Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

(tovbe) (1 Kullanıcı)

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
Selamun Aleykum,

Tasavvufi yola girmek isteyen mumin muridler icin ilk kapi temiz ve halis duygularla tevbe etmektir.

Allah Taala: «Ey iman edenler, hepiniz toptan Allah´a tevbe ediniz, umulur ki, felah bulursunuz» (Nur, 24/31), buyurmuştur.

Hz. Enes, Resûlüllah (s.a.) dan şu hadisi rivayet etmiştir: "Günahtan tevbe eden, günahsız gibidir. Allah bir kulunu sevdi mi, günah ona zarar vermez (çünkü tevbe etmesini nasip eyler)". Bundan sonra Resûlüllah: «Şüphesiz ki, Allah tevbe edenleri sever, tertemiz olanları sever» (Bakara, 2/222) mealindeki âyeti okudu. Ya Resûlallah, tevbenin alâmeti nedir diye sorulunca: «Pişmanlık» (nedamet)» buyurdu..

Zira pismanlikla yapilan tevbe'den sonra simsiyah olmus olan kalb sanki yeni dogmus bebegin sahip oldugukalb gibi, beyaza doner. Buda muridin zamanla sahip olacagi ilimdeki feyzin bereketin daha rahat bir sekilde kalbe islenmesine sebep olacaktir.

Tevbe'nin manasi terk etmek demektir. Tasavvuf da tevbe gunahlardan sebebiyle yapilacagi gibi esas manada dunyadan yuz cevirip sahibine yani Allah c.c. yonelmektir. Bir mumin sahip oldugu gunahlar sebebiyle dua ederken sufiler gafletle gecen gunleri icin tevbe ederler.

Tevbe'nin bir baska manasida kalb'de bulunan dunyaya ait olan herseyi silmektir.

Ebu Hafs Haddad´ın: «Şu demircilik sanatını birkaç defa terkettim, fakat tekrar başladım. Sonra bu iş beni terketti, bir daha ona dönmedim,» (çünkü bundan daha faziletli olan amellerle meşgul olmuştum) dedigi rivayet edilir..

Kulun derecesine gore 3 turlu tevbe vardir. Abdullah Temimi k.s. soyle aciklar:
«Günah (ve hatadan) tevbe eden tevbekâr ile gafletten tevbe eden tevbekâr ve bir de iyi amellerini görüp (ona değer vermekten) tevbe eden tevbekâr arasında ne kadar büyük fark var!»


En son yazilan tevbe riya yani gizli sirk tevbesidir. Gercek manada tevbe gunaha tevbe edip bir daha ona donmemektir. Ayni gunahi tekrar isleyenlerin halini Zinnun-i Misri k.s. anlatiyor..
«Günahı kökünden söküp atmayan istiğfar (ve tevbe), yalancıların tevbesidir,»


Tabiki insanlarin her isinde oldugu gibi tevbe konusunda da bizim elimizde olan birsey yoktur. Zira Cenab-i Mevla irade ederse yani nasip ederse kula tevbe imkani dogar. Bunuda Ebu Hafs k.s. cok guzel aciklamistir..

«Kulun tevbede bir rolü yoktur, çünkü tevbe (ve dönüş, önce Allah´tan) kuladır, kuldan (Allah´a) değildir». (Allah irade ederse kul tevbe eder)...

Adamın biri Râbiatü´l-Adevî´yeye: Benim hata ve günahım çok, tevbe etsem Allah kabul eder mi diye sordu. Râbia: «Hayır! O sana tevbeyi nasibederse ancak o zaman tevbe edebilirsin», dedi.

Günah işleyen bir insan hatalı olduğuna kesinlikle inanır, bu inançla tevbe eder, sonra tevbesinin kabulü konusunda şüphe eder, bilhassa tevbenin kabul edilmesinin hakkı ve şartı Hakk Taâlâ´nın sevgisine lâyık (müstahak) bulunmak olduğuna inanır, vasıfları sebebiyle Allah´ın mahabbetini hak etmekten uzak bulunduğuna dair nefsinde emmâreler bulunduğuna, kani olur. Bu durumda tevbe etmeyi gerektiren bir günah işlediğine inanan kul için Allah c.c. tan af dilemek şart olur. Nitekim ecel gelinceye kadar (salih amel işleme halinin devam etmemesi) endişesini taşımak lâzımdır, denilmiştir.

Yüce Allah´ın: «De ki; Allah´ı seviyorsanız bana tâbi olun ki, Allah da sizi sevsin» (Âli Imran, 3/31) buyurması bunu göstermektedir.

Devamlı istiğfar Resûlüllah (s.a.) in sünneti ve âdeti idi. Resûlüllah (s.a.): «Kalbimi bir perde (hicap) örter de (Allah ile arama gerilen bu perde) kalksın diye günde yetmiş kere estağfirullah, (Allah´tan mağfiret diliyorum) derim,» buyurmuştur.

Bu hadis daha derin manada tefsir edilirse Resulullahin s.a.v sahip oldugu buyuk makamlara da isaret eder. Zira bir makamdan daha yuksek makama gectigi vakit alt makamdaki hali icin tevbe eder. Tabiki bizim tevbemiz normal bir muminin gunahlari sebebiyle yaptigi tevbe'dir...

Ayetler, hadisler Cenab-i Mevla sefaatini nasil etsin Imam Kuseyri'nin Kuseyri Risalesinden rivayettir.
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
tasavvufun söylediği tevbe mürşid -şeyh denilen kişinin elinden tutup """" yarabbi ben pişmanım..... ben bu kişiyi kendime şeyh kabul ettim"""" şeklinde yapılır.
bu şekilde birinin elinden tutup onun huzurunda tevbe ehli sünnetin imamlarında, tabiinde görülmemektedir...

dinin emrettiği tevbe ile bunu karıştırmak bazı şeyleri gizleme gayretinden gelmektedir..
Madem ehli sünnet olduğunuzu iddea edersiz, tiz ehli sünnet imamlarından böyle yaptıklarına dair delil getiriniz...
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
Asil olan niyet ise kimin elini tuttugunun ne onemi var kardes. Bilgin olsun ben el tutmadan tovbe ettim. Ne olucak simdi? Sen niyete bak. Senin itirazin var bu sekle tamam kardes. Mantik ilmini okumussundur, eger bir konuda itiraz varsa delil getirmen gerekir. Eger Ehli Sunnet imamlarinin eserlerinde bu tovbeye bidat diyen bir bap risale varsa getir paylas bizimle. Oyle ya itirazi olan sensin.

Eyvallah
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Asil olan niyet ise kimin elini tuttugunun ne onemi var kardes. Bilgin olsun ben el tutmadan tovbe ettim. Ne olucak simdi? Sen niyete bak. Senin itirazin var bu sekle tamam kardes. Mantik ilmini okumussundur, eger bir konuda itiraz varsa delil getirmen gerekir. Eger Ehli Sunnet imamlarinin eserlerinde bu tovbeye bidat diyen bir bap risale varsa getir paylas bizimle. Oyle ya itirazi olan sensin.

Eyvallah

kardeş imamlar zamanında böyle bir şey yok . yok olana ne desin mübarekler...benden sonra şu olabilir , şöyle dir bunun hükmü mü desinler. nerden bilsin böyle bir şeyin çıkacağını.. kardeş , seleften nasıl geldiyse tevbenin öyle yapılması gerekir, bidat nedirki başka türlü.. allah için iyi düşünün , yanlış hüküm vermeyin... allah yardımcımız olsun..
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
El-Endulusi kardeşim,tasavvufu inkar eden ehli sünnetten çıkıyor muydu? bir başka forumda bir abi paylaşımda bulunmuştu da tam hatırlayamadım..gerçi imam gazali hazretlerine göre tarikata girmek VACİPtir..İmam GAZALİ radiyallahu teala anh kim sen biliyor musun şahiner?? HUCCET'UL İSLAM!!!
 

ahmedyasin99

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
110
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
tasavvufun söylediği tevbe mürşid -şeyh denilen kişinin elinden tutup """" yarabbi ben pişmanım..... ben bu kişiyi kendime şeyh kabul ettim"""" şeklinde yapılır.
bu şekilde birinin elinden tutup onun huzurunda tevbe ehli sünnetin imamlarında, tabiinde görülmemektedir...

dinin emrettiği tevbe ile bunu karıştırmak bazı şeyleri gizleme gayretinden gelmektedir..
Madem ehli sünnet olduğunuzu iddea edersiz, tiz ehli sünnet imamlarından böyle yaptıklarına dair delil getiriniz...
Zaten saadet devri ve efendimiz dönemi ve hilafet döneminde herşey olmuş herşeye çare bulunmuş diyemeyiz ,sadece dinin gerekli hükümleri ortadadır,alkolü haram etmiştir,zararlı içecekleri ama extacy hapından bahsetmez ,viskiden yani kurallar ortadadır..Sonradan dine giren ihtiyaca göre eklenen şeyler mevcuttur ,bunlara bid'at denir ,bid'at iki türlüdür .Bid'at ı hasene iyi bidat ve bizim radikal tabiriyle ifade ettiğimiz dinin özünü bozan ,farzlara vaciblere sünnetlere sarılmada radikallik yerineinsanlara saldırma ağzından köpük saçarak ,nefretten başka birşey bilmeyen ''ne ki haddini aşar zıddına inkilab eder''in manasını kavramayan hep batıla hizmet edeen güruhun ,tağut ,put,tuğyan ,bid'at ezberlerinde olan bid'at ...Bid'at bilmeyenlerin kendi kafalarına koydukları düşünce yani..Bid'atı hasene de beis yoktur ,mesela namazdan sonra toplu tesbihat gibi.Caizdi uygundur..Gereklidir de.Zira eldeki imkanı kullanıp kolaylığı kullanmamak abestir..İslamın da abesle işi olmaz.Şimdi burada tevbenin özü bozulmuyor ,büyük bir zatın elinden tutmakta da beis yok ,kaldıki onlara yakın olmak ,onlardan feyzlenmek daha güzeldir ..Onların manevi derecelerinden faydalanmak ..Ee o zman sizin zorunuz ne ,düşman arıyorsanız düşmanlık allah ve islam düşmanlarınadır,yoksa sizin gözünüzü boyayanlar mı var Allah'ın boyasıyla boyanmak yerine..Düşmanlarını şaşırmışsınız ,sürü çobanı gibi kurt yerien kuzuyu dövmeye çalışıyorsunuz ..Gidin Adnan oktar ,musa carullah bigiyev ,fethullah gülen,Muhammed esed ,Mustafa islamoğlu ,Hayreddin karaman gibi nice sapıklar var onlarla uğraşın....
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
kardeş imamlar zamanında böyle bir şey yok . yok olana ne desin mübarekler...benden sonra şu olabilir , şöyle dir bunun hükmü mü desinler. nerden bilsin böyle bir şeyin çıkacağını.. kardeş , seleften nasıl geldiyse tevbenin öyle yapılması gerekir, bidat nedirki başka türlü.. allah için iyi düşünün , yanlış hüküm vermeyin... allah yardımcımız olsun..

Kardes Imami azama gore konuyorum simdi. Ben bizim silsileyi alirsam, Onun zamaninda cagdasi Caferi Sadik kaddesallahu sırruhu vardi. Tebei tabiin zamanida Hz.Ebubekirin radiyalluhu ann torunu Muhammed Ibn Ebibekr r.a. vardi ondan once Selmani Farisi r.a. Sen bu yolun Sahi Naksibentle mi basladigini zannediyorsun kaddesallahu sırruhu. Bu yol onlardan geldi.

Gene diyorum sana Cagdasi Caferi Sadik r.a. yok sayarsak Imami Azamdan Rahimehullah sonra bircok Alim geldi gecti (Kontrol etmedim ama Imam Matrudi rahimehullah bile 200 kusur sene sonra geldi) bu alimlerden elinde bir kitap risale varmi Tasavvufun bidat olduguna dair. Eger varsa kaynak ismi kitap ismi Ehli SUnnet alimin ismini buraya yazki konusacagimiz ici dolu birseyler olsun. Zira bu sekilde laf kalabaligi oluyor sadece.


EYvallah,
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
El-Endulusi kardeşim,tasavvufu inkar eden ehli sünnetten çıkıyor muydu? bir başka forumda bir abi paylaşımda bulunmuştu da tam hatırlayamadım..gerçi imam gazali hazretlerine göre tarikata girmek VACİPtir..İmam GAZALİ radiyallahu teala anh kim sen biliyor musun şahiner?? HUCCET'UL İSLAM!!!

Kardes, Tasavvufu inkar eden (bakin elestiren demiyorum inkar eden) kafir olmaz ama Ehli SUnnet diyemeyiz. Ehli Sunnetin cumhuru Tasavvufa Hak der.
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Zaten saadet devri ve efendimiz dönemi ve hilafet döneminde herşey olmuş herşeye çare bulunmuş diyemeyiz ,sadece dinin gerekli hükümleri ortadadır,alkolü haram etmiştir,zararlı içecekleri ama extacy hapından bahsetmez ,viskiden yani kurallar ortadadır..Sonradan dine giren ihtiyaca göre eklenen şeyler mevcuttur ,bunlara bid'at denir ,bid'at iki türlüdür .Bid'at ı hasene iyi bidat ve bizim radikal tabiriyle ifade ettiğimiz dinin özünü bozan ,farzlara vaciblere sünnetlere sarılmada radikallik yerineinsanlara saldırma ağzından köpük saçarak ,nefretten başka birşey bilmeyen ''ne ki haddini aşar zıddına inkilab eder''in manasını kavramayan hep batıla hizmet edeen güruhun ,tağut ,put,tuğyan ,bid'at ezberlerinde olan bid'at ...Bid'at bilmeyenlerin kendi kafalarına koydukları düşünce yani..Bid'atı hasene de beis yoktur ,mesela namazdan sonra toplu tesbihat gibi.Caizdi uygundur..Gereklidir de.Zira eldeki imkanı kullanıp kolaylığı kullanmamak abestir..İslamın da abesle işi olmaz.Şimdi burada tevbenin özü bozulmuyor ,büyük bir zatın elinden tutmakta da beis yok ,kaldıki onlara yakın olmak ,onlardan feyzlenmek daha güzeldir ..Onların manevi derecelerinden faydalanmak ..Ee o zman sizin zorunuz ne ,düşman arıyorsanız düşmanlık allah ve islam düşmanlarınadır,yoksa sizin gözünüzü boyayanlar mı var Allah'ın boyasıyla boyanmak yerine..Düşmanlarını şaşırmışsınız ,sürü çobanı gibi kurt yerien kuzuyu dövmeye çalışıyorsunuz ..Gidin Adnan oktar ,musa carullah bigiyev ,fethullah gülen,Muhammed esed ,Mustafa islamoğlu ,Hayreddin karaman gibi nice sapıklar var onlarla uğraşın....

ama efendimiz as.her bidat sapıklktır buyuruyor.. sizin bidatı hasene dediğiniz şey ibadetlerle veya inanç esasları ile ilgili değildir.bu ayrım günlük hayatın kolaylaşması adına yapılan icatlarla ilgilidir..
 

ahmedyasin99

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
110
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ama efendimiz as.her bidat sapıklktır buyuruyor.. sizin bidatı hasene dediğiniz şey ibadetlerle veya inanç esasları ile ilgili değildir.bu ayrım günlük hayatın kolaylaşması adına yapılan icatlarla ilgilidir..

inanç esaslarıyla alakalı zaten değişiklik yok tevbenin de özü bozulmuyor,zikrin de..
 

ahmedyasin99

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
110
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ya amellerde değişiklik ne olacak..

Mezheplerde bile bazen değişiklik oluyor,amelde yani ,kaldı ki bizdeki bilgi kuran sünnet icam kıyas ve alimlerin muctehidleri aracılığıyla geliyor.Muctehid ictihadında hata yaptıysa bilmeden halisane niyetle yani bir sevab,hata yapmadıysa iki, sevab vardır ,o halde biz onlara uyanlara vebal yoktur ,''innemel amalu binniyat''ameller niyetlere göredir..Dinde samimiyettir..Yeterki samimi olalım niyetimiz de halisane olsun ,cehdimiz Cihadımız Allah yolunda olsun,niyetmiz halisane olsun Allah kendi yolunda cihad edene gün gelir 3bin melekle yardım eder...
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
Yok zikiri illa tek yapicaksin bir araya toplanmadan yapilacak. Tovbe de ayni sekilde tek basina olucak. Benim anlamadigim gunumuzde oyle insanlar varki bunlar nasil tovbe edilecegini de bilmiyorlar acaba onlara kim ogreticek. Yok yok kimse ogretemez yada gosteremez bu bidattir. Allah c.c. kimseyi Ehli Sunnetden ayirmasin?

Eyvallah
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Mezheplerde bile bazen değişiklik oluyor,amelde yani ,kaldı ki bizdeki bilgi kuran sünnet icam kıyas ve alimlerin muctehidleri aracılığıyla geliyor.Muctehid ictihadında hata yaptıysa bilmeden halisane niyetle yani bir sevab,hata yapmadıysa iki, sevab vardır ,o halde biz onlara uyanlara vebal yoktur ,''innemel amalu binniyat''ameller niyetlere göredir..Dinde samimiyettir..Yeterki samimi olalım niyetimiz de halisane olsun ,cehdimiz Cihadımız Allah yolunda olsun,niyetmiz halisane olsun Allah kendi yolunda cihad edene gün gelir 3bin melekle yardım eder...

hangi müçtehid bu nakşi zikrini belirledi , ben bulamadım kaynak ver bakalım...
 

ahmedyasin99

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
110
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
hangi müçtehid bu nakşi zikrini belirledi , ben bulamadım kaynak ver bakalım...

nakşi zikrinde ne var belirlelen yeni bir usul mü,Allahı düşünüp zikretmek içten bu yok mu ,namazda bile var...Şahı Nakşıbendi hazretleri nakşı tarikatının kurucusu sayılır..Kaldı ki namaz bazen kuran da salah bazen de zikr diye geçer ,namazda allahı hem sesli hem hafi zikretmiyor muyuz?Zikr budur benim kendi kanımca ama nasıl nafile kılmanın fazileti fazlaysa namaz dışındaki zikrin de ,fazileti fazladır..
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
El almak ve vermek hadisesi tarikatlar ile ilgili bir adaptır. Şöyle ki: bir havalide tarikatın bir kolunu temsil eden bir şeyh veya efendi olur. Bu zata intisap edip takip etmek ve ondan ve tarikatın feyizlerinden istifade etmek isteyenler olabilir.

Bu kişiler, şeyhin elini tutup hem tarikat alma hem de günahlarından tevbe - istiğfar etme ve bir daha günah işlememeye niyet etme anlamında bir manevi bağ teşkil ederler. Bu durumda şeyhin kuvvet ve dirayeti ne kadar sa, kendi müritlerine tasarruf eder. Müritte “beni nezaret ve takip ediyor” diye şeyhinden çekindiği için günah işlememeye azami dikkat eder.

Yüz yıllarca hükmünü bu şekilde icra etmiş olan tarikat ve el alma faaliyetleri, insanları Allah’a ulaştırmanın ve Allah’a sevdirmenin müessir bir yolu idiler. Fakat şimdiki zamanlarda bu manada bir efendi ve müritlerine nezaret edecek kapasitede bir şeyh bulmanın biraz zor olacağı kanaatindeyiz. Çünkü, çoğunlukla bu zamanın insanlarına ve bu asrın ruhuna uygun bir hareket tarzı sergilenmemektedir.
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
nakşi zikrinde ne var belirlelen yeni bir usul mü,Allahı düşünüp zikretmek içten bu yok mu ,namazda bile var...Şahı Nakşıbendi hazretleri nakşı tarikatının kurucusu sayılır..Kaldı ki namaz bazen kuran da salah bazen de zikr diye geçer ,namazda allahı hem sesli hem hafi zikretmiyor muyuz?Zikr budur benim kendi kanımca ama nasıl nafile kılmanın fazileti fazlaysa namaz dışındaki zikrin de ,fazileti fazladır..

müslümanın iman edip sonra peygamber as. gibi ibadet etmesi gerekir.. kafasına göre yeni metod belirleyemez..
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
12
Hâris İbnu Süveyd anlatıyor: "Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)' dendi, diğeri de kendisinden. Dedi ki: "Mü'min günahını şöyle görür: "O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Fâcir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür" İbnu Mes'ud bunu söyledikten sonra eliyle, Şöyle diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır.

Sonra dedi ki: "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini duydum: "Allah, mü'min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: "Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp: "Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım" der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah'ın, mü'min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden fazladır.
"


Müslim'in bir rivayetinde şu ziyâde var: "(Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi: "Ey Allah'ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim.

(Buharî, Da'avât 4; Müslim 3, (2744); Tirmizî, Kıyâmet 50, (2499, 2500).

Allah c.c. son nefesde tovbe nasip etsin. Amin.

Eyvallah
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Yüreğine sağlık CAN, hep böyle kalasın
Rabbim kimini kimine böyle sebep verir, yüreğindekileri dökmek için sebeb verir.
Ne güzel yüreğindekiler...
Rabbim her daim tövbe nasip etsin, her daim tövbe eden tövbe edebilir de ondan
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
müslümanın iman edip sonra peygamber as. gibi ibadet etmesi gerekir.. kafasına göre yeni metod belirleyemez..

yahu zikirle alıp veremediğin ne kardeş? Allahu zülcelal kuran da ne buyuruyor: "Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Halbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı pek az anarlar."
Münafık mı olalım neuzubillah zikretmeyip he? silsilemizin büyükleri de bu zikri sistemleştirmişlerdir Allah onlardan razı olsun.diyeceksin ki bu sünnette yok e sünnette belki bu sistemli hali yoktur haklısın ama gel gelelim eğer ki sen Peygamber efendimiz aleyhisselatu vesselamın kabrinde diri olduguna ve namaz kıldığına inanıyorsan ve ruhunun tüm kainatı kapladıgına inanıyorsan,peygamber efendimizin nakşibendi tarikatında zikir oldugundan haberi olmadıgına mı inanıyorsun ??
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt