayı isteyip duruyoruz. tul-u emel sahibleri, ibadetleri vaktinde yapmazlar, tevbe etmeyi terk ederler. kalbleri katı olur. ölümü hatırlamazlar. hiç birşeyden ibret almazlar. hep dünya malına ve mevkilerine kavuşmak için ömrünü harcarlar. ahireti unuturlar. yalnız zevk ve sefasını düşünürler.
bitmeyen isteklerin sebebleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak, sıhhatine, gençliğine aldanmaktır.
--dedikoducuların,gıybetçilerin ve alaycıların artması kıyamet alametlerindendir. (son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 93)
hareketleri yada söyledikleri hoşumuza gitmeyen bir arkadaşımızın hakkında bile ileri geri, konuşmaktan, dedikodusunu yapmaktan çekinmiyoruz. vay efendim şunu yaptı, vay efendim bunu yaptı. ya o mu, filan zaman böyler yapmıştı, bundan sonra doğru yapsa nolur. arkadaşlarımızn bile yanlış söylediği sözleri alay konusu yapıyoruz. onları taklit ediyoruz.
hele birde sanatçılardan, televizyonlardan, dizilerden gördüklerimizi marifet sayarak taklid ediyoruz. aslında bu işi meslek edinenler bile var. stand up çılar. herkesin, herşeyin taklidi yapılıyor artık.
--kıyamet yaklaşınca. o devrin en itibarlıları yaltaklık ve dalkavukluk yapanlardır. (son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 97)
bu zamanda ya torpilin olacak, yada yalakalık yapacaksın bir yere gelmek istiyorsan. yalakalık ve dalkavukluk yapanlar işlerinde %90 daha hızlı yükseliyorlar nasıl olsa.