Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kurban ve kurban bayramı ile ilgili geniş bilgiler. (1 Kullanıcı)

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür.

Kurban ibadeti İslâmiyetten önce de vardı

Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu.

Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi.

Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:


"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)
Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.


İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.

Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban"kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.

Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor.


"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine).
-Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise :
- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3)


Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir.

Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur :
"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4)

Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.

Kurban Bir İbadet midir Yoksa Gelenek midir?

Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Kurbanlık deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit onların etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz."(5)

Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(6)

Peygamberimiz kurbanı tavsiye ederlerken kendileri bizzat kurban keserek de örnek olmuşlardır. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir :
"Allah'ın Resûlü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi." (7)

Kurbanın Hükmü

İslâm alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda bulunmuşlardır.

İmam Azam Ebû Hanife'ye göre kurban vaciptir. Delili de:"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes"(8) âyet-i kerimesinin delâletiyle peygamberimizin :
"Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın."(9) Hadisindeki vaid (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani İmam Azam demek istiyor ki, kurban vacip olmasaydı peygamberimiz onu terkedene böyle bir tehditte bulunmazdı.

Şâfiî, Mâliki ve Hanbelîler ile Hanefîlerden İmam Ebû Yusuf'a göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir.(10)
Kurbanın sünnet olduğunu söyleyenlerin dayandıkları delillerin bir kısmı aşağıdaki hadis-i şeriflerdir:
Ümmü Seleme (r.a.)' den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Bilinen on gün girdiği vakit elinde kurbanı olup kurban kesmek isteyen kimse (bedeninden) asla bir kıl almasın, tek bir tırnak kesmesin."(11)
Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz kurbanı kişinin isteğine bırakmıştır. Bu ise onun vacip olmadığını gösterir.
Bir başka hadis-i şerif ise meâlen şöyledir:
"Üç şey vardır, bunlar bana farz, size nafiledir. Onlar da vitir, kurban ve kuşluk namazıdır."(12)

Kurbanın hükmü (yani vacip mi sünnet mi olduğu) hakkındaki bu farklı görüş ve içtihatlar sebebiyle; bir kimsenin zekât, hac, sadaka-i fıtır, ve kurban borcu olduğu halde vefat edip bu borçlarının ödenmesi için malının üçte birini vasiyet etse (ki ancak malının üçte birini vasiyet etmeye mezundur) malının üçte biri yeterse borçlarının tamamı ödenir. Malının üçte biri borçlarını ödemeye yetmediği takdirde önce zekât borcu ödenir. Çünkü borçların içerisinden önemli olanı zekâttır. Bu borcu ödendikten sonra malı artarsa haccı yaptırılır. Bundan sonra sadaka-i fıtır borcu ödenir. Daha sonra da malı kalırsa kurban borcu ödenir.

Kurban Kimlere Borçtur?

Kurban, mukim olan ve sadaka-i fıtır nisabına malik olan her kadın ve erkek müslümana vaciptir.
Bu tariften şu anlaşılıyor: Müslüman olmayan, seferde bulunan müslümana ve fakir olana kurban vacip değildir.

Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer seferde bulunduklarında kurban kesmemişlerdir. Şayet seferde olan kimse kurban kesmek isterse, kurban kendisine vacip olduğu için değil, nafile olarak kesebilir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.

İmam Azam Ebû Hanife ile Ebû Yusuf'a göre kurbanın vacip olmasında akıl ve erginlik çağına gelmiş olma şart değildir. Yani zengin olan çocuğun ve delinin mallarından babaları veya vasileri kurban keserler. Bu kurbanlardan sadece kendileri yiyebilir, başkaları yiyemez.

İmam Muhammed ile İmam Züfer'e göre kurbanın vacip olması için akı1 ve erginlik çağına gelmiş olma şarttır. Bu itibarla zengin olan çocuklarla deli olanların mallarından kurban kesilmez. (13) Fetvâ da bu görüşe göredir, yani zengin de olsalar çocuklarla delilerin kurban kesmesi gerekmez. (14)

Zenginliğin Ölçüsü

Herhangi mali bir ibadetin borç olması için ön görülen zenginlik ölçüsü 'Nisap' kelimesi ile ifade edilmektedir.
Kurban nisabı, kişinin temel ihtiyaçları olan oturacak evi, evinin yeter derecede eşyası, binek için olan hayvanı, üç kat elbisesi, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin bir yıllık nafakalarından ve borcundan fazla 80, 18 gr. altın veya bunun kıymeti para ve eşyaya malik olan kimse kurban kesecek kadar zengin demektir. Bu kimseye yılda bir defa kurban günlerinde kurban kesmek vacip olur.
Bu ölçü aynı zamanda zekat için de geçerlidir. Ancak zekat nisabında malının artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması şarttır.
Kurban nisabında bunlar aranmaz. Kurban kesme günlerinde zengin olan kimseye kurban kesmek vacip olur.

Hangi Hayvanlar Kurban Edilir?

Kurban edilecek hayvanlar; koyun, keçi, deve, sığır ve mandadır.

Bu hayvanlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin 1 yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar altı ayı tamamladıkları halde bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir.

Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Ortakların tek veya çift olmalarında bir sakınca yoktur.

Ortakların hepsi ibadet niyetiyle katılmak durumundadır. Meselâ ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanı niyet edebilir. Çünkü hepsinin niyeti ibadettir. Fakat ortaklardan biri her hangi bir ibadet değil de et kasdiyle katılmış olsa bu sahih olmaz, diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş, sayılmazlar.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Hangi Ayıplar Hayvanın Kurban Olmasına Mani Olur?

Bilindiği üzere kurban bir ibadettir. Bunun için kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları esastır. Her kusur olmasa da bazı kusurlar kurbana manidir. Bu kusurlar kısaca şunlardır:
-İki veya bir gözü kör olan,
-Aşırı derecede zayıf olan,
-Kesim yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olan,
-Kulağının, kuyruğunun veya tenasül organının üçte birinden fazlası gitmiş olan,
-Dişlerinin yarıdan fazlası düşmüş olan,
-Doğuştan kulağı ve tenasül organı olmayan,
-Koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan,
-Burnu kesilmiş olan,
-Dilinin çoğu kesilmiş olan,
-Ölüm derecesinde hasta olan.
Böyle kusuru olan hayvanları kurban etmek câiz değildir. Bunun için kurbanlık satın alınırken kusurlu olup olmadığına dikkat etmek gerekir.
Kurban, bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra olmak üzere bayramın ilk üç günüdür. (Şafiîlerde dördüncü günü de olabilir.)
Arefe günü veya bayramın ilk üç gününden sonra kurban kesmek, kurban olmaz. Peygamberimiz buyuruyor :
"Bu günümüzde yapacağımız ilk şey bayram namazı kılmaktır. Sonra evlerinize dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim böyle yaparsa sünnetimize uygun iş yapmış olur. Kim önce kurban keserse o da ancak ailesine bir et sunmuş olur, bu kestiği kurban olmaz.''(15)

Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu?

Bazı kimseler hemen her yı1 kurban bayramında bu soruyu sorarlar: Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksullara vermekle kurban kesilmiş olur mu? Kurbanın rüknü, kurban edilmesi câiz olan hayvanlardan birini kesmek olduğundan, hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz, bu ancak sadaka olur.
Yalnız kurban kendisine vacip olan kimse satın aldığı kurbanı her hangi bir sebeble kurban günlerinde kesmez veya hiç kurban satın almaz ise kurban günleri geçtikten sonra, bu kimse kurbanlık hayvanının kıymetini fakirlere sadaka olarak verir. Satın alıp kesmediği kurbanını ise canlı olarak fakire verir. Kurban günleri geçtikten sonra daha önce satın alınmış kurbanlık artık kesilmez.

Kurbanı kesebiliyorsa kendisi keser. Çünkü bu bir ibadettir. Onu, kişinin kendisinin yapması, başkasına vekâlet vermesinden daha faziletli ve sevaptır. Peygamberimiz vedâ haccında yüz deve kurban etmiş, bunların altmış üç tanesini bizzat kendileri kesmiş, kalanlarını da Hz. Ali'ye vekâlet vererek kestirmiştir.(16) Şayet kendisi kesemiyorsa o takdirde ehil olan birisine vekâlet vermek suretiyle kestirir ve kendisi de orada hazır bulunur. Peygamberimiz kızı Hz. Fâtıma'ya :
"Kurbanın kesilirken orada hazır bulun. Zira işlemiş olduğun her günah, kurbanın kanından ilk damlası yere düştüğünde, bağışlanır" (17) buyurmuştur.

Az önce de söylediğimiz gibi, kesebiliyorsa kendisi, kesemiyorsa ehil olan birisine kestirmelidir. Hayvan kesmede ehil olmayan yani bunu beceremeyen kimseler, hayvana eziyet ederler ki, bu haramdır, günahtır. Bir ibadet yapılırken günah işlenmez.
Hemen her yıl kurban bayramı günlerinde televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, seyredenlere büyük rahatsızlık vermektedir. Bu görüntülerin ortadan kalkması, kurbanların ehil olan kimseler tarafından kesilmesine bağlıdır. Ehil kimse bulamayanlar kurbanlarını mezbahalarda kestirmelidirler.

Yurtdışında bulunanlardan kurbanlarını memleketlerinde kestirmek isteyenler, bir tanıdıklarına vekâlet vermek suretiyle kurbanlarını kestirebilirler. Böyle yaptıkları takdirde hem kurbanları kesilmiş, hem de daha iyi değerlendirilmiş olur.

Kurban Nasıl Kesilir?

Hayvan incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye karşı sol tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı da bağlanır. Sonra kesecek olan:
"Allahü ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve Lillahilhamd. Bismillâhi Allahü ekber'' der, ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser.
Sadece "Bismillâhi Allahü ekber'' diye kesse de olur.
Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile iki şah damarının kesilmesi gerekir.
Kurban kesildikten sonra sahibi, Allah rızası için iki rekat namaz kılar, sonra da dua ederek Cenâb-ı Hak'tan dileklerde bulunur.

Kurban Etinin Taksimi

Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilen hayvanın etini taksim etmek gerekmez. Bunun gibi ortaklaşa kurban kesenler kurban etini tamamen yoksullara veya bir hayır kurumuna verecek olurlarsa yine kurban etini taksim etmeleri gerekmez.
Kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk çocuğu için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı, kurban etini üçe taksim edip, birini kurban kesmeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu ile yemektir.

Kurban etinden müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.

Şayet kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse bu takdirde kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp, tamamını çoluk çocuğu için alıkoyması daha uygun olur. Çünkü kan akıtmakla kurban vecibesi yerine getirilmiştir.

Bayram

Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicretlerinin ikinci yılında meşru kılınmıştır.

Peygamberimiz Medine'ye hicret buyurduklarında Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Peygamberimiz: "Bu günler ne oluyor?" diye sorduğunda, onlar "Biz cahiliyette bu günlerde oynayıp eğlenirdik.'' dediler. Bunun üzerine peygamberimiz : "Bunların yerine Allah Teâla size daha hayırlı iki gün verdi: Ramazan bayramı, kurban bayramı" (18) buyurdu. Ramazan bayramı namazı gibi kurban bayramı namazı da vaciptir ve Cuma namazının şartlarına tabidir. Yani Cuma namazını kılmakla yükümlü olanlar, bayram namazını kılmakla da yükümlüdürler. Ancak Cuma namazı farz, bayram namazı ise vaciptir.

Bayram namazı

Güneş doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra, öğleye kadar kılınır. Herhangi bir sebeple ilk günü kılınamazsa ertesi günü kılınır. Bayram namazı Cuma namazı gibi ancak cemaatle kılınır. İki rekattır. Şöyle niyet edilir:
"Niyet ettim Allah rızası için kurban bayram namazını kılmaya, uydum imama.'' Bundan sonra tekbir alınır. Birinci rekatta "Süphaneke" okunur. Sonra imam açıktan, cemaat tarafından da gizlice üç defa "Allahü ekber" diye tekbir alınır. İlk iki tekbirde eller yukarı kaldırılır, sonra yanlara salıverilir. Üçüncü tekbirin peşinden eller yanlara salıverilmeyip bağlanır. İmam Fatiha ve sure okur; cemaat dinler. Sonra diğer namazlarda olduğu gibi rukû ve secde yapılır. İkinci rekata kalkıldığında imam önce Fatiha ve sûre okur. Sonra birinci rekatta olduğu gibi üç defa tekbir alınır. Her üç tekbirde de eller yukarı kaldırılıp yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile rukûa gidilir ve secdeler yapılarak oturulur, tehiyyât ve salli barik okunur, sonra selâm verilir.

Bayram Gecesi ve Günlerinde Yapılması Müstehap Olan Şeyler

a) Bayram gecelerini dua ve ibadetle ihya etmek, kaza namazı kılmak, Kur'an okumak ve Allah Teâlâ'dan af ve mağfiret dilemek. Çünkü duaların makbul olduğu gecelerden birisi de bayram geceleridir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Ramazan ve kurban bayramı gecelerini, sevabını umarak ibadetle geçiren kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez."(l9)
b) Bayram sabahı erken kalkarak yıkanıp temizlendikten sonra namaza gitmek.
c) Güzel koku sürünmek.
d) Temiz ve yeni elbise giyinmek.
e) Gücü yetiyorsa namaza yürüyerek gitmek.
f) Güler yüzlü ve sevinçli görünmek.
g) Yoksullara çokça sadaka vermek.
h) Bayram namazına giderken yolda tekbir getirmek.
i) Kurban kesecekse kurban etinden yiyinceye kadar oruç tutuyormuş gibi bir şey yiyip içmemek.
j) Kurban etinden iftar etmek. Çünkü peygamberimiz böyle yaparlardı.
k) Çoluk çocuğuna bolluk göstermek.
Bütün bunlar bayramda yapılması müstehap olan işlerdir.

Bayram günleri sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü görünmek tavsiye edilmiştir.


Bu itibarla bayramın toplum hayatımızda üstün yeri ve değeri vardır. Bayram günleri toplum şuuru bütünleşir. Toplum fertleri birbirleriyle sevinip kaynaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır.


Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve kardeşliğimiz güçlenir. Bayram sabahı camilerimizi dolduran kalabalıkların hep birlikte ve içtenlikle yüce Allah'a yönelmeleri, O'ndan af ve bağış dilemeleri ayrı bir önem taşır. Çünkü böyle bir amaçla bir araya gelen, aynı iman ve heyecanı taşıyan toplulukları yüce Allah'ın rahmeti kuşatır ve onları affeder.


Bu günlerde annemizin-babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalıyız. Dinimizde Allah'a ibadetten sonra anne ve babaya saygı ve iyilik emredilmiş, onlara karşı "öf" demek dahi yasaklanmıştır. Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi ve saygı duyguları aktarılmalı, karşılaştığımız herkesle selâmlaşarak tebrikleşmeliyiz. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek hatırlarını sormalı ve gönüllerini almalıyız. Hastahanelerde ve evlerde yatan hastaları görmeli, şifa dileklerimizi sunmalıyız. Yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla ilgilenip onları okşamalı ve onlara anne ve baba gibi davranmalıyız. Çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara yardım ellerimizi uzatmalı, onların da bayram sevinci yaşamalarını sağlamalıyız.


Bizden hayır dua bekleyen ölülerimizin mezarlarına giderek onlara dua etmeli, ruhları için hayır ve hasenatta bulunmalıyız. Tanıdıklarımızdan dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız. Her zaman olduğu gibi bayram günlerinde de İslâm'ın emrettiği şekilde çevremizdeki insanlara iyi davranmalı, incitici ve zarar verici davranışlardan sakınmalıyız. Bütün bunlar, toplumu oluşturan fertleri birbirleriyle kaynaştırarak milli birliğin sağlanmasında ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok olmasında etkili olur. Bu duygularla hepinizin kurban bayramını tebrik ediyor, daha nice bayramlara sağlıkla, huzurla erişmemizi Cenâb-ı Hak'tan diliyorum. Mübarek bayramın ülkemize, İslâm alemine ve bütün insanlığa iyilik ve hayırlar getirmesini diliyorum. Cenâb-ı Hak yaptığımız ibadetleri ve keseceğimiz kurbanları rızasına muvafık eylesin ve bizi kendisine ibadetten ayırmasın. Amin.


1- Saffât, 100-111.
2- Hacc, 37.
3- Maide, 27-28.
4- Buharî, Bedülvahiy, 1.
5- Hacc, 36.
6- Tirmizî, Adâhî, 1; İbn Mâce, Adâhî, 3.
7- Müslim, Adâhî 3, İbn Mâce, Adâhî, 2.
8- Kevser, 2.
9- İbn Mâce, Adâhî, 2.
10- Mebsût, c. 12, s. 8, Neylülevtar, c. 5, s. 126.
11-Müslim, Adâhî, 7.
12- Ahmed b. Hanbel.
13- Bedayiu's-sanayi, Beyrut, 1974, c. 5, s. 64.
14- Reddülmuhtar, c. 5, s. 309.
15- Buhari, Adâhî, 1.
16- Müslim, Hac, 19.
17- Et-Tergib ve't-Terhîb, Beyrut, 1968, c. 2, s. 154.
18- Ebû Davût, Salat, 245.
19- Mecmeu'zevâid, Beyrut, 1967, c. 2, s. 198.

Kaynak:
1) Diyanet Aylık Dergisi 2000 Mart'dan yararlanılmıştır
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
VeAleykümSelam Kardeşim(diğer taraftaki selamından)
Amin.Rabbim sıhhat ve esenlikle o güne erişmemizi sağlasın inşaAllah. Bu hafta Şevval'i tamamlamaya çalıştık hamdolsun.Hafta sonları bütün çocuklar evde olunca gündüz pek sıra gelmiyor,sabahları boş oluyor, böyle de bir durum var.Allah(CC)'a emanet ol,selam ve dua ile.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
ALLAH CC kabul etsin abim..bizde tamamladık inşALLAH...RABBİM cümlemizinkini kabul buyursun..duanıza amin...selam ve dua ile kalın..ALLAH CC EMANET olun abim..selametle...

VeAleykümSelam Kardeşim(diğer taraftaki selamından)
Amin.Rabbim sıhhat ve esenlikle o güne erişmemizi sağlasın inşaAllah. Bu hafta Şevval'i tamamlamaya çalıştık hamdolsun.Hafta sonları bütün çocuklar evde olunca gündüz pek sıra gelmiyor,sabahları boş oluyor, böyle de bir durum var.Allah(CC)'a emanet ol,selam ve dua ile.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamun aleyküm kardeşim..Rabbim c.c. razı olsun sizden. Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu? bu soru da her kurban bayramı yaklaştığında sorulur gerçekten.aydınlatıcı ve zengin içerikli bir paylaşım olmuş.. Rabbim c.c sevabınızı yazsın inşallah. selam ve dua ile. Hayırlı cumalar..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam.kardeşim....

derindonrucuları,buzdolapları senede bir yiyoruz diye doldurmayalım..halis niyetle ne amaçla bu vazifeyi yerine getiriyoruz diye düşünüp amacına göre hareket edelim...

selam ve dua ile kalınız..selametle...

selamun aleyküm kardeşim..Rabbim c.c. razı olsun sizden. Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu? bu soru da her kurban bayramı yaklaştığında sorulur gerçekten.aydınlatıcı ve zengin içerikli bir paylaşım olmuş.. Rabbim c.c sevabınızı yazsın inşallah. selam ve dua ile. Hayırlı cumalar..
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Kurbanı Kesmeden Önce Yapılacak Dua:

"Allah'ım !Bu,Sen'dendir ve Sana'dır."

Sonra;

"Ben,hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim" (EN'AM:6/79)

"Şüphesiz benim namazım,kurbanım,hayatım ve ölümüm hepsi Alemlerin Rabbi Allah içindir. (EN'AM:6/162)

Ayetleri okunur ve kesenler hep birlikte;

"Allahuekber-Allahuekber..la ilahe illallahu vallahu ekber..Allahuekber velillahilhamd"

Duası okunarak kurban kesilir.Kurban vekaleten kesiliyorsa,kestiren kesenle birlikte bu duayı yapar.Az önce mealleri verilen ayetleri bilmeyenlerin de,hulus-i kalple Allah'a yönelmiş olarak ve temiz bir niyetle sadece bir yukarıdaki duayı demeleri de yeterli olur.

Cabir (r.a.) 'den kurbanla ilgili Peygamber Efendimiz(SAV)'den naklettiği bir hadis-i şerifte şöyle anlatılmaktadır:

"Peygamber Efendimiz(SAV),kurban kesme günü boynuzlu,semiz ve burulmuş iki koç kesti.Onları kesmek için yatırdığı zaman "Ben yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim.Ben Allah(CC)'a şirk koşanlardan değilim;namazım,öteki ibadetlerim,sağlığım ve ölümüm bütün Alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.O'nun ortağı yoktur.Ve ben müslümanlardanım.Yarabbi bu kurban Sen'dendir,Sen'in içindir. Muhammed(SAV)'in ve ümmetinin adına ;"Bismillahi Allahuekber" dedi ve kurbanlarını kesti."(EBU DAVUD-TIRMİZİ: Tac;III,207)

Peygamber Efendimiz(SAV);

"Kurbanlarınızdan yiyin,tasadduk edin ve biriktirin."(BUHARİ-MÜSLİM-EBU DAVUD-TIRMİZİ-NESAİ: Tac;III,217) buyurmuştur.

Kurban Müjdesi

Bir müslüman,samimi duygularla kurbanını keserse,kıyamet gününde bunun karşılığını kat kat görecektir.Peygamber Efendimiz(SAV) bu konuda şöyle buyurmaktadır;

"İnsanoğlu Allah(CC) nezdinde, kurban gününde kurban kesmekten daha sevgili bir iş işlememiştir.O kurban; kıyamet gününde boynuzları,postu ve tırnakları ile gelir.Kurban kanının Allah(CC) nezdinde büyük itibarı vardır.Kan akıp yere düşmeden kurban kabul olur.Kurbanı temiz ve halis bir kalp ile Allah'a takdim edin" (TIRMİZİ: Tac;III,209)

Teşrik Tekbirleri

Bu mübarek günlerde yapacağımız bir VACİB 'de TEŞRİK TEKBİR 'leridir.Arefe günü Sabah namazında başlayıp-bayramın dördüncü günü İkindi namazında bitecek olan..Her FARZ Namazın arkasından unutulmadan yapılması gereken Vacib bir ibadettir.

EsSelamunAleyküm KAAN Kardeşim..

Gerekli ve yerinde çalışmanızdan dolayı Rabbim razı olsun inşaAllah. Ellerine-emeğine sağlık..Selam ve en içten dualarla Allah(CC)'a emanet olunuz.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam abi..faydalı bilgiler ile katılımınızdan dolayıda ALLAH cc razı olsun..selam ve dua ile kalın..ALLAH cc emanet olun..selametle...

Kurbanı Kesmeden Önce Yapılacak Dua:

"Allah'ım !Bu,Sen'dendir ve Sana'dır."

Sonra;

"Ben,hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim" (EN'AM:6/79)

"Şüphesiz benim namazım,kurbanım,hayatım ve ölümüm hepsi Alemlerin Rabbi Allah içindir. (EN'AM:6/162)

Ayetleri okunur ve kesenler hep birlikte;

"Allahuekber-Allahuekber..la ilahe illallahu vallahu ekber..Allahuekber velillahilhamd"

Duası okunarak kurban kesilir.Kurban vekaleten kesiliyorsa,kestiren kesenle birlikte bu duayı yapar.Az önce mealleri verilen ayetleri bilmeyenlerin de,hulus-i kalple Allah'a yönelmiş olarak ve temiz bir niyetle sadece bir yukarıdaki duayı demeleri de yeterli olur.

Cabir (r.a.) 'den kurbanla ilgili Peygamber Efendimiz(SAV)'den naklettiği bir hadis-i şerifte şöyle anlatılmaktadır:

"Peygamber Efendimiz(SAV),kurban kesme günü boynuzlu,semiz ve burulmuş iki koç kesti.Onları kesmek için yatırdığı zaman "Ben yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim.Ben Allah(CC)'a şirk koşanlardan değilim;namazım,öteki ibadetlerim,sağlığım ve ölümüm bütün Alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.O'nun ortağı yoktur.Ve ben müslümanlardanım.Yarabbi bu kurban Sen'dendir,Sen'in içindir. Muhammed(SAV)'in ve ümmetinin adına ;"Bismillahi Allahuekber" dedi ve kurbanlarını kesti."(EBU DAVUD-TIRMİZİ:Tac;III,207)

Peygamber Efendimiz(SAV);

"Kurbanlarınızdan yiyin,tasadduk edin ve biriktirin."(BUHARİ-MÜSLİM-EBU DAVUD-TIRMİZİ-NESAİ:Tac;III,217) buyurmuştur.

Kurban Müjdesi

Bir müslüman,samimi duygularla kurbanını keserse,kıyamet gününde bunun karşılığını kat kat görecektir.Peygamber Efendimiz(SAV) bu konuda şöyle buyurmaktadır;

"İnsanoğlu Allah(CC) nezdinde, kurban gününde kurban kesmekten daha sevgili bir iş işlememiştir.O kurban; kıyamet gününde boynuzları,postu ve tırnakları ile gelir.Kurban kanının Allah(CC) nezdinde büyük itibarı vardır.Kan akıp yere düşmeden kurban kabul olur.Kurbanı temiz ve halis bir kalp ile Allah'a takdim edin" (TIRMİZİ:Tac;III,209)

Teşrik Tekbirleri

Bu mübarek günlerde yapacağımız bir VACİB 'de TEŞRİK TEKBİR 'leridir.Arefe günü Sabah namazında başlayıp-bayramın dördüncü günü İkindi namazında bitecek olan..Her FARZ Namazın arkasından unutulmadan yapılması gereken Vacib bir ibadettir.

EsSelamunAleyküm KAAN Kardeşim..

Gerekli ve yerinde çalışmanızdan dolayı Rabbim razı olsun inşaAllah. Ellerine-emeğine sağlık..Selam ve en içten dualarla Allah(CC)'a emanet olunuz.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Bir Kurban Anisi

Bir Kurban Anisi

BİR KURBAN ANISI

Bayramlarımıza has,güzel sevinçlerimiz vardır hepimizin..
Hüzünle arkamızda bıraktığımız Ramazan'lar,
sevinç ve heyecanla karşıladığımız Kurban Bayram'larımız vardır..
Çocukluğumuzun en güzel anıları gizlidir bayramlarımızda.
Ramazan Bayram'larında öptüğümüz eller,samimi kucaklaşmalar,
yediğimiz şekerler,küçük yaşımıza rağmen tuttuğumuz
"oruç"ların mükafatı olmuştur adeta.
İşte böyle bir anıydı..
Kurban Bayramı öncesiydi,kurban pazarlarına gidilip,
kurbanlıklar seçiliyor ve herkes elinde bir hayvanla dönüyordu..
Bu duruma en çok sevinenler de genelde biz çocuklar oluyorduk.
Adeta evlerimize bir misafir geliyordu..
O sene bizim eve gelen misafir,alışılagelenlerden farklıydı.
Misafirimiz;tatlı mı tatlı,kınalı bir koyundu.
Önceleri meraklı meraklı süzüyordum yeni misafirimizi..Tabii o da
ürkek ve masum bakışlarıyla tanımaya çalışıyordu beni.Başını ilk okşamamla,kınalı koyunumuz da atmıştı üzerinden yabancılık hissini. Hemen babamın getirdiği samanları ellerimle sundum ona.
Tedirgin bir şekilde uzattı ağzını samana ve sonra anladı ki,bu elden korkulmazmış.Kısa zamanda dostluğumuz pekişti.Sabah-akşam koyunumuzun yanındaydım.Onu seviyor,onunla oynuyordum.
Anlıyordum ki,Rabbim Kurban Bayramıyla sadece büyüklere değil benim gibi küçük yüreklere de bir şeyler öğretiyordu.
"Yaratılana sevgi duymak..."
Kınalı koyunumla güzel günler geçirirken,birden bir haberle irkildim !
Günler,bayram arifesini gösteriyormuş,bu da demekmiş ki;
kınalı koyunumuz yarın "kurban edilecek !.."
Gözyaşları içinde babama sorabildiğim tek soru;
"Ama neden ?.." di.
Babamın,duygularımı anladığının farkındaydım.Belli ki o da yaşamıştı bu olayın benzerini.
"Çünkü.." dedi ve devam etti babam;
"Biz Allah(CC)'ı bu şirin kurbanlıktan daha çok seviyoruz.Emin ol yavrucuğum,ben de seviyorum kınalı koyunumuzu..ama biz sevdiğimiz şeylerden,Allah(CC)'ın yolunda vazgeçmekle emrolunduk.Sen merak etme,kınalı koyunumuz Rabbi için kurban edilmeyi çok istiyor."
Bu nasıl olurdu ? kimse ölmeyi arzu eder miydi acaba?
diye düşündüm.Muhakkak ki kimse ölümü tercih etmezdi.
Ama burada her şeyden daha çok sevdiğimiz Rabbimiz söz konusuydu.Ben bu yaşıma rağmen sevdiğim için-annem-babam için ölmeyi göze almaz mıydım?Elbette göze alırdım.Ama yine de babamın dediklerini tam olarak anlamamıştım,her şeyden habersiz nir koyuncuk,nasıl kurban edilmekten memnun olacaktı ki !..
Ve bayram günü gelip-çatmıştı.Yeni alınan elbiselerimi giyerken,ilk defa bu kadar mutsuzdum.Kınalı koyunumuz,bayram namazından sonra "kurban edilecekti."
Mutsuz ne hüzünlü bir vaziyette bayram namazına gittik babamla.
Namazın ardından minik ellerimi Rabbime uzatıp,şöyle dua ettim;
"Ey Rabbim ! şu güzel bayram gününde neden bu kadar hüzünlüyüm biliyorsun.Beni sevindir.Kınalı koyunumuz birkaç saat sonra Senin için kurban edilecek.Babamdan öğrendim,böylelikle Sana olan sevgimizi kanıtlayacakmışız..bunun için seviniyorum ama kınalı koyunumuz için çok üzülüyorum Rabbim !.."
Namazdan sonra eve gittik.Babamlar kınalı koyunumuzu sanki düğüne hazırlar gibi hazırlıyorlardı.Bu,ayrılık vaktiydi..
Gözümden süzülen yaşları babamdan gizliyordum ama Rabbim görüyordu mutlak.
Babam önde,koyunumuz ve ben arkada,kesim yerinin yolunu tuttuk. Kesim yerine geldiğimizde ben çok tedirgin olmuştum,koyunumuz hiç de öyle görünmüyordu.Bekliyorduk..biz kesim sıramızı.. koyunumuzda kurban edilme sırasını bekliyordu..
Sonunda sıra bize geldi..Babam bana;
"Sen dışarıda bekle.." dedi..Ben de;
"Hayır !" dedim.."hayır onu izlemek istiyorum !"
Babamın bütün ısrarlarına rağmen içeriye girmeyi başarmıştım.
Kınalı koyunumuzla beraber iki koyunu da ayaklarını bağlayıp yatırdılar.Yandaki iki koyunu kurban edeceklermiş önce.
O iki koyun kurban edilirken,ben bakamayıp yüzümü döndüm,şimdi sadece kınalı koyunumuzu görebiliyordum.Baktım ki o başını yerden kaldırmış ve arkadaşlarının kurban edilişini izliyor..
"Hayır...!" diye bağıracaktım ama bir an her şeyi anlamaya başladım. Kınalı koyunumuz o sahneleri izlerken o kadar huzurlu bakıyordu ki !..benim içim huzurla doldu.Ona ot verdiğimde gözlerinden okuduğum memnuniyetten öte bir şeydi bu bakışlar.Sonra sıra ona geldi..o sanki kesecek kişiyi uğraştırmamak için başını yere uzattı..
Ya Rabbi o nasıl teslimiyetti !..
Bir an beynimde bir ışık parladı.Demek doğruymuş;bir canlı için
Allah(CC) adına kurban edilmek en büyük neş'eymiş ! Demek annelerimiz başımızı okşarken boşuna;
"Seni Yaratana kurban olayım" demezlermiş..
Sonraları okuduğum Hz.İbrahim(a.s.)'ın kıssasını çok iyi anlamıştım.
Anlamıştım;
Allah(CC)'ın emrine teslim olan İbrahim(a.s.)'ı..
İbrahim(a.s.)'a teslim olmuş bıçağı..
Bıçağın altında kurban olma sevincini yaşayan İsmail(a.s.)'ı..
İbrahim(a.s.)'ın bıçağının neden kesmediğini ve
Rabbimin kurbanlık bir hayvan vermesini..de anladım..
Her şeyden öte,anladım ki,Rabbim almak için değil,vermek için ister.
Rabbim sadece sevgimizi kanıtlayacak bir işaret ister.
Yoksa her şeyi yaratan Rabbimiz ne yapsın bizim kestiğimiz kurbanı !
Evet ! Rabbimiz kurbanımızı almamıştı ama bize,sevabından, kendisinin sevgisine çok şeyler vermişti..
En önemlisi,bana çok güzel bir bilinç vermişti..
Kurban olduğum Rabbim,Sana göklerdeki yıldızlar,yerdeki varlıklar sayısınca,Sana kurban edilenlerin kanları çokluğunca
şükürler olsun !...

ALINTI dır.

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
paylaşımın için ALLAH cc razı olsun talipabim..çok güzel ve yerinde bir konu olmuş...selam ve dua ile kalın...forumun içeriğini zenginleştirdiğiniz için sağ olun abim..selametle...
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum cumanız mübarek olsun
ellerine yüreğine saglık çok güzel bir konu olmuş rabbim razı olsun
talip amcam seninde ellerine yüreğine saglık çok güzel paylaşımlar koymuşsun
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam..sizede hayırlı cumalar..ALLAH cc razı olsun..selam ve dua ile kalın..selametle...ALLAH cc emanet olun.....

selamun aleykum cumanız mübarek olsun

ellerine yüreğine saglık çok güzel bir konu olmuş rabbim razı olsun
talip amcam seninde ellerine yüreğine saglık çok güzel paylaşımlar koymuşsun
rabbimize emanetsin inşallah

selam ve dua ile
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür.

selamunaleyküm...ALLAH c.c. razı olsun emeğinize sağlık güzel bir paylaşım...
ALLAH c.c. o güne kavuşmayı cümlemize nasip etsin İNŞALLAH...İbadetimizi hakkı ile yerine getirenlerden oluruz İNŞALLAH...(bir cevap msj yazmışsınız dondurucular vs. böyle yapanlarıda ALLAH c.c. ıslah etsin...)
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile..selametle...İNŞALLAH...
HAYIRLI BAYRAMLAR...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam..sizede hayırlı bayramlar...selam ve dua ile kalın selametle...

Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür.

selamunaleyküm...ALLAH c.c. razı olsun emeğinize sağlık güzel bir paylaşım...
ALLAH c.c. o güne kavuşmayı cümlemize nasip etsin İNŞALLAH...İbadetimizi hakkı ile yerine getirenlerden oluruz İNŞALLAH...(bir cevap msj yazmışsınız dondurucular vs. böyle yapanlarıda ALLAH c.c. ıslah etsin...)
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile..selametle...İNŞALLAH...

HAYIRLI BAYRAMLAR...

 

halil akay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
slamunaleykum

slamunaleykum

ben bir srum olcak kurban ortaklarımız dan biriayrıldı yerine yenisini alabilirmiyiz :T:?
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
İSMAİL ' ini KURBAN ET !..

İSMAİL ' ini KURBAN ET !..

İSMAİL ' ini KURBAN ET !..

"Gözünün nurunu Allah'a Kurban et !.."

Bu emrin muhatabı,şefkatli bir peygamber ve merhametli bir baba olan Hz.İbrahim(A.S.)'dı.
Gördüğü bir rüyada,senelerce önce,oğlu olursa onu Hakk'a kurban edeceğine dair söz verdiği hatırlatılıyor ve bu va'dini yerine getirmesi isteniyordu.

"İbrahim" Nebi,isminin menşei olarak rivayet edilen
"Ebün Rahim" terkibinden de anlaşılacağı üzere,
"çok merhametli,müşfik,yufka yürekli bir baba'ydı"
Kalbi öylesine rakik idi ki,CenabHak onu vasfederken, "İbrahim,gerçekten çok içli,duygulu,müsamahalı,yumuşak kalbli ve kendini Allah'a adamış bir kimse idi" buyuruyordu.Hep ah-ü enin eden,çok gözyaşı döken, merhameti engin,sevgisi ve şefkati sonsuz rasule;

"İsmail'ini kurban et !.." deniliyordu.

Koca bir yüzyılı sıkıntılarla geçirmiş,tevhidin müezzinliğini yapıp ŞİRK sütunlarını bir bir devirmiş,kendisinden sonra insanlara yol gösterecek hayırlı bir VARİS,göz aydınlığı olacak SALİH bir çocuk istemiş;beklemiş..beklemiş....
artık yaşlanmış,saçı-sakalı ağarmış ve nihayet hayatının semeresini,insanlık ağacının "asıl meyve"sine dayelik edecek mübarek tohumu bulmuş bir baba ile yeni açmış tomurcuk bir oğul..

Öyle bir oğul ki;babası onun gelişini yüz yıl beklemiş,o ise babasının hiç beklemediği bir anda gelmiş ve İbrahim'in can delikanlısı,hayatının neş'esi,aşk,umut ve zevk aşısı kutlu bir fidan oluvermiş.

"İbrahim ! Bıçağı oğlunun boğazına daya ve onu kendi ellerinle kurban et !"

İşte,Allah'ın Halil'i bu mesajın şokuyla belki hayatında ilk defa korkmuş,ürpermiş.

Hangisini seçersin ey İbrahim?

Esareti mi,kurtuluşu mu ?Hevesi mi,bilinci mi ?
Bağlılığı mı,mesajı mı ?Babalığı mı,peygamberliği mi ?
Babalık şefkatini mi,Nebilik ciddiyetini mi ?
İsmail'i mi,Rabbini mi ?
Seç ey İbrahim !..

Biricik gönül meyveni,ciğer pareni,ilgi,merak ve zevklerinin odağı yaşama bahaneni,-dünya cihetiyle-seni hayata bağlayan ve bu diyarda tutan her şeyini...oğlunu,hayır doğrusu İsmail'ini kurbanlık bir koyun gibi tut,yere yatır... ve kes şah damarını...

Yürek yakan bir hal,göz yaşartan bir sahne...
Babada rüyayı anlatacak derman kalmamış.Ruhunun inleyişlerini terennüm edecek solukları dahi tükenmiş.

"Ben seni kurban etmekle emrolundum" demenin hayali bile onu titretmekte.

Durumu anlatmak için defalarca niyetlenir.."İsmail" der durur,biraz bekler,tekrar cesaretlenir,bir kere daha yavrusuna hitap eder,yine gerisini getiremez.Ama sonunda kalbini Allah'a ısmarlar,canını dişine takar ve hızla söyler;

"Evladım,rüyamda seni kurban etmek üzere olduğumu, boğazlamaya giriştiğimi gördüm,sen ne dersin bu işe ?"

İsmail durumu anlar.Babasının rikkatli yüzüne sevgiyle bakar,yufka yüreğine canı yanar,teselli eder onu;

"Babacığım ! Hiç düşünüp çekinme,Hakk'ın buyruğunu yerine getirmekte tereddüde düşme.TESLİM OL RABBİNE, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap.İnşaAllah, benim de sabırlı,dayanıklı biri olduğumu göreceksin !"
der.
Canını Allah yolunda vermek üzere boynunu uzatabilen bir yiğit...
İtaateki inceliği kavrayan ve Canan uğruna kurban olmayı temsil eden tevhid delikanlısı...
İSMAİL.
Hakkı kabullenme noktasında öyle yumuşak ve öyle uslu duruyor ki,sanki ONİKİ yaşında bir genç değil,
"pek sabırlı bir kurban."
Kalbi rikkat ve şefkatle çarpan Halil,
önce aşkın ruha kazandırdığı gücü kullanarak kendi içinde kendini öldürür,kendi can damarını keser.
İçi kendi benliğinden boşalınca,gönlü bütünüyle Allah'la dolar.
O artık sadece "Hu" ile soluklanan bir canlı haline gelir.

İşte her ikisi de Yaratan'ın emrine teslim...
İbrahim,oğlunu şakağı üzere yere yatırır;çabuk ve rahat kessin de cancağızına çok acı çektirmesin diye önce elindeki bıçağı biler,onu taşa çalar...tamam,
taş dahi iki parça...
Ama hayret,taşı parçalayan bıçak,pek narin boğaza işlemiyor...
Bu bıçak kesmiyor...
Ve bir koyun,
bir de mesaj;

"Ey İbrahim ! Sen rüyana sadık kalıp onun gereğini yerine getirdin,vazifeni eda ettin;Allah da İsmail yerine kurban edesin diye bu koyunu gönderdi.Biz iyileri,ihsan ehlini işte böyle ödüllendiririz."

Evet,Allah Teala hiçbir zaman İsmail(ler)'in kanını murad buyurmadı;
O'nun kurbana asla ihtiyacı olmadı.
Kesilen kurbanlıklardan maksat onların eti ve kanı da değildi.
Her yerde ve her zaman söz konusu olan insanların maddi-manevi ihtiyacıydı.
Rahman-u Rahim,İbrahim'i,"İsmail'i kurban etme doruğu" na çıkardı;ama İsmail'i kurban ettirmeden zirveyi fethettirdi.
İbrahim'in torunlarından da et ve kan değil,niyetlerinde hulus ve takva istedi.

Şimdi sen,ey bu devrin İbrahim'i...bugün de sen "kurban" emrine muhatapsın.

"Senin İsmail'in kim veya ne ?"

Makamın mı,şerefin mi,konumun mu,kariyerin mi,yavuklun mu ?
Paran,evin,bahçen,bilgin,mesleğin,gençliğin ya da güzelliğin mi ?
Yoksa,nefsin,enaniyetin,benliğin mi ?

Söyledim ya sana;İbrahim için İsmail yalnızca bir babanın oğlu demek değildi;
Izdıraplarla geçen bir ömrün mürüvveti,acılarla dolu bir asrın mükafatı,çileli bir hayatın meyvesi,yaşlı bir babanın sevinç vesilesi,
Yüzyıllar sonra gelecek MEDİNE GÜLÜ 'nün tomurcuğu,
Bir peygamberin nübüvvetle şereflendirilecek güzide mahdumuydu.
İbrahim'in "İsmail" oğluydu;O oğlunu kurban olarak vermeye azmetti.
Senin İsmail'in belki "kendin",belki "ailen",mesleğin, servetin,onurun..İsmail namındaki sevgin, canın, aşın, maaşın...işte senin İsmail'in.
O bir şahıs da olabilir,bir mal da..bir konum,bir durum, hatta "zayıf nokta" da.
Bırak tereddüt,te'vil ve yorumlarla oyalanmayı. Sorumluluktan kaçış yeter,kendini mesul tut.Nefsini,öz canını kurban etmeye ruhunu hazırla ki,bütün İsmail'ler kurtulsun.
İsmail'ler yerine "ben" i kes.
Ey nefsim;
Gel,sen de kurban et beklentilerini,dünyevi taleplerini ve Canan'a götürmeyen,O 'nu hatırlatmayan her şeyi.
Hz.İbrahim vazife mesuliyetini,babalık şefkatine tercih etti;
sen de dava düşünceni bütün beklentilerinin önüne geçir; arzularını mefkurene kurban ver,
yoksa fedakarlıktan,O'nun yoluna kurban olmaktan bahis açma lütfen !..

OSMAN ŞİMŞEK-Alıntı ' dır..

EsselamuAleyküm KAAN Kardeşim..
Bu vesileyle Sizin ve Ailenizin Kurban Bayramı mübarek
olsun..
Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar emeğinize yüreğinize sağlık bu güzel faydalı paylaşımınız için RABBİM razı olsun sizden Hz İBRAHİM gibi Hz İSMAİL gibi teslim olmak duasıyla

SELAMETLE KALIN ALLAHA EMANET OLUN
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam abim..ALLAH cc razı olsun..sizin ve ailenizin kurban bayramını en içten dileklerimle kutlarım abim..selam ve dua ile kalınız...ALLAH cc razı olsun..selametle...

İSMAİL ' ini KURBAN ET !..


"Gözünün nurunu Allah'a Kurban et !.."

Bu emrin muhatabı,şefkatli bir peygamber ve merhametli bir baba olan Hz.İbrahim(A.S.)'dı.
Gördüğü bir rüyada,senelerce önce,oğlu olursa onu Hakk'a kurban edeceğine dair söz verdiği hatırlatılıyor ve bu va'dini yerine getirmesi isteniyordu.

"İbrahim" Nebi,isminin menşei olarak rivayet edilen
"Ebün Rahim" terkibinden de anlaşılacağı üzere,
"çok merhametli,müşfik,yufka yürekli bir baba'ydı"
Kalbi öylesine rakik idi ki,CenabHak onu vasfederken, "İbrahim,gerçekten çok içli,duygulu,müsamahalı,yumuşak kalbli ve kendini Allah'a adamış bir kimse idi" buyuruyordu.Hep ah-ü enin eden,çok gözyaşı döken, merhameti engin,sevgisi ve şefkati sonsuz rasule;

"İsmail'ini kurban et !.." deniliyordu.

Koca bir yüzyılı sıkıntılarla geçirmiş,tevhidin müezzinliğini yapıp ŞİRK sütunlarını bir bir devirmiş,kendisinden sonra insanlara yol gösterecek hayırlı bir VARİS,göz aydınlığı olacak SALİH bir çocuk istemiş;beklemiş..beklemiş....
artık yaşlanmış,saçı-sakalı ağarmış ve nihayet hayatının semeresini,insanlık ağacının "asıl meyve"sine dayelik edecek mübarek tohumu bulmuş bir baba ile yeni açmış tomurcuk bir oğul..

Öyle bir oğul ki;babası onun gelişini yüz yıl beklemiş,o ise babasının hiç beklemediği bir anda gelmiş ve İbrahim'in can delikanlısı,hayatının neş'esi,aşk,umut ve zevk aşısı kutlu bir fidan oluvermiş.

"İbrahim ! Bıçağı oğlunun boğazına daya ve onu kendi ellerinle kurban et !"

İşte,Allah'ın Halil'i bu mesajın şokuyla belki hayatında ilk defa korkmuş,ürpermiş.

Hangisini seçersin ey İbrahim?

Esareti mi,kurtuluşu mu ?Hevesi mi,bilinci mi ?
Bağlılığı mı,mesajı mı ?Babalığı mı,peygamberliği mi ?
Babalık şefkatini mi,Nebilik ciddiyetini mi ?
İsmail'i mi,Rabbini mi ?
Seç ey İbrahim !..

Biricik gönül meyveni,ciğer pareni,ilgi,merak ve zevklerinin odağı yaşama bahaneni,-dünya cihetiyle-seni hayata bağlayan ve bu diyarda tutan her şeyini...oğlunu,hayır doğrusu İsmail'ini kurbanlık bir koyun gibi tut,yere yatır... ve kes şah damarını...

Yürek yakan bir hal,göz yaşartan bir sahne...
Babada rüyayı anlatacak derman kalmamış.Ruhunun inleyişlerini terennüm edecek solukları dahi tükenmiş.

"Ben seni kurban etmekle emrolundum" demenin hayali bile onu titretmekte.

Durumu anlatmak için defalarca niyetlenir.."İsmail" der durur,biraz bekler,tekrar cesaretlenir,bir kere daha yavrusuna hitap eder,yine gerisini getiremez.Ama sonunda kalbini Allah'a ısmarlar,canını dişine takar ve hızla söyler;

"Evladım,rüyamda seni kurban etmek üzere olduğumu, boğazlamaya giriştiğimi gördüm,sen ne dersin bu işe ?"

İsmail durumu anlar.Babasının rikkatli yüzüne sevgiyle bakar,yufka yüreğine canı yanar,teselli eder onu;

"Babacığım ! Hiç düşünüp çekinme,Hakk'ın buyruğunu yerine getirmekte tereddüde düşme.TESLİM OL RABBİNE, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap.İnşaAllah, benim de sabırlı,dayanıklı biri olduğumu göreceksin !"
der.
Canını Allah yolunda vermek üzere boynunu uzatabilen bir yiğit...
İtaateki inceliği kavrayan ve Canan uğruna kurban olmayı temsil eden tevhid delikanlısı...
İSMAİL.
Hakkı kabullenme noktasında öyle yumuşak ve öyle uslu duruyor ki,sanki ONİKİ yaşında bir genç değil,
"pek sabırlı bir kurban."
Kalbi rikkat ve şefkatle çarpan Halil,
önce aşkın ruha kazandırdığı gücü kullanarak kendi içinde kendini öldürür,kendi can damarını keser.
İçi kendi benliğinden boşalınca,gönlü bütünüyle Allah'la dolar.
O artık sadece "Hu" ile soluklanan bir canlı haline gelir.

İşte her ikisi de Yaratan'ın emrine teslim...
İbrahim,oğlunu şakağı üzere yere yatırır;çabuk ve rahat kessin de cancağızına çok acı çektirmesin diye önce elindeki bıçağı biler,onu taşa çalar...tamam,
taş dahi iki parça...
Ama hayret,taşı parçalayan bıçak,pek narin boğaza işlemiyor...
Bu bıçak kesmiyor...
Ve bir koyun,
bir de mesaj;

"Ey İbrahim ! Sen rüyana sadık kalıp onun gereğini yerine getirdin,vazifeni eda ettin;Allah da İsmail yerine kurban edesin diye bu koyunu gönderdi.Biz iyileri,ihsan ehlini işte böyle ödüllendiririz."

Evet,Allah Teala hiçbir zaman İsmail(ler)'in kanını murad buyurmadı;
O'nun kurbana asla ihtiyacı olmadı.
Kesilen kurbanlıklardan maksat onların eti ve kanı da değildi.
Her yerde ve her zaman söz konusu olan insanların maddi-manevi ihtiyacıydı.
Rahman-u Rahim,İbrahim'i,"İsmail'i kurban etme doruğu" na çıkardı;ama İsmail'i kurban ettirmeden zirveyi fethettirdi.
İbrahim'in torunlarından da et ve kan değil,niyetlerinde hulus ve takva istedi.

Şimdi sen,ey bu devrin İbrahim'i...bugün de sen "kurban" emrine muhatapsın.

"Senin İsmail'in kim veya ne ?"

Makamın mı,şerefin mi,konumun mu,kariyerin mi,yavuklun mu ?
Paran,evin,bahçen,bilgin,mesleğin,gençliğin ya da güzelliğin mi ?
Yoksa,nefsin,enaniyetin,benliğin mi ?

Söyledim ya sana;İbrahim için İsmail yalnızca bir babanın oğlu demek değildi;
Izdıraplarla geçen bir ömrün mürüvveti,acılarla dolu bir asrın mükafatı,çileli bir hayatın meyvesi,yaşlı bir babanın sevinç vesilesi,
Yüzyıllar sonra gelecek MEDİNE GÜLÜ 'nün tomurcuğu,
Bir peygamberin nübüvvetle şereflendirilecek güzide mahdumuydu.
İbrahim'in "İsmail" oğluydu;O oğlunu kurban olarak vermeye azmetti.
Senin İsmail'in belki "kendin",belki "ailen",mesleğin, servetin,onurun..İsmail namındaki sevgin, canın, aşın, maaşın...işte senin İsmail'in.
O bir şahıs da olabilir,bir mal da..bir konum,bir durum, hatta "zayıf nokta" da.
Bırak tereddüt,te'vil ve yorumlarla oyalanmayı. Sorumluluktan kaçış yeter,kendini mesul tut.Nefsini,öz canını kurban etmeye ruhunu hazırla ki,bütün İsmail'ler kurtulsun.
İsmail'ler yerine "ben" i kes.
Ey nefsim;
Gel,sen de kurban et beklentilerini,dünyevi taleplerini ve Canan'a götürmeyen,O 'nu hatırlatmayan her şeyi.
Hz.İbrahim vazife mesuliyetini,babalık şefkatine tercih etti;
sen de dava düşünceni bütün beklentilerinin önüne geçir; arzularını mefkurene kurban ver,
yoksa fedakarlıktan,O'nun yoluna kurban olmaktan bahis açma lütfen !..

OSMAN ŞİMŞEK-Alıntı ' dır..

EsselamuAleyküm KAAN Kardeşim..
Bu vesileyle Sizin ve Ailenizin Kurban Bayramı mübarek
olsun..

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam..selam ve dua ile kalınız..selametle..ALLAH cc emanet olunuz...selametle...amin...

Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar emeğinize yüreğinize sağlık bu güzel faydalı paylaşımınız için RABBİM razı olsun sizden Hz İBRAHİM gibi Hz İSMAİL gibi teslim olmak duasıyla

SELAMETLE KALIN ALLAHA EMANET OLUN
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Kaan Abi, değerli emeğinize sağlık..Çok faydalı ve elzem bilgilerdi..Rabbimiz c.c razı olsun paylaştığınız için...Sevabınızı yazsın inşallah..

Mübarek Kurban bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim Biiznillahi Teala...Selam ve dua ile.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt