Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ah rüzgar gıbı geldı gectı seneler (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Gozume takildi albumdeki sararmis sayfalar
Dokulmeye yuz tutmus eskiyen yapraklar
Ozlem duydugum cocuksu hatiralar
Ruzgar gibi geldi gecti seneler.

Nerede o guzelim arkadasliklar
Cikmaz sokakta oynadigimiz oyunlar
Kalbimde kaldi eskimeyen anilar
Ruzgar gibi geldi gecti seneler.

Doktugum yaslarima aldirmadiniz
Giden gencligime hic acimadiniz
Dustugum yerlerden kaldirmadiniz
Ruzgar gibi geldi gecti seneler.

Birden karisik hisler sardi icimi
Gozlerimden yaslar dizilip yanagima indi
Anladimki elimden giden gencligimdi
Ruzgar gibi geldi gecti seneler.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
TÜM ANNELERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN !


" Sabah bulaşık yıkarken ellerimin annemin ellerine ne kadar benzediğini fark ettim. Benzemekten de öte; tıpatıp aynısı olmuşlar..

Ergenlik çağlarımda (hakikaten çekilmez bir yeniyetmeydim) annemin ellerine sinir olurdum. Ya da şöyle diyelim: Sinir olduğum bir milyon sekiz yüz kırk altı şeyden biri de annemin elleriydi.

Kadıncağızın beni sinir etmek için ellerine özel olarak yaptığı bir şey de yoktu. Uzun kırmızıya boyanmış cadı tırnakları falan veya lime lime olmuş tırnak etleri gibi bir durum da yoktu.

Sadece şekilsizdi.
Yani güzel değildi. Ve ben buna sinir olurdum.
'Hah' dedim kendi kendime 'şimdi senin de bir sıpan olsaydı o da sinir olacaktı ellerine. Yeterince güzel değilmiş diye..

Şimdi ise o eller biraz daha elimin içinde kalsın diye ne numaralar çekiyorum...Yok üşüdüm, tutsana elimi, yok kremi fazla sürdüm, alsana birazını, tırnakların uzamış, törpüleyeyim mi..

Aslında düşününce, eller dışında da anneme her geçen gün daha çok benziyorum.

Eskiden çok umurumda olmazdı şimdi evde ufacık bir dağınıklık olsa sıkılıyorum. Sabah kalkar kalkmaz temizlik yapmaya başlıyorum. Hesapça çay demleninceye kadarki vakti değerlendirmiş olacağım. Çay zift oluyor, ben hâlâ bir yerleri siliyorum.

Aynı annem gibi ben de masa örtülerini düzeltmeden yanlarından geçmiyor, hoh yapıp silmeden aynalara bakmıyor, yerden gübür toplamadan ilerleyemiyorum artık.

Aynı onun gibi sabah kalkınca uzun uzun camdan dışarıya bakmadan güne de başlayamıyorum. Esnafla iki kelimenin beli kırmazsam aynı onun gibi eksik iş yapmış sayıyorum kendimi.

Daha az süsleniyor ama tıpkı onun gibi daha çok bakım yapıyorum. Eskiden tek bir nemlendiriciyi üç kereden fazla kullanamayan ben artık her gün sabah akşam sürüyorum.

Üstelik fındık tanesi kadar miktar, oldu artik ceviz tanesi kadar! Rimel ise kurumak üzere..

Bu kadarla kalsa yine iyi.. Arkadaşlarımdan çok bitkilerimle konuşmama ne diyorsunuz? Ya da yalnızsam on iki dedi mi en şahane filmi bile seyrediyor olsam kapatıp cup yatağa giriyor olmama? Veya çantamda vızıldayan bir çocuğa verilmek üzere BONBON taşımaya başlamama?

Ben de şaşırıyorum ama gerçek. Annemde dalga geçtiğim ne kadar şey varsa hepsini ben de yapıyorum artik!...

Tek kaygım şu: Bir gün ben de YOĞURT KAPLARINI biriktirmeye başlayacak mıyım acaba? Aklımın almadığı tek şey bu. Bütün dolap içleri yıkanmış, kurulanmış yoğurt kaplarıyla dolu. Hepsi küçük kuleler şeklinde üst üste dizilmiş, kuzu kuzu bekliyorlar. . Kapakları da elbette mevcut.Onlarca değil yüzlerce! Ne diyeyim...

Bir gün elimdeki yoğurt kabını deterjanlarken anlarım herhalde kap biriktirmenin esbab-ı mucibesini.. .

*** Bu yazıyı geçen sene yine bu günlerde yazmıştım.. 'Anneler günü' vesilesiyle biraz değiştirerek yeniden yayınlamak istedim..

Çünkü hatırlatmak istedim ki annelerimizde kızdığımız, kırıldığımız, dalga geçtiğimiz, hafife aldığımız, lüzumsuz gördüğümüz, saçma bulduğumuz ne kadar huy, alışkanlık, arzu, istek varsa bir gün hepsini kendimiz de edineceğiz .

Üstelik bazen sadece alışkanlıklar değil bahtlar da annelerden kızlara miras kalabiliyor. İyi veya kötü.. Onları eleştirirken, yargılarken bunu da düşünün istedim..

Çünkü.. Ben.. Artık.. Yoğurt kaplarını biriktirmeye başladım... "

alıntı
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
emeğinize sağlık şiirde yazıda çok güzeldi...sizde ANNESİNİZ GALİBA ...ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...ALLAH GÖNLÜNÜZDEKİ GÜZELLİKLERLE BİRLİKTE ETSİN SİZİ AMİN... :)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
emeğinize sağlık şiirde yazıda çok güzeldi...sizde ANNESİNİZ GALİBA ...ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...ALLAH GÖNLÜNÜZDEKİ GÜZELLİKLERLE BİRLİKTE ETSİN SİZİ AMİN... :)

evet canım ben hem anne hem babanne hem anneanne hepsi bende var sevgiler :a21:
 

KüBrA1988

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 May 2009
Mesajlar
210
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
TÜM ANNELERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN !


" Sabah bulaşık yıkarken ellerimin annemin ellerine ne kadar benzediğini fark ettim. Benzemekten de öte; tıpatıp aynısı olmuşlar..

Ergenlik çağlarımda (hakikaten çekilmez bir yeniyetmeydim) annemin ellerine sinir olurdum. Ya da şöyle diyelim: Sinir olduğum bir milyon sekiz yüz kırk altı şeyden biri de annemin elleriydi.

Kadıncağızın beni sinir etmek için ellerine özel olarak yaptığı bir şey de yoktu. Uzun kırmızıya boyanmış cadı tırnakları falan veya lime lime olmuş tırnak etleri gibi bir durum da yoktu.

Sadece şekilsizdi.
Yani güzel değildi. Ve ben buna sinir olurdum.
'Hah' dedim kendi kendime 'şimdi senin de bir sıpan olsaydı o da sinir olacaktı ellerine. Yeterince güzel değilmiş diye..

Şimdi ise o eller biraz daha elimin içinde kalsın diye ne numaralar çekiyorum...Yok üşüdüm, tutsana elimi, yok kremi fazla sürdüm, alsana birazını, tırnakların uzamış, törpüleyeyim mi..

Aslında düşününce, eller dışında da anneme her geçen gün daha çok benziyorum.

Eskiden çok umurumda olmazdı şimdi evde ufacık bir dağınıklık olsa sıkılıyorum. Sabah kalkar kalkmaz temizlik yapmaya başlıyorum. Hesapça çay demleninceye kadarki vakti değerlendirmiş olacağım. Çay zift oluyor, ben hâlâ bir yerleri siliyorum.

Aynı annem gibi ben de masa örtülerini düzeltmeden yanlarından geçmiyor, hoh yapıp silmeden aynalara bakmıyor, yerden gübür toplamadan ilerleyemiyorum artık.

Aynı onun gibi sabah kalkınca uzun uzun camdan dışarıya bakmadan güne de başlayamıyorum. Esnafla iki kelimenin beli kırmazsam aynı onun gibi eksik iş yapmış sayıyorum kendimi.

Daha az süsleniyor ama tıpkı onun gibi daha çok bakım yapıyorum. Eskiden tek bir nemlendiriciyi üç kereden fazla kullanamayan ben artık her gün sabah akşam sürüyorum.

Üstelik fındık tanesi kadar miktar, oldu artik ceviz tanesi kadar! Rimel ise kurumak üzere..

Bu kadarla kalsa yine iyi.. Arkadaşlarımdan çok bitkilerimle konuşmama ne diyorsunuz? Ya da yalnızsam on iki dedi mi en şahane filmi bile seyrediyor olsam kapatıp cup yatağa giriyor olmama? Veya çantamda vızıldayan bir çocuğa verilmek üzere BONBON taşımaya başlamama?

Ben de şaşırıyorum ama gerçek. Annemde dalga geçtiğim ne kadar şey varsa hepsini ben de yapıyorum artik!...

Tek kaygım şu: Bir gün ben de YOĞURT KAPLARINI biriktirmeye başlayacak mıyım acaba? Aklımın almadığı tek şey bu. Bütün dolap içleri yıkanmış, kurulanmış yoğurt kaplarıyla dolu. Hepsi küçük kuleler şeklinde üst üste dizilmiş, kuzu kuzu bekliyorlar. . Kapakları da elbette mevcut.Onlarca değil yüzlerce! Ne diyeyim...

Bir gün elimdeki yoğurt kabını deterjanlarken anlarım herhalde kap biriktirmenin esbab-ı mucibesini.. .

*** Bu yazıyı geçen sene yine bu günlerde yazmıştım.. 'Anneler günü' vesilesiyle biraz değiştirerek yeniden yayınlamak istedim..

Çünkü hatırlatmak istedim ki annelerimizde kızdığımız, kırıldığımız, dalga geçtiğimiz, hafife aldığımız, lüzumsuz gördüğümüz, saçma bulduğumuz ne kadar huy, alışkanlık, arzu, istek varsa bir gün hepsini kendimiz de edineceğiz .

Üstelik bazen sadece alışkanlıklar değil bahtlar da annelerden kızlara miras kalabiliyor. İyi veya kötü.. Onları eleştirirken, yargılarken bunu da düşünün istedim..

Çünkü.. Ben.. Artık.. Yoğurt kaplarını biriktirmeye başladım... "

alıntı

Güzel kardesim ne güzel payla$mi$sin dü$üncelerini bizlerle inan cok duygulandim okurken ....

B)B)
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,237
Tepki puanı
3,608
Puanları
163
Yaş
46
selamün aleyküm hafize annem.çok hoş bir paylaşım.yüreğine sağlık.iyisindir inşalah.anneler günün kutlu olsun ,ellerinden öperim.Allaha emanet olasın annem.

 

minabetül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2009
Mesajlar
92
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65

Hafize sultandır onun adı
Dost canlısıdır benim bacım
Hatırla bu can dostunu bakalım
Yetiştim bende senin olduğun heryere
İstanbuldan siyami ersekten:a21:
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Hafize sultandır onun adı
Dost canlısıdır benim bacım
Hatırla bu can dostunu bakalım
Yetiştim bende senin olduğun heryere
İstanbuldan siyami ersekten:a21:

RAVZA NURU mu acaba desem
Çok sevdiklerimde var içlerinden
Bir pot kırmayayım gerçekte :a43:
Hadi söyleyiver kimsin sen :a11:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt