Şakik-i Belhi hazretleri buyuruyor ki:
“Benim beş tane sualim vardı. Bu beş sualin cevabı nedir acaba diye 700 alime sordum. Hepsi de aynı cevabı verdiler.
Birinci sual: Akıllı insan kimdir? Akıllı kime denir?
Cevap: Dünyaya kıymet vermeyen. Tabii dünyaya kıymet vermezse ahirete kıymet verir.
İkinci sual: Zeki kime derler?
Cevap: Aldanmayan. Ne kadar hoş. Yani, dinen aldanmaz. Ekonomik olarak aldanmaz. Ticaret olarak aldanmaz. Aldanmaz, ama aldatmaz. Çünkü dinde asıl aldatmak yok, aldanmak da yok.
Üçüncü sual: Derviş kime derler?
Cevap: Derviş, Allahü tealanın rızasını, Onun kullarının rızasından üstün tutar, yani insanları memnun etmek değil de, Allahü tealayı memnun etmek için yaşar. Dolayısıyla insanların arzularıyla, insanların istekleriyle Allahü tealanın arzuları ve istekleri bir araya gelirse, o daima Cenab-ı Hak tarafını tercih eder. Buna derviş derler.
Dördüncü sual: Zengin kime derler?
Cevap: Kanaat eden. Kanaat tükenmeyen bir hazinedir. Çünkü insanın hilkati, insanın nefsi, hep istemedir. Ver, biraz daha ver. Onun için Cenab-ı hak insanın bu istekli halini, yani bu nefsinin halini heyula isminde bir hayvana benzetiyor. Heyula demek; Kuran-ı kerimde ismi geçen bu mahlûk, doymak bilmeyen bir hayvandır. İşte insanın nefsi odur. Hiçbir zaman bu bana yeter demez. Her şeyi ister.
Beşinci Sual: Hasis kime derler, cimri kime derler?
Cevap: Allahü tealanın verdiği emaneti şahsından bilen, şahsına ait zanneden. Halbuki Allahü teala onu verdi ki; onu kullarına versin diye. Senin böyle bir varlığın yoktu, böyle bir mülkün yoktu. Cenab-ı Hak verdi. Tamam kendin istediğin kadar kullan, ama kullarına da ver.”
“Benim beş tane sualim vardı. Bu beş sualin cevabı nedir acaba diye 700 alime sordum. Hepsi de aynı cevabı verdiler.
Birinci sual: Akıllı insan kimdir? Akıllı kime denir?
Cevap: Dünyaya kıymet vermeyen. Tabii dünyaya kıymet vermezse ahirete kıymet verir.
İkinci sual: Zeki kime derler?
Cevap: Aldanmayan. Ne kadar hoş. Yani, dinen aldanmaz. Ekonomik olarak aldanmaz. Ticaret olarak aldanmaz. Aldanmaz, ama aldatmaz. Çünkü dinde asıl aldatmak yok, aldanmak da yok.
Üçüncü sual: Derviş kime derler?
Cevap: Derviş, Allahü tealanın rızasını, Onun kullarının rızasından üstün tutar, yani insanları memnun etmek değil de, Allahü tealayı memnun etmek için yaşar. Dolayısıyla insanların arzularıyla, insanların istekleriyle Allahü tealanın arzuları ve istekleri bir araya gelirse, o daima Cenab-ı Hak tarafını tercih eder. Buna derviş derler.
Dördüncü sual: Zengin kime derler?
Cevap: Kanaat eden. Kanaat tükenmeyen bir hazinedir. Çünkü insanın hilkati, insanın nefsi, hep istemedir. Ver, biraz daha ver. Onun için Cenab-ı hak insanın bu istekli halini, yani bu nefsinin halini heyula isminde bir hayvana benzetiyor. Heyula demek; Kuran-ı kerimde ismi geçen bu mahlûk, doymak bilmeyen bir hayvandır. İşte insanın nefsi odur. Hiçbir zaman bu bana yeter demez. Her şeyi ister.
Beşinci Sual: Hasis kime derler, cimri kime derler?
Cevap: Allahü tealanın verdiği emaneti şahsından bilen, şahsına ait zanneden. Halbuki Allahü teala onu verdi ki; onu kullarına versin diye. Senin böyle bir varlığın yoktu, böyle bir mülkün yoktu. Cenab-ı Hak verdi. Tamam kendin istediğin kadar kullan, ama kullarına da ver.”