vaktileyl
Kayıtlı Kullanıcı
Ben bir hafız adayıyım.İki ayda hafızlık yapılabildiğini duyduğumda önce çok şaşırdım ve sonra çok düşündüm.Hafızlık neydi?Hafızlık meğerbir gönül işiymiş.
Önce hiçaklımda yokken bir vesile ile başlamak sonra onu iliklerinde hissedip bağımlılık yaptığını görmekmiş.Hafızlıktan ayrı geçirdiğim zamanlarda böyle bir
nimetinin özleminin dahi mükemmel olduğunu her fırsatta yeniden hatırlamakmış.Sevgilisinden ayrılan aşık mİsali acı çekip yalvarmakmış:
Ders çalırken kendimden geçip dünya ile ilişiğini kesmekmiş.Hocalarımızın "Sizler değerli taşlar içinde en değerli olanlarısınız."sözlerinde kaybolup
yaradanın ne kadar lutufkÂr olduğunu bir kez daha anlamakmış.İleride iyi birebeveyn olmaya çalıştığından evlatlarına en güzel anılarını anlattığını
düşünmekmiş.dünyalık bir meslek için ömürlerini dirseklerini sıralarda çürütenlere inat maddi hiçbir garantisi olmayan fakat manevi boyutuna güç yetmeyene
dört elle değil dört gönülle sarılmakmış.Dersini yapmayıp ağladığında bu dünyanın kötülüklerinden seni temizleyen tek şey olarak görmekmiş gözyaşlarımı.
Ve "biz onu KUR'AN-I bir dağa indirseydik muhakkak onu Allah(celle celalüh) korkusunan baş eğerek parça parça olmuş görürdün.(haşr 21) ayeti kerimesini hatırlayıp
yaptığın işin ne kadar ağır olduğunu yeniden idrak edebilmekmiş.
Umudunu yitirip başaramayacağını düşündüğün bir anda.Hazreti Ömer ra.ın hiçbir ayeti hayatına aktarmadan ötekini ezberlemadiğini böylece dört yılda sadece
Bakara suresini hıfz ettiğini hatırlayıp utanarak sabır küpünü yeniden doldurmakmış.Genç yaşta nefesini köreltmeye çalışırken seni zorladığı zamanlarda
gözyaşları içinde secdeye kapanıp "Ya Rab! Gücümü sabrımı artır.Beni hafız yaşat hafız öldür"diye dua ederken hıçkırıklarla boğulmakmış.
herkesin sana hafız olarak verdiği değer şöyle dursun Rabb'in açtığı ve açacağı kapıları düşünerek içini kaplayan huzurun yüzüne yansıdığını görmekmiş.
Sana ne kadar biçiliğini bilmediğin bir ömür payında hafızlıkta geçirdiğin bir buçuk iki senenin hayatında geçirdiğin en güzel yıllar olduğunu anlamakmış.
Hafızlığın nasıl olduğunu sorduklarında aklınız varsa bir dakika bile beklemeyin diyebilmekmiş.Dersi için üzülen arkadaşına "üzülme en güzel olan en zor
olanıdır"diye teselli etmekmiş.
Uykusuz geçen gecelerde ebedi istirahatı düşünüp motive olmakmış.Bazen sıranın üstünde uyuya kalmak bazan kahvaltıya yetişememek bazen de günlerce bahçeye
dahi çıkmamakmış.Kelamullahı ezberlemek adına.Bu duyguları iki ayın neresine sığdırırlar bilemiyorum ama sözlerimden bir şey anlamayan varsa klasik iki
cümleyle özetlemeye çalışayım ozaman:
ANLATILMAZ YAŞANIR...
genç dergisi
Önce hiçaklımda yokken bir vesile ile başlamak sonra onu iliklerinde hissedip bağımlılık yaptığını görmekmiş.Hafızlıktan ayrı geçirdiğim zamanlarda böyle bir
nimetinin özleminin dahi mükemmel olduğunu her fırsatta yeniden hatırlamakmış.Sevgilisinden ayrılan aşık mİsali acı çekip yalvarmakmış:
Ders çalırken kendimden geçip dünya ile ilişiğini kesmekmiş.Hocalarımızın "Sizler değerli taşlar içinde en değerli olanlarısınız."sözlerinde kaybolup
yaradanın ne kadar lutufkÂr olduğunu bir kez daha anlamakmış.İleride iyi birebeveyn olmaya çalıştığından evlatlarına en güzel anılarını anlattığını
düşünmekmiş.dünyalık bir meslek için ömürlerini dirseklerini sıralarda çürütenlere inat maddi hiçbir garantisi olmayan fakat manevi boyutuna güç yetmeyene
dört elle değil dört gönülle sarılmakmış.Dersini yapmayıp ağladığında bu dünyanın kötülüklerinden seni temizleyen tek şey olarak görmekmiş gözyaşlarımı.
Ve "biz onu KUR'AN-I bir dağa indirseydik muhakkak onu Allah(celle celalüh) korkusunan baş eğerek parça parça olmuş görürdün.(haşr 21) ayeti kerimesini hatırlayıp
yaptığın işin ne kadar ağır olduğunu yeniden idrak edebilmekmiş.
Umudunu yitirip başaramayacağını düşündüğün bir anda.Hazreti Ömer ra.ın hiçbir ayeti hayatına aktarmadan ötekini ezberlemadiğini böylece dört yılda sadece
Bakara suresini hıfz ettiğini hatırlayıp utanarak sabır küpünü yeniden doldurmakmış.Genç yaşta nefesini köreltmeye çalışırken seni zorladığı zamanlarda
gözyaşları içinde secdeye kapanıp "Ya Rab! Gücümü sabrımı artır.Beni hafız yaşat hafız öldür"diye dua ederken hıçkırıklarla boğulmakmış.
herkesin sana hafız olarak verdiği değer şöyle dursun Rabb'in açtığı ve açacağı kapıları düşünerek içini kaplayan huzurun yüzüne yansıdığını görmekmiş.
Sana ne kadar biçiliğini bilmediğin bir ömür payında hafızlıkta geçirdiğin bir buçuk iki senenin hayatında geçirdiğin en güzel yıllar olduğunu anlamakmış.
Hafızlığın nasıl olduğunu sorduklarında aklınız varsa bir dakika bile beklemeyin diyebilmekmiş.Dersi için üzülen arkadaşına "üzülme en güzel olan en zor
olanıdır"diye teselli etmekmiş.
Uykusuz geçen gecelerde ebedi istirahatı düşünüp motive olmakmış.Bazen sıranın üstünde uyuya kalmak bazan kahvaltıya yetişememek bazen de günlerce bahçeye
dahi çıkmamakmış.Kelamullahı ezberlemek adına.Bu duyguları iki ayın neresine sığdırırlar bilemiyorum ama sözlerimden bir şey anlamayan varsa klasik iki
cümleyle özetlemeye çalışayım ozaman:
ANLATILMAZ YAŞANIR...
genç dergisi