Hz. İsa’nın (as) nüzulün’den, “tasaffî etmiş/yanlışlardan arınmış Hıristiyanlık” ya da “İslam–Hıristiyanlık ihtilatı/karışımı” gibi kavram ve iddialardan önce biz şunun cevabını bulmak zorunda değil miyiz?
Biz Müslümanların inandığı İsa (as) ile Ehl–i Kitap’ın/Hıristiyanların inandığı İsa aynı mı?
Ya da şöyle soralım;
Biz Müslümanların, Hıristiyanlarla Hz. İsa (as) konusundaki bu tarihî ihtilafı öncelikli olarak çözmemiz gerekmiyor mu?
Soruyu şu şekilde değiştirelim;
İslam dini, muharref/aslından uzaklaştırılmış İncil ve onun öğrettiği şeylerle mücadele ederek gelmemiş mi 14 asırdır?
Şu genellemeyi yapmanın hiç bir sakıncası yoktur; İslam, Kur’an ve Hz. Muhammed (as), muharref Hıristiyanlığın ortaya attığı, özellikle de Hz. İsa (as) hakkındaki bâtıl düşünceleri kaldırmak için gelmiştir.
Bu düşüncemizin en açık delili, mübahele/karşılıklı lanetleşme ayeti olan Al–i İmran 61. ayet–i kerimesidir. Kur’an’da bir başka konuda mübahele emri yoktur.
Ehl–i Kitapla aramızda var olan Hz. İsa (as) konusundaki farklı inanışlarımız, iman–küfür, tevhid–şirk ölçülerinde çok önemli, temel farklardır.
Bu farklara özet olarak değinirsek;
1– Biz Hz. İsa’nın (as) Allah’ın Meryem annemize üflediği bir kelime olduğuna inanırız. O bir kul, fani ve peygamber İsa’dır (as).
İşte Allah’ın beyanı:
“Allah nezdinde İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Allah O’nu topraktan yarattı. Sonra O’na “Ol!” dedi ve oluverdi.
Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma.
Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.
Şüphesiz bu (İsa hakkında söylenenler), doğru haberlerdir. Allah’tan başka ilâh yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Eğer yine yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir” (Al–i İmran, 3/59–63).
“Ey Ehl–i Kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah’ın resûlüdür, (o) Allah’ın, Meryem’e ulaştırdığı ‘kün: Ol’ kelimesi(nin eseri)dir, O’ndan bir ruhtur. (O’nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah’a ve peygamberlerine iman edin. ‘(Tanrı) üçtür’ demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter” (Nisâ, 4/171).
Yukarıdaki ayetler bile, başka hiçbir delile gerek olmadan, Müslümanların Hz. İsa konusunda Hıristiyanlara asla aynı inancı paylaşmadıklarını ifade ediyor.
2–Hıristiyanlar Hz. İsa’yı teslis/üçleme inancının bir parçası kabul ederler. Bu inanış ise İslam akaidince şirktir/küfürdür.
“Andolsun ‘Allah, üçün üçüncüsüdür’ diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah’dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir.
Hâla Allah’a tevbe edip O’ndan bağışlanmayı dilemeyecekler mi? Allah çok yargılayıcı, çok esirgeyicidir” (Maide,5/73–74).
“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, ‘Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin’ diye Sen mi dedin, buyurduğu zaman o, ‘Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek Bana yakışmaz. Hem Ben söyleseydim Sen onu şüphesiz bilirdin. Sen Benim içimdekini bilirsin, halbuki Ben Senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca Sensin” (Maide, 5/116).
3– Biz, Hıristiyanların aksine, İsa’nın (as) o meşhur suikast sonucu ölmediğine inanırız.
“Ve ‘Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük’ demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki O’nu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak O’nu öldürmediler.
Bilâkis Allah O’nu (İsa’yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir” (Nisa, 4/157–158).
Hıristiyanlık inanışında “çarmıh/dört çivi” sembolündeki çivilenmiş, yani öldürülmüş Hz. İsa ile İslam’ın anlattığı İsa (as) aynı değildir. Bu da, Müslümanların Hz. İsa (as) konusunda Hıristiyanlarla çeliştiği bir başka konudur. Hz. İsa’yı öldürdüğünü iddia etmekle, Hz. İsa’nın (as) öldüğüne inanmak aynı şeydir.
Biz Müslümanların inandığı İsa (as) ile Ehl–i Kitap’ın/Hıristiyanların inandığı İsa aynı mı?
Ya da şöyle soralım;
Biz Müslümanların, Hıristiyanlarla Hz. İsa (as) konusundaki bu tarihî ihtilafı öncelikli olarak çözmemiz gerekmiyor mu?
Soruyu şu şekilde değiştirelim;
İslam dini, muharref/aslından uzaklaştırılmış İncil ve onun öğrettiği şeylerle mücadele ederek gelmemiş mi 14 asırdır?
Şu genellemeyi yapmanın hiç bir sakıncası yoktur; İslam, Kur’an ve Hz. Muhammed (as), muharref Hıristiyanlığın ortaya attığı, özellikle de Hz. İsa (as) hakkındaki bâtıl düşünceleri kaldırmak için gelmiştir.
Bu düşüncemizin en açık delili, mübahele/karşılıklı lanetleşme ayeti olan Al–i İmran 61. ayet–i kerimesidir. Kur’an’da bir başka konuda mübahele emri yoktur.
Ehl–i Kitapla aramızda var olan Hz. İsa (as) konusundaki farklı inanışlarımız, iman–küfür, tevhid–şirk ölçülerinde çok önemli, temel farklardır.
Bu farklara özet olarak değinirsek;
1– Biz Hz. İsa’nın (as) Allah’ın Meryem annemize üflediği bir kelime olduğuna inanırız. O bir kul, fani ve peygamber İsa’dır (as).
İşte Allah’ın beyanı:
“Allah nezdinde İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Allah O’nu topraktan yarattı. Sonra O’na “Ol!” dedi ve oluverdi.
Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma.
Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.
Şüphesiz bu (İsa hakkında söylenenler), doğru haberlerdir. Allah’tan başka ilâh yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Eğer yine yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir” (Al–i İmran, 3/59–63).
“Ey Ehl–i Kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah’ın resûlüdür, (o) Allah’ın, Meryem’e ulaştırdığı ‘kün: Ol’ kelimesi(nin eseri)dir, O’ndan bir ruhtur. (O’nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah’a ve peygamberlerine iman edin. ‘(Tanrı) üçtür’ demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter” (Nisâ, 4/171).
Yukarıdaki ayetler bile, başka hiçbir delile gerek olmadan, Müslümanların Hz. İsa konusunda Hıristiyanlara asla aynı inancı paylaşmadıklarını ifade ediyor.
2–Hıristiyanlar Hz. İsa’yı teslis/üçleme inancının bir parçası kabul ederler. Bu inanış ise İslam akaidince şirktir/küfürdür.
“Andolsun ‘Allah, üçün üçüncüsüdür’ diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah’dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir.
Hâla Allah’a tevbe edip O’ndan bağışlanmayı dilemeyecekler mi? Allah çok yargılayıcı, çok esirgeyicidir” (Maide,5/73–74).
“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, ‘Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin’ diye Sen mi dedin, buyurduğu zaman o, ‘Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek Bana yakışmaz. Hem Ben söyleseydim Sen onu şüphesiz bilirdin. Sen Benim içimdekini bilirsin, halbuki Ben Senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca Sensin” (Maide, 5/116).
3– Biz, Hıristiyanların aksine, İsa’nın (as) o meşhur suikast sonucu ölmediğine inanırız.
“Ve ‘Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük’ demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki O’nu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak O’nu öldürmediler.
Bilâkis Allah O’nu (İsa’yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir” (Nisa, 4/157–158).
Hıristiyanlık inanışında “çarmıh/dört çivi” sembolündeki çivilenmiş, yani öldürülmüş Hz. İsa ile İslam’ın anlattığı İsa (as) aynı değildir. Bu da, Müslümanların Hz. İsa (as) konusunda Hıristiyanlarla çeliştiği bir başka konudur. Hz. İsa’yı öldürdüğünü iddia etmekle, Hz. İsa’nın (as) öldüğüne inanmak aynı şeydir.