uzunefe5752
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Mar 2007
- Mesajlar
- 20
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Rahatmıyız?
Neden rahatız?
Ne yaptıkta bu kadar rahat olabildik?
O rahatmıydı...?
Gülüyormuyuz?
Ne varda neye gülüyoruz?
''Ağzı kulaklarına varıyor'' deyimi,
Ne kadar güldüğümüzün açıklayıcısımı?
O gülüyormuydu..?
O ne zaman güldü...?
Evimizdeyiz...
Rahat, yumuşak döşekler....
Çocuklarımızla rahat geçen günler...
Hala evler yapıyoruz...
''Şöyle olsun,şurası olsun ,aman buda olsun....
Rahatımız için dertleniyoruz.
Onun evi varmıydı?
Onun derdi neydi?
İşte...
İşte...O...
O rahat değildi...
Mescid-i Aksa hür değildi,
O nasıl hür olabilirdi...
Gülmüyordu O...
Gülemiyordu...
Asıktı suratı...
Uyarılıyordu..
''Müslüman güler yüzlü olmalı''. diye,
Vaazların hutbelerin adresi oluyordu...
On sene belkide daha uzun bi süre...
Gülmedi...Gülemedi...
Neden gülmedi...?Çünkü;
Mescid-i Aksa'nın üzerinde kara bulutlar vardı...
Kara bulutlar dağılınca,
Onun gülmesi Cihan'a dağıldı...
Evi yoktu onun...
Çadır onun için bile lükstü...
Döşeği toprak,miğferi yastıkdı...
Büyük Sultan çadırda yaşamaktaydı...
Ona; ''Neden evin yok Sultan'' deyince,
O;''Allahın evi Mescid-i Aksa yoksa,
Benim nasıl Evim olur'' diyor...İnliyor...Ağlıyordu...
Dertliydi....
Derdi; uzaktan baktığı Kudüs'tü...
O Selahaddin Eyyubi'idi...
O bunları yaptığı halde rahat değilken...
Izdırabı yer ve gök arasına sığmazken...
Bizler şimdi....
Kudüs Yahudi ellerindeyken...
İbadetin silahlar altında yapıldığı haldeyken....
Nasıl rahat olabiliriz....?
Nasıl rahat uyuyabiliriz...?
Nasıl hesap vereceğiz...?
Ne diyeceğiz o evin sahibine...?
Bin dört yüz sene önce yaşayamadık ki diyenler...
Böyle deyip üzülenler...
Ahhh Bedr'de,Uhud'da,Yermuk'da bende olabilseydim diyenler...
Böylemi olacaklardı orada...
Şimdi yaptıkları gibi izleyeceklermiydi..
Biz Efendimizin ''Kardeşleri'' değilmiyiz...
Böyle kardeşlik olurmu....
Dağınığız topla bizi...
Tevhidin etrafında haşr eyle bizi..
Muhtacız Allahım...
Ali'nin Zülfikarına....
Halid Bin Velid'in kılıcına...
Vahşi'nin paslı mızrağına...
Muhtacız....
Ama biz onları dahi taşıyamayız...
Ağır deriz...Kaçarız...
Evine sahip çıkamadık Allahım...
Allahım, Affeyle bizi...
Affeyle...
C.Y
24,03,2007
Neden rahatız?
Ne yaptıkta bu kadar rahat olabildik?
O rahatmıydı...?
Gülüyormuyuz?
Ne varda neye gülüyoruz?
''Ağzı kulaklarına varıyor'' deyimi,
Ne kadar güldüğümüzün açıklayıcısımı?
O gülüyormuydu..?
O ne zaman güldü...?
Evimizdeyiz...
Rahat, yumuşak döşekler....
Çocuklarımızla rahat geçen günler...
Hala evler yapıyoruz...
''Şöyle olsun,şurası olsun ,aman buda olsun....
Rahatımız için dertleniyoruz.
Onun evi varmıydı?
Onun derdi neydi?
İşte...
İşte...O...
O rahat değildi...
Mescid-i Aksa hür değildi,
O nasıl hür olabilirdi...
Gülmüyordu O...
Gülemiyordu...
Asıktı suratı...
Uyarılıyordu..
''Müslüman güler yüzlü olmalı''. diye,
Vaazların hutbelerin adresi oluyordu...
On sene belkide daha uzun bi süre...
Gülmedi...Gülemedi...
Neden gülmedi...?Çünkü;
Mescid-i Aksa'nın üzerinde kara bulutlar vardı...
Kara bulutlar dağılınca,
Onun gülmesi Cihan'a dağıldı...
Evi yoktu onun...
Çadır onun için bile lükstü...
Döşeği toprak,miğferi yastıkdı...
Büyük Sultan çadırda yaşamaktaydı...
Ona; ''Neden evin yok Sultan'' deyince,
O;''Allahın evi Mescid-i Aksa yoksa,
Benim nasıl Evim olur'' diyor...İnliyor...Ağlıyordu...
Dertliydi....
Derdi; uzaktan baktığı Kudüs'tü...
O Selahaddin Eyyubi'idi...
O bunları yaptığı halde rahat değilken...
Izdırabı yer ve gök arasına sığmazken...
Bizler şimdi....
Kudüs Yahudi ellerindeyken...
İbadetin silahlar altında yapıldığı haldeyken....
Nasıl rahat olabiliriz....?
Nasıl rahat uyuyabiliriz...?
Nasıl hesap vereceğiz...?
Ne diyeceğiz o evin sahibine...?
Bin dört yüz sene önce yaşayamadık ki diyenler...
Böyle deyip üzülenler...
Ahhh Bedr'de,Uhud'da,Yermuk'da bende olabilseydim diyenler...
Böylemi olacaklardı orada...
Şimdi yaptıkları gibi izleyeceklermiydi..
Biz Efendimizin ''Kardeşleri'' değilmiyiz...
Böyle kardeşlik olurmu....
Dağınığız topla bizi...
Tevhidin etrafında haşr eyle bizi..
Muhtacız Allahım...
Ali'nin Zülfikarına....
Halid Bin Velid'in kılıcına...
Vahşi'nin paslı mızrağına...
Muhtacız....
Ama biz onları dahi taşıyamayız...
Ağır deriz...Kaçarız...
Evine sahip çıkamadık Allahım...
Allahım, Affeyle bizi...
Affeyle...
C.Y
24,03,2007