Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Agizdaki tas (1 Kullanıcı)

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
Birgün hazret-i Ebû Bekr 'r.a.', hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin 's.a.v.' huzûr-ı şerîflerinde, se'âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz, Ebû Bekre edebsizlik etdikce; birşey söylemez, ba'zan da tebessüm eder idi. Hazret-i Ebû Bekr; o bedbaht ve edebsizin edebsizliği haddi aşınca; zarûrî olarak gadaba gelip, birkaç söz söyleyince; hazret-i Fahr-i kâinât, se'âdetle ve devletle yerinden kalkıp, gitdi. Hazret-i Ebû Bekr 'radıyallahü teâlâ anh' Sultân-ı Enbiyânın ardına düşüp, yetişdi ve dedi ki:

- Yâ Resûlallah! Niçin, bir hayâsız, edebsizlik edip, gönül incitirken, susup, birşey söylemediniz. Şimdi, ben ona söyleyince, kalkıp, gitdiniz; sebebi nedir.

Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resûl-i sakaleyn 's.a.v.' buyurdu ki:

- Yâ Sıddîk! O hayâsız ve bedbaht sana dil uzatmağa başladığı zemân, Allahü teâlâ bir melek gönderdi ki, o kimseyi karşılayıp, kovacak idi. Sen, hemen gadaba geldin; söylemeğe başladın. O melek gidip, yerine iblîs geldi. İblîs-i la'înin olduğu yerde, ben durmam.

Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk 'r.a.' ondan sonra, vaktli vaktsiz söz söylememek için, mubârek ağzına bir taş koyar idi. Ne zemân söz söylemek lâzım gelse, evvelâ fikr ederdi. Bir söz söyliyeceği zemân, o sözü kendi kendine nice zemân düşünür, tefekkürden sonra, mubârek ağzından o taş parçasını çıkarıp, ne söz söyliyecek ise söyler idi. Sonra o taş parçasını mubârek ağzına alıp, tesbîh ve tehlîl ile meşgûl olurdu. Kimseye, hayrdan ve şerden dünyâ kelâmı söylemez, eğer kat'î lâzım ise ve çok efdal ise, söylerdi. Yoksa, gecede ve gündüzde tesbîh ve tehlîl ile meşgûl idi.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
AZ KONUŞUN..

Bir gün “Şakîk-i Belhî” Mekke'ye vardığında,
İnsanlar haber alıp, toplandılar yanında.

Onlardan bir tânesi yaklaşıp ona bizzât,
İstirhâm eyledi ki, etsin biraz nasîhat.

Buyurdu ki: (Geçimin nasıldır senin şu an?
Bir şey bulamayınca, ne yaparsın o zaman?)

Dedi: (Bir şey bulunca, ona şükrediyorum.
Bulamayınca ise, durup sabrediyorum.)

Ona, Şakîk-i Belhî buyurdu ki cevâben:
(Belh'in köpekleri de yaparlar böyle aynen.

Yâni bir şey bulunca, sevinip onu yerler.
Bulamayınca ise, bekleyip sabrederler.)

O kimse, şaşkın halde dedi ki: (Efendim siz,
Bu gibi durumlarda, peki ne edersiniz?)

Buyurdu ki: (Bir şeyler geçerse elimize,
Veririz hemen onu, bir din kardeşimize.

Bir şey geçmeyince de, buna hiç üzülmeyiz.
O zaman Rabbimize, hamd-ü senâ ederiz.)

Bu cevap, o kimsenin gitti pek çok hoşuna.
Ve “Şakîk-i Belhî”nin sarılarak boynuna,

Dedi ki: (Sen vallahi, çok mübârek bir zâtsın.
Hak teâlâ nûrunu ve feyzini arttırsın.)

Bir gün de buyurdu ki: (Sızlanmayın belâya.
İsyânkâr olursunuz yoksa Hak teâlâya.

Zîrâ geri çevrilmez, sızlanmakla belâ, dert.
Sabır sevâbından da mahrum olur böyle fert.

Belâya sabretmenin mükâfâtını bilen,
Ondan halâs olmaya, heves etmez kat'iyyen.

Allahü teâlâdan korkmanın alâmeti,
Terk etmektir her türlü günâh ve ma'siyyeti.

Rahmetinden ümitli olmanın nişânı da,
Çok ibâdet etmektir, fırsat varken şu anda.

"Hak teâlâ affeder" diyerek, bir müslümân,
Çekinmeden, Rabbine ederse günâh, isyân,

Veyâhut da "Sonradan tövbe ederim" diye,
Kim ki tövbe etmeyi atarsa ileriye,

Bu kimseler, büyük bir gaflet içindedirler.
Zîrâ umûmiyetle “Ânî gelir” eceller.

“Ölüm”e hazırlıklı olmalı ki gün gece,
Geri döndüremezsin, zîrâ ölüm gelince.

Muhâfaza eyle ki, "Kötü söz"den dilini,
Ki, mahcûb eylemesin, mahşerde o dil seni.

Bir sözü söylemeden, sonunu düşün önce.
Senden, onun hesâbı sorulacak ölünce.

Verebilecek isen sorunca cevâbını,
O zaman onu söyle, yoksa kapat ağzını.

Hazret-i Ebû Bekir, “Taş” koyardı ağzına.
Ki, kâdir olamasın mâlâya’nî lâfzına.

Büyükler, çok düşünür ve lâkin az söylerler.
Zîrâ "Susan kurtuldu" buyurmuştur o Server.)

EsSelamuAleyküm Kardeşim..
Resulullah(SAV) Efendimizin bu uyarısını dikkate alan
Ebu Bekir(r.a.)'ın davranışını..kendi nefsini terbiye usulünü çok güzel anlatan bir konuydu..iki uzvunu koruyana Ben kefilim buyurmuştur Efendimiz(SAV)..
Allah(CC) razı olsun..Selam ve dua ile..
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
AZ KONUŞUN..

Bir gün “Şakîk-i Belhî” Mekke'ye vardığında,
İnsanlar haber alıp, toplandılar yanında.

Onlardan bir tânesi yaklaşıp ona bizzât,
İstirhâm eyledi ki, etsin biraz nasîhat.

Buyurdu ki: (Geçimin nasıldır senin şu an?
Bir şey bulamayınca, ne yaparsın o zaman?)

Dedi: (Bir şey bulunca, ona şükrediyorum.
Bulamayınca ise, durup sabrediyorum.)

Ona, Şakîk-i Belhî buyurdu ki cevâben:
(Belh'in köpekleri de yaparlar böyle aynen.

Yâni bir şey bulunca, sevinip onu yerler.
Bulamayınca ise, bekleyip sabrederler.)

O kimse, şaşkın halde dedi ki: (Efendim siz,
Bu gibi durumlarda, peki ne edersiniz?)

Buyurdu ki: (Bir şeyler geçerse elimize,
Veririz hemen onu, bir din kardeşimize.

Bir şey geçmeyince de, buna hiç üzülmeyiz.
O zaman Rabbimize, hamd-ü senâ ederiz.)

Bu cevap, o kimsenin gitti pek çok hoşuna.
Ve “Şakîk-i Belhî”nin sarılarak boynuna,

Dedi ki: (Sen vallahi, çok mübârek bir zâtsın.
Hak teâlâ nûrunu ve feyzini arttırsın.)

Bir gün de buyurdu ki: (Sızlanmayın belâya.
İsyânkâr olursunuz yoksa Hak teâlâya.

Zîrâ geri çevrilmez, sızlanmakla belâ, dert.
Sabır sevâbından da mahrum olur böyle fert.

Belâya sabretmenin mükâfâtını bilen,
Ondan halâs olmaya, heves etmez kat'iyyen.

Allahü teâlâdan korkmanın alâmeti,
Terk etmektir her türlü günâh ve ma'siyyeti.

Rahmetinden ümitli olmanın nişânı da,
Çok ibâdet etmektir, fırsat varken şu anda.

"Hak teâlâ affeder" diyerek, bir müslümân,
Çekinmeden, Rabbine ederse günâh, isyân,

Veyâhut da "Sonradan tövbe ederim" diye,
Kim ki tövbe etmeyi atarsa ileriye,

Bu kimseler, büyük bir gaflet içindedirler.
Zîrâ umûmiyetle “Ânî gelir” eceller.

“Ölüm”e hazırlıklı olmalı ki gün gece,
Geri döndüremezsin, zîrâ ölüm gelince.

Muhâfaza eyle ki, "Kötü söz"den dilini,
Ki, mahcûb eylemesin, mahşerde o dil seni.

Bir sözü söylemeden, sonunu düşün önce.
Senden, onun hesâbı sorulacak ölünce.

Verebilecek isen sorunca cevâbını,
O zaman onu söyle, yoksa kapat ağzını.

Hazret-i Ebû Bekir, “Taş” koyardı ağzına.
Ki, kâdir olamasın mâlâya’nî lâfzına.

Büyükler, çok düşünür ve lâkin az söylerler.
Zîrâ "Susan kurtuldu" buyurmuştur o Server.)

EsSelamuAleyküm Kardeşim..
Resulullah(SAV) Efendimizin bu uyarısını dikkate alan
Ebu Bekir(r.a.)'ın davranışını..kendi nefsini terbiye usulünü çok güzel anlatan bir konuydu..iki uzvunu koruyana Ben kefilim buyurmuştur Efendimiz(SAV)..
Allah(CC) razı olsun..Selam ve dua ile..


ve a.selam kardeşim Allah c.c. cümlemizden razı olur inşaALLAH sağolasınız yorum için dua ile...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
s.a kardeşim bu kıssayı ilk defa okudum.emeğine sağlık."peygamberimizinde dediği gibi "ya hayır söyle yada sus."

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola agülü aşı, yağ ile bal ede bir söz

Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
s.a kardeşim bu kıssayı ilk defa okudum.emeğine sağlık."peygamberimizinde dediği gibi "ya hayır söyle yada sus."

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola agülü aşı, yağ ile bal ede bir söz

Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
yunus emre
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
s.a kardeşim bu kıssayı ilk defa okudum.emeğine sağlık."peygamberimizinde dediği gibi "ya hayır söyle yada sus."

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola agülü aşı, yağ ile bal ede bir söz

Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
yunus emre


a.s kardeşim sende sağol dua ile..
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
________selamün aleyküm
paylaşım için teşekkür ederim..
degerli katkıları için kıymetli talip abimizede teşekkür ederim
rabbim razı olsun
selam ve dua ile_______

Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni dildir. Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [Tirmizi]

Yunus Emre de diyor ki:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.

 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
________selamün aleyküm
paylaşım için teşekkür ederim..
degerli katkıları için kıymetli talip abimizede teşekkür ederim
rabbim razı olsun
selam ve dua ile_______

Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni dildir. Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [Tirmizi]

Yunus Emre de diyor ki:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.



ve a.selam Rahman razı olsun dua ile kalın...
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
selamünaleyküm kardeşim. emeğine sağlık. ALLAH razı olsun.
ALLAHım Efendimizin ve Ashab_ı Güzin Efendilerimizin şefaatlerine nail eylesin inşaallah. Onlar ki her adımlarında ALLAHın rızasını gözetirlerdi.
Bu güzel örneği bizlere verdiğiniz için ALLAH razı olsun...

ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt