Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ahde Vefa (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Ahde Vefa

Allah’a verdiğin söze vefa edersen, Allah da kereminden senin ahdini korur. “Ahdime vefa edin” sözüne kulak ver de sevgiliden “Ahdinize vefa edeyim” vaadi gelsin. Kiminle ahdettiğini bilen, tenini iplik haline kor, o ahdin etrafında dolanır, o ahdi örer durur. Ahidlere vefa etmek, akılla olur. (…) Akıl, ahdini hatırlatır; akıl, unutkanlık perdesini yırtar.


Yalancı, dolancı adam, dinde vefakâr olmadığından her an yeminini bozar. Ahdi bozmak, ahmaklıktandır. Yeminine vefa etmek ve yemininde durmaksa, temiz kişinin işidir. Sadece şükür ehliyle vefa sahiplerinin elde ettikleri kaybolmaz. Çünkü talih, onların peşinden gelir. İnsan bir ağaca benzer, ahdi de ağacın köküne. Kökün iyileşmesine, sağlamlaşmasına çalışmak gerek! Bozuk düzen ahid, çürümüş kök gibidir. Kökü çürümüş ağaç da meyve vermez.

Şeytan gibi hasetçi değilsen dava kapısını bırak da vefa kapısına gel! Köpeğe bir kapıdan, bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkâr olur. Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse, yiyeceği lâyıkıyla verilmese bile o kapıyı bırakmaz. Sen de gönül ve gönül ehlinin kapısından bir hayli âb-ı hayat içtin, gözlerin açıldı unutma!

Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi (Mesneviden)
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Adalet ve Zulüm

Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın gibi çocuk meydana getirirler. Zalimlerin zulmü, karanlık bir kuyudur; bütün âlimler böyle söylemişlerdir. Daha ziyade zalim olanın kuyusu, daha korkunçtur. Adalet “daha kötüye, daha kötü ceza verilir” buyurmuştur.

Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. İpek böceği gibi kendi etrafını örme; kendine kuyu kazarsan bari kararlıca kaz! Sen zayıfları yardımcısız, kimsesiz sanma; Kur’ân’dan “İzâ câe nasrullâh”ı oku. Sen filsen, düşmanın senden ürkmüşse, sana ceza olarak işte Ebabil kuşu gelip çattı. Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü askerleri birbirlerine karışırlar.


Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti. O yılana, akrebe benzeyen sözlerin yılan ve akrep olur da seni kuyruğundan yakalar. İnsanın eli tırnağı olmamalı; eli tırnağı oldu mu ne din düşünür, ne doğruluk! Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil. Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde kullanmamak, lâyık olmayan yere koymak. Bu da ancak belâya kaynak olur.

Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin. Adalette bulunursan saadete erersin, kalem bunu yazdı; mürekkebi bile kurudu. Ey Yusufların derisini paralayan, seni de bir kurt paralarsa bunu kendinden bil! Bilmiyor musun ki benim için kuyu kazarsan nihayet kendin düşersin.

Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Acelecilik ve Yavaşlık Hakkında

Şüphe yok ki, yavaş iş Rahman’dan, acele iş de melun Şeytandandır. Köpek bile önüne bir lokma atılınca önce koklar, sonra yer; o, burnu ile biz ise aklımız ile koklarız... Allah, insanı yavaş yavaş tam kırk yılda kemal sahibi yapar, olgunlaştırır. (Senin de) istediğin şeyi yavaş yavaş, fakat sağlam bir şekilde yapman lâzım! İşte bu yavaşlık, sana o işi iyice öğretmek içindir.

Yavaşlık, Allah ışığıdır; çabukluk ise Şeytanın dürtmesinden meydana gelir. Hilâl, gerçekte noksanlık kabul etmez; görünüşteki bu noksanlık, yavaş yavaş dolunay haline gelmek, olgunluk kazanmak içindir. Ay, geceye, yavaş olma konusunda ders verir; sıkıntının yavaş yavaş aşılacağını işaret eder ve şöyle der: “Ey ham, aceleci kişi! Dama dayanan merdivenden basamak basamak çıkılır. Ey tencere yavaş yavaş, ustaca kayna! Delice kaynayan yemek, lezzetli olmaz.”

Allah, âlemi bir kere “kün” (ol!) demekle yaratmaya gücü yetmez miydi? Bundan şüphen mi var? Peki, bu yaratma niçin altı gün sürdü? Her gün de tam bin yıl kadardı. Niçin çocuk, dokuz ayda yaratılmakta? Çünkü Allah’ın âdeti bir şeyi yavaşlıkla yapmaktır. Neden Âdem’in yaratılması kırk sabah sürdü; o balçığı niçin yavaş yavaş insan haline getirdi (düşün)?


Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt