Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

abdullah öcalan ile devlet bahçeli ARASINDA FARK VARMI ? (1 Kullanıcı)

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
İkisi de mücadele zeminlerini şovenizme varan bir söyleme dayandırıyorlar. İkisi de ait oldukları ırkın üstünlüğünü savunuyorlar.





İkisi de mevcut durumun değişmesi halinde varlıklarının anlamının kalmayacağını düşünüyorlar.

İkisi de, “eğer sorun çözülürse kaybederiz!” düşüncesiyle hareket ediyorlar.

İkisi de Türk ve Kürt ırkçılarının çoğalmasını, günlük siyasetin ve geleceğin bu ırkçılık üzerinden şekillenmesini, dolayısıyla kendilerinin ancak o zaman gündemde kalıp, ancak o zaman amaçlarına ulaşacaklarını düşünüyorlar.

İkisi de- çoluk çocuk kaygısı ve onlar için gelecek endişesi taşımadıklarından mıdır nedir- gençlerin dağlarda heba edilmiş olmasından ve yarında heba edilmeye devam edilmesinden üzüntü duymuyorlar.

İkisi de statükonun beslemesi.

İkisi de derinlerde pişirilmiş gündemin borazancısı.

İkisi de statik kafalı ve değişime kapalı.

İkisi de aynı kaynaktan besleniyor; ırkçılık kaynağından.

İkisi de “sorun çözülürse ben yapacağımı bilirim!” demeye başladılar.

İkisi de Hükümetin sorunu anlamadığını düşünüyor.

İkisi de çözümsüzlüğün tek çözüm olduğunu savunuyor.

İkisi de, (gelecekte göreceksiniz ki), mutlaka bu süreci tıkayan, en azından tıkamaya çalışan en önemli siyasi aktör olacaklar.

İkisi de değişen dünyayı göremiyorlar.

İkisi de aynı şeyleri farklı amaçlarla, farklı argümanlarla, farklı bir dille savunuyorlar ama, aslında ikisi de aynı korkuyu ve kaygıyı taşıyorlar.

İkisi “düşman kardeşlerdir” hedef noktasında… Bunu görmek lazım…

Şimdi gelelim başlıkta sorduğumuz soruya;

Yani aralarındaki fark nedir?

Aralarındaki fark;

Birinin Türk ırkçılığından besleniyor olması, diğerinin ise Kürt ırkçılığından…

Fark budur!

Siyaseten ve şahsi olarak, biri varlığını ve misyonunu diğerine borçludur.

Öcalan’ın Marksist olması sosyalist olması sakın bizi yanıltmasın, oda aynen Bahçelinin Türkçülükten, Turancılıktan beslendiği gibi Kürtçülükten besleniyor;

Ki, her iki zihniyette varlığını bu güne kadar birbirlerine borçlu olduklarını gayet iyi bilirler.

Bakmayın birbirlerine lanetler yağdırdıklarına!

Biri bir diğerine; “iyi ki varsın!” diye dua bile ediyorlardır belki!

İkisi de çözüme yaklaşıldıkça çirkefleşmeye başladılar.

İkisi de kendilerini “tarafların” sahibi görüyorlar.

İkisi de kendileri olmadan çözümün imkânsızlığına milleti inandırmaya çalışıyorlar.

İkisi de hükümetin ve çözümden yana olan bütün inisiyatif sahiplerinin, sivil toplum liderlerinin, aydınların, gazetecilerin vs. durumu anlamadığını savunuyorlar.


Hiç dikkatinizi çektimi?

Öcalan’la aynı paralele düşen açıklamalar yapıyor Devlet Bahçeli ve iflah olmaz bir statükocu olan birinci adamı Oktay Vural.

Öcalan’da onların sertleştiği oranda sertleşiyor söylemlerinde. Çözümün önünde Barikat olacağının sinyallerini vermeye başladı Öcalan da tıpkı Bahçeli gibi.


Açıkçası ben şahsen, Öcalan’ın daha yapıcı olacağını düşünüyordum.

Ama o, şimdiye kadar sorunun birincil aktörü olduğu gibi, eğer çözüm kendisinin engelleyemeyeceği bir şekilde kaçınılmaz olacaksa, çözümünde birincil aktörü olmak istiyor. Ama bilmiyor ki, birincil aktör olması için biraz yapıcı ve suskun kalması gerekirdi.

Ama o ırkçı temalı açıklamalar yapan MHP liderinden geri kalmıyor.

İkisi de birbirinden memnun olmalı!

Zira ikisi de çözümünde, çözümsüzlüğünde birincil aktörü olmak istiyorlar.

Bu da, bir diğerinin germesi ile mümkün.

El-hak iyi beceriyorlar bunu da!

Şimdilik çözümsüzlüğe oynuyorlar.

Ama muhtemel bir çözümde, misyonlarını devam ettirmenin kaygısını ve telaşını yaşıyorlar.

Hasılı; Türk ve Kürt vatanseverler, müminler, aklı başında olan herkes, dünya yansa yorganı olmayan insanların dolduruşuna gelmemeli. Ölen bizim çocuklarımız.

Onlar, Bahçeli veya Öcalan için değil, mutlu bir ülke de yaşamak için öldüler.


Şimdi anaların gözyaşı dinerse kaybedecek olanlar, ortamı germeye devam edecekler. Çünkü varlık sebepleri ve onları ayakta tutan yegane durum, savaşın devam etmesi ve gençlerin heba edildiği günlerin sürüp, anaların gözyaşının kesilmemesi...

Biz deriz ki, bu ülkede birbirimize kıyacak kadar büyük değildir sorunlarımız. Sadece küçük sorunların üzerinde illüzyonlar yapıp, bizlerin gözünde devleştiriyorlar. İşte bunu her aklı başında insanın, özellikle de Müslümanların görmesi farzdır
!
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
yüreğine sağlık kardeşim selametle kalın.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt