Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

70 Bin Meleğin Duası!! (1 Kullanıcı)

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
Meşguliyetlerin artması, hayatın yoğunlaşması gibi sebepler hasta ziyaretlerini aksatmanın mazereti olmamalı. Efendimiz s.a.v.'in hayatını ve onca yoğunluğu arasında sürekli ziyaretlerde bulunduğunu hatırlamamız bize güç verecektir.
“Hasta ziyareti mi yapıyorsun, yoksa normal bir ziyaret mi?”
Birisi size böyle bir soru sorsa eminim şaşırırsınız. “Ziyaret ziyarettir, hasta ziyareti ile normal ziyaret arasında ne fark var?” diye düşünürsünüz. Ama bu soruyu Hz. Ali r.a. soruyorsa, fikrinizi değiştirirsiniz sanırım.
Peygamber Efendimiz s.a.v.'in torunu Hz. Hasan r.a. hastalanmıştı. Babası Hz. Ali r.a., Ebu Fahite isminde bir ahbabını elinden tutarak:
- Gel Hasan'a gidelim, hastadır, ziyaret edelim, dedi. Hz. Hasan'ın yanına vardıklarında, sahabilerden Ebu Musa r.a.'ı da orada buldular. Hz. Ali, Ebu Musa'ya bu soruyu sordu:
- Hasta ziyareti mi yapıyorsun, yoksa normal bir ziyaret mi?
Ebu Musa r.a. cevap verdi:
- Tabii ki hasta ziyareti yapıyorum.
Bunun üzerine Hz. Ali r.a., Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in şu mübarek sözünü nakletti:
- “Bir müslümanı hasta olduğu için sabah vaktinde ziyaret eden hiç bir müslüman olmaz ki, akşama kadar yetmiş bin melek ona dua edip, affını dilemesin. Yine hastayı akşamleyin ziyaret eden hiç bir müslüman olmaz ki, sabaha kadar yetmiş bin melek ona dua edip, affını dilemesin. Ayrıca onun cennette bir meyveliği de olur.” (Tirmizî, Ebu Davud)
Mükâfatı büyük ziyaret
Efendimiz s.a.v. hasta ziyareti konusunda şunları da ifade buyurmuştur:
- “Bir müslüman, bir müslüman kardeşini hasta olduğu için ziyaret ettiği zaman, o sürede cennet yemişleri içerisinde bulunmuş olur.” (Tirmizî, Müslim)
- “Kim abdest alır, abdestini de güzel bir şekilde tamamlar ve sırf Allah için bir müslüman kardeşini hastalığı dolayısıyla ziyaret ederse, cehennemden yetmiş yıl uzaklaştırılır.” (Ebu Davud)
Bir müslümanın din kardeşini mutat olduğu üzere ziyaret etmesi tabii ki çok faziletli bir iştir. Hatta Allah için bir kardeşini ziyaret eden kişi hakkındaki: “Sen o kardeşini Allah için sevdiğin gibi Allah da seni seviyor” şeklinde ilâhi bir müjdenin varlığı, normal ziyaretlerin de ne kadar faziletli olduğunu gösterir. Zaten Allah için yapılan bütün ziyaretlerin hepsinde bir ibadet yönü mutlaka vardır.
Hasta ziyaretinde ise daha özel bir durum söz konusudur. Yukarıdaki hadisler, hasta ziyaretinin de bir ibadet olduğunu ortaya koyar. Namaza hazırlanır gibi güzel bir şekilde abdest alınmasına, hatta alırken itina gösterilmesine ve hasta ziyaretine niyetin kontrol edilerek gidilmesine, hadislerde özel olarak dikkat çekilmektedir.
İlişkilerde menfaat beklentisi
Şimdi bu anlayıştan ne kadar uzağız!.. Birbirine çok yakın bilinen kişilerin arkadaşlıklarında, hediyeleşmelerinde, gidip gelmelerinde bile bir menfaat, gizli bir karşılık aranır hale geldik. “Desinler”, “ne derler”, “ayıp olmasın” gibi ifadeler neredeyse yaşantımızı belirliyor.
Günümüz hayatının ufku menfaatlerle sınırlı. Bu çemberi kırmak gerekiyor. Hz. Muhammed s.a.v.'e “benim peygamberim” diyen müslüman için bu çok zor olmamalı. İnsanı üç günlük dünya hayatına indirgeyenlerin fikirlerini elinin tersiyle itmek, Kainatın Efendisi s.a.v.'in aydınlık tavsiyelerine gönül vermek o kadar mı zor?
Ayıp olmasın diye değil, yetmiş bin melek dua ettiği için, cehennemden yetmiş yıl uzaklaştırıldığımız için, ziyaret süresince cennet meyvelikleri arasında dolaştırıldığımız için, bir ibadet olduğu için ve sırf Allah için hasta kardeşimizi ziyaret edeceğiz. Bir damla zehirin bir kazan yemeği çöpe döktürdüğü gibi, Allah rızası dışında en küçük bir düşüncenin bile amelimizi bozacağını kesinkes bilerek ziyaretimizi tamamlayacağız.
Meşguliyet mazereti
Dost ziyareti, hasta ziyareti deyip geçmemek lazım. Ziyaretleşme, toplumu ayakta tutan insanlar arası münasebetlerin en önemlilerinden sayılmışlardır. Efendimiz s.a.v. buyururlar ki:
“Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selama karşılık vermek, hastayı ziyaret etmek, cenazelere iştirak etmek, davetine icabette bulunmak ve aksırana ‘Allah sana merhamet etsin' demek.” (Buharî, Müslim)
Bir toplum düşünün ki, bu beş vazifeyi birbirlerinden karşılık beklemeden, bir ibadet olarak yapıyor; bu fertler hem dünya hayatında birbirine kenetlenmiş huzurlu bir toplumu oluştururlar, hem de ebedi saadete ulaşırlar.
Meşguliyetlerin artması, hayatın yoğunlaşması gibi sebepler hasta ziyaretlerini aksatmanın mazereti olmamalı. Efendimiz s.a.v.'in hayatını ve onca yoğunluğu arasında sürekli ziyaretlerde bulunduğunu hatırlamamız bize güç verecektir. O, bir peygamber, bir devlet başkanı, bir ordu komutanı, bir ev reisi olarak yoğun meşguliyetler içerisinde iken bile, hizmetinde bulunan bir yahudi çocuğunun hastalığını duyunca evlerinin yolunu tutuyor. Bir sahabiyi, gözündeki rahatsızlığı sebebiyle bile ziyarete gidiyor.
Hastayı ziyarete giden, ona moral olarak destek verir. Bir de mutlaka dua ederek sağlığın da hastalığın da sahibinden şifa istenir.
Hz. Aişe r.a. validemizden rivayet edildiğine göre Efendimiz s.a.v. aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua ederdi:
“Bütün insanların Rabbi olan Allahım! Bunun ıstırabını giderip şifa ver. Şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiç bir hastalık izi bırakmayacak şekilde buna şifa ihsan et!” (Buharî, Müslim)
Allahım bize de şifa ver, “desinler”den kurtulalım! Arkadaşlarımızı, komşularımızı ve hastalarımızı, sırf senin hoşnutluğun için ziyaret edelim; ziyaret huzurunu bulalım. Ebedi saadete perde aralayalım.
 

umeyye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2007
Mesajlar
1,936
Tepki puanı
0
Puanları
36
Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selama karşılık vermek, hastayı ziyaret etmek, cenazelere iştirak etmek, davetine icabette bulunmak ve aksırana ‘Allah sana merhamet etsin' demek.” (Buharî, Müslim

Hz. Aişe r.a. validemizden rivayet edildiğine göre Efendimiz s.a.v. aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua ederdi:
“Bütün insanların Rabbi olan Allahım! Bunun ıstırabını giderip şifa ver. Şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiç bir hastalık izi bırakmayacak şekilde buna şifa ihsan et!” (Buharî, Müslim)


Es Selamün Aleyküm Kardeşim...

Eline emeğine yüreğine sağlık RAHMAN razı olsun Kardeşim .Çok güzel ve değerli bu paylaşımını MEVLA anlamayı ve sırf mükafatını MEVLA dan umarak yaşamayı ve yaşatmayı nasip ve müesser eylesin AMİN ...

Selam ve Baki DUA ile ALLAH a emanet ol
 

Ayşenur Amine Su

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Selamın Aleyküm arkadaşlar,
hasta ziyareti gerçekten çok önemli ama günümüzde işler güçler, ekonomik sebepler nedeniyle malesef birbirimize olan ziyaretlerimiz o kadar azaldı ki
anneannem ve teyzemi görmeyeli 4-5 yıl oldu, ayrı şehirlerde olmamız, hep ekonomik sebepleri öne sürmemizden bu kadar yakın akraba ziyaretlerini yapamadım,
ama şu da bir gerçek ki bayramlar da eşimin tüm akrabalarına gidilir, benim akrabalara gelince araba ndense çok benzin yakar masraf olur, bilmem anlatabildim mi?
hepiniz sağlıcakla kalın Allaha cc. emanet olun:a11::a11::a11:
 

sankoz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2008
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Ah, keşke demiyelim......care değil

Ah, keşke demiyelim......care değil

meşguliyetlerin artması, hayatın yoğunlaşması gibi sebepler hasta ziyaretlerini aksatmanın mazereti olmamalı. Efendimiz s.a.v.'in hayatını ve onca yoğunluğu arasında sürekli ziyaretlerde bulunduğunu hatırlamamız bize güç verecektir.
“hasta ziyareti mi yapıyorsun, yoksa normal bir ziyaret mi?”
birisi size böyle bir soru sorsa eminim şaşırırsınız. “ziyaret ziyarettir, hasta ziyareti ile normal ziyaret arasında ne fark var?” diye düşünürsünüz. Ama bu soruyu hz. Ali r.a. Soruyorsa, fikrinizi değiştirirsiniz sanırım.
Peygamber efendimiz s.a.v.'in torunu hz. Hasan r.a. Hastalanmıştı. Babası hz. Ali r.a., ebu fahite isminde bir ahbabını elinden tutarak:
- gel hasan'a gidelim, hastadır, ziyaret edelim, dedi. Hz. Hasan'ın yanına vardıklarında, sahabilerden ebu musa r.a.'ı da orada buldular. Hz. Ali, ebu musa'ya bu soruyu sordu:
- hasta ziyareti mi yapıyorsun, yoksa normal bir ziyaret mi?
Ebu musa r.a. Cevap verdi:
- tabii ki hasta ziyareti yapıyorum.
Bunun üzerine hz. Ali r.a., resul-i ekrem s.a.v. Efendimiz'in şu mübarek sözünü nakletti:
- “bir müslümanı hasta olduğu için sabah vaktinde ziyaret eden hiç bir müslüman olmaz ki, akşama kadar yetmiş bin melek ona dua edip, affını dilemesin. Yine hastayı akşamleyin ziyaret eden hiç bir müslüman olmaz ki, sabaha kadar yetmiş bin melek ona dua edip, affını dilemesin. Ayrıca onun cennette bir meyveliği de olur.” (tirmizî, ebu davud)
mükâfatı büyük ziyaret
efendimiz s.a.v. Hasta ziyareti konusunda şunları da ifade buyurmuştur:
- “bir müslüman, bir müslüman kardeşini hasta olduğu için ziyaret ettiği zaman, o sürede cennet yemişleri içerisinde bulunmuş olur.” (tirmizî, müslim)
- “kim abdest alır, abdestini de güzel bir şekilde tamamlar ve sırf allah için bir müslüman kardeşini hastalığı dolayısıyla ziyaret ederse, cehennemden yetmiş yıl uzaklaştırılır.” (ebu davud)
bir müslümanın din kardeşini mutat olduğu üzere ziyaret etmesi tabii ki çok faziletli bir iştir. Hatta allah için bir kardeşini ziyaret eden kişi hakkındaki: “sen o kardeşini allah için sevdiğin gibi allah da seni seviyor” şeklinde ilâhi bir müjdenin varlığı, normal ziyaretlerin de ne kadar faziletli olduğunu gösterir. Zaten allah için yapılan bütün ziyaretlerin hepsinde bir ibadet yönü mutlaka vardır.
Hasta ziyaretinde ise daha özel bir durum söz konusudur. Yukarıdaki hadisler, hasta ziyaretinin de bir ibadet olduğunu ortaya koyar. Namaza hazırlanır gibi güzel bir şekilde abdest alınmasına, hatta alırken itina gösterilmesine ve hasta ziyaretine niyetin kontrol edilerek gidilmesine, hadislerde özel olarak dikkat çekilmektedir.
Ilişkilerde menfaat beklentisi
şimdi bu anlayıştan ne kadar uzağız!.. Birbirine çok yakın bilinen kişilerin arkadaşlıklarında, hediyeleşmelerinde, gidip gelmelerinde bile bir menfaat, gizli bir karşılık aranır hale geldik. “desinler”, “ne derler”, “ayıp olmasın” gibi ifadeler neredeyse yaşantımızı belirliyor.
Günümüz hayatının ufku menfaatlerle sınırlı. Bu çemberi kırmak gerekiyor. Hz. Muhammed s.a.v.'e “benim peygamberim” diyen müslüman için bu çok zor olmamalı. Insanı üç günlük dünya hayatına indirgeyenlerin fikirlerini elinin tersiyle itmek, kainatın efendisi s.a.v.'in aydınlık tavsiyelerine gönül vermek o kadar mı zor?
Ayıp olmasın diye değil, yetmiş bin melek dua ettiği için, cehennemden yetmiş yıl uzaklaştırıldığımız için, ziyaret süresince cennet meyvelikleri arasında dolaştırıldığımız için, bir ibadet olduğu için ve sırf allah için hasta kardeşimizi ziyaret edeceğiz. Bir damla zehirin bir kazan yemeği çöpe döktürdüğü gibi, allah rızası dışında en küçük bir düşüncenin bile amelimizi bozacağını kesinkes bilerek ziyaretimizi tamamlayacağız.
Meşguliyet mazereti
dost ziyareti, hasta ziyareti deyip geçmemek lazım. Ziyaretleşme, toplumu ayakta tutan insanlar arası münasebetlerin en önemlilerinden sayılmışlardır. Efendimiz s.a.v. Buyururlar ki:
“müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selama karşılık vermek, hastayı ziyaret etmek, cenazelere iştirak etmek, davetine icabette bulunmak ve aksırana ‘allah sana merhamet etsin' demek.” (buharî, müslim)
bir toplum düşünün ki, bu beş vazifeyi birbirlerinden karşılık beklemeden, bir ibadet olarak yapıyor; bu fertler hem dünya hayatında birbirine kenetlenmiş huzurlu bir toplumu oluştururlar, hem de ebedi saadete ulaşırlar.
Meşguliyetlerin artması, hayatın yoğunlaşması gibi sebepler hasta ziyaretlerini aksatmanın mazereti olmamalı. Efendimiz s.a.v.'in hayatını ve onca yoğunluğu arasında sürekli ziyaretlerde bulunduğunu hatırlamamız bize güç verecektir. O, bir peygamber, bir devlet başkanı, bir ordu komutanı, bir ev reisi olarak yoğun meşguliyetler içerisinde iken bile, hizmetinde bulunan bir yahudi çocuğunun hastalığını duyunca evlerinin yolunu tutuyor. Bir sahabiyi, gözündeki rahatsızlığı sebebiyle bile ziyarete gidiyor.
Hastayı ziyarete giden, ona moral olarak destek verir. Bir de mutlaka dua ederek sağlığın da hastalığın da sahibinden şifa istenir.
Hz. Aişe r.a. Validemizden rivayet edildiğine göre efendimiz s.a.v. Aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua ederdi:
“bütün insanların rabbi olan allahım! Bunun ıstırabını giderip şifa ver. şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiç bir hastalık izi bırakmayacak şekilde buna şifa ihsan et!” (buharî, müslim)
allahım bize de şifa ver, “desinler”den kurtulalım! Arkadaşlarımızı, komşularımızı ve hastalarımızı, sırf senin hoşnutluğun için ziyaret edelim; ziyaret huzurunu bulalım. Ebedi saadete perde aralayalım.
s.a
sopn pişmanciliklar fayda etmiyor malesef. Allahim efendimizin yolunda gitmeyinasip etsin.(amin)
 

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selama karşılık vermek, hastayı ziyaret etmek, cenazelere iştirak etmek, davetine icabette bulunmak ve aksırana ‘Allah sana merhamet etsin' demek.” (Buharî, Müslim

Hz. Aişe r.a. validemizden rivayet edildiğine göre Efendimiz s.a.v. aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua ederdi:
“Bütün insanların Rabbi olan Allahım! Bunun ıstırabını giderip şifa ver. Şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiç bir hastalık izi bırakmayacak şekilde buna şifa ihsan et!” (Buharî, Müslim)


Es Selamün Aleyküm Kardeşim...

Eline emeğine yüreğine sağlık RAHMAN razı olsun Kardeşim .Çok güzel ve değerli bu paylaşımını MEVLA anlamayı ve sırf mükafatını MEVLA dan umarak yaşamayı ve yaşatmayı nasip ve müesser eylesin AMİN ...

Selam ve Baki DUA ile ALLAH a emanet ol

aleyküm selam kardeşim seninde emeğine sağlık
RABBİM yar ve yardımcın olsun
selam ve dua ile...
 

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
3:105. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
 

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: "Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız" derler.
(Tirmizi, Zühd 61)
 

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
3:169. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.
 

relvin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
182
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Allah (c.c.) razi olsun kardes cok onemli ayni zamanda da guzel bir konuya dokunmussun.
 

yurtlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
4:31. Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt