Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

28 Şubat Zulmünün Yıldönümünde Meydanlara Akın Var. (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ZULUMLERİN,ALÇAKLIKLARIN,İSLAM DÜŞMANLIKLARININ,VATAN DÜŞMANLIKLARININ,BATI AJANLARININ HESABINI SORMAK İÇİN,
MÜSLÜMANLAR MEYDANLARA...
BU SENİN SAVAŞIN...
SENİN ONURUN...
KAHROLSUN İSLAM DÜŞMANLARI...

28 Şubat Darbesi Türkiye'de bugüne kadar hiç bu şekilde kınanmamıştı.28 Şubat'ın 15. senesinde Türkiye Müslümanları çeşitli etkinlik ve basın açıklamaları ile meydanları dolduruyor.




Tam 15 sene önce Müslüman Anadolu insanına karşı gerçekleşen darbenin yıldönümünde meydanları dolduracak olan yığınlar bu gaddar süreci telin edip lanetleyecek..
İşte bu etkinliklerden bazıları :

28 Şubat'ta Tankların Yürüdüğü meydandayız
28 Şubat 1997 yılında yapılan ve postmodern olarak tabir edilen darbenin yıldönümünde, tankların yürütüldüğü, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı ve bazı derneklerin desteği ile “kahrolsun şeriat” sloganlarıyla halkın kışkırtıldığı, inanca karşı savaş hamlesi olarak tartışmalarla heykellerin dikildiği meydanda, Sultanbeyli ilçesinde bir basın açıklaması yapacağız.

Görsel etkinliklerle dönemin hatırlatılacağı basın açıklaması ve protestoya tüm basın mensupları, üye ve gönüllerimiz davetlidir.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi

Tarih: 28 Şubat Salı
Saat: 12.00
Yer: Sultanbeyli Meydanı

----------------------------------------------------------------------------------
28 Şubat Bolu F Tipi Cezaevi`nde Devam Ediyor!

O gün için 41, bugün içinse 60`a yakın eseri olan, 28 Şubat sürecinde tutuklanıp,
28 Şubat hukukuna göre yargılanan, sübut bulan tek eylemi kitap yazmak olan, `olsa olsa budur` mantığı üzerine bina edilen hükümlerle sırf fikrinden dolayı idam cezası verilen, tam 13 yıldır cezaevinde, son 7 yıldır da üç metrekarelik tek kişilik hücrede tutulan, 12 yıldır da “Telegram -Zihin Yönlendirme-” isimli işkenceye maruz bırakılan Salih MİRZABEYOĞLU`na ve O`nun şahsında Anadolu insanına Atlantik ötesinden gelen emirler doğrultusunda gayrı-ahlâkî ve gayrı-insanî birçok saldırıda bulunulmuştur!
... 28 Şubat kararları kaskatı bir vakıa olarak devam ettiği için, sürecin aktör ve sonuçlarıyla hesaplaşmaya buradan başlanılması gerektiğini düşündüğümüz Bolu F Tipi Cezaevi`nde, 28 Şubat 2012`de, saat 14`de yapacağımız basın açıklamasına herkesi bekleriz.

Saygıyla duyrulur.

28 Şubat 2012.

YENİ DEVİR HUKUKÇULAR DERNEĞİ

----------------------------------------------------------------------------
Basın açıklaması ve suç duyurusu

Halkın Sesi Partisi İstanbul İl Başkanlığı 28 Şubat Salı günü Beyazıt Meydanı'ndaki İstanbul Üniversitesi ana giriş kapısında 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle, İstanbul Üniversitesi'nden uzaklaştırılan Has Parti Lideri Numan Kurtulmuş'un eşi Doç Dr. Sevgi Kurtulmuş ve İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirecekler.

Basın açıklamasının ardından HAS Partili hukukçular dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Rektör Yardımcısı CHP MilletvekiliFatma Nur Serter, İstanbul Valisi Erol Çakır ve 1.Ordu Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu hakkından suç duyurusunda bulunacaklar.

Tarih: 28 Şubat Salı
Saat: 12.00
Yer: İstanbul Üniversitesi ana giriş kapısı / Beyazıt Meydanı

----------------------------------------------------------------------------
15. Yılında 28 Şubat Zulmünü Protesto ediyoruz
Yer Beyazıd Meydanı
Tarih 28 şubat 2012
saat:13:00
Özgür -Der

.................................................. ...............................
28 Şubat'ın Yıldönümünde Sincan'da Halk Yürüyüşü
HAS Parti, 28 Şubat'ın yıldönümünde tankların yürütüldüğü Sincan'da "halk yürüyüşü" düzenleyecek HAS Parti, 28 Şubat'ın yıldönümünde tankların yürütüldüğü Sincan'da "halk yürüyüşü" düzenleyecek.28 Şubat Salı günü tankların yürütüldüğü Sincan'da bir halk yürüyüşü düzenlenecek. "Tankın sesi değil, halkın sesi" sloganıyla gerçekleştirilecek yürüyüş saat 11.00'de başlayacak. Tüm vatandaşların davet edildiği yürüyüşe, Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da katılacak.

.................................................. .................................................

28 ŞUBAT DARBESİNİ GERÇEKLEŞTİRENLER HAKKINDA
Başta dönemin Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet komutanları olmak üzere 28 Şubat postmodern darbesini planlayanlar ve uygulayanlar hakkında yapacağımız suç duyurusuna ve ardından Süleyman DEMİREL’in konutunun önünde yapacağımız basın açıklamasına


Suç Duyurusu

Tarih : 28 Şubat 2012

Yer : Ankara Adliyesi Önü

Saat : 10.00

Basın Açıklaması

Tarih : 28 Şubat 2012

Yer : Güniz Sokak

Saat : 11.30 MAZLUMDER





 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
28 Şubat Bolu F Tipinde Protesto edildi

65714_392844317396332_361199333894164_1652461_788946600_n.jpg


28 Şubat'ın en anlamlı protestolarından birisi de Bolu F tipi cezaevinde gerçekleştirildi.Bolu F tipi cezaevi önünde toplanan çok sayıda gurup ve sivil toplum örgütleri 28 Şubat'ın 15. senesinde Salih Mirzabeyoğlu'nun 13 senedir tutuklu olarak bulunduğu süreci bir basın açıklaması ile kınadılar.

28 Şubat'ın anlamlı
protestolarından birisi de Bolu F tipi cezaevinde gerçeklştirildi.Yurdun çeşitli bölgelerinden gelerek Bolu F tipi cezaevi önünde toplanan çok sayıda gurup ve sivil toplum örgütleri 28 Şubat'ın 15. senesinde SalihMirzabeyoğlu'nun 13 senedir tutuklu olarak bulunduğu süreci bir basın açıklaması ile kınadılar.

Yeni Devir Hukukçular Derneği adına açıklama yapan, Ali Rıza Yaman, "İleri demokrasiden, darbelerle hesaplaşmaktan, devletin sebebiyet verdiği zararları tazmin etmesi gerekliliğinden bahsedildiği şu günlerde 28 Şubat kararları kaskatı bir vaka olarak devam ettiği için, sürecin Aktör ve sonuçlarıyla hesaplaşmaya Bolu F Tipi Cezaevi'nde başlanılması gerekmektedir. Bugün 60'a yakın eseri bulunan, 28 Şubat sürecinde tutuklanıp, 28 Şubat hukukuna göre yargılanan, tek eylemi kitap yazmak olan, sırf fikirlerinden dolayı idam cezası verilen ve 13 yıldır cezaevinde bulunan, 12 yıldır da 'telegram' isimli işenceye maruz kalan Salih Minzabeyoğlu'na Atlantik ötesinden gelen emirler doğrultusunda saldırıda bulunulmuştur" dedi.
DSC05337.JPG



Bolu F tipi cezaevin'e yoğun kar yağışı ve soğuğa rağmen sabah erken saatlerden itibaren toplanan guruplar Necip Fazıl Kısakürek'in ŞARKIMIZ' isimli şiirini hep bir ağızdan okudular.Basın Açıklamasından sonra 'İşkenceci Köpekler Hesap verecek', sloganları atan grupta kilerin pankartların da ise 'Salih Mirzabeyoğlu'na Özgürlük,28 Şubat'ın asıl hedefi Salih Mirzabeyoğlu,ve İşkenceye Son yazıları dikkat çekiciydi.
.
DSC05349.JPG


Düzenlenen açıklamanın ardından yurdun çeşitli yerlerinden Salih Mirzabeyoğlu'na destek için gelen guruplar tekbirler getirerek kendi memleketlerine doğru yola çıktılar.
DSC05332.JPG



 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
28 Şubat'ın tanklarını Sultanbeyli'de yürüttüler

resim228890_1.jpg


İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) İstanbul Şubesi üyesi bir grup, Sultanbeyli'de 28 Şubat'ı, 15. yılında maket tankla yaptıkları eylemle protesto etti


Fatih Meydanı'nda toplanan grup, “28 Şubat ayıbının 15. yılı. 1000 yıl utanın” yazılı pankart açarak, üzerinde “Balans ayarı” yazılı ve 28 Şubat 1997 yılındaki gazete kupürlerinin yapıştırıldığı maket tankın temsili olarak kışladan çıkışını canlandırdı. Tanka karşı duran halk “Tarih sizi affetmeyecek”, “Halkın vicdanı sizi mahkum edecek” şeklinde sloganlar atarak, tankı geri çevirdi.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi adına basın açıklaması yapan Arife Gökkaya, Muammer Aksoy'un öldürülmesi ile başlayan bir dizi faili meçhul cinayetler zincirinin, Sivas, Başbağlar ve Gazi Mahallesi olayları gibi çok sayıda masum insanın ölümüyle veya mağduriyetiyle sonuçlanan her yönüyle provokatif amaç taşıdığının aşikar olduğu öne sürülen olayların, Türkiye'yi bilinçli bir şekilde 28 Şubat sürecine götürdüğünü savundu.

Gökkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“İslami dünya görüşüne sahip insanlara dönük yapıldığı açıkça ilan edilen bu askeri muhtıra ve sonrası gelişmelerle mağdur edilmiş milyonlarca insanın yaşadığı söz konusu sürece, Batı,
Avrupa ülkeleri, insan hakları kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları gerekli tepkiyi göstermemiştir. MAZLUMDER olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirmesini, 28 Şubat'ın getirdikleri ve götürdükleriyle bütün sorumluların yargılanmasını, oluşan her türlü hak kaybının tazmin edilmesini, o dönemde konulan yasa, kanun hükmünde kararname ve diğer düzenleyici işlemlerin insan hakları ışığında yeniden ele alınmasını, yapılan ideolojik ceza yargılamalarının yenilenmesini zaruri gördüğümüzü ifade ederiz.”

Açıklamanın ardından grup olaysız dağıldı.

TAKSİM'DE DE PROTESTO VARDI

Saadet Partililer 28 Şubat'ın 15'inci yıldönümünde Taksim Meydanı'nda toplanarak,
protesto eylemi yaptı. Refah Partisi başta olmak üzere Milli Selamet Partisi, Milli Nizam Partisi, Fazilet Partisi gibi Milli Görüş'ün ve kapatılan diğer partilerinin bayrağını taşıyan yaklaşık 250 kişilik grup, "Mücahit Erbakan" sloganları attı.

DEMOKRASİMİZE DARBE VURDULAR

Gruptan bazı kişilerin Refah Partisi delege kartlarıyla geldiği
eylemde grup adına açıklama yapan Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Selman Esmerer, millet iradesine son müdahalenin üzerinden 15 yılın geçtiğini kaydederek, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı hükümeti olan 54'üncü Hükümet'e karşı yürütülen dış destekli çirkin kampanyalar, bu milletin tarihine kara bir leke olarak eklenmiştir. Milletimizin hür iradesiyle, 1995 seçimlerinde Türkiye'nin birinci partisi olmuş bir partiye, Refah Partisi'ne yapılanlar, o zamana kadar demokrasi havariliği yapanların gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Kendilerini milli iradenin üzerinde görenler aynı 27 Mayıs 1960'ta,12 Mart 1971'de,12 Eylül 1980'de olduğu gibi 28 Şubat 1997'de de sahneye çıktılar ve demokrasimize büyük darbe vurdular" dedi.

48279793560.jpg




 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
12 Eylül Yetmez! Asıl 28 Şubat’la Hesaplaşılmalı!




turban.gif















12 Eylül Referandumu ile Kemalistler ve Laiklik sandığa gömülmüştür. Referandum da oy kullanan Müslüman Anadolu insanının hissiyatı ise sadece 12 Eylül değil;

Kızlarımızı okul kapılarında süründüren, eğitim haklarını despotça ellerinden alan, hastalarımızı sırf Allah’ın ayetlerine olan düşmanlıklarından dolayı hastahane kapılarında bırakan onları telef edilmesi gereken uyuz köpekler gibi görüpde ölüme terk eden, ilköğretimi sekiz seneye çıkartan ve bu milletin çocuklarını özünden uzaklaştıran burada saymakla bitiremeyeceğimiz zulümleri yapan 28 Şubatçı Allahsızlarla hesaplaşılsın.

Öyle bir zulüm ki ve bu zulmü Üstadın şu tabiri ile okursak;

“Camilerin kapıları ardına kadar açık fakat ona giden yollar kapalı!”

İlköğretimi sekiz seneye çıkartarak Anadolu da bir yönü ile Allah demeyi yasaklayan 28 Şubatçı zihniyettir asıl hesab vermesi ve yargılanması gereken.

Anadolu haykırdı 28 Şubatçılar yargılansın “işgal ettikleri makamlardan” al aşağı edilsin, pırpırları arttırılmasın tam tersi sökülsün. Bu zihniyet özüne düşman yetiştiren hak ve halk düşmanı zihniyettir İSTEMİYORUZ.

Müslüman Anadolu haykırdı, kıspeti giyip de er meydanına çıkmaşlara;

“Eğer iddiasında olduğun ve bunu kendine vazife edindiğin ve meydanlarda haykırdığın yani kendini istidadlısı gösterdiğin muazzam mananın ya malik ol ve verdiğin sözleri yerine getir. Şayet yerine getiremezsen seninde onlardan bir farkın yoktur”

İhtarını verirken talep de öz olarak şudur;

“28 Şubatçılar adil bir mahkemede ve halka açık olacak şekilde yargılansın her kim ve hangi makam da olurlarsa olsunlar. Ve bu mahkemenin hükmü her ne ise bir an evvel geciktirilmeden infaz edilsin. Aksi takdirde biz ANADOLU olarak bu mahkeminin takipçisi ve icracısı olacağızdır.

28 Şubat ve Adil Yargılamadan bahsedince 28 Şubat’ın konuşulmayı boşverin adeta isminin dahi zikredilmek istenmediği ademe mahkum edilmek istenen Mirzabeyoğlu gündeme gelir. Böyle bir hengamede;

Mahkeme dosyasında değil 3- 5 sene 3- 5 gün ceza almasını gerektirecek bir hususun olmadığı Sayın Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA’cılar tamamen taraflı ve adil olmayan 28 Şubat mahkemeleri tarafından İDAM Cezasına ve 30- 35 senden başlayan cezalara çarptırılmış olup halen de infazları devam etmektedir.

Şunu da biliyoruz ki;
1c2055c89bbeb8ab3abc5a2ab3190fdf_1284492393.jpg

Sayın Mirzabeyoğlunun İDAM Cezası Yargıtayca onandıktan sonra alalacele T.B.M.M’ye gönderilmiş ve Mirzabeyoğlu Dosyasından önce bulunan altmış küsür İDAM Kararından da öne alınarak ikinci sıraya konmuştur ve ilk sırada ki dosya Abdullah Öcalan dosyasıdır.

İlk mahkemelerinde Savcının dahi beraatlerini istediği 16- 17 yaşında ki İBDA’cılar taraflı 28 Şubat mahkemelerince 28 Şubat günü el çabukluğu marifet hesabı 30- 35 seneden başlayıp Müebbet hapse kadar çeşitli cezalara çarptırılmıştır.

Bütün bunların üzerine Sayın Salih Mirzabeyoğlu Bolu F Tipi Cezaevinde daracık bir hücrede diğer mahkumların yararlandığı bütün haklardan mahrum ve kıstırılmış olarak tek kişilik bir hücrededir. Ve bu haline rağmen Telegram- Zihin Kontrolü işkencesine 25 Ocak 2000 tarihinden beri bu işkenceye maruz kalmaktadır.

Bu durum o tarihden itibaren dillendirilmiş olup Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere mevcut hükümetin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, Bakanları ve Milletvekilerine kadar defaten yazılı ve birebir olmak üzere iletilmiştir. Geçen 11 sene süresince herhangi bir tedbir, koğuşturma veya takip yapılmamıştır.

İşte bu noktada Müslüman Anadolu halkının ihtarını hatırlatmak isteriz;

SADECE 12 EYLÜL İLE DEĞİL ASIL OLARAK 28 ŞUBAT İŞKENCECİLERİ İLE DERHAL HESABLAŞILMALIDIR. HEM DE HİÇ BİR BAHANEYE YER VERMEDEN İVEDİLİKLE!..
Bahadır Serhad
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
28 Şubat Dava Dosyası Bitme Aşamasında

Resim_1330506426.jpg

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 28 Şubat soruşturma dosyası, büyük ölçüde tamamlandı.


28 Şubat ile ilgili inceleme yapan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı,Çevik Bir, Müslüm Gündüz ve Sisi'yi ifadeye çağıracak. 28 Şubat döneminin medya ayağına ilişkin suç duyurusu da soruşturma dosyasına dâhil edildi.

Taraf gazetesinin haberine göre
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Şubat post-modern darbesi hakkındaki soruşturma kapsamında ele geçen delil, dilekçe, belge ve CD’lerin incelemesini büyük oranda tamamladı.

KİMLER VAR?

Savcılığın 28 Şubat sürecinin aktörleri olarak bilinen dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, eski Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgenaral Erol Özkasnak, Batı Çalışma Grubu’nda yer alan subaylar, tarikat liderleri Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı, Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Fadime Şahin ve bazı gazetecileri ifadeye çağıracağı öğrenildi. Soruşturma kapsamında 28 Şubat’ın medya ayağı da incelenecek ve adı geçen dönemde yayımlanan haberlerin dönemin aktörleriyle bağlantılı olup olmadığı tesbit edilecek.

KARANLIKTAKİ OLAYLARLA BAĞLANTISI ARAŞTIRILACAK

28 Şubat’a zemin hazırlayan olayları da incelemeye alan savcılığın, bu kapsamda, 1993 yılında yaşanan peş peşe ölümler ile Sivas Katliamı, Ömer Lütfü Topal cinayeti ve Susurluk Kazası’nın da üzerinde durması bekleniyor. Adli kaynaklardan alınan bilgiye göre, Uğur Mumcu, Turgut Özal, Eşref Bitlis, Kazım Çillioğlu gibi isimlerin ard arda öldüğü 1993 yılını, 28 Şubat sürecinin başlangıcı olarak değerlendiren Savcılık, adı geçen olayları da mercek altına alacak.

MEDYA AYAĞI DA İNCELENECEK

Öte yandan, Dünya Demokrasi Hareketi (DDH) Derneği’nin 28 Şubat döneminin medya ayağına ilişkin suç duyurusu da soruşturma dosyasına dâhil edildi. DDH Derneği yetkililerinin savcılığa verdiği belgeler incelenmesi için
Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Savcılık 28 Şubat dönemindeki gazete manşetlerinin gerçek beyanlara dayalı olup olmadığını, söz konusu haberlerin dönemin aktörleriyle irtibatlı olarak hazırlanıp hazırlanmadığını da inceleyecek.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Salih Mirzabeyoğlu ve “İntikamın Şiddeti”




mumtazer-turkone.jpg




Muhammed Halid

Salih Mirzabeyoğlu ve “İntikamın Şiddeti”

“Mümtaz’er Türköne”, Zaman gazetesinde yazmış olduğu bugünkü köşe
yazısında “28 Şubat’ın rövanşı alınıyor” diyerek, bu “rövanşın” şahıs planında farklılık gösterebileceğinin de altını çiziyor: “Hepimizin intikam alma hakkı var. Meşrû ve insanî bir hak bu”. Kimileri kendisinin dediği gibi bunu: “Ben duygularımı ifade ederek intikamımı alıyorum” şeklinde formüle ederek gerçekleştirir ve kimiside “elindeki gücü kullanarak” bunu yapar. Nihayetinde ikiside “İntikam duyguları” denilen, “geçmişin hesabını” kendi yötemleriyle sormuş olur…
“İntikam duygusu” gerçekleşeceği zaman insan önce zihin dünyasında geriye doğru gider ve geçmişi hatırlar: “Gözümün önünde 32 sene(12 Eylül) öncesine ait iki sahne canlanıyor. Birincisi Dış Kafes’te yediğim dayak. Dış Güvenlik amiri Yüzbaşı Tuna Akkurt’tan tam bir buçuk saat süren törensel bir sopa yemiştim. 60-70 santim uzunluğunda tahta bir copla, bütün gücüyle bacaklarıma vuruyordu. Yoruldukça dinleniyor, sonra kaldığı yerden devam ediyordu. Tedbirliydim. Pantolonun altına kalın bir eşofman giymiştim. Buna rağmen tam bir hafta A Blok 4. Koğuş’ta yattığım yerden kalkamadım.”
Böyle bir hadisenin unutulma ihtimali olamaz elbette ve suyun derinliklerine gömülmeye başlar. Ne zamak ki, çok uzaklardan gelen dalga hem altındaki ve hemde üstündekini önüne katarak hızlıca kıyıya doğru gelir, o da bulunduğu yerden kumlarıda harekete geçirerek daha güçlü çarpma etkisi yapar sahile…
Arkadan gelen her bir dalga biraz daha güç katar söylemlere: “Elindeki silahı, üstündeki üniformayı, oturduğu makamı amacı dışında kullanan, çevresindekilerin gazı ile baştan çıkan zorba darbecilerden bu ülkenin artık kurtulması lâzım”, der. Daha fazla güçlenen bir söylemle devam eder.. “Gücü kendi halkına yeten ve olanca kahramanlığını kendi halkına yapabilen, elinde silahla sokak çetelerini andırmayan bu odakların artık kanalizasyona tıkma zamanı gelmiştir!” diyebilmelidir…
Peki ama bu nasıl son bulabilir?
“12 Eylül” ve “28 Şubat” suçlularını yargılamak yeterli mi?
Suçluyu ortadan kaldırmakla, suç da son bulmuş mu oluyordu ?
“12 Eylül” de 1,5 saat süren sopa faslını ayrıntılarıyla anlatırken, bunu kötü bir anı olarak ve suçlularında hesap vereceğini umarak rahatlayabilir.. Çünkü kendisi için “1,5 saatlik sopa” devri bitmiş ve “aşağılanma” sözkonusu değildi. Gönül rahatlığı içinde: “Ben intikam istiyorum. Hem de en şiddetlisini” derken biliyor ki, kendisi adına bunu yerine getirebilecek bir hukuk güvencesi var!
“28 Şubat döneminde devlet, ordu, medya, sendikalar işbirliği içinde dev bir suç örgütüne dönüştü”. Bu dönüşümlülük zulmü tek bir koldan değil, her bir kolun ulaştığı yerden tesir eder hal aldı.
Peki son buldu mu?
Sizin gibi “intikam duyguları” soğuyabilecek miydi bu sayede…
Gerçekten “28 Şubat” rövanşı mı alınıyordu?
Alacak-verecek meselesi kalmıyor muydu?
Bu nasıl olabilir ki?!
“28 Şubat” sürecinde gözaltına alınıp, İBDA-C örgütünün lideri olma ithamıyla “İdam” cezası verilen.. .
Mahkemeye çıkmıyor diyerek, cezaevine gayr-i hukuki operasyon yapılıp, bomba, silah, tank, tüfek eline ne geçtiyse saldıran!..
Devletinin Hukuk işleyişini göstermek için, zaten cezaevi şartlarında(işkence altında) olan bir insana “İşkence” yapıp(fiili işkence), bunu naklen yayın eşliğinde topluma sunan…
Hala nabız atışları duyulduğu için, Kartal cezevinden başlamak kaydıyla “Telegram” işkencesine tabi tutulan..
Kendisinin bütün bu işkencelerden kurtulması için tek seçeneği olduğunu ve bunu: “Kemalizm hakkında bir kitap yaz ve kurtul!” şeklinde, formüle eden…
Bütün bu Hukuksuzluğu yapan; “devlet, ordu, medya, sendikalar işbirliği içinde dev bir suç örgütü”ydü tabiki…
“28 Şubat”ın rövanşı alınıyor muydu?
Salih Mirzabeyoğlu için henüz bu rövanş başlamış değil!
Salih Mirzabeyoğlu için “Hukuk” hala tersine işliyor!
Salih Mirzabeyoğlu hala “İşkence” altında!
Salih Mirzabeyoğlu “Ölüme Mahkum Edilmiş” T.C. Hukuk sisteminde…
Salih Mirzabeyoğlu için hala yürekler birleşmekten korkuyor…
Salih Mirzabeyolu için Hukukçular hala “Hukuk”u işletmekten korkuyor!..
“Hepimizin intikam alma hakkı var. Meşrû ve insanî bir hak bu”. Bu meşru haktan pay sahibi olanlar ellerinde güç sahibi olanlar mıdır?!
Kendilerini güçlü zannettikleri devirlerde Hukuk’un hep kendilerine yasa, madde ve şerh düşmesi midir?
“28 Şubat”ın temize çıkması için, faillerinin suçları bir bir açıklanması ve toplumun önünde hesap vermesi yeterli midir?
Sadece suçlunun değil, yasa eşliğinde yürüttükleri suçunda ortadan kalkması için, “Hukuksuz” bir şekilde “Mahkum” edilen insanların, mahkumiyetlerinin düşürülerek yüreklere “Kahraman” olarak kazınması gerekir…
Ve Salih Mirzabeyoğlu…
Evet, “Salih Mirzabeyoğlu” için iade-i itibar edilmesi, mahkumiyetinin düşmesi, işkencenin sona ermesi ve cezaevinden çıkması yeterli midir? bu sayede “Hukuk” işlemiş mi olacak? Hiçbir suç unsuru olmadığı halde mahkum ettikten sonra, tekrar yargılayarak “biz burada bir suç unsuru göremedik” ve “serbest kalmasına karar verdik” mi denilecek? Tabiri caizse, “kıyak yapıldı”ğı mı düşünülecek?!
Kulluğunun bilincinde olan bir insan, Allah’a ibadet ettiğinde “Allah’a karşı fedakarlık” yaptığını mı düşünecek? Ya Rabbi ben bu ibadeti yapıyorum ama bu benim “Fazlımdan” mı demiş olacak!
Adaletin temeli olan “Hukuk”u yürütmekle sorumlu olan yetkililer, ve bundan sorumlu olan kanun koyucular, insanlara karşı “Hukuk”u işlettiklerinde ve onlar lehine karar verdiklerine “Kıyak” mı yapmış olurlar?!
Adalet mülkün temeli ya, adaletin sağlanmadığı yerde ne mülk vardır nede mülkün sahibi! Ne “devlet” vardır, nede bu “devlet”in güçlü yöneticileri…
Salih Mirzabeyoğlu meselesi öyle bir yere gelmiştir ki, kendisini “Devlet”in başına dahi getirmek için bütün eller birleşse, sadece vicdanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmiş olmanın ötesinde birşey yapmış olmazlar…
Eğer “Kıyak”sa, sadece ve sadece kendilerine “Kıyak” yapmış sayılırlar!…
“Ben intikam istiyorum. Hem de en şiddetlisini…”

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt