NECDET ADALI
Necdet Adalı daha 19 yaşında bir lise öğrencisiyken cinayet işlediği iddiasıyla 1977 yılında tutuklandı. Ben de o zaman bir siyasi partinin İstanbul gençlik kolları başkanıydım. Suçsuzluğunun ortaya çıkacağından, serbest bırakılacağından o kadar emindi ki, Ulucanlar Cezaevi’nde arkadaşlarının firar girişimine katılmadı. Kendisini yargılayan mahkeme reisi Necdet Adalı’nın masun olduğunu iddia etti. Karar şerh koydu. Ancak fayda etmedi. Necdet Adalı 22 yaşındayken 8 Ekim 1980’de asılarak idam edildi.
Şair Nevzat Çelik’in Necdet Adalı için yazdığı o ünlü şiir aslında bu zamansız ölümü en güzel şekilde resmediyor:
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne
Ağlama
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim
Kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Necdet Adalı, 12 Eylül cuntasının idam ettiği ilk gençti. Bu ara bir televizyon kanalında o günlerin o idam kararlarının nasıl verildiğini takip ediyorsunuz deme… Nasıl verildiğini görüyorsunuz; bir bu yandan bir o yandan… Sonradan suçlular yakalandı, failler belli oldu ama Necdet Adalı geri gelmedi.
MUSTAFA PEHLİVANOĞLU
12 Eylülcüler kendi ifadeleriyle asılan bir solcuyla denge kurmak için bir de sağcı idam etmek istediler. Necdet Adalı’dan sadece birkaç saat sonra yine 22 yaşında bir genç Mustafa Pehlivanoğlu darağacına yürüdü.
Ailesi infazdan üç günden sonra çocuklarını ziyarete geldiklerinde idam edildiğini öğrendiler. Mustafa’dan geriye şu satırlar kaldı. O da gerçekten çok anlamlı satırlar:
"Sevgili anneciğim ve babacığım;
Sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de hkullanelal edin. Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim."
ERDAL EREN
Bir başka isim Erdal Eren… Daha 17 yaşındayken tutuklandı. 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde 18 yaşından küçük olmasına rağmen idam edildi.
Not : Başbakanın sözlerinden alıntıdır...
Necdet Adalı daha 19 yaşında bir lise öğrencisiyken cinayet işlediği iddiasıyla 1977 yılında tutuklandı. Ben de o zaman bir siyasi partinin İstanbul gençlik kolları başkanıydım. Suçsuzluğunun ortaya çıkacağından, serbest bırakılacağından o kadar emindi ki, Ulucanlar Cezaevi’nde arkadaşlarının firar girişimine katılmadı. Kendisini yargılayan mahkeme reisi Necdet Adalı’nın masun olduğunu iddia etti. Karar şerh koydu. Ancak fayda etmedi. Necdet Adalı 22 yaşındayken 8 Ekim 1980’de asılarak idam edildi.
Şair Nevzat Çelik’in Necdet Adalı için yazdığı o ünlü şiir aslında bu zamansız ölümü en güzel şekilde resmediyor:
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne
Ağlama
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim
Kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Necdet Adalı, 12 Eylül cuntasının idam ettiği ilk gençti. Bu ara bir televizyon kanalında o günlerin o idam kararlarının nasıl verildiğini takip ediyorsunuz deme… Nasıl verildiğini görüyorsunuz; bir bu yandan bir o yandan… Sonradan suçlular yakalandı, failler belli oldu ama Necdet Adalı geri gelmedi.
MUSTAFA PEHLİVANOĞLU
12 Eylülcüler kendi ifadeleriyle asılan bir solcuyla denge kurmak için bir de sağcı idam etmek istediler. Necdet Adalı’dan sadece birkaç saat sonra yine 22 yaşında bir genç Mustafa Pehlivanoğlu darağacına yürüdü.
Ailesi infazdan üç günden sonra çocuklarını ziyarete geldiklerinde idam edildiğini öğrendiler. Mustafa’dan geriye şu satırlar kaldı. O da gerçekten çok anlamlı satırlar:
"Sevgili anneciğim ve babacığım;
Sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de hkullanelal edin. Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim."
ERDAL EREN
Bir başka isim Erdal Eren… Daha 17 yaşındayken tutuklandı. 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde 18 yaşından küçük olmasına rağmen idam edildi.
Not : Başbakanın sözlerinden alıntıdır...