Taşların dili olsa da konuşsa, her birinin altı bir azap çukurumudur yoksa cennet bahçelerinden bir bahçe midir anlatsa. Bir mezar taşına dokunabiliyoruz, bir ölüye de dokunabiliyoruz fakat ölüme dokunamıyoruz. Ölüm ve hayat iki büyük gerçek, bazan ölüm acı, bazan hayat acı ama belli ki ikisi de birer sancı.
Bazen öyle günlere, öyle olaylara kalıyoruz ki ölüm bize yaşamaktan daha kolay geliyor, fakat Allah (cc) ömür verdiği sürece biz de yaşamak zorundayız. Çünkü çilemiz dolmamış olabilir, çünkü henüz kendimizi yeterince olgunlaştıramamış olabiliriz, çünkü vakti değildir.
Bazen öyle olur ki yaşamak bize hiç zevk vermez her yeni doğan gün bir dert olur. “Neden yaşıyorum acaba?” diye kendimize sorarız. Yaşıyoruz çünkü henüz olgunlaştıramadığımız taraflarımız var, henüz Rabbimizden razı olamamışız, en önemlisi bakalım sorgu suale hazır mıyız?
Dünya meselelerinde başarısız olmamız, yenilgilere uğramamız, insanlardan beklediklerimizi göremeyişimiz, umduğumuzu bulamayışımız bizi yıldırmamalı. Çünkü bizler bu dünyaya ruhumuzu olgunlaştırmak ve güzelliklerle bezemek için geldik.
Gerçi kimse bize “Gelir misin?” diye sormadı ama madem ki yaşıyoruz direnmemiz ve ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. İnsan olmanın kolay olduğunu kim söylemiş? Ama unutmayalım ki bizim bir Yaratan’ımız var, erhamerrahimin merhametlilerin en merhametlisi. Elimizi açıp dua etmek için daha neyi bekliyoruz? Neden O’na güvenip dayanmıyoruz.
Hiç, bir gece vakti herkes uykuya dalmışken ve uyanık olduğunuzu sadece bir siz, bir de Allah (cc) bilirken, ellerinizi açıp dua ettiniz mi? Dudaklarınızı kıpırdatmasanız, sadece gönlünüzden geçirirseniz bile duyulduğunuzu farkettiniz mi?
“Rabbim içimize ferahlık ver, yaşama sevinci ver” diye dua ettiniz mi? Gök kapıları sizi bekliyor. Allah’tan ümidini kesmek kafirlerin harcı. Dualarımız olmasaydı biz ne işe yarardık ki?
İnsan bu en yüce yaratılmış
Eğer Rabbini bilirse
İnsan bu en güzel varlık
Eğer kendini bilirse
Ne dağlar yüklenmek istemiş bu yükü
Ne de taşlar
Sadece insan omuzlamış
Üzüntüler sıkıntılar bu yüzden
Sevinçler, mutluluklar bu yüzden
Unutmasın Rabbini dertliyken ve mutluyken
Arada sırada olsa açıp Kur’an-ı Kerim’ini
Okusun Rabbinin ona neler söylediğini...
Bazen öyle günlere, öyle olaylara kalıyoruz ki ölüm bize yaşamaktan daha kolay geliyor, fakat Allah (cc) ömür verdiği sürece biz de yaşamak zorundayız. Çünkü çilemiz dolmamış olabilir, çünkü henüz kendimizi yeterince olgunlaştıramamış olabiliriz, çünkü vakti değildir.
Bazen öyle olur ki yaşamak bize hiç zevk vermez her yeni doğan gün bir dert olur. “Neden yaşıyorum acaba?” diye kendimize sorarız. Yaşıyoruz çünkü henüz olgunlaştıramadığımız taraflarımız var, henüz Rabbimizden razı olamamışız, en önemlisi bakalım sorgu suale hazır mıyız?
Dünya meselelerinde başarısız olmamız, yenilgilere uğramamız, insanlardan beklediklerimizi göremeyişimiz, umduğumuzu bulamayışımız bizi yıldırmamalı. Çünkü bizler bu dünyaya ruhumuzu olgunlaştırmak ve güzelliklerle bezemek için geldik.
Gerçi kimse bize “Gelir misin?” diye sormadı ama madem ki yaşıyoruz direnmemiz ve ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. İnsan olmanın kolay olduğunu kim söylemiş? Ama unutmayalım ki bizim bir Yaratan’ımız var, erhamerrahimin merhametlilerin en merhametlisi. Elimizi açıp dua etmek için daha neyi bekliyoruz? Neden O’na güvenip dayanmıyoruz.
Hiç, bir gece vakti herkes uykuya dalmışken ve uyanık olduğunuzu sadece bir siz, bir de Allah (cc) bilirken, ellerinizi açıp dua ettiniz mi? Dudaklarınızı kıpırdatmasanız, sadece gönlünüzden geçirirseniz bile duyulduğunuzu farkettiniz mi?
“Rabbim içimize ferahlık ver, yaşama sevinci ver” diye dua ettiniz mi? Gök kapıları sizi bekliyor. Allah’tan ümidini kesmek kafirlerin harcı. Dualarımız olmasaydı biz ne işe yarardık ki?
İnsan bu en yüce yaratılmış
Eğer Rabbini bilirse
İnsan bu en güzel varlık
Eğer kendini bilirse
Ne dağlar yüklenmek istemiş bu yükü
Ne de taşlar
Sadece insan omuzlamış
Üzüntüler sıkıntılar bu yüzden
Sevinçler, mutluluklar bu yüzden
Unutmasın Rabbini dertliyken ve mutluyken
Arada sırada olsa açıp Kur’an-ı Kerim’ini
Okusun Rabbinin ona neler söylediğini...