Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

abdulhamid han azledilişi nedenini anlatıyor (1 Kullanıcı)

delikurt7584

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Konum
nevşehir
Abdulhamid han azlediliş nedenini anlatıyor

*"İttihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler için bir vatan-ı
kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrar ve tehdit ettiler. Kat'iyen kabul
etmedim. Bilâhare 150 milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaad
ettiler.*
**
*"İttihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler için bir vatan-ı
kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrar ve tehdit ettiler. Kat'iyen kabul
etmedim. Bilâhare 150 milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaad
ettiler. 'Değil 150 milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altun verseniz bu
tekliflerinizi kat'iyen kabul etmem!' diyerek reddettim." *

*BUNDAN SONRA OLAN OLDU *

* *

*"Sonra hal'imde ittifak ettiler ve beni Selânik'e göndereceklerini
bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ve Allah Teâlâya hamd ettim ki;
Devlet-i Osmaniyye ve âlem-i İslâma ebedî bir leke olacak olan tekliflerini,
yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını kabul
etmedim. İşte bundan sonra olan oldu." *

* *

*Sultan Abdülhamid'in mektubu *

* *

* *

*Uzun yıllardır Ortadoğu'da bulunmamız beni buralarda olan olayların arka
planını öğrenme merakına itti. Bu çerçevede son bir kaç yıldır Filistin ve
Siyonizm hakkında birçok kitap okudum. Okudukça merakım arttığından
kütüphaneme bu konuda yeni yeni kitaplar ekledim. Ve bu okumalarımdan elde
ettiğim malûmatları zaman zaman siz okuyucularımla paylaştım. Bu yazımda da
yine bir malûmat aktaracağım. Daha doğrusu bir belgeden bahsedeceğim. O da,
Sultan Abdülhamid'in Suriye'deki Şazeli Şeyhi Mahmud Ebuşşamat'a
hükümdarlıktan azlediliş sebeplerini açıkladığı mektubudur.1 *

*Siyonizm ve Filistin konusunda okumuş olduğum İngilizce kitaplarda bu
belgeye yer verilmemiş. Türkçe olarak ise elime geçen birçok kitapta bu
belgenin izine rastlayamadım. İnternet üzerinden yapmış olduğum yoğun tarama
sonucunda www.anadoluhaber.blogspot.com<http://anadoluhaber.blogspot.com/2008/01/vesika-ayaa-kalk-tarih.html>
da mektubu buldum. Sitenin haber verdiğine göre, mektubun mikrofilmini satın
alan Millî Gazetenin eski Yazı İşleri Müdürü Muzaffer Deligöz, 1973 yılının
son aylarında mektubu Millî Gazete'de yayınlamış. *

*Arapça kaynakların bildirdiğine göre ise, bu mektup ilk olarak al-Arabi
dergisinde yayınlanmış. Kuveyt'te yayınlanan aylık al-Arabi dergisinin 1972
yılı Aralık ayı sayısında Said Afgani'nin yazmış olduğu "Sultan
Abdülhamid'in azlediliş sebebi" adlı makale bu mektubu işlemiş. Makalede
bildirildiğine göre, Abdülhamid'in saray nazırı Ragıp Rıza Bey, Şeyh Mahmut
Ebuşşamat'a bağlıymış. Şeyh Efendi İstanbul'a her geldiğinde Rıza Bey'e
misafir olurmuş. Kurmuş olduğu istihbarat ağıyla etrafında olup bitenleri
hemen öğrenen Sultan, Ragıp Bey'e, Şeyh Efendiyle görüşmek istediğini
bildirmiş. Şeyh Efendinin yumuşak hâlinden ve tatlı konuşmasından etkilenen
Sultan, Şeyhten el alarak Şazeli tarikatına girmiş. 27 Nisan 1909 yılında
azledildiğinde şeyhine yazmış olduğu bir mektupta bu önemli ve tehlikeli
olayın ana sebebini açıklamış. *

*Şeyh ailesinin uzun yıllar sır gibi sakladığı bu mektuptan haberdar olan
aile dostları, bu önemli belgenin gün yüzüne çıkması konusunda aileyi iknâ
etmişler. Ve bunun üzerine mektup, Suriye Evkaf Müdürlüğü yapmış olan ve
şeyh ailesine yakınlığıyla bilinen Ahmed el-Kasımî tarafından Arapçaya
tercüme edilmiş... *

*Önemli saydığım bu belgeyi uzun zaman önce okuduğum halde doğruluğu
hakkında daha fazla araştırma yapmak istediğimden yayınlamak istemedim. Bu
yıl tatil iznimizi kullanmak üzere Türkiye'ye geldiğimde bu mektubun
sıhhatini öğrenme konusunda önemli bir fırsat geçti elime. Sultan Abdülhamid
hakkında yapılan çalışmalara sponsorluk yapan aile dostumuz iş adamı Mehmet
Tosun Bey, Sultan Abdülhamid'in torunu olan Harun Osmanoğlu ve muhterem eşi
Firuzet Hanımefendi şerefine Malta Köşkü'nde vermiş olduğu bir yemeğe bizi
de dâvet etti.2 *

*Harun Efendi'ye "Efendim, dedeniz Abdülhamid'in Şazeli Şeyhine yazmış
olduğu bir mektup olduğunu öğrendim. Bu mektup olayı doğru mu?" diye sordum.
Harun Efendi de "Dedemin Şazeli Şeyhine yazmış olduğu mektup doğru. Mektup
şeyhin torunlarının elinde bulunuyor. Hatta al-Arabi dergisi mektubun Arapça
tercümesini yayınladığında, derginin o sayısının Suriye'ye girmesi
yasaklanmıştı (!)" dedi. *

*Sözü daha fazla uzatmadan mektuba geçmek istiyorum. Kuveyt Üniversitesinde
Yazma Eser Uzmanı olarak görev yapan eşim Ahmet Durmaz, mektubu okumamda çok
yardımcı oldu. Onun yardımlarıyla, al-Arabi dergisinde yayınlanan mektubun
Osmanlıca orijinalini, Arapça tercümesiyle ve "anadoluhaber.blogspot.com"
sitesinde yayınlanan Türkçe hâliyle kıyaslayıp, eski yazı okumasından
meydana gelen bazı küçük hataları düzelttik. İşte Ulu Hakan Sultan
Abdülhamid'in gönlünün sultanı Şeyh Mahmut Ebuşşamat'a yazdığı mektup: *

*"Ya Hu" *

*Bismillahirrahmanirrahim vebihi nestain *

*Elhamdülillahi rabbilalemin ve efdalü salati ve ettemmü teslim ala
Seyyidina Muhammedin resulü rabbulalemin ve ala alihi ve sahbihi ecmain
vetabiine ila yemüddin. *

*İşbu arîzamı tarikat-i Şazeliye Şeyhi vücutlara ruh ve hayat veren ve
cümlenin efendisi bulunan Eşşeyh Mahmud Ebüşşamât Hazretlerine ref ediyorum:
Mübarek ellerini öperek ve duâlarını rica ederek selâm ve hürmetlerimi
takdimden sonra arz ederim ki, sene-i haliye şehr-i mayısın 2. günü tarihli
mektubunuz vasıl oldu. Sıhhat ve selâmette daim olduğunuzdan dolayı Allah'a
hamd ve şükürler ettim... Efendim, evrâd-ı Şazeliye kıraatine ve vazife-i
Şazeliyyeye, Allah'ın tevfikiyle gece ve gündüz devam ediyorum. Ve bu
vazifeleri edâya muvaffak olduğumdan dolayı Allah Teâlâ Hazretlerine hamd
ederim ve dâvet-i kalbiyenize daima muhtaç olduğumu arz ederim. *

*Bu mukaddimeden sonra, şu mühim meseleyi zat-ı reşadetpenahilerine ve zat-ı
semahatpenahilerin emsali ukulü selim sahiplerine tarihî bir emanet olarak
arz ederim ki, ben Hilâfet-i İslâmiyeyi hiçbir sebeple terk etmedim. Ancak
ve ancak 'Jön Türk' ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti'nin
rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilâfet-i İslâmiyeyi terke mecbur edildim.
Bu ittihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler için bir vatan-ı
kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. Bu
ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim.
Bilâhare yüzelli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaad ettiler. Bu
teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum:
"Değil yüzelli milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altun verseniz bu
tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle
Millet-i İslâmiye'ye ve Ümmet-i Muhammediye'ye hizmet ettim. Bütün
Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslâmiyeden aba ve ecdadımın
sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem"
diye kat''î cevap verdikten sonra hal'imde ittifak ettiler. Ve beni
Selanik'e göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ettim ve
Allah Teâla'ya hamdettim ki ve ederim ki; Devlet-i Osmaniyye ve Alem-i
İslâm'a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve
Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan
oldu. Ve bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteal Hazretlerine hamd ederim. *

*Bu mühim meselede şu maruzatım kâfidir. Ve şu sözlerimle mektubuma hitam
veriyorum. Mübarek ellerinizden öperek hürmetlerimi kabul buyurmanızı sizden
rica ve istirham ederim. İhvan ve asdıkamın cümlesine selâmlar ederim. *

*Ey benim muazzam üstadım! Bu bâbta sözümü uzattım. Muhat-ı ilmi
semahatpenahileri (bilginiz) ve bütün cemaatinizin mâlûmu olmak için
uzatmaya mecbur oldum. *

* *

*Veselâmualeyküm ve *

*rahmetullahi ve berakatühü. *

*Hadim-i el-Müslimin *

*Abdulhamid *

*22 Eylül 1329" *

* *

*DİPNOTLAR *

* *

* *

*(1) Mutasavvıf Mahmud bin Muhyiddin bin Mustafa Ebuşşamat ed-Dımışki
el-Hanbeli (1850-1922). Şeyh Mahmud, Şazeli tarikatının Yaşrutiyye kolunun
şeyhi olup, Akkalı Ali bin Yaşrutiyye'nin ilk halifesidir. Zaviyesi Şam'ın
Kanavaat mıntıkasındadır. Şam'da doğup ve yine Şam'da vefat etmiştir. Şeyh
Mahmud mutasavvıf olmanın yanında hem edip, hem de şairdir ve bir çok eser
kaleme almıştır. İbn el-Farıd'ın et-Taiyyetü'l Kübra Şerhi (dört ciltlik),
el-Muaşşarat, el-Muvalat, Uruc es-Salik ve Dünüvvihi ve Sünûhat ismindeki
divanı eserlerinden birkaçıdır. *

*(2) Harun Efendi, Sultan Abdülhamid'in oğullarından Selim Efendi'nin oğlu
Abdülkerim Efendi'nin oğlu oluyor. Lübnanlı bir anneden 1935'de Lübnan'da
dünyaya gelmiş. Uzun yıllar Suriye Savunma Bakanlığı'nda çalışmış. Turgut
Özal'ın hususî yardımlarıyla 1977 yılında Türk vatandaşlığını almış. Şu an
Türkiye'de ikamet ediyor. Harun Efendi'nin babası Abdülkerim Efendi oldukça
hareketli bir insanmış. Türkistan, Hindistan, İngiltere ve Amerika'ya
seyahatlerde bulunmuş. Türkistan'a yapmış olduğu ziyaretler, Türk kabileleri
arasında kendisine karşı büyük bir muhabbet doğmasını netice vermiş. Hatta
Abdülkerim Efendi'yi 'Türkistan Sultanı' olarak ilân etmek istemişler. Ancak
Abdülkerim Efendi'nin 35 yaş gibi çok genç bir yaşta ölmesi, Türkistan
Türklerinin bu niyetlerinin önüne geçmiş. Abdülkerim Efendi, 1935 yılında
New York'a yapmış olduğu bir ziyaretinde otel odasında ölü bulunmuş. İntihar
etmiş olduğu söylense de, hanedan ailesinde cinayet olduğu kanısı daha ağır
basıyormuş. Umarız tarihçilerimiz bu konu üzerine eğilir ve bir sır olarak
kalan olayın aydınlanmasına katkıda bulunurlar." (21.Yüzyılda Sultan
Abdulhamid'e Bakış" Mehmet Tosun İstanbul 2003) *

*(Yeni Asya)/haber 7*
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt