10 Soruda Depresyon
Depresyon nedir?
Depresyon ruh halinizi, hislerinizi, davranışlarınızı, ve ruh sağlığınızı etkileyen bir
hastalıktır. Depresyonun bir halsizlik kendi kendinize çözebileceğiniz bir sorun
olmayıp, biyolojik temelli ve tıbbi olarak tedavi edilmesi gereken bir hastalık
olduğunun bilinmesi gerekir.
2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar
sık mı?
Genel klinik tıpta, depresyon en yaygın ruhsal bozukluktur.
Hastalığın ortaya çıkışına neden olan etkenlerin belirlenmesi çalışmalarında ve
klinik araştırmalar ayaktan izlenen hastaların % 12-36'sı ile, yatarak tedavi
gören hastaların % 30-58'inde depresif belirtilerin geliştiğini göstermektedir.
Yatan hastaların % 11-26'sında ise klinik anlamda depresyon tablosu
gelişmektedir. Bu hastaların 9ö 25'inde depresyon fiziksel hastalık öncesinde
ortaya çıkmakta iken, % 75'inde depresyon fiziksel hastalıktan sonra, hastalığa
ve etkilerine tepki biçiminde gelişmektedir.
3. Depresif belirtiler
ile depresyon farklı mıdır?
Depresif belirtiler, genellikle günlük yaşam
olayları sonrası kişilerin olumsuz etkilenmeleri ve buna karşı oluşturdukları,
kendilerinden ve çevrelerinden hoşnutsuzluk duygusunun yarattığı belirtilerdir.
Genellikle bu belirtilere yol açan neden ortadan kalktığında ya da kişi duruma
uyum sağladığında geçicidir. Depresyon ise kişinin yaşam kalitesini düşüren
(insan ilişkilerinde olumsuzluk, iş veriminde düşme vb), adeta yok olma
biçiminde ortaya çıkan bir hastalıktır ve mutlaka tedavi gerekir.
4. Depresyonun ilk belirtileri nelerdir ?
Öncelikle kişinin kendine
saygısının azalması, aşırı yorgunluk, kendini suçlayıcı biçimde eleştirme ve
uyku bozuklukları (aşırı uyuma, uykuya dalamama, uykuların bölünmesi gibi) ilk
belirtilerdendir. Daha sonraki aşamalarda kişi hiçbir işe yaramadığı, hatta
yaşamaya değmeyeceği düşüncesi ile intihar edebilir.
5. Depresyon kronikleşir mi?
Depresyonun kronikleşme eğilimi saptanmıştır. Depresyon
tanısı konduğunda, uygun olmayan tedavi depresyonun kronikleşme olasılığını
arttırır. Özellikle kısa süreli (1 ay ya da daha az) antidepresan tedavi sonrası
hastalık belirtileri yatışsa bile, tedavinin sürdürülmesinde (6 ay) yarar vardır
ve kronikleşme olasılığı düşer.
6. Depresyon sıklığında cinsiyetin önemi var mıdır?
Depresyon, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.
7. Antidepresanların depresyon dışında kullanımı gerekli midir?
Antidepresanların büyük bir kısmında anksiyolitik özellikler de bulunur.
Ancak her durumda, örneğin yakının ölümü, onkolojik bir hastalık, hipertansiyon
vb. kullanımı kişiye yarar yerine zarar getirebilir. Uygunsuz antidepresan
kullanımı, yakınını kaybetmiş kişilerde uzamış yas sendromuna, onkolojik
hastalıklarda fizyolojik ruhsal savunuların oluşmamasına ve hipertansiyonda
aritmilere neden olabilir.
8. Depresyona yol açan etkenler nelerdir?
Son yıllardaki çalışmalar, depresyonun biyolojik kaynaklı bir
rahatsızlık olduğuna işaret etmektedir. Özellikle majör depresyonda, genetik
yatkınlık ve beynin biyolojik dengesindeki bozuklukların, ortaya çıkarıcı
faktörler olduğu kanıtlamıştır. Ancak kişilerin yaşamı algılayış biçimleri ve
kültürel etkenler de halen, en azından tetikleyici neden olarak önemini
korumaktadır. Kısaca ruhsal hastalıkların hemen hepsinde olduğu qibi hastalığın
ortaya çıkışına neden olan etkenlerde biyo-psikososyal etkenler önemlidir.
9. Depresyon ilaçlara bağlı ortaya çıkabilir mi ?
İlaçlara bağlı,
özellikle antihipertansiflerin (rezerpin, metildopa, propranolol, gustetidin,
klonidin) depresyona yol açabildiği saptanmıştır. Bunların yanı sıra östrojen,
progesteron, kortizon preparatları ile vinkristin, vinblastin gibi anti tümör
ilaçların da depresyona yol açtığı bilinmektedir. O nedenle bu ilaçlar
uygulanırken, depresyon konusunda uyanık olunmalıdır.
10. Her antidepresan, her tip depresyonu tedavi eder mi?
Depresyon tedavisinde
antidepresan seçimi önemlidir. Özellikle ayaktan izlenen olgularda, uygun
antidepresan seçimi önemlidir. Çünkü uygunsuz ilaç, yan etkileri nedeniyle
kişinin ilacı kullanmasını ve tedaviyi engeller.[/COLOR][/B]
Depresyon nedir?
Depresyon ruh halinizi, hislerinizi, davranışlarınızı, ve ruh sağlığınızı etkileyen bir
hastalıktır. Depresyonun bir halsizlik kendi kendinize çözebileceğiniz bir sorun
olmayıp, biyolojik temelli ve tıbbi olarak tedavi edilmesi gereken bir hastalık
olduğunun bilinmesi gerekir.
2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar
sık mı?
Genel klinik tıpta, depresyon en yaygın ruhsal bozukluktur.
Hastalığın ortaya çıkışına neden olan etkenlerin belirlenmesi çalışmalarında ve
klinik araştırmalar ayaktan izlenen hastaların % 12-36'sı ile, yatarak tedavi
gören hastaların % 30-58'inde depresif belirtilerin geliştiğini göstermektedir.
Yatan hastaların % 11-26'sında ise klinik anlamda depresyon tablosu
gelişmektedir. Bu hastaların 9ö 25'inde depresyon fiziksel hastalık öncesinde
ortaya çıkmakta iken, % 75'inde depresyon fiziksel hastalıktan sonra, hastalığa
ve etkilerine tepki biçiminde gelişmektedir.
3. Depresif belirtiler
ile depresyon farklı mıdır?
Depresif belirtiler, genellikle günlük yaşam
olayları sonrası kişilerin olumsuz etkilenmeleri ve buna karşı oluşturdukları,
kendilerinden ve çevrelerinden hoşnutsuzluk duygusunun yarattığı belirtilerdir.
Genellikle bu belirtilere yol açan neden ortadan kalktığında ya da kişi duruma
uyum sağladığında geçicidir. Depresyon ise kişinin yaşam kalitesini düşüren
(insan ilişkilerinde olumsuzluk, iş veriminde düşme vb), adeta yok olma
biçiminde ortaya çıkan bir hastalıktır ve mutlaka tedavi gerekir.
4. Depresyonun ilk belirtileri nelerdir ?
Öncelikle kişinin kendine
saygısının azalması, aşırı yorgunluk, kendini suçlayıcı biçimde eleştirme ve
uyku bozuklukları (aşırı uyuma, uykuya dalamama, uykuların bölünmesi gibi) ilk
belirtilerdendir. Daha sonraki aşamalarda kişi hiçbir işe yaramadığı, hatta
yaşamaya değmeyeceği düşüncesi ile intihar edebilir.
5. Depresyon kronikleşir mi?
Depresyonun kronikleşme eğilimi saptanmıştır. Depresyon
tanısı konduğunda, uygun olmayan tedavi depresyonun kronikleşme olasılığını
arttırır. Özellikle kısa süreli (1 ay ya da daha az) antidepresan tedavi sonrası
hastalık belirtileri yatışsa bile, tedavinin sürdürülmesinde (6 ay) yarar vardır
ve kronikleşme olasılığı düşer.
6. Depresyon sıklığında cinsiyetin önemi var mıdır?
Depresyon, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.
7. Antidepresanların depresyon dışında kullanımı gerekli midir?
Antidepresanların büyük bir kısmında anksiyolitik özellikler de bulunur.
Ancak her durumda, örneğin yakının ölümü, onkolojik bir hastalık, hipertansiyon
vb. kullanımı kişiye yarar yerine zarar getirebilir. Uygunsuz antidepresan
kullanımı, yakınını kaybetmiş kişilerde uzamış yas sendromuna, onkolojik
hastalıklarda fizyolojik ruhsal savunuların oluşmamasına ve hipertansiyonda
aritmilere neden olabilir.
8. Depresyona yol açan etkenler nelerdir?
Son yıllardaki çalışmalar, depresyonun biyolojik kaynaklı bir
rahatsızlık olduğuna işaret etmektedir. Özellikle majör depresyonda, genetik
yatkınlık ve beynin biyolojik dengesindeki bozuklukların, ortaya çıkarıcı
faktörler olduğu kanıtlamıştır. Ancak kişilerin yaşamı algılayış biçimleri ve
kültürel etkenler de halen, en azından tetikleyici neden olarak önemini
korumaktadır. Kısaca ruhsal hastalıkların hemen hepsinde olduğu qibi hastalığın
ortaya çıkışına neden olan etkenlerde biyo-psikososyal etkenler önemlidir.
9. Depresyon ilaçlara bağlı ortaya çıkabilir mi ?
İlaçlara bağlı,
özellikle antihipertansiflerin (rezerpin, metildopa, propranolol, gustetidin,
klonidin) depresyona yol açabildiği saptanmıştır. Bunların yanı sıra östrojen,
progesteron, kortizon preparatları ile vinkristin, vinblastin gibi anti tümör
ilaçların da depresyona yol açtığı bilinmektedir. O nedenle bu ilaçlar
uygulanırken, depresyon konusunda uyanık olunmalıdır.
10. Her antidepresan, her tip depresyonu tedavi eder mi?
Depresyon tedavisinde
antidepresan seçimi önemlidir. Özellikle ayaktan izlenen olgularda, uygun
antidepresan seçimi önemlidir. Çünkü uygunsuz ilaç, yan etkileri nedeniyle
kişinin ilacı kullanmasını ve tedaviyi engeller.[/COLOR][/B]