Acılar acı değilmiş, ayrılıklar ayrılık . . .!
Toprağın altına girince anladım,elimden bir şey gelmiyor artık.
Beğenilmek için giyindim,kuşandım!insan içinde gayrete geldim,yalnızken üşendim!
Bitişik mezardakinin kefeni yırtık o cenneti seyrediyor bense cehennemi.
Herkes bana boyun eğerdi.Ayaklarım toprağı titretirdi.Yumuşak yataklar sardı beni hep,sıcak kucaklar.Göğsümde kertenkele var şimdi gözlerimde böcekler...
Dört yanım duvar üst yanım örtük elimden birşey gelmiyor artık!…
Nerde makam sahibi var, onu tanırdım, kendimi önemli biri sanırdım, bana her şeyi verenden her şeyi kıskanırdım!
Burası öyle bir yer ki, sıfatlar servetler bela oluyor! Münker-nekir kaşları çatık, geri dönmek istiyorum geri dönmek,Elimden birşey gelmiyor artık!..
Ve benden şanslıdır,karadan su diye zıplayan balık, defterim soldan verildi,
Elimden birşey gelmiyor artık!.. Yılları onyılları su gibi harcadım, bilseydim ah!.. saniyenin nabzını tutardım.
yoksulun ayağına kapanır, alimin eşiğinde yatardım.
”Rabbin kim?” dediler dilim dolaştı. duyulmadı, taş taş üstüne bırakmazdı dünyada,son pişmanlık, son hıçkırık!Elimden bir şey gelmiyor artık!..
Omuzları üzerimde getirenler mezarımın başında oturanlar gitti işte..
Koynunda uyuduğumun muhabbeti, okşayarak büyüttüğümün hasreti bitti işte..
Orada ormanlarım, bahçelerim vardı, hani burada ağacım..
Ey kapımdan eli boş dönenler,zebaniler bekliyor yüzleri asık. Duanıza şiddetle muhtacım,elimden birşey gelmiyor artık!…
Acılar acı değilmiş ayrılıklar ayrılık..
Son nefesten sonra anladım elimden birşey gelmiyor artık!…