Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

***-Takva’ya Ulaştıran Büyük Sır... (1 Kullanıcı)

Assayer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2010
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
zulcellalivelikram.jpg

` Biliyorsunuz ki Takva Allah katında çok büyük bir değeri olan yüce bir mertebedir. Takva kulun Allah’tan korkup sakınması, kendini rabb’ine teslim etmesidir.

` Takva’ya ulaşmada Rabbimiz bizden bir dilek ister, bu dilek: “ruhumuzun Allah’a ulaşmasını dilemektir”. Bu her yerde geçen fakat günümüzde unutturulan bir şeydir. Bu tek başına yetmez insanın rabbinden kalben korkması ve sakınması gerekmektedir.Buda bekliyerek kendi kendine gelmez, SAKIN BEN HAZIR DEĞiLiM YADA ŞUNU BUNU YAPIYIM FiLAN SONRALARADA BIRAKMANIZA GEREK YOK.. ALLAH’TAN KORKTUĞUNUZU DiLE GETiRMEKTE SiZi ALLAH’IN HiDAYETiNE KAVUŞTURABiLiR.


“…Muhakkak ki, Allah yolunda en değerli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır (49/13)”
“Arabın arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur Üstünlük ancak takva iledir ”(Ahmed b Hanbel, 5, 411)

İşte Takva’ya Ulaştıran Büyük Sır...
(Bunları saymaksızın sürekli tekrar edin, iÇiNDE HiÇ İMAN BULUNMAYAN BiR iNSAN BiLE GÜZEL VE SAMiM i DUYGULARA KAVUŞUR.)

Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, Ben Allah’tan korkarım, ………….

` Bunları sölerken Allah’ın sıfatlarınıda zikredebilir, Ahiret ve gazabı düşünüp Çeşitli konularda TEFEKKÜR yapabiliriz. Tefekkür yapmak yani Aklımızı kullanmak, düşünmek ve yorumlamak büyük bir ibadettir.

“Allah korkusu diğer korkulardan hiçbirine benzemez.”
” Allah korkusu, insanı olgunlaştırır, kemale erdirir. Nefsin esaretinden, şeytanın tuzağından kurtarır.”
“Allah korkusu iman ve ilim derecesidir Bu bakımdan Allah ’tan en çok korkanlar imanı son derece kuvvetli olanlar ve alimlerdir”
“Allah’tan korkan bir insandan Her şey korkar.”

` Günlük yaşamımızda karşılaştığımız ve kötü düşündüğümüz olaylar esnasında bunları içimizden tekrarlamayı unutmayalım, Allah Es-Semih(İşiten) ve El-Basir(Gören) dir.

` El-Hadi(Hidayet veren) Allah dilediği kulunu hidayete erdirir, İnşallah hayırlı, Allah’a layık bir kul olup Er’enlerden oluruz.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Birçok şeyi kapsayan küçük ama manası Büyük bir dua;
Allah’ım bize Akıl ver, İlim ver, Zihin ver.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
 

mina44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 May 2011
Mesajlar
69
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Amin ecmain ... emeğinize sağlık...
 

abdullahsabit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2011
Mesajlar
39
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
amin amin RABBİM hepimize hidayet kapılarını açsın.günahlarımızı bağışlasın.amin ecmain
 

marifet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Haz 2011
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Allahım bize akıl ve ilim ver zihin ver.. Allah razı olsun
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Takva::, korkmak belki de bir neticedir başlarda , korkmak ? herşeyi gören , herşeyi bilen, herşeyi duyan 'dan peki niye???
Cehennemine atar diye mi? korkmak
Takva: Sevmek, herşeyi bilene kendini teslim etmek, dikkat etmek yanlış düşüncelerden arınmak,
Takva: Kalpten geçene, düşüncene dikkat etmek seviyorsun itiraf et... sevdiğin hakkında tam teslimiyet , tam iyi niyet, tam iyi düşünce
Korkmak, olabilir kimine geçerse de , aşıklar için geçmeyen akçe, geçeri neyse?
Rabbim seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, öyleyse kalbimi düşüncemi temizlemek istiyorum
''Rabbim temizleri sever'''
''Rabbim takva sahiplerini sever''
Rabbim sevilmek isterim, öyleyse sevdiklerin olmak isterim, netice:
Korkmak=sevmek aynı gibi görünsede .. birinde zorlama var, birinde istek...
Rabbim seni seviyorum, sana ulaşmak istiyorum, çünkü seni seviyorum, anlamak istiyorum, yakın olmak istiyorum, çünkü seni çok seviyorum...
Neden seviyorum? çünkü tüm yaratılanların Yaratıcısısın, eşsizsin, mükemmelsin, seni severek hayat buluyorum, sana muhtacım
Ve sen beni herşeyimle düşünen tek varlıksın
Kimse gelmez benimle bırak mezara kadar bile gelen yok terkettiler birer, birer şimdiden, seni sevdim diye anlamazlar
Sen hiç terketmedin, hep yanımda , acımda, sevincimde benimleydin, bilemedim, beşerdim, farkedemedim
Ve sen sevilmeye en layıksın, ötelerde uzaklarda zannettim, korkuttular, korkumdan kapına gelemedim
Oysa şevkatini, merhametini bilseler... ama yine de olmalı değilmi? korku
Sevdiğinden ayrı kalma korkusu, ona layık olamama, yakın olamama
Kusura bakılmasın, ne cennet , ne cehennem , sevdiğimden ayırma Ya Rab, bir saniye bile seni düşünmekten ayırma
Takva, seni düşünmek,'' seni layıkıyla bilemedik''demek...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
49/ EL-HUCURÂT -13- Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sâhib çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki ALLÂH'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda en ileri olandır. Muhakkak ki ALLÂH herşeyi bilir, her şeyden hakkıyla haberdârdır.
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Harika iste bu!
Gulberra cok cok tesekkurler, Allah razi olsun...
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
66
Çok güzel ama bunca korku ile nasıl yaşayacaksınız...Hep korku üzere kalmak size bir şey kazandırmaz...
AŞK lazım esas insana ...
Aşk lazım inanın insana ...
Allah C.C. aşkı olmadan, hiç bir şekilde layığı ile korkamaz sınız...
Sevmeden olur mu ? ...
Sevdiğin zaman ,sevdiğin seni sevmezse işte o zaman esas korkuyu yakalarsınız ...
Yoksa elinde sopa olan korkusu ile korkuyorsanız veya korkacaksanız ...
Ne kadar korkarsanız korkun hiç bir işe yaramaz...
Aşk yoktur...Sevmek yoktur...Sevilmek yoktur...
Yani sen yoksun ortada o zaman korkmak niye...
Biz korkmuyor seviyoruz... işte o sevmezse diye ....
KORKUYORUZ....
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Sevgi yitirildiğinde, insanın içinde büyük bir boşluk oluşur. Hem ruhsal, hem de bedensel yönden çöker, sürekli hata yapar, suç işler ve şeytanın karanlık bataklığında yaşar. Bu nedenle insanları güzel ahlaka çağrıda bulunmak, Allah sevgisinin kucaklayıcı sıcaklığına insanları yaklaştırmak, gerçek sevginin güzelliğini insanlara anlatmak gereklidir. İnsan ancak yüzeysel değil, samimi iman ettiğinde gerçek anlamda mutlu olabilir.

İnkara dayalı felsefeler yıllardır toplumda bencillik ruhunu ve egoizmi yerleştirdi. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığındaki insanlar da hep kendi çıkarlarını gözeten bencil toplumlar oluşturdu.

Oysa insan Allah’a derin bir aşkla bağlı olsa, O'na tevekkül etse, O’nun yarattığı her şeyde hayır olduğunu görebilse, merhametli olsa, etrafındaki insanları kendisinden çok koruyup kollasa, Peygamberimiz(sav)’in “komşusu açken tok olan bizden değildir” sözünü güzel bir ahlak kuralı olarak yaşamına uygulasa bambaşka bir ortam olur.

Tevekkül edip Allah’a teslim olduğu zaman insanlar; bolluk, bereket, huzur, mutluluk ve nimetler içinde yaşar. Allah’ın sonsuz rahmeti ve koruması altında olduğunu bilmek, imanın önemli bir koşuludur. İnsan Allah’a güvenmiyorsa zaten kesin bilgiyle inanmıyor demektir.


Allah’a olan iman arttıkça, sevgi gücü de artar. Bu, çaba sonucunda elde edilen bir şey değildir. Allah gönülden iman eden her kulunun kalbine bu duyguyu ilham eder. Mümin ise, bu nimeti elde edebilmek için samimi olarak dua eder, bunu Allah’tan sürekli ister. Allah'a herkesten ve her şeyden çok daha derin bir sevgi duymasına rağmen, bununla yetinmez. Allah’ı çok daha da fazla sevmek için yine O’na yalvarır. Allah’a olan sevgisi arttıkça Allah’ın yarattıklarına olan sevgisi de artar.

Samimi inanan insan, Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden olan ’sevgi gücünü’ çok iyi kullanır ve Allah rızası için sevgiyi yaşama konusunda tüm engelleri kaldırmaya çaba gösterir.

Gerçek ve samimi sevgi Allah’ın bahşettiği en büyük nimetlerden biridir. Allah’ın hoşnutluğunu amaç edinmeyenler ve emrettiği güze ahlakı yaşamayanlar, gerçek sevgi gibi bir nimete ulaşamazlar. İnsanların birçoğu sevginin taklidini yapar ve gerçek sevgiyi yaşıyormuş gibi görünmeye çalışır. Yaşadıkları geçici ve sonlu sevgilerdir; geçici ve sonlu mutluluklardır. Gerçek sevgi, sonsuza dek sürecek olan gerçek yaşama kilitlenmiş olan sevgidir. Sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya tek layık olan Yüce Allah Kuran'da, yalnızca iman eden kulları için bir sevgi kılacağının müjdesini verir: “İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96)

Makale Kaynağı: Fuat Türker
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
66
Sevgi yitirildiğinde, insanın içinde büyük bir boşluk oluşur. Hem ruhsal, hem de bedensel yönden çöker, sürekli hata yapar, suç işler ve şeytanın karanlık bataklığında yaşar. Bu nedenle insanları güzel ahlaka çağrıda bulunmak, Allah sevgisinin kucaklayıcı sıcaklığına insanları yaklaştırmak, gerçek sevginin güzelliğini insanlara anlatmak gereklidir. İnsan ancak yüzeysel değil, samimi iman ettiğinde gerçek anlamda mutlu olabilir.

İnkara dayalı felsefeler yıllardır toplumda bencillik ruhunu ve egoizmi yerleştirdi. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığındaki insanlar da hep kendi çıkarlarını gözeten bencil toplumlar oluşturdu.

Oysa insan Allah’a derin bir aşkla bağlı olsa, O'na tevekkül etse, O’nun yarattığı her şeyde hayır olduğunu görebilse, merhametli olsa, etrafındaki insanları kendisinden çok koruyup kollasa, Peygamberimiz(sav)’in “komşusu açken tok olan bizden değildir” sözünü güzel bir ahlak kuralı olarak yaşamına uygulasa bambaşka bir ortam olur.

Tevekkül edip Allah’a teslim olduğu zaman insanlar; bolluk, bereket, huzur, mutluluk ve nimetler içinde yaşar. Allah’ın sonsuz rahmeti ve koruması altında olduğunu bilmek, imanın önemli bir koşuludur. İnsan Allah’a güvenmiyorsa zaten kesin bilgiyle inanmıyor demektir.


Allah’a olan iman arttıkça, sevgi gücü de artar. Bu, çaba sonucunda elde edilen bir şey değildir. Allah gönülden iman eden her kulunun kalbine bu duyguyu ilham eder. Mümin ise, bu nimeti elde edebilmek için samimi olarak dua eder, bunu Allah’tan sürekli ister. Allah'a herkesten ve her şeyden çok daha derin bir sevgi duymasına rağmen, bununla yetinmez. Allah’ı çok daha da fazla sevmek için yine O’na yalvarır. Allah’a olan sevgisi arttıkça Allah’ın yarattıklarına olan sevgisi de artar.

Samimi inanan insan, Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden olan ’sevgi gücünü’ çok iyi kullanır ve Allah rızası için sevgiyi yaşama konusunda tüm engelleri kaldırmaya çaba gösterir.

Gerçek ve samimi sevgi Allah’ın bahşettiği en büyük nimetlerden biridir. Allah’ın hoşnutluğunu amaç edinmeyenler ve emrettiği güze ahlakı yaşamayanlar, gerçek sevgi gibi bir nimete ulaşamazlar. İnsanların birçoğu sevginin taklidini yapar ve gerçek sevgiyi yaşıyormuş gibi görünmeye çalışır. Yaşadıkları geçici ve sonlu sevgilerdir; geçici ve sonlu mutluluklardır. Gerçek sevgi, sonsuza dek sürecek olan gerçek yaşama kilitlenmiş olan sevgidir. Sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya tek layık olan Yüce Allah Kuran'da, yalnızca iman eden kulları için bir sevgi kılacağının müjdesini verir: “İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96)

Makale Kaynağı: Fuat Türker

Teşekkürler çok güzeldi...
Şimdi şu satırları dikkatle okuyunuz...
Allah C.C. nun KAPI'sına gitmişsiniz...''İNŞALLAH''
Kapıyı çalmışsınız...
Açılmış....
Aşkı İlahiye gark olmuşsunuz...


Yine bir gün ...
Gene Allah C.C. nu kapısını çalmışsınız...
Kapı Duvar... kalmışsınız dışarıda...''ALLAH C.C. KORUSUN''
Heyhat işte mahvoldu insan o zaman...
İşte gerçek Korkumuz budur...
Ya Allah C.C. bize kapıyı açmazsa ...
Ya dışarıda kalırsak...
Ya yüzümüze bakmazsa...
Ya biz O CEMALE bakmaktan mahrum kalırsak...
İşte o zaman öldük bittik tükendik...
Allahım C.C. sevginden bizi mahrum etme...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Teşekkürler çok güzeldi...
Şimdi şu satırları dikkatle okuyunuz...
Allah C.C. nun KAPI'sına gitmişsiniz...''İNŞALLAH''
Kapıyı çalmışsınız...
Açılmış....
Aşkı İlahiye gark olmuşsunuz...


Yine bir gün ...
Gene Allah C.C. nu kapısını çalmışsınız...
Kapı Duvar... kalmışsınız dışarıda...''ALLAH C.C. KORUSUN''
Heyhat işte mahvoldu insan o zaman...
İşte gerçek Korkumuz budur...
Ya Allah C.C. bize kapıyı açmazsa ...
Ya dışarıda kalırsak...
Ya yüzümüze bakmazsa...
Ya biz O CEMALE bakmaktan mahrum kalırsak...
İşte o zaman öldük bittik tükendik...
Allahım C.C. sevginden bizi mahrum etme...

Düşünmesı bıle can yakıyor
RABBIM onu hakkıyla sevmeyı onu hakkıyla tanımayı tanıtmayı ona layık kul olabılmeyı nasıb etsın...
huzurunda boynumuzu bükme yarabbi..
amın inşALLAH...
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Isteyene istedigini verdi; deki cenneti verdi, peki derse?
"Alin cennete gozum gormesin yeter ki...
Bir aci , bir izdirap yeter mi ki?
Neyleyim kosku neyleyim sarayi, icinde salinan yar olmayinca...
Cemalini seyretme hayali, tek emelim. tek hayalim, yoksa , yoksa ne ederim?
Ya Rab Cemalini seyretmek isterim (iste vereyim)
Vermeyecegin duayi ettirmezsin; neler neler verirsin??
EY hazinenin gercek sahibi, seni senden isterim...
Hazinelerin guzel, cennetin guzel olmali... Ya sen?? Ya sen???
Cennetten guzel olmalisin, seni senden isterim
Hadi duaya , hadi duaya (tabiki hep, hep isterim)
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
66
Düşünmesı bıle can yakıyor
RABBIM onu hakkıyla sevmeyı onu hakkıyla tanımayı tanıtmayı ona layık kul olabılmeyı nasıb etsın...
huzurunda boynumuzu bükme yarabbi..
amın inşALLAH...

Ne güzel duygu değil mi?
İşte korku bu demek gerisi inanın sözde kalır...
Yeter ki sevgimiz ve İnşallah Allah C.C. nun ve Habibi A.S. ın sevgisi hep bizimle olsun...
Eğer çağrıya icabet edecek yüzümüz yok ise Aman Allah'ım C.C. ne büyük bir utanç tır...
Allah'ım C.C. sen bizi koru...
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
66
Isteyene istedigini verdi; deki cenneti verdi, peki derse?
"Alin cennete gozum gormesin yeter ki...
Bir aci , bir izdirap yeter mi ki?
Neyleyim kosku neyleyim sarayi, icinde salinan yar olmayinca...
Cemalini seyretme hayali, tek emelim. tek hayalim, yoksa , yoksa ne ederim?
Ya Rab Cemalini seyretmek isterim (iste vereyim)
Vermeyecegin duayi ettirmezsin; neler neler verirsin??
EY hazinenin gercek sahibi, seni senden isterim...
Hazinelerin guzel, cennetin guzel olmali... Ya sen?? Ya sen???
Cennetten guzel olmalisin, seni senden isterim
Hadi duaya , hadi duaya (tabiki hep, hep isterim)

Sıratul Mustakim yolu doğru yoldur ayrılmaz ve Edep ile sevgiyi arz edersek ...
Bir gün İNŞALLAH Allah C.C. kapısını açıp CEMALİNİ bize sunacaktır...
Bu yolda Ümitsizliğe yer yoktur ....Bu söz inanın ki doğru bir sözdür...
Yolumuz açık ve aşka kavuşur olsun...İNŞALLAH...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Ne güzel duygu değil mi?
İşte korku bu demek gerisi inanın sözde kalır...
Yeter ki sevgimiz ve İnşallah Allah C.C. nun ve Habibi A.S. ın sevgisi hep bizimle olsun...
Eğer çağrıya icabet edecek yüzümüz yok ise Aman Allah'ım C.C. ne büyük bir utanç tır...
Allah'ım C.C. sen bizi koru...
evet size aynen katılıyorum..
eğer rabbımi tanıtırken korkutarak değilde onun lutfundan bahselseydı
onun merhametınden bahsedilse
onun rahmetinden bahsedilse
onun bizim için yaratığı güzelliklerden bahsedilse
emınım bır çok sey çok daha farklı olrdu..
ama ilk yapılan şey ondan korkun demek oluyor ama eğer onun rahmetınden merhametınden bıze bahşettiği güzelliklerden bahsedilse her şey daha farklı olmazmıydı yaptımız ibadetlerı bıle yapmassak gunahtır
dıye degılde ona duyduğumuz sevgıden yapılsa belkıde çok daha başka alemlerde olurduk
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Allah bizi seviyor
O bize yeni bir yaşam teklif ediyor; bol bir yaşam...
İnsanların çoğu neden bu bol yaşamı ve Allah'la olan bu ilişkiyi tatmıyor?

 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Çıkış yolumuz, Allah’ın Kitabına ve Peygamberimiz (asm)'ın sünnetine sımsıkı sarılmaktır, asla bırakmamaktır. O'nun tebliği kıyamete dek geçerlidir. O'nun tebliği bizim de tebliğimiz, O’nun tevhit mücadelesi bizim de tevhit mücadelemizdir.

Peygamberimiz (asm)’ın sünneti, onun gibi Kuran’ı yaşamak, ona itaat etmektir. Onun gibi yaşamak, O’nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile Kuran'ı dünyaya yaymaya çalışmak, ahlâk olarak gücümüzün yettiğinin en fazlasıyla O’na benzemek için gayret etmektir.

Resûlullah (asm), “Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bildirildiği üzere bizim için en güzel örnektir.

Peygamberimiz (asm), devlet yönetiminden ticarete, eğitimden sosyal dayanışmaya kadar birçok konuda bizi bilgilendirir. O'nun sünnetinin en belirgin özelliği, kolaylığıdır. "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buhari) buyurarak bu gerçeği ifade eder.

Peki, kolay olduğu halde neden zor görüyoruz? O’nun sünnetini gereği gibi yaşadığımızı söyleyebilir miyiz?

"Kim sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Kim beni ihya ederse Cennette benimle beraberdir" buyurur Peygamberimiz(asm) ve sonsuza kadar O’nunla birlikte olma müjdesi verir. Peki, bizler, sünnetini gereği gibi ihya edebiliyor muyuz?

Resûlullah (asm), Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağının kararlılığı içindedir. Bu kararlılıkla hak dini, en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirir. Bizler ise zaaflara, hırslara, tutku dolu isteklere sahibiz. Dini kabul etmemize rağmen bu zayıflıklarımıza zaman zaman yeniliyoruz. Zaaf ve tutkularımızı terk edeceğimiz yerde dinin hükümlerini terk ediyoruz.

Eşimizin-dostumuzun, akrabalarımızın nasıl karşılayacağından emin olamadığımızdan, dinin bazı hükümlerini yerine getirmekten çekiniyoruz. Dine uygun olmayan kimi alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz.

O, Kur'an'ın ifadesiyle, ... 'Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 50) buyururken, bizler birçok sorumluluğumuzu görmezden geliyoruz.

Allah'ın buyruğu olan yardımseverliği hayatımızın her anında sergileyebiliyor muyuz? Esirlere, yolda kalmışlara, zorluk içindeki yoksullara, yetimlere ne kadar yardım ediyoruz? İhtiyacımızdan artakalanını infak etmemiz gerekirken, bu sorumluluğumuzu gereği gibi yerine getiriyor muyuz? Peygamberimiz (asm), "infak et, arşın Rabbi eksiltir diye korkma" buyururken biz vicdanımızı devreye sokarak gerçekten ihtiyacımız olanı mı ayırıyoruz, yoksa eksileceğinden korkarak yığıp biriktiriyor muyuz?

Peygamber Efendimiz (asm), "…Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem Suresi 4) ayetinde de belirtildiği üzere çok güzel ahlaklı, şefkatli, anlayışlı bir insandı. Müminlerin sorunları ile ilgilenir, imanlarını artırmaları yönünde onlara hatırlatmalar yapardı. Onların sıkıntıya düşmesi gücüne giderdi. "Ve müminlerden, sana tabi olanlara (koruyucu) kanatlarını ger." (Şuara Suresi, 215) ayeti gereği şefkat dolu ve esirgeyiciydi.

Bizler ise onun güzel ahlakını tanımak, ona benzemek, ahirette O’nunla yakın olabilmek için ne kadar çaba gösteriyoruz? En güzel örnek yanı başımızda iken bizler kendimize başkalarını örnek alıyor, onların davranışlarına, konuşmalarına, giyim tarzlarına özeniyor, onlar gibi yaşamaya çalışıyoruz. İnsanları doğru olana, en güzel ahlâk ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluğumuz iken kendimiz bu güzel ahlâkı yaşamak için ne kadar çaba içindeyiz?

Rabbimiz, "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır” (Haşr Suresi, 9) buyurarak Ensar’ı övüyor ve bize örnek gösteriyor.

Bizler ise din kardeşlerimiz için ne kadar fedakârlıkta bulunuyoruz?
Peygamber Efendimiz (asm), "Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere" ve "merhamet etmeyene merhamet edilmez" (G. Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis) buyuruyor. Peki, bizler şefkatli ve merhametli olmayı ne kadar önemsiyoruz?

"Allah refikdir (merhametli ve şefkatli), rıfkı sever ve rıfka mükabil verdiğini başka hiçbir şeyle vermez.” (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi) sözleriyle bizi uyarırken Resûlullah, biz O'nun şefkatli ve merhametli kişiliğini ne kadar örnek alıyoruz? Allah'ın rızasını kazanıp, aramızdaki kardeşlik bağlarının artmasına ve güçlü bir birlik olmamıza vesile olacak olan bu duyguları ne kadar yoğun yaşıyoruz?
Bediüzzaman, Muhammed(asm)’ı şöyle anlatır; "Nasıl kâinat insan için yaratılmış ve kâinattan maksud ve müntehab insandır; öyle de, insandan dahi en büyük maksud ve en kıymettar müntehap ve en parlak ayine-i Ehad ve Samed, elbette Ahmed-i Muhammed'dir."

Hepimiz aynı peygamberin ümmeti olma bilinci ile ona layık birer mümin olmaya çalışırsak, yeryüzünde barışın ve esenliğin kaynağı olabiliriz. Bu yüzden çıkış yolumuz, Allah’ın Kitabına ve Peygamberimiz (asm)'ın sünnetine sımsıkı sarılmaktır, asla bırakmamaktır. O'nun tebliği kıyamete dek geçerlidir. O'nun tebliği bizim de tebliğimiz, O’nun tevhid mücadelesi bizim de tevhid mücadelemizdir.

Hz. Ebu Bekir(ra) şöyle der: "Yüce Allah, Muhammed aleyhisselama dinini ayakta durduracak, buyruğunu açıklayıp hakim kılacak, tebliğ görevini yerine getirecek ve Allah yolunda savaşacak kadar ömür yaşattıktan sonra, O'nu vefat ettirdi."

... Ancak O, hâlâ diridir. Bize düşen O'nun gibi, örtümüzden sıyrılmak, dirilmek, kalkıp uyarmaktır.


Makale Kaynağı: Fuat Türker
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt