Sakatat Tüccarıdır senin Evliya dediğin!…
Evren Acıgül
Kediler neden hiç ayrılmaz evliya türbelerinden bilir misin?…
Sen, ziyaretçiler simit attığı yada türbe aşevinin yemek artıklarına göz diktikleri için bekleştiklerini sana dur…
Kediler; ciğer sever.
Kediler; sakatat sever.
Ciğerin hası, sakatatın lezizi türbelerdedir Gülüm.
Evliya; ciğerini satandır!
Evliya; kalbini satandır!
Evliya; derisini soyup çıkarandır!
Ciğer süzer, ciğer besler kanı…
Kan ki ırmak gibi akar damarlarımızda!…
Ne demişti şeytan hatırla secde emrine direnirken; “Bana mühlet ver ki onların damarlarında akayım!..” Aktı da… Akmada da… Akacak da…
Yalnız evliya hariç!…
Evliya çözmüştür şifreyi. Kanın egoyu, kanın bedeni- bedenselliği beslediğini sezmiştir de satılığa çıkarmıştır ciğerini bir üst evliyanın tezgâhında! Kanlı canlı secde edilemeyeceğini sezmiştir Evliya…
Utanır, sıkılır önceleri pazarda ama bir kere ar u namus şişesi yere çalınmışsa utanma da ar da kalkmıştır evliya adayından… Bağırır, çağırır, dolaşır ve satar ciğerini… Artık “Akılsız” ve “Kansız” dır Evliya…
Kedilere maskara olurcasına, fiysebilillah beleşe satar ciğerini!
Satar içi acıya acıya…
Karşılığı olmayacağını bile bile. Hibe eder!
Yana yana, kanaya kanaya…
Yarasını açık gezerken hiç kanamamış görüntüsü nasıl verilir, işte o pazarda öğrenir Evliya…
Kimi zaman sever, delice sever, “Âşık” da derler…
Dengesini yitirip açığa vuranına da “Meczup” demiştir avam…
Toplumun hiç umulmayacak kesimlerindedir onlar. Ne ellerinde baston vardır, ne bağırlarına basabilecekleri birileri… Ne dayanakları vardır onların, ne bağlı oldukları birileri. Her AN her yerde bulunabilirler…
Gel denince gelirler, git denince giderler saftrik denmesine aldırış etmeksizin… Severler delicesine… Tekrar ve tekrar… Hakikatte her sevginin bir Cehennem, her sevgilinin Cellat olduğunu bile bile… Şifreyi çözmüşlerdir çünkü: HAKİKİ YAŞAM ARINMA, HAKİKİ KURTULUŞ ÖLÜMDÜR ü görmüşlerdir çünkü…
Kalbini satar evliya…
Gönlüne bir hırsız gibi ansızın girene çıkarır, yerinden söker de kendi elleri ile verir kalbini. Hırsız, çalacağını çalmış, alacağını almışsa ardına bakmadan dönüp gider başka gönüllere… Umuru değildir evliyanın. İki de bir muhabbet, iki de bir sevgi, durmaksızın illa aşk diye fısıldayan kalbinden de kurtulmuş, bir ağırlığı, bir yükü daha atmıştır üstünden. “Kansız” etiketinden sonra bir de “Kalpsiz” olmuştur sezemeyenler gözünde…
Evren Acıgül
Kediler neden hiç ayrılmaz evliya türbelerinden bilir misin?…
Sen, ziyaretçiler simit attığı yada türbe aşevinin yemek artıklarına göz diktikleri için bekleştiklerini sana dur…
Kediler; ciğer sever.
Kediler; sakatat sever.
Ciğerin hası, sakatatın lezizi türbelerdedir Gülüm.
Evliya; ciğerini satandır!
Evliya; kalbini satandır!
Evliya; derisini soyup çıkarandır!
Ciğer süzer, ciğer besler kanı…
Kan ki ırmak gibi akar damarlarımızda!…
Ne demişti şeytan hatırla secde emrine direnirken; “Bana mühlet ver ki onların damarlarında akayım!..” Aktı da… Akmada da… Akacak da…
Yalnız evliya hariç!…
Evliya çözmüştür şifreyi. Kanın egoyu, kanın bedeni- bedenselliği beslediğini sezmiştir de satılığa çıkarmıştır ciğerini bir üst evliyanın tezgâhında! Kanlı canlı secde edilemeyeceğini sezmiştir Evliya…
Utanır, sıkılır önceleri pazarda ama bir kere ar u namus şişesi yere çalınmışsa utanma da ar da kalkmıştır evliya adayından… Bağırır, çağırır, dolaşır ve satar ciğerini… Artık “Akılsız” ve “Kansız” dır Evliya…
Kedilere maskara olurcasına, fiysebilillah beleşe satar ciğerini!
Satar içi acıya acıya…
Karşılığı olmayacağını bile bile. Hibe eder!
Yana yana, kanaya kanaya…
Yarasını açık gezerken hiç kanamamış görüntüsü nasıl verilir, işte o pazarda öğrenir Evliya…
Kimi zaman sever, delice sever, “Âşık” da derler…
Dengesini yitirip açığa vuranına da “Meczup” demiştir avam…
Toplumun hiç umulmayacak kesimlerindedir onlar. Ne ellerinde baston vardır, ne bağırlarına basabilecekleri birileri… Ne dayanakları vardır onların, ne bağlı oldukları birileri. Her AN her yerde bulunabilirler…
Gel denince gelirler, git denince giderler saftrik denmesine aldırış etmeksizin… Severler delicesine… Tekrar ve tekrar… Hakikatte her sevginin bir Cehennem, her sevgilinin Cellat olduğunu bile bile… Şifreyi çözmüşlerdir çünkü: HAKİKİ YAŞAM ARINMA, HAKİKİ KURTULUŞ ÖLÜMDÜR ü görmüşlerdir çünkü…
Kalbini satar evliya…
Gönlüne bir hırsız gibi ansızın girene çıkarır, yerinden söker de kendi elleri ile verir kalbini. Hırsız, çalacağını çalmış, alacağını almışsa ardına bakmadan dönüp gider başka gönüllere… Umuru değildir evliyanın. İki de bir muhabbet, iki de bir sevgi, durmaksızın illa aşk diye fısıldayan kalbinden de kurtulmuş, bir ağırlığı, bir yükü daha atmıştır üstünden. “Kansız” etiketinden sonra bir de “Kalpsiz” olmuştur sezemeyenler gözünde…