Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Rüya Görmek Buysa Eğer (1 Kullanıcı)

hipnozcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
(Hakan Türkyılmaz'dan alıntıdır)

Ruhunun yaratılırken sen otur ebcedini çıkar, sonra onu demir kalemlerle yüreğine yazdır. Kıyamete kadar say bildiğin tüm sayıları ve Pi nin sonunu bul cehenneme varmadan önce. Dünyada gözlerin kapalı, başın yerlerde, sürünerek gez. Cehennemde bıkmayacak kadar kal. Misafiri ol zebanilerin. Kendi ellerinle dalını kopardığın dikenli zakkum ağacından tat. Cennet kapısından içeri bir ara göz at. Araf tan beklemeden geç. Ölüleri selamla, dirileri göm şehirlere. Taşla doldur denizleri ve kanla yıka nehirleri. Çocuklarla körebe oyna, büyükleri kör et. Önce isyan sonra iman et. asılı kalmış bir bulut gibi dur gök yüzünde, yeryüzünde yakılmış ağıtları dinle. Şişman kadınlar sarsın etrafını ve dişleri dökülmüş ihtiyarlar buruşmuş elleriyle saçını okşasınlar. Önce ellerini öp sonra hepsini defet mezarlıklara.

Ay beyaz kalsın, güneşin kararsın siyahla. Gölgeler dolaşsın ormanlarda ve dağlarda, gölgelerde beklesin cinler korkutmak için seni. Bas üzerine daha derine gitsin diye ayağına batmış dikeni. Acıyı duyma, hisset, acıma sakın. Üflüyorsun ve değişiyor her şey. Mavinin tüm tonlarını çalmışlar ve gök karanlığı doğuruyor sırf sen istedin diye. Taşları değirmenlerde öğütüyorlar, insanları akreple yelkovana asıyor, saatleri hep geriye alıyorsun ileri gitmek için. Sana seni hatırlatmasın diye sevgililerini çarmıhlara gerdiriyor, Engizisyonda kendini yargılıyorsun, kalemlerini batırıyorlar bedenine ve hokkaların içinde mürekkeple boğuyorlar seni. Seni anlatan tüm kitapları yırtıp atıyorsun. Yazarlar senden kaçamıyorlar, vücutlarını yazdıkları kelimelerle dağlıyorsun.

Kendinden ve yerinden sıkılıyorsun değişmek istiyorsun. Yıldızların ve gezegenlerin arasında uçuyorsun. Kardeşlerin ve komşuların arkandan el sallıyorlar. Annen ağlamaktan sana bakmıyor bile. sen onlardan uzaklaşmak için onlara yaklaşıyorsun. Aslanlarla dövüşüp güreş tut fillerle, en mühim meselelere kafa patlat delilerle. İster bebek ol ağla ister şeytan ol kov kendini cennetten. Yedi kat semayı tırman ve kendini boşluğa bırak. Yüksekten düş, aklında kazılmış çukurlarda boğul, İbrahimin yanmadığı ateşte sen yan, İsmail'i kesmeyen bıçak seni doğrasın ya da insanların tırnaklarıyla parçalan, beceremezsen eğer, sonunda ipini kendin çekeceğin bir idam iste. Sana lazım olan sağlam bir ip, hazır bir boyun ve oynanacak en garip oyun. Kin besle, nefret et, intikam al, ama sadece kendinden!

Geldiğin mesafeleri göz kırpması kadar zamanda aş. Başlangıcı bitir, sonu başlat. Ölümü kaldır aradan, ölümsüzlüğü tat. Sonsuz enerjiyi üreten makineyi sen yap ve o çalıştıkça ömrünü tüketsin. Yazdığın kitapları tek tek sildirsinler zihinlerden. sana saygı duyacak bir topluluk olsun çocuklardan ve nefret edecekler bulunsun delilerden. Kırk yaşını tek başına, yüz yaşını mezarında kutla ve cehennemde gülümseyerek yan. Kadın da olsan erkek de olsan taze bir ölü ol, çürüme, gevşeme. Çünkü sana herkes o zaman değer verir. Ya evlen ya da boş ol. Dul kadının el açtığı bir insan gibi başını çevir görmemek için aynada gördüğün insanın acizliğini.

Minarelerden seni okusunlar ve sen saklan sana ilan edilen kendinden. Televizyonlar, radyolar ve gazetelerde tüm haberler, tüm yorumlar seni anlatsın. Sadece senin adın ve afişlerin olsun duvarlarda, Kuranı kilisede, İncili camilerde okut. Havrada rakset ve mezarların üzerinde gezerek söyle şarkılarını. mezar taşlarını kır tek tek sonra balyozu kendi kafana indir. Yetmediyse eğer Kerbela'da otur ve bekle güneşin altında. Suyu hayal et, kendine at okları, ciğerine elinle sapla mızrakları, acını dindir. cennette yer yok sana, döneceğin yer cehennemdir.

Tahtadan bir ata bin ve leşini tahtırevanında taşısın esirler. Sana yan bakanlardan, laf atanlardan hesap sor, elinde kırbacın, kendi sırtını döv ve her kırbaçta acıdan değil zevkten inle. Kendini dinle ve sessiz kal, kalbin çarpmasın, göğsün inip kalkmasın.
Sorman gereken şeylere sen cevap ver. İğneye ipliği geçir ve deccalın kafasını o iple bağla. İnsanlar senden kaçsınlar, insanlar seni arasınlar, insanlar seni unutsunlar, sen hep hatırla, sen hep ağla ve damarlarına acı dolsun, çığlığın yayılsın karanlıklara. Körlere olsun gösterin ve sağırlar duysun şarkını. Sonra kör et gözlerini, satırları ve kelimeleri katleden kaleminle. Kulaklarına erimiş kurşun akıt ve çift başlı köpekler sana dokunmasın, sen onları sevmek için git yanlarına ve etini ikram et ödül diye. Gör görmediklerini ve duy duymadıklarını. Meçhul nasıl delermiş akıl duvarını.
Şizofren beynine akıl şırınga et. Tımarhaneleri boşalt, kendini koydurt her bir odaya. Fikrini kendine sakla, fikirleri çal ve sözleri sat pazarda. Sana tüm evrenin akıl hocası ünvanını versinler. Diplomanı, dünyanın alev topu olduğu zamanlardan kalma bir cinin elinden al ve herkes görsün diye cehennemin girişine as. Doktorlar sana en akıllı deli desinler, sana çare ölüm gelsin, sen bil seni yiyip bitiren şeyi. Sana ilaç diye ölümü içirsinler, kendi kafatasına doldur ve iç, derin bir oh çek, şükür öldüm diye.

En modern harabeler sendedir. Sütunların ve gökdelenlerin arasına kanlı bir merasim için girmişsin. Tüm kabileler sıralanmış yollarda, tüm insanlar seni bekliyor, gözler seni izliyor. Annen elinden tutar ve güven içinde gezersin. Heykeller ve canlanmış gibiler, toprağın üstündekiler ve toprağın altındakiler ne kadar da sevimsiz ve boş geliyor. Yunan tanrıları, modern dünyanın putlarıyla çarpışır ve putların savaşında hakem sen olursun. Allah demeyi unutur ve firavun adıyla düşersin Musa'nın peşine. Ama bilmezsin Yahudi diye damgalanan senin kolundur. Savaş başlar ve sen mimarı belirsiz bir caminin soğuk halısına yüz sürersin. Dua içini ısıtır. İnsanlar seninle alay ederler. Dua seni gevşetir, insanlar seni anlamaz. Asıl sen tanınmak ve anlaşılmak istemiyorsundur. Ya da anlaşılmakla anlaşmak arasındasındır. Krallığın kelimelerden ibaret, kalbini karanlıklara gömüyorsun. Kendi cenazeni görmüyorsun ve toprağı mezarına ilk sen atıyorsun. Kendinden kurtulmak için acele ediyorsun. Belki de gerçekten ölüyorsun.

Zaman değişiyor, insanlar kayboluyor ve mekanlarda sen çıkıyorsun, aynalarda sadece senin yüzün beliriyor. Harp meydanının ortasında gözünü kan bürümüş bir savaşçısın, naralar savurarak gölgenle savaşıyorsun. Güneşin ışıkları batıyor gözlerine. Annene sarılıyorsun, korkuyorsun. İnce belli bardaktan içtiğin çayına şeker koyuyorsun, yüreğini kusuyorsun sonra. Dede Efendi yi Marley lerle birlikte dinliyorsun, sana söylüyorlar dünyanın en tuhaf şarkısını. Örtüler şeffaf, örtmüyor hiçbir günahı, kapatmıyor çirkin suratları. Gece bile siyahtan beyaza, beyazdan siyaha gidip geliyor. Az pişmiş ve tuzlanmamış insan eti ikram ediyorlar çok bilmişlere, yanında koca bir kase kan çorbası. Buyurun, bu gördüğünüz dünyanın en güzel sofrası.

Elinde delikli bir kevgir, denizi boşaltıyorsun bir çukura. Deniz boşalmaz mı? Denizin bıraktığı boşluk seni doldurmaz mı? Saçma! Nesi saçma? Gördüklerin, yaptıkların, dinlediklerin ve söylediklerin mi garip? Garip olmayan ne var sanki senden başka? Bu bir ömür ve gün ömürden yemekte, zaman seni kemirmektedir. Belki bir insan, insanlığını unutmuş gibi ruhunu kirletmektedir. Ama senin gördüğün doğru değilse o seni sevmektedir. Sevmek isteyecek kadar cesur bir insansan orduları yen ve kralları indir tahtından. Bir kadının peşinden git ya da bir erkeği sev öylesine. En süslü elbiselerle en pahalı mücevherleri sana getirsinler. Sen çıplak gez insanların arasında ve kral çıplak desinler içlerinden. Ama sana alkış tutsunlar yollarda, sana atılacak çiçekler var ellerde ve çocuklar babalarının omuzlarında. gülüyorlar gördükleri en komik krala. Utanmak lügatinden silinmiş ve sen küfrün cazibesinde okursun her şeyi ve de herkesi.

Denizleri kurut ve dağları ufalt. Kafanı kes ve aynanın karşısında bir yere koy. Kendini izle ve kendini iste bedeninden. İmzanı kanınla at, ispat edemediklerini ateşe at. İkramın zehir olsun misafirlerine. Seni en iyi sen bilirsin. Seni en güzel sen bitirirsin. Tahtına otur ve delilere kendini methet. En kudretli gördüğün ağzından en aciz kelimeler çıksın. seni deliler alkışlarlar ancak, akıllılarda olan anlaşılmayana nefret. Sinirlerin matkapla delinsin ve ciğerlerin isli kağıt dumanı solusun. Günün bitmeyecek bir ızırabı düşünerek kapansın, sen uykulardan ağlayarak uyan. Taşları havaya kaldır, bulutları yere indir. Geceyi aydınlat, yıldızları söndür. Güneşte ekmek kızart, cehennemde ciğer pişir. Beklerken pişmesini, elmasları saç yerlere, tohumları çürüt, dünyanın damından, en sevdiğin insana, aranıza dolsun diye kar götür. kendini unutacaksın ve adını başkaları söyleyecek, sen sen olmayı isteme, seni, birileri otuz gümüş kuruşa ihbar edecek. Sen kimseye görünmeden çıkacaksın evinden, sema seni bekleyecek.

Kıyamet vakti, sorgucuların dibine tezgah açacaksın. Tezgahında kendini satacaksın, müşterilerin yüzüne bakmayacaksın çünkü aracılar zebaniler, alıcı olan cehennemdir. Uyu ve uyan, öl ve diril. Bu bir provadır. Bu her gece başlayıp her sabah biten, anlık süren, ömür gibi gelen bir düştür. Bu sana rüyadır. Karabasan dediğin yaratılanların en güzeli, yaratılmışların en çirkini olan insandır. Bu senin yaşadığın hergün yaratılış ve her gece ölümdür. Gördüklerin ise ölümünden bir bölümdür.
 

akcadervis

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Rüya Görmek Buysa Eğer

Türkyılmaz Hocam metafizik yazılarına devam ediyormuş. Hipnozcu kardeşim, hocamın tüm yazılarını gönderse de cümlemiz faydalansak. Özellikle de kıyamet ve ahirzamanla ilgili olanlar. Onları internette yada hocanın web sitesinde bulamıyoruz. selamlar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt