Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s) (1 Kullanıcı)

yüsra77

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2008
Mesajlar
74
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
MEVLANA DİYARI-KONYA
Tasavvuf erbabının sertâcıydı. Hakikat ehlinin ise güvencesi. İrfan sahibi velilerin zirvesiydi. Tasavvuf eğitiminde söz sahibi olan zatların mürşidi kamiliydi. İlâhi feyizlerin kendisinde toplandığı, devrin biricik Allah dostuydu.


Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Buhara’ya yaklaşık 30 km. uzaklıktaki Gucdüvân köyünde dünyaya geldi. Babası İmam Malik Hazretlerinin neslinden gelen zahirî ve batınî ilimleri iyi bilen alim bir veliydi. Adı Malatyalı Abdülcemil İmam idi.

Bu zat, Malatya sultanının tahta yeniden dönmesinde çok etkili bir rol üstlenmişti. Bu yüzden 113 yaşında olmasına rağmen, sultan, kendi kızıyla onu evlendirdi. Bu evlilik döneminde Abdülcemil İmam Hazretleri, Hızır Aleyhisselam ile buluştu. Hızır Aleyhisselam, ona bir erkek evladı olacağını, adını ise Abdülhâlik koyması gerektiğini söyledi.

Abdülcemil İmam Hazretleri bir müddet sonra Malatya’dan ayrıldı, ailesiyle birlikte Buhara’ya yerleşti. Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri’nin ilk medrese tahsili aldığı yer de burası oldu.



Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

O dönemde Kur’an, Tefsir, hadis, fıkıh, itikat gibi zahiri ilimleri Buhara’nın tanınmış alimlerinden almaya başladı. Devrin önemli tefsir alimlerinden Şeyh Allâme Sadreddin’den özel dersler alıyordu.

Ne var ki onun asıl dikkat çeken yönü mana alemiydi. Adeta onda maneviyata yatkınlık doğuştan idi. Örneğin; Şeyh Allâme Sadreddin Hazretleri ile yaptığı bir derste hocasına şu soruyu yöneltmişti:

- Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki o, haddi aşanları sevmez, mealindeki ayette[1] geçen gizlilik ne anlama geliyor? Eğer Allah’a gizlice dua eden ve Allah’ı yalvararak zikreden kişi, yüksek sesle dua ederse veya açıkça zikrederse veyahut zikir esnasında dilini hareket ettirirse, bu durumdan başka varlıkların haberi olur. Öte yandan sırf kalbiyle içinden zikrettiğini düşünürsek, bundan da şeytan haberdâr olur. Çünkü Peygamber Efendimizin (s.a.v) buyurduğu gibi: Şeytan, damarlardaki kan gibi insanoğlunun içinde dolaşmaktadır.[2] Şu halde ayette belirtilen yalvara yakara ve gizlice dua etmek, gizlice zikretmek ne anlama geliyor?!..

Bu soruya hocası şöyle cevap verdi:

- Bu gizli zikir (zikri hafî), ilmi ledün denilen bir konudur. Bu meseleyi sana ileride bir Allah dostu zat öğretecektir!..



Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Verilen bu müjdeyi ve mana aleminin sırlarını öğreneceği günleri çok beklemedi. Gerçekten Hızır Aleyhisselam onun yanına geldi ve:

- Sen benim manevi evladımsın, dedi.

Ardından da ona gizli zikrin nasıl olacağını öğretti. Çünkü Hızır Aleyhisselam onu geleceğe hazırlamaktaydı. Annesi, kendisine hamile iken de O, babasına doğumunu müjdelemiş ve hatta adını bile belirlemişti.


Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Hızır Aleyhisselam’ın emri ile bir havuza girdi. Hızır Aleyhisselam ona:

- Suyun içinde iken Kelime-i Şehadeti tekrarla. İşte gizli zikrin usulü budur, dedi.

Tabi ki, Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri, havuzun içinde iken nefesini tutmak zorunda idi. Dilini hareket ettiremiyordu. İşte bu haldeyken gizlice Allah’ı nasıl zikredebileceğini öğrenmiş oldu. O esnada Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri (k.s) ilâhi cezbeye yakalanmıştı. Buna “el-Cezbetül Kayyûmiyye” deniliyordu. İlâhi cezbe sayesinde maneviyat aleminin güzellikleri kendisine açılmış oldu. Gönül dünyası ise aradığı huzura kavuştu. Hızır Aleyhisselam bundan sonra da ona, gizli zikir esnasında ne kadar zikir yaptığını bilmesi gerektiğini söyledi. Bunun yöntemini öğretti. Bir müridin Allah’ı zikrederken ne kadar zikrettiğini bilmesine de “Vukûf-u Adedî” denildi.



Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Yirmi iki yaşına kadar Hızır Aleyhisselam’ın manevi terbiyesi altında kaldı. O günlerde Buhara’ya Gavsı Âzam Yusuf el-Hemedânî Hazretleri (k.s) gelmişti. Hızır Aleyhisselam, Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri’ne şöyle dedi:

- Onu iyi tanı. Artık senin manevi terbiyeni bu zat devam ettirecektir!..

Böylece Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri, Gavsı Âzam Yusuf el-Hemedânî Hazretleri’nin müridi oldu. Ve onun yanında hizmet etmeye başladı. Bu süre içinde mürşidi kendisine şunları tavsiye etti:

-Hızır Aleyhisselam’ın verdiği emirlerin aynısını yapmaya devam et!..

Böylece Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri (k.s), gizli zikre devam etmeye başladı. Ve...


Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Zamanla Gavsı Âzam Yusuf el-Hemedânî Hazretleri’nin yetiştirdiği irfan sahibi bir veli oldu. Akranları arasından sıyrıldı. Öne geçti. Nefis terbiyesi ve mücahede üzerine yoğunlaştı. Hâce Yusuf el-Hemedânî Hazretlerinin izin vermesiyle de insanları irşat etmeye başladı. Bunun akabinde nice manevi ikramlar kendisine verilmeye başladı. Hatta çoğu defa insanların da görebileceği şekilde o, Şam’da ikamet ettiği halde beş vakit namazı Mekke’de kılar gelirdi. Onun kerametleri beldeleri aştı. Tekke ve dergahına gelen ziyaretçileri çoğaldı. Artık o, Sâdatı Kiram’ın insanlara uzanan eliydi. İnsanlar o eli tuttukça Allah ve Resulüne bağlanıyordu. Sevgileri, muhabbetleri artıyordu. Ve...


Abdülhâlik el-Gucdüvânî Hazretleri...(k.s)

Tasavvuf ehli arasında bir ilki başlattı. Onun zamanına dek şeyh denilen zatlara Hâce denilmeye yaygın olarak başlandı. Hâce, farsça bir kelimedir; şeyh, evin büyüğü, toplumun ileri gelen reisi demektir. Hakim, valiler için de söylenir. Ama özellikle Mâveraünnehir şeyhlerine Hâce deniliyordu. Böylece Hâcegan (Hâceler) silsilesi onunla başladı.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
selamun aleykum kardeşim paylaşımın için çok teşekkür ederim rabbim razı olsun..
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt