KALBİ GÖZYAŞLARI İLE SULADIĞIN ZAMAN YAPTIĞIN DUÂYI KÂİNÂT BİLİR
Evet, kalbi göz yaşları ile suladığın zaman yaptığın duâyı kâinat bilir. Bu yaşa hak yolunda ALLAHc.c için kıyamayanlara aşk yolunda sefer haram kılınmıştır. Bâzı göz yaşları vardır ki, gözünü sulandırmaktan başka bir işe yaramaz. ALLAH için akan göz yaşları bir maksada istinâden değil, yalnız rızâ-i Bârî için olmalı!.
Göz yaşla dolup, kalp hissettiği zaman benlik gider. İşte, o vakit kul ALLAH ile konuşmuş olur. Bu hal mü'minin mîrâcıdır.
Göz yaşının tadı ALLAH'dan gayri için akıttığın yaşın tadına benzemez. Dilini dokunup tadına bakarsan diğer gözyaşına benzemediğini, daha tatlı olduğunu görürsün. Çünkü geliş kanalı dahî başkadır! Ne acıdır, ne de tuzlu. Hakîkat hilkatında mutasarrıf olarak yalnız onu görmektir!...
Hidâyete ulaştırır, dalâlete düşürür, izzete çıkarır, zillete indirir... İllet devâmı saâdet sâhibi olanlara kendisine ibâdet ve tâatı kolaylaştırır.
İnsana bahşedilen cüz'î irâde dediğimiz irâde, küllî irâdenin etkisinde olup, insan yalnız cüz'î irâdesinden sorumlu kılınmıştır. Bu bilgi kişiyi ilme'l-yakîn olarak rahmete erdirir. Bu mevzûları aklen çözeceğini zanneden, mana yoksunu kişiler Kaderiyye ve Cebriyye mezhebine düşmüşlerdir. Kaderiyye ve Cebriyye Ehl-i sünnet îtikâdı ile bağdaşmayıp, Ve-bi’l-kaderi hayrihi ve şerrihi’ye muhalif olduğundan küfürle itham edilirler,
Rahmet-i ilâhî dâimâ yukarıdan aşağıya gelir, kalbe hulul eder. Kalpden beyine geçer. Kalpte mânâ olur. Beyin ise onu kevnî hakîkatlara dönüştürmeye çalışır. Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz mürâcaatında:
''Yâ Rabbi! Sen ne kadar kulluk yaptırmışsan, o kadar kulluk yaptım, sen ne kadar mârifet verdinse, o kadar arif olabildim. Yâ Rabbi!Ne kadar zikrettirdinse, o kadar zikrettim'' der!..
Hazret-i ALLAH buyurmadı mı : ''Ben kulumu zikretmezsem kulum beni zikredemez.''
İşte rahmet-i ilâhî dâimâ üstten gelir. Peygamber efendilerimiz bu gelişin başlıca sebepleridir. Yolun uğramazsa Muhammed’e geçdi kervan, kaldın dağlar başında. Tertîb-i ilâhîye, tanzîm-i ilâhîye, emr-i ilâhîye uygun olmayan yollar uğramaz Muhammed'e (s.a.v.).
selametle...
Evet, kalbi göz yaşları ile suladığın zaman yaptığın duâyı kâinat bilir. Bu yaşa hak yolunda ALLAHc.c için kıyamayanlara aşk yolunda sefer haram kılınmıştır. Bâzı göz yaşları vardır ki, gözünü sulandırmaktan başka bir işe yaramaz. ALLAH için akan göz yaşları bir maksada istinâden değil, yalnız rızâ-i Bârî için olmalı!.
Göz yaşla dolup, kalp hissettiği zaman benlik gider. İşte, o vakit kul ALLAH ile konuşmuş olur. Bu hal mü'minin mîrâcıdır.
Göz yaşının tadı ALLAH'dan gayri için akıttığın yaşın tadına benzemez. Dilini dokunup tadına bakarsan diğer gözyaşına benzemediğini, daha tatlı olduğunu görürsün. Çünkü geliş kanalı dahî başkadır! Ne acıdır, ne de tuzlu. Hakîkat hilkatında mutasarrıf olarak yalnız onu görmektir!...
Hidâyete ulaştırır, dalâlete düşürür, izzete çıkarır, zillete indirir... İllet devâmı saâdet sâhibi olanlara kendisine ibâdet ve tâatı kolaylaştırır.
İnsana bahşedilen cüz'î irâde dediğimiz irâde, küllî irâdenin etkisinde olup, insan yalnız cüz'î irâdesinden sorumlu kılınmıştır. Bu bilgi kişiyi ilme'l-yakîn olarak rahmete erdirir. Bu mevzûları aklen çözeceğini zanneden, mana yoksunu kişiler Kaderiyye ve Cebriyye mezhebine düşmüşlerdir. Kaderiyye ve Cebriyye Ehl-i sünnet îtikâdı ile bağdaşmayıp, Ve-bi’l-kaderi hayrihi ve şerrihi’ye muhalif olduğundan küfürle itham edilirler,
Rahmet-i ilâhî dâimâ yukarıdan aşağıya gelir, kalbe hulul eder. Kalpden beyine geçer. Kalpte mânâ olur. Beyin ise onu kevnî hakîkatlara dönüştürmeye çalışır. Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz mürâcaatında:
''Yâ Rabbi! Sen ne kadar kulluk yaptırmışsan, o kadar kulluk yaptım, sen ne kadar mârifet verdinse, o kadar arif olabildim. Yâ Rabbi!Ne kadar zikrettirdinse, o kadar zikrettim'' der!..
Hazret-i ALLAH buyurmadı mı : ''Ben kulumu zikretmezsem kulum beni zikredemez.''
İşte rahmet-i ilâhî dâimâ üstten gelir. Peygamber efendilerimiz bu gelişin başlıca sebepleridir. Yolun uğramazsa Muhammed’e geçdi kervan, kaldın dağlar başında. Tertîb-i ilâhîye, tanzîm-i ilâhîye, emr-i ilâhîye uygun olmayan yollar uğramaz Muhammed'e (s.a.v.).
selametle...